244
Всякая всячина
Türkçe anlamı = her türlü;
Türkçe karşılığı = karmakarışık, her türlü, gelişigüzel, her telden;
Aslı = Asıl Rusça.
Şanskiy’e göre bu deyim, 18. yüzyılda kraliçe II Katerina’nın yayınladığı bir
derginin adından gelmektedir.
403
Mokiyenko ise Şanskiy’in bu görüşü savunurken bir bilim adamı olan M. .
Mihelson’dan esinlendiğini düşünmektedir. Mihelson’un bu görüşü ortaya koyarken
aslında derginin adıyla deyim arasında doğrudan bir bağlantı kurmadığını
savunmaktadır. Ona göre, “всякая всячина” (vs’akaya vs’açina) deyimi, Rus halk
dilinde yaygın olarak kullanılan tekrarlamalı (“всего-навсего” (vseho-navsego) –
topu topu, kala kala
, “все и вся” (vse i vs’a) – herkes) gibi sözcüklere benzer olarak
oluşturulmuştur. Dolayısıyla Mihelson bu deyimin söz edilen dergi ortaya çıkmadan
önce de kullanılmakta olduğunu ve derginin adının da buradan gelmiş olduğunu
savunmaktadır.
404
Örnek tümceler;
a)
Дедушка Герасим был человек старый и следовательно опытный. Много
изведал на веку своём всякой всячины и больше всего горестей.
(Григорович)
405
Gerasim dede yaşlı, dolayısıyla da gün görmüş bir kişiydi. Zamanında
başından her türlü şey, çoğunlukla da acı olaylar geçmişti.
403
N.M.Şanskiy, 1987, s. 99
404
V.M.Mokiyenko, 2005, s. 128
405
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 44
245
b)
С самого детства она проводила дни свои в гостиной, сидя возле
маменьки и слушая всякую всячину. (Лермонтов)
406
Çocukluğundan beri günlerini misafir odasında, anneciğinin yanında
oturarak ve her telden konuşmaları dinleyerek geçirirdi.
c)
Старушка несла полный кошель всякой всячины – картошки, щавеля,
луку. (Каверин)
407
htiyar kadın patates, kuzukulağı, soğan gibi her türlü şeyle dolu çantayı
taşıyordu.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde nesne (örnek a, b, c) görevini üstlenmektedir.
Deyim tekil halde kullanılmaktadır.
Вылететь в трубу
Türkçe anlamı = bacadan uçup gitmek;
Türkçe karşılığı = 1. iflas etmek, topu atmak, beş parasız kalmak;
2. ziyan olmak, harcanıp gitmek;
Aslı = Asıl Rusça.
Bu deyim soba bacasının tamamen açık bırakılması sonucunda ortaya çıkan
odun israfıyla bağlantılı olan “пустить на ветер” (pustit’ na veter) – havaya
savurmak
, “пустить в трубу” (pustit’ v trubu) – bacaya savurmak ifadeleriyle aynı
anlamdadır.
408
406
A. .Molotkov, 1978, s. 86
407
a.g.e. s. 87
408
V.M.Mokiyenko, 2005, s. 699
246
Örnek tümceler;
a)
Вдруг мне говорили, что Краснопёрый вылетел в трубу с дефицитом в
два миллиона. (Боборыкин)
409
Birdenbire herkes, bana Krasnopyorıy’ın iki milyon açık vererek iflas ettiğini
söylemeye başladı.
b)
Многие коммерческие банки вылетели в трубу после финансового
кризиса. (из прессы)
410
Ekonomik krizden sonra pek çok ticari banka iflas etti.
c)
Наше такое дело: сегодня богат, всё есть, а завтра в трубу вылетел.
(Мамин-Сибиряк)
411
Bizde işler şöyledir: bugün zenginsin, her şeyin var, ama yarın beş parasız
kalırsın.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde yüklem (örnek a, b, c) görevini üstlenmektedir. Fiil daha çok
geşmiş zamanda ve hem tekil halde (örnek a, c) hem de çoğul halde (örnek b)
kullanılabilmektedir. sim ise sadece tekil haldedir.
Губа не дура
Türkçe anlamı = dudak aptal değil;
Türkçe karşılığı = ağzının tadını bilir, seçmesini bilir, işini bilir;
Aslı = Asıl Rusça.
409
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 49
410
N.V.Basko, 2002, s. 49
411
A. .Molotkov, 1978, s. 94
247
Bu deyim “У него губа не дура, язык не лопатка: знает где горько,
где сладко” (u nego duba ne dura, yazık ne lopatka: znayet gde gor’ko, gde sladko)
– dudağı aptal değil, dili de kürek değil: nerede acı nerede tatlı olduğunu bilir
deyişinin kısaltılmasıyla ortaya çıkmıştır.
412
Örnek tümceler;
a)
А у тебя Миша, губа не дура. Прекрасное место выбрал ты себе для
работы. (Чехов)
413
Sen işini bilirsin Mişa, Çalışmak için kendine çok iyi bir yer seçtin.
b)
Молодой, молодой, а губа-то у тебя не дура! (В.Богомолов)
414
Genç olmasına genç ama ağzının tadını bilir!
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde
Deyim tekil halde kullanılmaktadır.
Дать прикурить
Türkçe anlamı = (sigara için) ateş vermek;
Türkçe karşılığı = hezimete uğratmak, perişan etmek, canına okumak, gününü
göstermek;
Aslı = Asıl Rusça.
Eski Rusya’da sigara içme alışkanlığının kökleşmesi zaman almıştır. Din
adamları tütünü şeytan oto olarak adlandırmış ve sigara içenleri aforoz edip
412
Gruşko, Medvedev, 2000, s. 109
413
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 62
414
A. .Molotkov, 1978, s. 122
Dostları ilə paylaş: |