Microsoft Word Brown, Dan Da Vinci Sifresi doc



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə42/116
tarix10.11.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#9412
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   116

Langdon sırıttı. "Bunu kimse tam olarak bilmiyor, ama tüm akademisyenler şu konuda 
hemfikirler:  Şövalyeler yıkıntıların altında  bir  şey  buldular... onları, hayal edilebilenin çok 
ötesinde zengin ve güçlü kılan bir şey." 
Langdon, Sophie'ye Tapınak  Şövalyelerinin kabul edilen tarihim akademik bir dille 
anlatarak,  İkinci Haçlı Seferleri sırasında  Şövalyeler'in Kutsal Topraklar'daki durumunu ve 
Kral II. Baldwin'e orada bulunma sebeplerinin yoldan geçen hacıları korumak olduğunu 
söylediklerini açıkladı. Maaş almadıkları ve fakirlik yemini ettikleri halde. Şövalyeler kraldan 
barınacak yer ve tapınağın altındaki ahırlarda kalmak için izin istemişlerdi. Kral Baldwin 
askerlerin isteğini kabul etmiş ve Şövalyeler harap tapınakta zor şartlar altında yaşamaya 
başlamışlardı. 
Langdon barınmak için seçtikleri yerin tuhaflığının tesadüf olmadığını açıkladı. 
Şövalyeler, tarikatın aradığı belgelerin yıkıntılar altında gömülü olduğuna inanıyorlardı... 
Kudsülakdas'ın, yani Tanrı’nın bizzat oturduğuna inanılan kutsal odanın altında. Yahudi 
inanışının temelinde bu yatıyordu.  Şövalyeler yaklaşık on yıl yıkıntılar arasında yaşamış ve 
büyük bir gizlilik içinde kazı yapmışlardı. 
Sophie, ona bir göz attı. "Ve sen onların bir şey keşfettiğini söylemiştin." 
Langdon, "Evet elbette keşfettiler," diyerek kazıların dokuz yıl sürmesinin sebebini ve 
Şövalyeler'in sonunda aradıklarını bulduklarını açıkladı. Hazineyi mabetten alarak Avrupa'ya 
götürmüşlerdi ve orada nüfuzları bir gecede artmıştı. 
Şövalyeler'in Vatikan'a şantaj yapıp yapmadığını ya da Kilise'nin onlara sus payı verip 
vermediğini kimse bilmiyordu ama Papa II. Innocent hemen Tapınak Şövalyeleri'ne sınırsız 
güç veren bir Papalık bildirgesi yayınlamış ve onların "kendilerine münhasır yasalara tabi 
olduklarını" ilan etmişti gerek dini, gerek siyasi anlamda tüm krallıklardan ve piskopos 
hıklardan bağımsız özerk bir ordu. 
Vatikan'dan yeni aldıkları kayıtsız  şartsız salahiyetle Tapınak  Şövalyeleri, gerek sayı, 
gerekse siyasi güç bakımından inanılmaz bir hızla büyümüşler ve bir düzineden fazla ülkede 
sayısız mülk edinmişlerdi. İflas eden soylulara kredi sağlayıp, karşılığında faiz alarak modern 
bankacılığı oturtmuşlar ve zenginlikleriyle nüfuzlarını kat kat arttırmışlardı. 
1300'lere gelindiğinde Vatikan'ın sağladığı ayrıcalıklar  Şövalyeler'in o kadar fazla güç 
kazanmasına yardımcı olmuştu ki, Papa V, Clement bir şeyler yapılması gerektiğine karar 
vermişti. Fransa Kralı IV. Philippe ile işbirliği yapan Papa, Tapınakçılar'ı ortadan kaldırıp 
hazinelerini ele geçirmek için dâhice bir plan hazırladı. Böylece sahip oldukları sırrın idaresi 
Vatikan'a geçecekti. Papa Clement, CIA'e taş çıkartacak askeri bir hileyle, tüm Avrupa'daki 
askerlerinin 13 Ekim 1307 Cuma günü, aynı anda açacakları mühürlü emir mektupları 
yollamıştı. 
Ayın on üçünde şafak sökerken mühürler açılmış ve içindeki dehşet ortaya çıkmıştı. 
Clement mektubunda Tanrı’nın kendisine şahsen göründüğünü ve Tapınak  Şövalyelerinin 
şeytana tapmak, homoseksüellik, çarmıhı karalamak, hemcinslerine düşkünlük ve Tanrı'ya 
küfreden diğer davranışlarından ötürü günahkâr oldukları konusunda uyardığını iddia etmişti. 
Tanrı, Papa Clement'ten Şövalyeler'i yakalayarak dünyayı onlardan temizlemesini ve Tanrı'ya 
karşı  işledikleri suçu itiraf edinceye kadar işkence etmesini istemişti. Clement'in sinsi 
operasyonu saat gibi işlemişti. O gün sayısız  Şövalye yakalanmış, merhametsizce işkence 
görmüş ve günahkâr oldukları gerekçesiyle yakılmıştı. Bu trajedinin yankıları modern zamana 
kadar gelmişti; günümüzde bile ayın on üçüne gelen cuma günleri uğursuz sayılıyordu. 
Sophie aklı karışmış bir ifadeyle bakıyordu. "Tapınak  Şövalyeleri yok mu edildi? Ben 
Tapınak kardeşlerinin hâlâ var olduğunu sanıyordum." 
"Varlar, farklı isimler altında. Clement'in sahte suçlamalarına ve onları silip süpürmek için 
gösterdiği çabalara rağmen  Şövalyeler'in güçlü ittifakları vardı ve içlerinden bazıları 
Vatikan'ın temizlik operasyonundan bulmayı başardılar, Tapınakçılar'ın gücünün temelini 
oluşturan belgelerden oluşan hazinesi Clement'in asıl hedefiydi, ama onu elinden kaçırdı. 


Belgeler uzun zaman önce Tapınakçılar'ın gölge mimarlarına teslim edilmişti, yani Sion 
Tarikatı'na. Onların gizlilik perdesi Vatikan katliamından kurtulmalarına yardımcı oldu. 
Vatikan yaklaştığında, tarikat talimatlara uyarak gece vakti belgeleri Paris'ten, Tapınakçılar'ın 
La Rochelle deki gemilerine kaçırdı." 
"Belgeler nereye gitti?" 
Langdon omuzlarını silkti. "Bu sırrın cevabını sadece Sion Tarikatı biliyor. Belgeler 
bugün bile tartışmalara ve spekülasyonlara yol açtığından, yerlerinin defalarca değiştirildiğine 
ve tekrar saklandığına inanılıyor. Son zamanlardaki spekülasyonlara göre belgeler İngiltere'de 
bir yerde gizli." 
Sophie endişeli görünüyordu. 
Langdon, "Bu sırra ait efsaneler," diye devam etti. "Bin yıl devam etti. Belgeler, onun 
gücü ve açıkladığı  sırrın tümü tek bir isimle biliniyor, Sangreal. Hakkında yüzlerce kitap 
yazıldı. Çok az gizem tarihçilerin Sangreal kadar ilgisini çekmiştir." 
"Sangreal mi? Fransızcadaki sang ya da İspanyolcadaki sangre kelimesiyle bir ilgisi var 
mı? Yani kan?" 
Langdon başını salladı. Sangreal'in bel kemiği kandı ama Sophie'nin anladığı  şekilde 
değil. "Efsanenin anlaşılması güç, ama unutulmaması gereken en önemli şey, tarikat 
muhafızlarının gerçeği açıklamak için tarihteki doğru anı bekliyor oldukları." 
"Hangi gerçeği? Hangi sır bu kadar güçlü olabilir?" 
Langdon derin bir nefes alarak, gölgelerden sıyrılan Paris manzarasına baktı. "Sophie, 
Sangreal kelimesi çok eski bir kelimedir. Yıllar içinde bir başka deyişe dönüşmüştür... daha 
modern bir kelimeye." Durdu. "Sana günümüzde kullanılan ismini söylediğimde, bildiğini 
anlayacaksın. Aslında, dünyada yaşayan herkes Sangreal'in hikâyesini biliyor." 
Sophie şüpheyle bakıyordu. "Ben hiç duymadım." 
"Elbette duydun." Langdon gülümsedi. "Sadece ondan 'Kutsal Kâse' diye bahsedilmesine 
alışkınsın, o kadar." 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   116




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə