33
ki inin kendi evinde alıkoyuldu u haller de 5.
Madde hükümleri kapsamına girecektir.
Belli bir köy ya da kasabada tutulma
haline tecridin e lik etmedi i durumlar – bu
durum Guzzardi davasında söz konusudur –
özgürlükten mahrumiyetten ziyade hareket
özgürlü üne müdahale olarak de erlendirilir.
Aynı ekilde, bir ülkeye giri yapmak
isteyen ki ilere getirilen kısıtlamalar –
yabancıların muhafaza edildi i özel bir merkezde
zorla tutulmalarından ziyade, havaalanında belli
bir mekânda tutulmaları hali – genellikle
özgürlükten mahrumiyet olarak de erlendirilmez,
zira bu durumda bu ki ilerin hâlâ ba ka bir
ülkeye gitme imkânları bulunmaktadır.
Ancak, ba ka bir ülkeye gitme imkânının
da gerçekçi olması gerekir. Yani bu ki iyi kabul
edecek ba ka bir ülke yoksa ya da söz konusu
ki i iltica talebinde bulunuyorsa ve ba ka bir ülke
ki inin o anda sınırından geçmek istedi i ülkenin
sa ladı ı korumayı temin etmiyorsa, böyle bir
imkândan söz edilemez. Bu durum, Amuur-
Fransa davasında görülmektedir. Bu davada,
ki inin Fransa’dan ba ka gidebilece i tek ülke
Suriye’dir ve ki inin Fransa’ya kabulü yalnızca
“diplomatik ili kilerin çapra ıklı ına” ba lı
de ildir, aynı zamanda Suriye, Mültecilerin
Statüsü Hakkındaki Cenevre Sözle mesine taraf
olmadı ı için, ki inin zulüm görmekten korktu u
ülkeye iade edilmeyece inin hiçbir garantisi
olmaması da dikkate alınmak zorundadır.
Uygulamadan etkilenen ki inin statüsü
Uygulamadan etkilenen ki inin statüsü de
bir uygulamanın özgürlükten mahrumiyet anlamı
ta ıyıp ta ımadı ının belirlenmesinde önemlidir.
Bu durum, özellikle silâhlı kuvvetlerde görevli
ki ilerin normal disiplin uygulamasının bir
parçası olarak belli bir yerde tecrit edilmelerinde
dikkate alınmı tır. Örne in, Engel-Hollanda
davasında, askerlerin her ne kadar görev saatleri
dı ındaki hayatlarını silâhlı kuvvetlere ait
34
tesislerde belirli ancak kilitli olmayan bir
mekânda tecrit edilerek geçirmeleri istenmi olsa
da bu davada 5. Madde kapsamında bir “tutulma”
hali olmadı ı görülmektedir. Askerler ancak,
daha katı bir “tutulma” hali olması durumunda,
örne in
normal
hayatlarını
idame
ettiremeyecekleri
ekilde
bir
hücreye
kapatıldıkları durumda özgürlükten mahrumiyet
iddiasında bulunabileceklerdi. Bu kararda dikkate
alınan varsayım udur: askerlik hizmeti ki iye
kaçınılmaz olarak daha dü ük seviyede özgürlük
tanıdı ı için, sivil ki iler için 5. Maddede
öngörülen özgürlük kısıtlaması e i i askerler için
daha yüksektir.
Hâlihazırda hapishanede bulunan bir ki i
için
daha
fazla
özgürlük
kısıtlaması
getirilmesinin – örne in, daha hafif güvenlik
tedbirlerinin uygulandı ı bir cezaevinden
mahkûmların çok katı bir ekilde tecrit edildi i
ba ka bir cezaevine mahkûmun nakli yoluyla – 5.
Madde hükümleri kapsamında özgürlükten
mahrumiyet olarak de erlendirilmesi mümkün
de ildir, zira ki i zaten hüküm giyerek ya da
ba ka bir hapis kararıyla özgürlü ünden mahrum
edilmi durumdadır. Bu durumda A HM, bir
mahkûmun her zamanki gibi di er mahkûmlarla
birlikte olma serbestisinden mahrum edilerek
hücrede tecrit edilmi olmasını özgürlükten
mahrumiyet olarak de erlendirmemi tir. Ancak,
Bollan-Birle ik Krallık
33
davasında A HM,
istisnaî ko ullarda bir hapishanede alınan
tedbirlerin özgürlük hakkına müdahale edildi ini
ortaya koyabilece ini kabul etmi tir. Mahkeme
ayrıca,
artlı tahliye edilen bir mahkûm
özgürlü ünü yeniden kazandı ını ve bu ki inin
artlı tahliyeden sonra tekrar hapsedilmesinin, 5.
Madde hükümleri çerçevesinde özgürlükten
mahrumiyet olarak de erlendirilece ini de
benimsemi tir.
Weeks-Birle ik
Krallık
34
davasında Mahkeme bu görü ünü açık bir ekilde
ortaya koymu ve her davanın kendi içinde
de erlendirilmesi gere ine i aret ederek, ki inin
artlı tahliye edilmi , belli bir denetime tâbi olan
33
4 Mayıs 2000 (davanın kabul edildi ine dair karar).
34
2 Mart 1987.
35
ve yetkililere bildirimde bulunması gereken bir
ki i olmasının, 5. Madde hükümleri kapsamında
özgür bir ki i olarak de erlendirilmesine engel
te kil etmeye yeterli olmadı ı kararına varmı tır.
Bu davada ba vuru sahibinin çok özel bir amaca
– örne in bir cenaze törenine katılmak gibi –
yönelik olarak serbest bırakılmamı olması ve
birtakım artlara ba lı olarak normal bir hayat
sürdürebilecek olması ku kusuz çok önemlidir.
Özel ki ilerin fiilleri
Her ne kadar 5. Madde hükümlerini
yerine getirmede ya anan sorunların ço u hâkim
ve
kamu
görevlilerinin
karar
ve
uygulamalarından kaynaklansa da özel ki ilerin
davranı ları da bir endi e kayna ı olabilir.
Herhangi bir özel ki iye bir ki iyi yakalama
yetkisi verilmesi hali de 5. Madde hükümleri
çerçevesinde sınırlanmalıdır. Kendisine bir suç
i ledi inden üphelenilen bir ki iyi yakalama
yetkisi verilen (bu yetki ister genel uygulama
alanı olan, ister özel güvenlik hizmetleri
hakkında bir kanun çerçevesinde verilmi olsun)
bir özel ki i, tıpkı kolluk kuvvetlerinin yapmak
zorunda oldu u gibi, özgürlü ünden mahrum
bırakılan ki inin cezaî yargıya sevk edilmesini
sa lamalıdır.
Ayrıca, kamu görevlileri 5. Madde
hükümlerine aykırı bir uygulama söz konusu
oldu unda,
kenara
çekilerek
ki inin
özgürlü ünden
mahrum
edilmesine
göz
yumamaz. Kamu görevlilerinin bu tür bir ihlâle
rıza göstermesi durumu Riera Blume ve
Di erleri- spanya
35
davasında görülmektedir. Bu
davada, ba vuru sahiplerinin aileleri – bir tarikata
üye oldukları dü ünülen – ba vuru sahiplerini bir
otelde alıkoymu ve bir psikolog ve psikiyatr
tarafından
“beyinlerinin
yıkanaca ı”
dü ünülmü tür. Bu davada söz konusu fiil,
ba vuru sahiplerinin ilk adlî soru turma
a amasında yakalanmalarını takiben mahkemenin
35
14 Ekim 1999.
Dostları ilə paylaş: |