9
olan yeni bir hüküm getirilebilir. Yani, nassın bir hükmünden diğerine geçilebilir.
Dolayısıyla nassın çerçevesi dışına çıkılmış olmaz. Bu şekilde fıkhın bütün zaman ve
mekân şartlarında uygulanmasına imkân verilmiş olur”
39
.
slam fıkıh ilminde hüküm çıkarma ve nassları yorumlamada başvurulan
hukukî kaynak ve yöntemlerin sonradan geliştirildiğini söylemek mümkündür.
Nitekim Kur’an ve sünnetin lafzî (literal) hükümlerinin sayıca giderek artan sosyal
değişimlere cevap vermede yetersiz kalması üzerine, meselâ re’y, ve kıyas, slam
hukukunun uyum sağlama ihtiyacına cevap olarak geliştirilmiş birer yöntemdir
40
. Şu
halde metin dışı delillerin (kıyas, istihsan, masalih-i mursele gibi) yorumlamada
kaynak ve araç/teknik olmaları, hukuk düşüncesinde akli unsura verilen yeri
göstermekle beraber, yorumlama teorisinin yalnızca literal bir yaklaşımla sınırlı
olmadığını bunun yanında diğer yorumlama metotlarına da yer verildiğini
göstermektedir
41
.
Ancak her ne kadar slam hukukunda mana ve maksadı da gözeten
yorumlar yapılmış olsa da, nassları anlama ve hüküm istinbâtında lafzî yorum daha
egemen bir hal almıştır. Nitekim usûl eserlerinde nassların lafızları ve bu lafızların
anlamlarıyla ilgili konularda lafzî yoruma verilen olağanüstü ehemmiyet bunu ortaya
koymaktadır. slâm hukukunda lafzî yoruma verilen ehemmiyetin temelinde ise,
nassların değiştirelemezliği ve bütün yönleriyle Şâri’ tarafından seçilerek
oluşturulmuş olduğu fikri yatmaktadır
42
. Yine Kur’an nassının evrenselliğinden, onun
hükümlerinin literal olarak evrensel ve ebedî olduğu düşüncesi hakim olmuştur
43
. Hiç
ş
üphesiz Kur’an, evrensel ve çağlar üstü bir kitaptır. Bu manada zaten onun lafızları
sonsuza dek lâhî irade tarafından korunacaktır. Şu halde Kur’an’ın evrenselliğini
onun literal formunda değil, bu literal formun arkasındaki sebeplerden genel geçer
evrensel ilkeleri tespit edip çıkararak, Kur’an nasslarını evrenselleştirebiliriz
44
.
39
Koşum, Adnan, Nassları Anlama ve Yorumlamada Yöntem Sorunu, z yay., stanbul, 2004, s.
83.
40
Mes’ûd, Hukuk Teorisi, s.155.
41
Kılıç, Nassların Lafzî Yorumu, s. 10.
42
Dönmez, “Müctehidin Nasslar Karşısındaki Durumu”, s. 33
43
Erten, Nass-Yorum lişkisi, s. 108.
44
Erten, A.g.e., s. 110-111. Hz. Ömer’in yeni ortaya çıkan hadîselerde, onları çözüme
kavuştururken her zaman bizzat nassların lafzî anlamlarını itibara almayıp, bilakis onun
10
Hukuk metinlerini yorumlarken sadece kanunun metinini göz önünde
bulundurarak kanunun anlamını tesbit etmeye ve yorumda bulunmaya lafzî yorum
(deyimsel yorumlama) yöntemi denilir. Bu yorumlama yönteminde esas olan
kanunun anlamının, tamamen dil ve sentaks (nahiv) kurallarına bağlı kalarak,
kelimelerin sözlük anlamları yanısıra metin içindeki yerlerini, cümlenin kuruluş
ş
eklini vs. nazar-ı dikkate alarak tesbit etmeye çalışmaktadır
45
.
Kanun koyucunun iradesini açığa çıkarabilmek için öncelikli olarak
kanunun metnine, sözlerine dönmek tüm yorumlama yöntemlerinde ilk aşamayı
oluşturur. Bu anlamda diğer yorum yöntemleri de başlangıçta lafzî yorumlama ile
metni anlamaya ve yorumlamaya yönelmek durumundadır. Bütün anlama ve
yorumlama süreçlerinin odağında bir metin var olduğu için metinden ve sözden
bağımsız bir yorumlama yöntemi tasarlanamaz
46
. Ancak kanunun uygulanması,
gramatik ve filolojik bir anlamlandırmaya takılıp kalmamalı, aksine kanunun hukukî
anlamı ve amacı araştırılarak teleolojik (anlamlı ve gâyeli) bir yoruma
yönelinmelidir
47
. “Bununla birlikte kanun metninin yorumda başlıca araç ve dayanak
alınması tatmin edici çözüm bulunmasında her zaman yeterli değildir. Bu nedenle
deyimsel anlamın başka dayanaklarla kontrol edilmesi gerekir; kanunun metninin
değeri fazla abartılmamalıdır”
48
.
Lafzî yorumlama yöntemi, klasik fıkıh ve fıkıh usûlünde lafzî yorum
biçiminde değil, kelamcı ekolde mantûkun delâleti, fakihler ekolünde ise, nassın
ibaresi
olarak adlandırılmıştır. Modern hukukta olduğu gibi, metne dayalı bir hukuk
olmasından ötürü, slam hukukunda da lafzî yorumun önceliği ve merkezîliği söz
konusu olup nassları yorumlamaya en başta nassın zahirî anlamı ya da ibaresi ile
başlanır
49
. Böylece nass, Arab dil hususiyetleri göz önünde bulundurularak dil
arkasındaki illet ve sebepleri dikkate almasıyla, Kur’an’ı literal anlamıyla değil içerdiği ilke ve
mesajlarla evrensel olduğuna örneklik teşkil etmektedir.
45
Dönmez, brahim Kâfi, slam Hukukunda Kaynak Kavramı ve VIII. Asır slam
Hukukçularının Kaynak Kavramı Üzerindeki Metodolojik Ayrılıkları, (Yayınlanmamış
Doktora Tezi), stanbul, 1981, s. 285; Bilge, Necip, Hukuk Başlangıcı Dersleri, Ankara, 1994,
s.196.; Kılıç, Nassların Lafzî Yorumu, s. 111.
46
Kılıç, A.g.e., s. 112.
47
Çağıl, Hukuk Başlangıcı, s. 182-183.
48
Edis, Medenî Hukuka Giriş, s. 194.
49
Kılıç, A.g.e., s. 111-113; Weiss, “ slam Hukukunda Yorum: ctihad Teorisi”, s. 186.
Dostları ilə paylaş: |