Sabuhi SHAHAVATOV
150
yetersiz kalmaktadır. Ayrıca,
takdir edileceği üzere, esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinden
anlaşılan mana ile âyetlerin metin içindeki bağlamlarının ifade ettiği mana arasında
çelişki olmamalıdır. Oysa hem tefsir kitaplarında hem de hususen bu alana dair
yazılmış eserlerde gördüğümüz esbâb-ı nüzûl rivâyetleri, çoğunlukla titiz ve dikkatli
bir okuyucuyu kuşkuya düşürecek niteliktedir. Bazen bu rivâyetler ilgili âyetleri
bağlamlarından büsbütün uzaklaştırmaktadırlar ki bu durumda insanın aklına, bu
rivâyetlerin gerçekten âyetlerin inzâline sebep olan olayları derlemeyi mi, yoksa her
âyeti ille de bir olayla irtibatlandırmayı mı hedefledikleri sorusunu getirmektedir. Bu
problemi çözmenin tek yolu da, âyetlerin metin içindeki yerlerine, bağlamlarına
öncelik vermek ve esbâb-ı nüzûl adı altında bu âyetleri bağlamından koparıp metni
parçalamamaya özen göstermektir.
27
Örneğin Buhârî (ö. 256/870) ve Müslim (ö. 261/875)’in Said İbnu’l-
Museyyib’den naklettiği şu rivayet, ilgili âyetlerin nüzûl dönemi açısından bağlama
uygun görünmemektedir;
“Ebu Talib ölüm döşeğinde iken Hz. Peygamber onun yanına geldi. Ebu Cehil
ve Abdullah b. Ümeyye de orada idiler. Hz. Peygamber; “ amcacığım, lâ ilâhe
illallâh de ki, Allah indinde seni savunayım.” dedi. Bunun üzerine Ebu Cehil ve
Abdullah ona: “Ey Ebu Talib, Abdulmuttalibin dinini terk mi ediyorsun?” dediler.
Ebu Talib buna cevaben, “Hayır, ben Abdulmuttalibin dini üzereyim,” dedi. Hz.
Peygamber de ona “Allah bana senin için dua etmemi yasaklamadığı sürece,
bağışlaman için dua edeceğim” dedi. Bu söz üzerine “
وُرِفْغَتْسَي نَأ ْاوُنَمآ َنيِذﱠلاَو ﱢيِبﱠنلِل َناَك اَم
ْا
ميِحَجْلا ُباَح ْصَأ ْمُھﱠنَأ ْمُھَل َنﱠيَبَت اَم ِدْعَب نِم ىَبْرُق يِلْوُأ ْاوُناَك ْوَلَو َنيِكِرْشُمْلِل
”
28
ayeti inzal oldu.
29
”
Aynı ayetle ilgili olarak Hâkim (ö. 405/1014) el-Müstedrek isimli eserinde İbn
Mesud’un şöyle dediğini nakletmiştir:
“Hz. Peygamber bir gün kabristana gitti ve bir kabrin başında oturup uzun süre
dua etti ve ağladı. Daha sonra da şöyle dedi: “bu, annemin mezarıdır. Rabbimden
27
Bk. Câbirî, Fehmu’l-Kur’ân, III, 371
28
Tevbe 9/113. (Ey elçimize iman edenler! İbrahim peygamberin vaktiyle müşrik babası için
dua etmiş olmasından yola çıkarak siz de müşrik akrabalarınızın affedilmesi için dua
etmeyiniz. Böyle yapacağınıza, onların şirki bırakıp tevhide dönmeleri için gayret ediniz.
Unutmayınız ki İbrahim’in babası için ettiği duanın sebebi, vaktiyle ona böyle bir söz
vermiş olması idi. Kaldı ki o, babasının şirkte ısrar ettiğini görünce dua etmekten
vazgeçmiş, çok yufka yürekli ve merhametli olmasına rağmen yine de ondan uzaklaşmıştı.
Şu halde, peygamberin ya da müminlerin yapacakları şey, müşrikler için dua etmek değil,
onları tevhide yönlendirmeye çalışmaktır. Bkz. H. Elik-M. Coşkun, Tevhit Mesajı, s. 466.)
29
Buharî , Tefsir/ 4675, 4772; Müslim, Tefsir, 39/24, s. 54
Esbâb-ı Nüzûl Rivayetleri ve Nüzûl Ortamını Tespit Etmede Yeterliliği Meselesi
151
ona dua etmek için izin istedim; fakat O bu izni vermedi ve bana “
يِذﱠلاَو ﱢيِبﱠنلِل َناَك اَم
َن
ِميِحَجْلا ُبا َح ْصَأ ْمُھﱠنَأ ْمُھَل َنﱠيَبَت اَم ِدْعَب نِم ىَبْرُق يِلْوُأ ْاوُناَك ْوَلَو َنيِكِرْشُمْلِل ْاوُرِفْغَتْسَي نَأ ْاوُنَمآ
” ayetini
vahyetti.
30
Suyûtî aynı âyetle ilgili olarak iki farklı nüzûl sebebi gösteren bu rivayetleri,
“ayetin mükerer inzâl edildiğini” söyleyerek uzlaştırmaya çalışmıştır.
31
Buharî ve
Müslim’de yer alan rivayete dikkatle bakıldığında, bu rivayetin ayetle irtibatlan-
dırılmasında bir zorlama olduğu dikkati çekmektedir. Çünkü Ebu Talib’in vefatı ile
bu ayetlerin vahyedildiği dönem arasında uzun yıllar söz konusudur. İlgili âyetin yer
aldığı Tevbe suresi Mekke’nin fethinden sonra inzâl edilmişken Ebu Talib’in vefatı
hüzün yılında, yani bi’setin dokuzuncu senesinde vuku bulmuştur.
32
Hüseyin b. Fazl
tarafından bu âyetin söz konusu olayla ilgili olma ihtimalinin zayıf
bulunduğunu
nakleden Râzî, Hz. Peygamber’in amcası için dua etmiş olabileceğini, aradan yıllar
geçtikten sonra böyle bir yasağın konulmuş olabileceğini söyler.
33
Ancak bize göre
bu değerlendirme makul değildir, çünkü o kadar uzun bir zaman boyunca Hz.
Peygambere bu konuda izin verilmiş olması ve daha sonra bunun yasaklanmış
olması, harici bir izahı gerektirir ki, elimizde bu yönde bir izahı temellendirecek
herhangi bir bilgi mevcut değildir. Diğer taraftan ikinci rivayet Hz. Peygamber’in
annesinin kabrinin başına gidip ağladığını ve “onun azap görmesi” sebebiyle
üzüldüğünü ifade eden rivayetler ise bizzat bu ayetlerin peşinden gelen 115. âyet ile
çelişkilidir. Zira söz konusu ayette kendilerine gerekli açıklamalar yapılmamış
kimselerin sorumlu tutulmayacağı bildirilmektedir.
34
Ayrıca Hz. Peygamber’in
annesinin “
azap gördüğünü” iddia etmek büyük bir cürettir.
35
Bize göre ayetin nüzul
sebebi ile ilgili rivayetlerin en makulü Hz. Ali’den aktarılan rivayettir.
36
Tirmîzî (ö. 279/892)’nin Hz. Ali’den aktardığı rivayette şöyle denilmektedir:
“Ben bir adamın müşrik anne babasının bağışlanması için dua ettiğini işittim.
Ona “Müşrik ebeveynin için bağışlanma mı diliyorsun? diye sordum. Bunun üzerine
o “Hz. İbrahim müşrik olduğu halde babasının bağışlanmasını dilemiştir.” şeklinde
30
Ebû Abdullah İbnü'l-Beyyi Muhammed Hâkim en-Nisâburî, el-Müstedrek ale's-
Sahihayn, 2/336
31
Suyûtî, İtkân, I/33
32
İbn Hişâm, es-Siretu’n-Nebeviyye, thk. Ömer Abdusselam, I/237 vd.
33
Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb, XVI/ 214
34
Bkz. Tevbe 9/115
35
Bkz. H. Elik-M. Coşkun, Tevhit Mesajı, s. 466
36
Maverdî, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habib, en-Nüket ve’l-uyûn, Beyrut, 1992,
II/114