Recep Yıldız
198
konutlardaki ev ile kendi yaptıkları ev). Kirada oturmak bir Bulgaristan muhaciri
için en üzüntü verici
olandır. “Bir göz ev olsun ama kira olmasın” düşüncesi egemendir.
Ayrıca çiçek, yeşillik, ağaç yaşantının içinde önemli bir yer tutmaktadır. Neredeyse çiçek
olmadan yaşayamazlar. Bahçelerini genelde çiçeklendirirler, yazın pencerelerin kenarlarında çiçekler …
vb. görmek mümkündür. Sosyal, kültürel ve ekonomik mekan oluşturarak gelenek ve göreneklerini bu
mekanlarda yansıtmayı başarmışlar; düzenlerini, teknolojik seviyelerine ve sosyal ihtiyaçlarına göre
kurmuşlardır. Evlerinde genelde kendi kültürlerini yansıtan eşyalarla karşılaşılır.
6. Bulgaristan Türklerine Yapılanlara Batı Dünyasının Sessiz Kalışı
Bulgaristan'da çoğunlukla köylerde yaşayan ve çiftçilik ile geçinen Bulgaristan vatandaşı
Türklere, nüfus dağılımından korkuları nedeniyle zorla isim değiştirme girişiminde bulunup yüzlerce
insanı Belene kamplarına kapatmak veya elinde silahlarla korkular salmak, karşı koyanları öldürmek,
zorla yüzbinlerce insanı göçe zorlamak bir tehcir değil midir? Avrupa Parlamentolarında
ne tür bir karar
ile "Türk Tehcir Tasarısı" kabul edilmiştir? Bulgarlar bu göçlerden / tehcirlerden dolayı Türklere ne kadar
para ödemek veya toprak vermek (veya ihtimali) ile tehditler altında yaşamaya maruz bırakılmışlardır?
Hem Bulgaristan Devletinin şu anki toprakları daha yüzyıl öncesinin Osmanlı toprakları değil midir?
Güçlü ve modern batılı devletlerin 'insan' adına savunageldikleri değerler ve kurallar yalnızca
gayr-i müslimler için mi geçerlidir? Hem de Ermenilerin yaptıkları ile Bulgaristan Türklerinin hiçbir şey
yapmadıkları ortada iken. Tüm kabahatleri nüfuslarının çokluğu. Avrupa siyasetinde Ermeni meselesi ve
buna karşın Bulgaristan Türkleri'nden soydaşlığa göç seyrine yaklaşım,
'sanal demokrasi ve insan
hakları ekip çifte standartla biçmek'ten ibarettir. Batı parlamentolarında alınan
kararlar da bu tezi
doğrulamaktadır. Aynı parlamentolar/senatolar 1984 sonlarında Bulgaristan'da zorla isim değiştirme ve
azınlık haklarını çiğneme ile başlayan, insan haklarına ve demokrasiye aykırı uygulamaların doğurduğu
zorunlu göç karşısında susmuşlardır. Soydaşların Belene Kampı’nda yaşadıkları dram filmlere bile konu
olmuşken, Özal'ın gayretleriyle dolambaçlı bir yolla ülkemize getirilen ve 1989 Dünya Halter Şampiyonu
olan Naim Süleymanoğlu dünyanın gözleri önünde birincilik kürsüsüne çıkmışken,
yani uygulamadan
haberdar oldukları halde gözler görmemiş, kurallar ve hatta yaptırımlar hatıra getirilmemiştir. Üstelik bu
yılın başında (2007 Ocak) Bulgaristan Avrupa Birliği'ne kabul edilmiştir.
7. Sonuç
Çalışma bize göstermiştir ki, Özellikle Rusya ve İngiltere'nin rekabet ve menfaat çatışmalarının
sonuçlarından biri, Ermeni Sorunu'nun doğuşudur. Sorun bir Ermeni- Türk sorunu olmaktan çok, Türk-
Batı/Rusya sorunudur. Bu süreçte Osmanlı sınırları içerisinde yüzyıllarca kendi kimlikleriyle yaşamış dini
kimlikler, misyonerlerin de faaliyetleriyle Osmanlı’nın parçalanması yolunda stratejik bir araç olarak
kullanılmışlardır. Ermeniler bunun örneğidir. Tehcir ise daha
çok Müslüman ve isyanlarda, komitelerde
yer almayan Ermenilerin korunmasına yönelik bir tedbirdir.
Bu tedbire ilişkin olarak Türkiye, 20. yüzyılın son dilimlerinde özellikle ‘Sözde Ermeni
Tasarısı’nı kabul etmeye yönelmiş ve bazı devletlerince de kabul edilmiş Batı dünyası karşısında zorlu bir
dönemeçten geçmektedir. 11 Mayıs 1920'de ABD Senatosunda, 1982’de alınan
Ermeni lehine karar ile
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Parlamentosunda, 1985’te Raul Alfonsin’in Devlet Başkanı olduğu
dönemde Parlamentoda alınan ve hatta hükümeti BM kuruluşlarında Ermenileri desteklemeye çağıran
tavsiye kararı ile Arjantin'de, 18 Nisan 1987 tarihli ve ‘Ermeni Sorununa Siyasi Çözüm’ başlıklı kararı ile
Avrupa Parlamentosunda, 14 Nisan 1995’te kabul edilen Rusya Federasyonu Devlet Dumasında, 25
Nisan 1996’da Yunanistan Parlamentosunda, 26 Mart 1998 tarihinde Belçika Senatosunda, AB’nin
genişleme süreci kapsamındaki Türkiye’yle ilgili hazırlanan rapor 15 Kasım 2000 tarihinde gündeme
getirildiğinde sözde Ermeni soykırımına göndermede bulunan hatta
kabul edilen öneriyle Avrupa
Parlamentosunda, 18 Ocak 2001 tarihinde Fransız Parlamentosunda Sözde Ermeni Soykırımı yönünde
alınan kararlar ortadadır. Böylelikle Türkiye, insan hakları çerçevesinde sorgulanmak ve sıkıştırılmak
Batı Dünyasının Çifte Standartlı Yaklaşımlarına Bir Örnek: "Ermenilerin Tehciri ve Bulgaristan Türkleri Kıyaslaması"
199
istenmektedir. Halbuki bundan daha 10-15 yıl öncesine kadar bütün Türk dünyası, çeşitli insan hakları
ihlalleri ile karşı karşıya kalmıştır. Bulgaristan Türklerinin isimlerinin değiştirilmesi ve göçe zorlanması
çerçevesinde reva görülen uygulamalar dikkatleri çeken örneklerden biridir. Ancak Ermenilerin tehcirine
ve çeşitli uygulamalarıyla Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçe zorlanan Bulgaristan Türklerine Batı
dünyasının yaklaşımı,
çifte standart olarak karşımıza çıkmaktadır.
Öyleyse şu sorular sorulmalıdır: Ermeniler ve Bulgarlar, özellikle Batılı Devletler ve Rusya'nın
yardımlarıyla Osmanlı topraklarından toprak kaparak devletlerini kurarlarken, Türkler mi onların
topraklarına el koyuyordu? Bu bağlamda Türkiye suçlandığı meseleler karşısında yıllardır yapageldiği
gibi savunmada mı olmalıdır? Bence Hayır. Çünkü savunmada olunacak bir durum yoktur.
Aksine
Türkiye savunma almalıdır, soru ve hesap sormalıdır. Bunun nasıl ve hangi konularda olacağı ise herkes
için, her topluluk için, her devlet için ve nihayet insanlık için en doğruyu bulma yolunda ayrı bir tartışma,
yorumlama, yoğurma konusudur.
Tablo 1. Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göç Eden Türklerin Yıllara Göre Sayısı
YILLAR SAYI
1878 1.000.000
1880 200.000
1893 11.460
1894 8.837
1895 5.085
1896 1.946
1897 2.801
1898 6.640
1899 7.354
1900 7.417
1901 9.339
1902 9.714
1913 440.000
1923-1933 101.507
1934 8.682
1935 24.968
1936 11.730
1937 13.490
1938 20.542
1939 17.769
1940 6.960
1941 3.803
1942 2.672
1943 1.145
1944 484
1945 631
1946 706
1947 1.763
1948 1.514
1949 1.670
1950 52.185
1951 102.208
1952-1960 93
1968-1978 130.000
Mayıs 1989-Mayıs 1990
345.000
Mayıs 1990-1994
160.000
1994-1996 (Turist olarak giriş yapmış, geri
dönmek istemeyenlerin tahmini sayısıdır)
150.000
http://www.kultur.gov.tr/TR/tempdosyalar/109874_girissbulgaristanturklerininkulturtarihi
netoplubakis.pdf. , 25.04.2007
(Konukman, R.E., Tarihi Belgeler Işığında Büyük Göç ve Anavatan
(Nedenleri, Boyutları, Sonuçları), Ankara, 1990 ; C.Hakov, Turskoto naselenie ve Bulvaria
(Bulgaristan’da Türk Ahalisi), Yayınlanmamıştır ; B. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Ankara, 1986 ; H.
Süleymanoğlu Yenisoy, Bulgaristan Türklerinin Yeni
Tarihi ve Bugünü, Balkanlarda Türk Kültürü,
Bursa, 1994, S. 13, s.5-8 ; Pazar Gazetesi, 9 Mart 1997. ‘den alıntılarla)