Dilimizde -mAyA (–mAğA) Başlamak Yapısında Bir Birleşik Fiilden Söz Edilebilir mi?
117
senin için ölüyorum, yerine
Ben için senin ölüyorum, diyemeyiz. Bu açıdan birleşik fiillere de
baktığımızda edat gruplarındaki kadar kesin olmasa da onlara benzer bir durumla karşılaşıyoruz. Örneğin;
1. Sizi rahatsız etmek istemezdim. Sizi etmek rahatsız istemezdim.
2.Burada kendimi yabancı hissediyorum. Burada kendimi yabancı ediyorum his.
3. Bana biraz yardım eder misin? Bana biraz eder misin yardım?
4. Sağlıklı olduğumuz için şükreyledik. Sağlıklı olduğumuz için eyledik şükr.
5. Akşam çıkmaya hazır ol. Akşam çıkmaya ol hazır.
6. Nerdeyse gidecek olduk. Nerdeyse olduk gidecek.
7. Sen daha iyi yazabilirsin. Sen daha iyi bilirsin yaza.
8. Elimdeki süpürgeyi kapıverdi. Elimdeki süpürgeyi verdi kapı.
9. Uzun süre arkasından bakakaldık. Uzun süre arkasından kaldık baka.
10. Başımıza gelenlere herkes şaşıp kaldı. Başımıza gelenlere herkes kaldı şaşıp.
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi birleşik fiillerde unsurların yeri değiştirildiğinde bir
kısmında tamamen bozuk bir ifade (1, 2, 5, 6, 7, 8, 9, 10), iki örnekte de devrik bir yapı ortaya
çıkmaktadır (3, 4, ). Burada gelmek istediğim nokta şu, eğer
başla- fiili ile kurulan
bir birleşik fiil grubu
varsa, bu birleşik fiil grubunda da
başla- yardımcı fiil konumundadır, bu durumda diğer birleşik fiillerde
olduğu gibi yardımcı fiilin yerinin değişme ihtimali olmamalı veya zayıf olmalı. Asıllarında
başla-
fiilinin sonda yer aldığı bazı cümlelerdeki
başla- fiillerinin yerlerini değiştirelim:
Bazen büsbütün çocuklaşarak, başlıyorum, Emeti Kadın’la şakalaşmağa. Y
Beni görünce bir çığlık kopardı ve başladı, aksi yöne dolu dizgin koşmağa. Y
Başladı, altın başı bir çoban yıldızı gibi parıldamağa. Y
O adam , orada bir yolun ortasında , şaşırmış gibi duruyor ve etrafına bakınıyor, sonra
başlıyordu, gene birkaç adım yürümeye. Y
Örneklerde de görüldüğü gibi
başla- fiilinin yeri değişince cümlede herhangi bir anlatım
bozukluğu meydana gelmiyor; yalnızca devrik bir cümle kullanılmış oluyor. O hâlde başla- fiili ile –
mAyA (-mAğA) isim-fiilinin bir grup oluşturduğunu söylemek zordur.
Durumu daha da netleştirmek için başla- yerine yine yönelmeli -mAk isim-fiili
alan başka fiillere
de bakalım.
Gözlerinden yaşlar geliyor, bir yandan da önündeki satırları okumaya çalışıyordu.
Cümlesini çözümlerken
okumaya çalışıyordu’yu mu yüklem alacağız yoksa sadece
çalışıyordu’yu mu?
Bu cümlede çalış- fiili yerine gayret et- fiilini koyunca anlamda her hangi bir boşluk görmüyoruz, demek
ki çalış- fiili yardımcı fiil olarak değil, tek başına cümlenin
yükünü üzerine alan, anlamıyla cümlede yer
alan bir ana unsur olarak görev almıştır. Aynı türden birkaç örneğe daha bakalım:
Mademki gelenler bizi
kurtarmağa geliyormuş, bunlar kime karşı silah kullanıyorlar? Y Bu cümlede de yüklemi,
kurtarmağa
geliyormuş şeklinde mi almalıyız yoksa
geliyormuş olarak mı? Burada
gel- fiilinin temel anlamı açık
olarak
görülmektedir, o hâlde
geliyorlarmış kelimesi yüklem,
bizi kurtarmağa kelimeleri de cümlenin
Jale Öztürk
118
dolaylı tümlecidir.
Şu hâlde, bunlar, diyorum, ne yapmağa gittiler? Y Cümlesinde de benzer durum
dikkati çekiyor. Yine yüklem
yapmağa gittiler değil gittiler kelimesidir. Çünkü
git- fiili cümlenin yükünü
üzerine alacak temel anlama sahiptir. Bu tipten örnekleri çoğaltabiliriz:
Akıbet,
Bekir Çavuş’a maksadımı anlatmaya muvaffak oldum. Y
Seni almaya geldim.Y
Tıpkı
eski Türk masallarında sevgilisini aramağa çıkan demir çarıklı aşıklar gibi, durmadan
dinlenmeden gideceğim. Y
Biz
sizi halife tarafından kurtarmağa geliyoruz. Y
Merak etme, işte, ben
söndürmeğe gidiyorum. Y
Denilebilir ki, bir yılan bir kurbağayı
yutmağa çalışıyor. Y
Konuya bir de şu şekilde bakalım, aynı cümlede yalnızca fiili değiştirelim:
1.Yaşlı kadın
bebeği uyutmaya çalıştı.
2.Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
geldi.
3.Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
gitti.
4.Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
uğraştı.
5.Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
çıktı.
6.Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
gayret etti.
7.Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
başladı.
8. Yaşlı kadın bebeği uyutmaya
devam etti.
Bu cümlelerde değişen
sadece fiillerdir; bu durumda eğer
–mAyA başla- fiilini birleşik fiil olarak
kabul edersek,
-mAyA çalış-, gel-, git- uğraş-,çık-, gayret et- fiillerini de birleşik
fiil olarak kabul
etmemiz gerekir. Hâlbuki bu fiillerin kendi anlamları ile cümlede vazife gördükleri, oldukça açıktır.
Dikkat edilirse bütün bu cümlelerin ortak özelliği, yüklemin anlamını tamamlayan yönelmeli ögenin –mA
veya –mAk eklerinden biriyle oluşturulmuş olmalarıdır. İsim-fiili kaldırıp yerine herhangi bir isim
koyunca, yüklemi tespit etmedeki tereddüt ortadan kalkıyor. Örneğin:
Çocuk yazmaya başlamıştı,
cümlesinde
yazmaya kelimesi yerine, anlatılmak istenen şey aynı olmamakla birlikte,
yazıya kelimesini
koyunca,
Çocuk yazıya başlamıştı, cümlesinde ise herhangi bir tereddüde mahal olmadan yüklem
başla-
fiilidir diyebiliyoruz.
Acaba
başla- fiilinin yönelmeli isim-fiille kullanımını Banguoğlu’nun
“ Gerçekten dilimizde tıpkı
tasvir fiiller kalıbında kurulmuş olup tasvir fiil anlatımı taşımayan, yani ikinci fiilin esas anlamında olan
bileşiklere rastlanmakta (çıkagelmek, alakoymak )” (Banguoğlu,1995:493) diye ifade
ettiği gibi yarı
tasvir fiil olarak kabul etmek mümkün olabilir mi ? diye bakınca ise iki farklı yön dikkat çekmektedir:
1.
başla- fiilinin yönelmeli isim-fiille kullanımı, Banguoğlu’nun
tasvir fiili kalıbı dediği fiil +
ünlü zarf-fiil + fiil kalıbına uymamaktadır.