Tarihî Kaynaklarda Şabdan Baatır Cantay Oğlu’nun Devlet Faaliyetleri
125
şey sizin iradenizde, fakat siz Şabdan’ı Oş mıntıkasına bırakırsanız, belki o zaman siz bizim aramızda
düzeni sağlayabilirsiniz”
17
.
Fakat ne yazık ki “Abdullabek teslim olmaya meyilli iken, diğer direnişçiler buna razı olmadı ve
yeni kavgalardan sonra, hepsi Kızıl Art’a, Şabdan’ın kardeşini ve iki askerini esir alarak geri çekildiler”
18
.
Çok geçmeden Baybosun ve arkadaşları salıverildiler. Kırgız rivayetlerinde harekât sırasında Şabdan
Baatır’ın Abdullabek’in annesi meşhur “Alay kraliçesi” Kurmancan Datka ve general M.D Skobelev
arasında arabuluculuk görevini verimli bir şekilde gerçekleştirdiği anlatılır. İşte o zaman Şabdan Baatır
şahsen General Skobelev tarafından idam cezasına çaptırılan 35 molla, imam ve diğer saygı duyulan
insanların af edilmesini rica ederek, hayatlarını kurtarmıştır
19
. Şabdan’ın biyografisi hakkında ilk eserin
yazarı Osmonaalı Sıdıkov’un verdiği bilgiye göre o her türlü suçları için tutuklanan 73 vatandaşın adi
suçların cezadan kurtulmasına aracılık
etmiştir
20
.
Son yıllarında da Şabdan Baatır Kırgızistan’ın güneyindeki halk ile çok iyi münasebetlerini
korudu. Bu hususta Yedisu eyaletinin bozkır askeri valisi 1882–1885 yılları arasında Toguz Toro bölgesi
mollası Mamırbay Kubatbekov’u hapisten çıkarılması hususundaki Şabdan ve Sooronbay Kudayarov’un
gönderdikleri ricalara açıklıkla şahit olabilir
21
.
Zaman zaman Şabdan Baatır’ın adına yersiz temelsiz iftiralar da görülüyor. Mesela 1995 yılının
14 Temmuzunda yayınlanan “Respublika” gazetesinde gazeteci Rısbek Omurzakov’un “Henüz
demokrasiyi kurtarabiliriz” adlı makalesinde, Şabdan’ın Çüy vadisindeki büyük alanları Kazaklara sadece
40 ata vermiş diye ilan etmesi hatırımızdadır
22
.
Tarihi olaylara bakarsak, 19. asrın yarısına kadar Kırgız ve Kazakların arasındaki sınırların resmi
olarak iki taraflı temsilcilerin görüşmeleri vasıtasıyla çözüldüğü malumdur. Mesela, 1775 yılında
“Cayıl’ın Kırgını” denilen Kazak-Kırgız savaşından sonra başında Solto efendisi
Tülöberdinin bulunduğu
Kırgızların heyeti Kökçö Too’ya vardığında Kırgız-Kazak sınırları belirlenmiştir. Daha sonra
Kenesarı’nın isyanı biter bitmez 22 Ağustos 1847 yılında Kazakların Kopal şehrinde Rusların aracılığı
malumdur. Heyetteki yer alan Cantay Karabek oğlu, Cangaraç Eşkoco oğlu, Toktor Karaçoro oğlu adlı
elçilere Ümetalı Ormon oğlu başkanlık yapıyordu. Belki o görüşme sırasında Rus asker başçıları
kendilerine uygun bir şehri, belki Vernıy şehrini (şimdiki Almatı) kurmak hususunda değinmiş olsa
gerek, Kırgızlar buna nasıl bakarlar diye. Bu olayları ünlü Kırgız tarihçisi Osmonalı Sıdıkov
kendisinin
“Tarihi Kırgız Şatmaniya” adlı eserinde şu şekilde tasvir etmiştir.
“... Ümetaalı Rus hâkimlerine gidip, misafirperverliği ve dostluk gösterdiği için Omski veya
Tomski büyüğünden 300 som maaşlı rütbe alarak ve pek çok saygı görerek dönmüş. Görüştüğü büyük, bir
şehir kuracağını söyleyerek yer istediğinde şimdiki Almatı’nın yerini vermiş Ümetaalı. Babası Ormon’a
gelip anlattığında, babası “oğlum sen akılsız bir sarhoşsun, babam bilir demedin mi! Toprak vermen halkı
vermendir... Şimdi halkı vermişiz. Çocukları okutarak, Rusların ilmini öğretmek lazım,” – demiş. “Babam
deli mi olmuş! Verdiysem Kazakların toprağını verdim” – diyerek çıkıp gitmiş Ümetaalı”
23
.
Elbette bu bilgilere eleştirel bir bakış açısıyla bakmamız gerekir. Çünkü Kırgızların Kazak
topraklarının sahibi olmadığı açıkça belli idi. Fakat Kırgız elçileri Rusların bu sorularına kendi görüşlerini
bildirerek dönmüş olsalar gerek.
17
Russya Merkezî Devlet Savaş – Tarihî Arşivi. F. 1396. Op. 2. D. 97 L. 154 – 154 sırf
18
KCMDA F 75. Op. 1. D. 53 L. 50
19
Bakınız: Şabdanov K. Şabdan Cönündö Kıskaça Tarıh // Şabdan Baatır... s. 9
20
Bakınız: Sıdıkov O. Tarihi Kırgız Şadmaniya, Kırgız sancırası, B. 1990. s. 47
21
Bakınız: CKMDA. F. 64. Op. 1. D. 1508. L – 2 b.
22
Ömürzakov R. Demokratiyanı Ali Saktap Kalsa Bolot // Respublika. 14 Haziran 1955
23
Bakınız: Sıdıkov O. Tarıh Kırgız Şadmanya, B. 1990 s. 35
Döölötbek Saparaliyev
126
Tarih öğretmeni Alıbay Kızayev’in atalarının malumatlarınca Ulu Yüz Kazağının Çapraş
uruğunun Kooman, Bayteli ve Dölöt kabilelerinin vekilleri 1850’li yıllarının başlangıcında
Cantay
Karabek oğluna gelerek, “... biz bundan sonra Kırgızlardaki “Kiçi Tınay” uruusu içerisinden yer alarak
Kazak topraklarıyla sınırlaş olan Karabulak’dan Mıkan’ın Karasuu’yuna kadarki Çüy’ün sağ
taraflarındaki bölgelere yerleşmemize izin veriniz” demişlerdir. Geçmişteki geleneklere uygun olarak kırk
genç kısrak (doğum yapmayan kısrak-baytal), bir aygır hediye etmişlerdir. Cantay onlara izin vererek
bütün Kazaklarla barış içerisinde hayat sürdürmeyi hedeflemiştir” diyorlardı
24
.
Şabdan Baatır Kırgız topraklarını Kazaklara vermiştir lafına dönersek, bu hakikate hiç uymuyor.
Şabdan Baatır döneminde, 1867 yılında kabul edilen “Yedisu ve Sırderya eyaletlerinin yönetimi
ile ilgili
tüzüğe” göre Kırgızların da, Kazakların da topraklarının Rus çarlığının malı olarak ilan edildiği
malumdur
25
. Göçebelerin toprak meselelerini ancak dışarıdan gelen sömürgeciler çözüyorlardı. Bununla
ilgili arşiv belgelerinde Tokmok mıntıka amiri Albay T. Zagryajskiy’in 11 Haziran 1869 tarihinde Vernıy
mıntıkasının amirliğine gönderdiği mektubun bazı bilgilerini getirelim. “Bana her zaman, 1868’de de, bu
sene de şikâyetler gelmektedir. Onlarda Vernıy mıntıkası Kırgızları (Kazaklar – D.S.) Kazak Kırgızların
yaylak ve kışlaklarını işgal ettikleri belirtilmektedir. Her bir şikâyetin doğru veya yanlış olduğunu
öğrenmek için, Kazak askerlerini göndererek denetledim. Çoğu zaman Kara-Kırgızların şikâyetleri doğru
çıktı. Kara-Kırgızlar ve Kazaklar hiç bir zaman ortak topraklara sahip değillerdi.
Bu sene Andeş beldesinin Kazakları tekrardan Çüy de sıradağlarındaki toprakları işgal etmişler,
Kara-Kırgızlar onların bu yerlerden gitmelerini talep etmişler ise, Kazaklar kavga ederek kılıç ve sopa
kullanmışlar.
Bu yüzden Yüzbaşı Koçurov’u 50 askeri ile onların Beyini ve köy aksakallarını (büyüklerini)
ifadelerini almak için gönderdim. “Yedisu ve Sırderya eyaletlerinin yönetimi ile ilgili tüzük”ün 115
numaralı paragrafınca şahsen onları benim sorguya çekmem gerekirdi.
Yüzbaşı Koçurov’un talebince
Supatay Bey gönüllü olarak, köy büyüğü Alpısbay ise karşı geldiği
için bağlanarak getirildi. Onlar şimdi ceza odasında, hapisteler ve sorguyu bekliyorlar.
Tokmok mıntıkasının toprağı olan Karakonuş beldesinde Vernıy mıntıkasının belde başçısı
Kasıbek kendisi bilerek göç etmiş. Bu yüzden ben Tınay beldesinin Beyi Bahtiyar’ı Kasbek’i benim
nazarıma çağırması için göndermiştim, fakat o benim emrimi yerine getirmedi.
Yüksek derecelim, size Kasıbek’in hareketlerini haber vermekle sizden ricam, ona yasa gereğince
ceza veriniz. Vernıy mıntıkasının göçebelerine mutlaka Kara-Kırgızların topraklarını işgal etmelerine katı
yasak getiriniz, çünkü toprak için çıkan kavgalar daha sonra büyük karşılıklara yol açar”
26
.
Vernıy mıntıkasının amiri Yedisu eyaletinin askeri valisine 20 Haziran 1869 yılında yazdığı
raporda yukarıda belirtilen durumların açıklamasında şunları belirtmiştir: “Kastek mıntıkasının Kazakları
hiç bir zaman Kongur vadisinde konup – göçmemişlerdir, onlar Konurtepe vadisinde idiler.
Bu bölgeyi düzenlemekte ise mıntıkaların sınırlarını belirlemede, genelde akarsuların çevresi,
sıradağların yönleri esas tutulmuştur. Çüy vadisine gidenler Tokmok mıntıkasına bağlı olarak, Kastek
tarafına gidenler ise Vernıy mıntıkasına bağlı olarak kararlaştırılmıştır.
Bu yüzden benim
vazifelendirildiğim mıntıkanın Kırgızları (Kazakları D.S.) yukarıdaki sorunun temelinde Konurtepe
vadisinde, Kastek vadisi tarafındaki dağ yamaçlarında konup göçmüşlerdi. Sizin taleplerinizi mutlak
suretle ve bu tartışmaları sorgulama süresince, aynı zamanda gelecekte Tokmok mıntıkasının Kırgızları,
24
Kızayeva A. Cantay Han // Erkin Too, 21 Ağustos 2003, s. 14
25
Bakınız: İstoriya Kırgızskoy SSR c. 2 Frunze. 1986. s. 100
26
KCMDA F 44. Op. 1. D. 31764 L. 12–13