Microsoft Word kapak doc Ankara üNİversitesi


Şekil 8.11 Bazaltların kırık ve çatlaklarında görülen karbonatlaşma,  demirhidroksitleşme ve  silisleşmeler



Yüklə 96,48 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə29/31
tarix25.05.2018
ölçüsü96,48 Kb.
#45728
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31

 
103
 
Şekil 8.11 Bazaltların kırık ve çatlaklarında görülen karbonatlaşma
demirhidroksitleşme ve  silisleşmeler 
 
 
Şekil 8.12 Ayrışmış bazaltlarda görülen hematit, pirolüzit ve limonit oluşumları 


 
104
 
Şekil 8.13 Bazaltlara ait ana element oksit (%)- LOI (%) değişim diyagramları


 
105
 
Şekil 8.14 Siyenitik kayaçlara ait iz element (µ)- LOI (%) değişim diyagramları


 
106
Şekil 8.13’den çıkan sonuç bazaltların hidrotermal ayrışmalara bağlı olarak genellikle 
ana elementlerde tüketilme eğiliminde olduklarıdır. Değişim diyagramlarında CaO, 
Fe
2
O
3
, K
2
O, MgO, MnO, Na
2
O ve P
2
O
5
 ile LOI arasında net bir şekilde negatif ilişki 
saptanmıştır. SiO
2
 ise yine LOI ile birlikte azalmaktadır ancak bu ilişki diğerlerine 
nazaran çok net değildir. Yine çok net olmayan bir şekilde Al
2
O
3
 ve TiO
2
’in hidrotermal 
ayrışmayla birlikte kayaçta bollaştıkları görülmektedir.  
 
LOI değerlerine karşı iz element dağılımlarının değerlendirildiği Şekil 8.14’de geniş bir 
aralıkta element grubunun hidrotermal ayrışmada rol aldıkları anlaşılmaktadır. 
Bazaltlardaki bu geniş bakış açısı ve nisbeten daha net değişimler, hidrotermal 
ayrışmanın bu kayaçlarda, siyenitlere nazaran daha etkin olduklarını düşündürmektedir.    
 
Değişim diyagramlarına göre bazaltlar, hidrotermal ayrışmaya bağlı olarak Ce, Cl, Co, 
Cu, La, Rb, Y, Zn ve Zr bakımından tüketilmişlerdir. Bu etki Sr ve W için de geçerlidir, 
ancak bu ilişki çok net değildir. Yine değişim diyagramları dikkate alındığında ayrışmış 
bazalt örneklerinin, taze örneklere kıyasla As, Cr, Ge, I, Nb, Sd, Sn, U, V bakımından 
net, Cs, Ga, Mo, Ni, Pb, Tl bakımından ise kuşkulu biçimde zenginleştikleri sonucuna 
varılmıştır.  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


 
107
9. SICAK SULARIN OLUŞUM MODELLERİ 
 
Yağış olarak yeryüzüne düşen meteorik suların bir kısmı yüzeysel akışa karışırken 
önemli bir kısmı ise kırık, çatlak ve fay kuşakları, geçirimli birimler vasıtasıyla 
yeraltına doğru süzülmekte ve burada bulunan geçirimli birimler boyunca hareketlerine 
devam etmektedirler. Yerin derinliklerine doğru yolculukları devam eden meteorik 
suların, derinliğin artışı ile bir ısıtıcı kaynakla karşılaşmaları ve bu şekilde  ısınmaları 
mümkündür. Bu ısıtıcı kaynak yerin kendi içerisinde depolanmış olan ve bölgesel 
özelliklere göre yaklaşık 30-40 m’de 1º’lik artışa sebep olan jeotermal ısı olduğu gibi 
yüzeye yakın soğumamış bir mağma kütlesi, sıcak kuru kayalar, radyoaktif mineraller 
içeren  birimler, hidratasyon, sülfürlü minerallerin oksidasyonu da olabilmektedir. 
 
Rezervuarın üzerine gelen, su için olduğu gibi ısı için de geçirimsiz özellik taşıyan ve 
örtü kaya olarak adlandırılan birimler akiferde dolaşımını sürdüren ve bu yollardan biri 
veya birkaçı vasıtasıyla ısınan suların ısı kaybetmesini sınırlandırmaktadırlar. 
 
Yerkabuğundaki kırık, çatlak ve özellikle fay kuşakları boyunca yüzeye hareket eden bu 
ısınmış sular hareketlerini sıcak su, sıcak su + buhar ve yalnızca buhar şeklinde 
gerçekleştirebilmektedir.  
 
İnceleme alanında temeli oluşturan, bölgede gelişmiş tüm tektonik süreçlerden 
etkilenmiş, faylanmalara maruz kalmış ve bol miktarda kırık, çatlak takımı içerdikleri 
süreksizlik ölçümleriyle ortaya konmuş mermerler sıcak suların rezervuar kayacı 
konumundadırlar (Şekil 9.1, 9.2). Yüzeyde ayrışmış ve bozunmuş olarak bulunan 
mermerlerde karstlaşmalar da izlenmektedir. Su kimyası çalışmaları sonucunda ortaya 
çıkan suların Ca
+2
-HCO
3
-
 egemen karakterleri de bu görüşü desteklemektedir.  
 
Bayramhacılı bölgesinde yüzlek veren siyenitik kayaçlar mermerleri keserek yüzeye 
çıkmaktadırlar ve özellikle fay kuşaklarında ortaya çıkan kırıklı, çatlaklı yapıları 
nedeniyle kısmen geçirimli özellik kazanmışlardır. Böylece siyenitler de kısmen 
geçirimli kuşaklarda sıcak sulara ev sahipliği yapmaktadırlar. Nitekim Bayramhacılı 
kaynaklarında su kimyası çalışmaları sonucu ortaya çıkan ikincil baskın katyonun Na
+
 


 
108
olarak belirlenmesi alkali karakterdeki bu mağmatiklerin su-kayaç etkileşimi sonucu 
feldispatlardaki bozunmalar sonucu suyun kimyasına katkılarda bulunduğu 
anlaşılmaktadır. Siyenitlerin ikincil rezervuar oluşturduklarının diğer kanıtları, gerek 
arazi gözlemlerinde gerekse petrografi, jeokimya çalışmalarında ortaya konan bu 
kayaçların yer yer aşırı ayrışmış yapıları ve süreksizliklerinde gözlenen hidrotermal 
çökellerdir (Şekil 3.4-3.6).  
 
İnceleme alanında geniş yayılım gösteren ve hem oluşumları  sırasında kazandıkları 
soğuma ve akma yapıları hem de tektonizma etkisiyle gelişen kırık, çatlak ve 
faylanmalar nedeniyle geçirimli özellik kazanan bazaltlar da sıcak suların bir diğer 
ikincil rezervuarını oluşturmaktadırlar. Siyenitik kayaçlarda olduğu gibi, hatta daha net 
biçimde hidrotermal ayrışma izleri taşıyan bazaltlar özellikle fay kuşakları yakınında 
yoğun  şekilde killeşmiş, karbonatlaşmış ve silisleşmişlerdir. Olivin/piroksen bazalt 
karakterli kayaçlarda olivinler hemen hemen tüm örneklerde hidrotermal ayrışma 
sonucu iddingsitleşmişlerdir. Bazaltların jeokimyasal analiz sonuçları da bu kayaçlarda 
hidrotermal ayrışmanın etkin olduğunu ve bu durumun kimi elementlerce bollaşma 
kiminde ise tüketilme olarak ortaya çıktığını göstermektedir. Su kimyası çalışmaları da 
bazaltların yeraltı suyuyla ilişkili oldukları ve suyun kimyasal karakterinin oluşumunda 
etkin olduğunu göstermektedir. Nitekim sıcak sular Mg
+2
 bakımından 
küçümsenemeyecek biçimde zenginleşmişlerdir. Hatta siyenitik kayaçların 
gözlenmediği Tekgöz ve Çiftgöz kaynak alanına ait sıcak su örneklerinde Mg
+2
’un 
ikincil katyon konumunda olduğu gözlenmektedir.  
 
İncele alanında çok geniş yayılım gösteren, bölgedeki yoğun volkanik aktivitelerin 
ürünü  olan, gölsel kireçtaşı ardalanmalı piroklastik birimler geçirimsiz karakterdedirler 
ve bu özellikleriyle sıcak suların geçirimsiz tavanını oluşturmaktadırlar. Bu litolojiler 
aynı zamanda sıcaklığı da geçirmeyen karakterdedirler. Gerek kireçtaşlarının gerekse 
piroklastik litolojilerin geçirimsiz karakterlerini, ince kesit ve arazi incelemelerinde de 
saptamak mümkün olmuştur.  
 
İnceleme alanında, meteorik suların geçirimli birimler boyunca yerin derinlerine 
süzülerek rezervuarda depolanan sular jeotermal gradyanla ısınmaktadırlar. Bölgede 


Yüklə 96,48 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə