665
homeseksüellik ve kişisel özerklik gibi konuları kabul etmede başa-
rısız olmuştur. Ayrıca, İslamcı feminizm üzerindeki vurgunun
toplumdaki sosyalist, demokrat, seküler feminist gibi diğer unsur-
ların çabalarını gizlediği ve kadınlar arasındaki politik, ideolojik ve
dini farklılıkların üstünü örttüğü iddia edilmekte ve İslamcı
feminizmin politikaları problemli bulunmaktadır
50.
Diğer yandan
İslamcı feministler, cinsellik, örtünme, dini yasanın temel sorunları
gibi konuları ihmal ettikleri için de eleştirilmiştir. İslamcı feminizmin,
hakim İslamcı söylemin toplumsal cinsiyet uygulamalarına kurtarıcı
bir alternatif teklif etmekte yetersiz olduğunu düşünen Moghadam,
kadın sadece İslam konteksti içinde eşit hakları elde edebilir
görüşüne karşı çıkmaktadır
51
. Diğer bir yaklaşıma göre İslamcı
feminizm, Müslüman bir kadının aynı zamanda bir feminist
olabileceği ve feminizm ile İslam’ın uyuşabilirliği anlamında ise kabul
edilebilir. Fakat Müslüman toplumlardaki feminizmin diğer
toplumlardaki feminizmden -İslami olduğu için- özel ve tamamıyla
farklı olduğu anlamına geliyorsa kabul edilemez. Tohidi’ye göre
İslamcı feminizm, sadece Müslüman kadınların çıkarlarını gözeten ve
diğer kadın hareketlerini sınırlandıran, Müslüman olmayan dini
azınlıkların kadınları ya da seküler ve laik yönelimli kadınların
dışlanmasına, susturulmasına ve önem verilmemesine neden olma-
yacaksa kabul edilebilir. Zira ideolojik feminizmin –seküler, Marksist,
İslamcı gibi- tek bir biçiminin bütün kadınlar adına konuşma
yetkisini kendisinde görmesi ve “kurtuluşun gerçek yolunu” iddia
ederek diğer sesleri yok sayması tehlikelidir. Dini feminizm ve inançlı
feministler, seçim özgürlüğüne saygı duymalı ve kendi yorumlarını
seküler, laik ve ateist feministlere empoze etmemelidir
52
.
Mojab İslamcı feminizmi onaylayan akademik feministlerin
İslam’ı kimlik inşa eden, tarihteki değişmez bir fenomen olarak ele
alma eğilimini eleştirmiştir. Ona göre İslamcı feminizmler inşa etmek
için çalışan batılı ve İranlı feministler, Avrupa merkezciliğe karşı
çıksalar da İslam’ı tarihin itici gücü olarak ele alan oryantalist bir
dünya görüşü içinde çalışmaktadırlar. Bu feministler, batılı kurguda
pasif, cahil, okuma yazma bilmeyen kadınlar olarak kurgulanan
Müslüman kadınlardan kendilerini uzak tutmakla birlikte, onları
teokratik yönetimdeki erkek tekelini kırmaları konusunda teşvik
etmişlerdir
53
. İslam’ı tarihin temsilcisi olarak ele almak sorunlu
olmakla birlikte ana problem, akademik feministlerin ataerkillik,
kadın hareketi ve feminizm hakkındaki temel varsayımlarıdır. Zira
genelde ataerkillik, devlet, din, kültür, sınıf, hukuk, dil, medya ve
50
Moghadam, “Islamic Feminism and Its Discontents”, s. 1149.
51
Moghadam, “Islamic Feminism and Its Discontents”, s. 1150, 1165.
52
Tohidi, “Islamic Feminism: Perils and Promises”.
53
Mojab, “Theorizing the Politcs of Islamic Feminism” , s. 142.
666
diğer toplumsal güçler tarafından beslenen erkek gücünün
uygulanması sistemi olarak görülmemektedir. Halbuki, ataerkilliğin
değerini bilememek ataerkilliğe karşı çaba gösteren feminizmin
değerini bilememektir
54
. Mojab’a göre bu durum, İslamcı feminizmin
gerçek bir feminist yaklaşım olup olmadığı sorusunu gündeme
getirmiştir, çünkü yapılan çalışmalarda kadın haklarından çok İslam
savunulmaktadır. İslamcı feministler toplumda Müslüman kadın-
ların ve statülerinin özgünlüğünü ve eşsizliğini vurgulayıp İslam’ın
kadını itibar ve saygı ile ele aldığını ve kadınlara eşit haklar verdiğini
ileri sürmüşlerdir. Bu noktada gözden kaçırılan husus, genelde
haklar sisteminin özelde ise kadın haklarının, batı toplumlarındaki
demokratikleşme çabalarının ürünleri olduğudur. Bu sebeple o,
haklar söylemi göz önünde bulundurarak İslamcı feminist projeyi
değerlendirmeyi teklif etmektedir
55.
Buraya kadar ele aldığımız eleştiriler, İslamcı feminizmi değer-
lendirme konusundaki sıkıntıları ve kafa karışıklığını oldukça net bir
şekilde yansıtmaktadır. İslamcı feminizm/feminist ifadelerinin, bu
söylemi üreten kadınlar tarafından üretilmediğini ancak zamanla
kabul gördüğünü hatırlatmakta fayda vardır. Görüldüğü gibi bu
tanımlar, beklentileri şekillendirmiş ve beraberinde bir sürü sorunu
getirmiştir. İslamcı feministler, özellikle feminizmi Kur’an’a uydur-
maya çalıştıkları
56
ve Kur’an’ı genellikle bir kadın hakları dokümanı
olarak gördükleri
57
iddialarıyla eleştirilmektedir. Yine, birazdan
görüşlerine yer vereceğimiz Al-Faruqi ve Tohidi gibi düşünürlerin, bu
söyleme yeni hedefler çizilmekte olduğunu görmekteyiz. Al-Faruqi’ye
göre feminist söylem İslami çevrede başarılı olmak istiyorsa farklı
sorunları, çözümleri ve amaçları olan yabancı bir çevreden beslenen
feminizmden çok feminizmin yerli bir formunu üretmek zorundadır.
Zira batılı kadın hareketinin ana akımı dini baş düşmanı olarak
görmüştür. Batının aksine Müslüman kadınlar, İslam öğretileri
bağlamında söylem üretmektedir. Ona göre Müslüman kadınlar söz
konusu olduğunda sorun, ne İslam’da ne de onun geleneğindedir,
yabancı ideolojilerin Müslüman toplumlar üzerindeki dayatması,
cahillik ve gerçek İslam’ın çarpıtılmasıdır. Bu sebeple İslami çevrede
başarılı olmayı hedefleyen bir feminist girişim, sadece kadın çıkarları
için değil toplumun bütünü için çalışmalıdır
58.
Tohidi ise uzun
vadede -Hıristiyan feminizmin yaptığı gibi- İslamcı feminizmin, İslam
toplumlarının modernleşmesi ve sekülerleşmesini kolaylaştıracağını
54
Mojab, “Theorizing the Politcs of Islamic Feminism”, s. 131.
55
Mojab, “Theorizing the Politcs of Islamic Feminism”, s. 137.
56
Moghadam, “Islamic Feminism and Its Discontents”, s. 1152.
57
Osman, “Back to Basics”.
58
Al-Faruqi, Lois Lamya’, “Islamic Traditions and The Feminist Movement:
Confrontation or Cooperation?”,
Jannah/Sistesr/Feminism; (12.02.2006).