26
skitlerin yayıldığı düzlükler ve ırmak vadileri değişik türlerde yabanıl
hayvan barındırır. Strabon skitya’da av hayvanları hakkında şunları
anlatmaktadır: “Av olarak, bataklıklarda geyik ve yaban domuzu, ovalarda
yaban eşeği ve karaca bulunur. Dört ayaklılar arasında ise geyik ve koç
arasında bir büyüklükte, beyaz renkli, diğerlerinden daha hızlı bir hayvan
vardır. Bu hayvan burun deliklerinden içine su alır ve birkaç gün besinini bu
kursağından sağlar. Bu yüzden susuz ülkede kolayca yaşayabilir.”
93
Bu tür
yabani hayvanları avlamakla skitler sadece yiyecek ve giyecek ihtiyacını
karşılamıyor aynı zamanda ok ve mızrak kullanma becerisini geliştiriyordu.
94
Avlanma hedefi vurmak açısından da akın ve savaşa bir temel
oluşturmaktaydı. Lucianos skit okçularının hedefi vurma bakımından diğer
halklardan üstün olduğunu belirtmektedir ve onların nasıl atış talimi
yaptıklarını şöyle anlatmaktadır: “Bazıları ok atmayı öğrenirken, ince
dallardan yığınlar yaparlar bunu uzağa değil hemen önlerindeki bir sırığa
asarlar sonra ona ok atarlar. Eğer isabet ettirip dalı delerlerse çok büyük bir
ş
ey yapmış gibi sevinirler. Çünkü okları dosdoğru dal demetine gitmiştir.
Fakat skit okçuları öyle yapmazlar. Onlar öncelikle kendileri ata binerler, atı
dört nala koşturarak ok atarlar. kinci olarak nişan aldıkları şeyin de hareketli
olması gerektiğini düşünürler. Onlara göre, hedef ok darbesini bekleyen sabit
bir şey olmamalıdır aksine mümkün olduğunca hızlı hareket etmelidir. Onların
çoğu vahşi hayvanlara bir kısmı da kuşlara nişan alır. Eğer oklarının etkisini
görmek istiyorlarsa önlerine sert bir odun yada ham deriden bir kalkan
koyarlar. Eğer bunu delerlerse okların düşman silahlarını da deleceğinden
emin olurlar.”
95
Dört nala giden at üzerinde dengeyi sağlayabilme, aynı anda attan ata
geçebilme ve dört nala giden atın binicilerinin değiştirilmesi gibi becerilerin
93
Strabon, Geographia,VII, 4.8.
94
Trippet, A.g.e., s. 36
95
Luciannos, “Hermotimus”,
33
27
denendiği binicilik müsabakaları skitlerin eğitiminde önemli bir rol
oynuyordu.
96
Pers kralının düzenlediği bir müsabakadan bahseden Ksenephon şu
bilgiyi veriyor; Pers hükümdarı çeşitli halkları temsil eden süvariler için bir
hipodrum kurdurmuştu. Koşular için tahsis edilen yolun uzunluğu beş stad idi.
Koşular başlar başlamaz, öne fırlayan bir Saka delikanlısı, diğer yarışçılara
neredeyse yarı yarıya fark atarak finişe ulaştı.
97
At üstünde bir yaban tavşanını mızrakla vurmak skitlerin milli
sporuydu. Bu sporda dört nala giden bir atın üstündeki kişi bir mızrakla ya da
kısa kılıçla yabani tavşanı öldürmeye çalışırdı. Bu avcılık sporu atın bir av
köpeğinin özelliklerine sahip olmasını gerektirirdi ve atın üstündeki kişinin de
avını elinden almaya çalışan diğer binicilere karşı büyük bir kararlılık
göstermesini gerektirirdi.
98
Bu hareketli ve çevik hayvanın avı skitlerin at
üzerindeki çevikliğini ve yeteneğini artırmaktaydı.
99
Herodotos skitlerin bir
tavşan gördüğünde her şeyi bırakıp peşinden gidecek kadar bu sporu çok
sevdiklerini bildirmektedir.
100
Herodotos’un, bildirdiğine göre Darius’un MÖ.
513’deki skitya seferi sırasında uzun kovalama yıpratma mücadelesinden
sonra nihayet iki ordu savaş düzenini almıştır. Savaş başlamak üzereyken
savaş meydanında aniden bir tavşan görünür. Tavşanı gören skit savaşçıları
onun peşine takılır ve bu yüzden saflar karışır.Pers kralı Darius karşı saftaki
karışıklığın nedenini öğrendiğinde, skitler, kendisini ciddiye almadığı için çok
aşağılandığını düşünür ve hayal kırıklığına uğrayarak ordusuna geri çekilme
emrini verir.
Yukarıda belirtilen eğitimlerin sonucu olarak skitler hem fiziksel olarak
hem de savaşlarına esas teşkil eden ok atma ve at binme becerilerinin
sürekli canlı tutulması bakımından savaşa ve savaş manevralarına her
zaman hazırlıklıydılar.
96
Rolle, A.g.e., s.98
97
S.G. Klyasthorny , T. . Sultanov, Türkün Üç Bin Yılı, Selenge Yayınevi, stanbul, 2003. s.51-52
98
Rolle, A.g.e. , s. 98
99
Tarhan ,A.g.m., s.599
100
Herodotos, IV, 134
28
2- Özellikleri
skitlerin geniş zamanlarda sürüleriyle dolaşması yaylak kışlak arsında
gidiş gelişleri, insan, hayvan ve çevreyle mücadelesi kısacası hayat tarzı bir
takım özellikler kazanmasına zemin hazırlamıştır.
101
Büyük sürülerin bir
arada tutulması, otlakların belirlenmesi ve korunması gözetme ve dikkat
gerektirir; insanı idareye , emretmeye ve hakimiyete hazırlar.
102
Hareketli yaşam tarzının sonucunda bozkır insanı bünye olarak
oldukça dayanıklı ve dirençli hale gelmiştir. Justin “ skitlerin vücutlarının
alışılmadık derecede güçlü olduğunu ve onların acıya ve savaşmaya
dayanıklı olduklarını”
103
bildirmektedir. Dayanıklılık ve dayanma gücü iyi bir
asker olmanın ön şartıdır ve bu niteliklerden yoksun bir göçebe yoktur.
104
Göçebe askeri su içmeden yemek yemeden yada uzun süre uyumadan
yaşayabilir.
105
Hareketli yaşam tarzı büyük bir organizasyon kabiliyeti ve liderlerin
ileri görüşlü olmasını gerektiriyordu ayrıca toplum liderlerine itaat etmeye
hazır bireylerden oluşuyordu.
106
Herkes üzerine düşeni yapıyordu yine de
toplum içinde sıkı bir dayanışma ve yardımlaşma görülüyordu. Luciannos
107
skitler arasındaki dostluğun ve yardımlaşmanın altını çizmektedir; “ skitler
arasında en değerli şey dostluktur onlara göre en büyük onur dostlarına
işlerinde yardım etmek onlarla birlikte tehlikeye atılmak, en büyük ayıpta bir
dosta hainlik etmektir.”
Disiplinli bir şekilde otlaklar belirleniyor,kışlakta kalınıyor, yaylaktan
kışlağa ulaşılıyordu.
108
Bu disiplin anlayışı savaş meydanına da yansıyor. skit
ordusu katı bir disiplinle savaşıyordu.
101
Durmuş, A.g.m., s.10
102
J. Deer, step Kültürü, DTCFD,1954, s.160
103
Justinus, Epitome Of Philippic History Of Pompeius Trogus, II,3
104
Hildinger, A.g.e., s. 7
105
Jean Paul Roux ,Orta Asya Tarih ve Uygarlık ,(Çev. Lale Arslan), Kabalcı, stanbul, 2001, s.38
106
Rice, A.g.e. , s.57
107
Luciannos, Toxaris
108
Durmuş, A.g.m., s.10
Dostları ilə paylaş: |