32
ve mızrak daldırırlar; arkasından yemin ederler ve yeminini bozanın tanrının
gazabına çarpılması dileğinde bulunurlar ve sonunda kaptaki şaraptan
birazcık içerler.” Yukarıda bahsedildiği gibi skitler çok geniş bir coğrafyaya
yayılmıştı. dareyi kolaylaştırmak için skitya üç bölgeye ayrılmıştı. En büyük
önder hakim boy olan Krali skitlerden geliyordu. Herodotos’un Koloksais’le
başlayan hanedanlıkla ilgili anlattığı hikayede ve Darius istilasıyla ilgili verdiği
bilgide skitya’nın üçe bölündüğü görülmektedir. Burada Herodotos şöyle
bildirmektedir
129
: “ skitya ilk olarak boştu, burada ilk olarak Targitaos adında
bir adam doğdu. Targitaos’un üç çocuğu olmuş;Lipoxais ve en küçükleri
Koloxais. Bunların zamanında Skythia’ya gökyüzünden altından yapılma
zanaat araçları düşer; bir saban , bir boyundurluk, bir balta ve bir kupa.
Bunları ilk olarak en büyükleri görür ve almak için yaklaşır; altın, kızıl kor olur.
O geri çekilir, ortanca ilerler gene aynı şey olur. Sıra üçüncüye yani en
küçüklerine gelir. O zaman altın soğur, o da bunları alır. Mucizeyi gören
büyükler, iktidarı en küçüklerine bırakırlar. Lipoxais’ten Aukhatea denilen
Skythler doğmuştur. Ortancadan, Arpoxais’ten inenler Katiariler ve
Traspieslerdi ve en küçüklerinden de kralları çıkmıştır ki adları
Paralatailardır.” Herodotos Darius’a karşı
skitlerin yaptığı savaş
hazırlıklarından bahsettiği daha sonraki bir bölümde
130
bu üç grubun beyinin
ya da kralının adını vermektedir; Birinin kralı Skopasis’ti. Tek ordu halinde
birleşen öbür iki krallıktan büyüğün kralı Idanthyrsos, üçüncüsünün kralı ise
Taxakis idi. Yine Herodotos’un bildirdiğine göre Pers kralı Darius ile
Idantyrsos birbirlerine elçiler göndermiştir.
131
Buradan skitlerin üç kral
tarafından yönetildiği yada kralın Idantyrsos olduğu diğerlerinin ise ordu
komutanları olduğu düşüncesi çıkarılabilir.
132
Bir savaş tehdidi söz konusu
olduğunda krallar birbiriyle işbirliği yapıyor izlenecek yollar konusunda
müzakere ediyordu. Bu da aralarında bir birlik şuurunun olduğunu
göstermektedir.M.S.196 yılındaki bir savaştan bahseden Dio Cassius
133
129
Herodotos,IV.5-6
130
Herodotos, IV. 120
131
Herodotos, IV. 126
132
Durmuş, skitler (Sakalar), s.76
133
Dio Cassius, LXXXV.3.1
33
skitlerin “üç liderinden” bahsetmektedir. Dio Cassius’un verdiği bilgi skitlerin
geç dönemlere kadar üç kral tarafından idare edildiğini göstermesi
bakımından önemlidir.
Kral kudretini veraset yoluyla elde ediyor ve kendinden sonraki
kuşaklara aktarıyordu. Justinus’un naklettiği
134
skit kralı Atheas’ın sözünden
krallığın babadan oğula geçtiği açıkça görülmektedir. Burada Atheas
kendisine bir veliaht aramadığını çünkü yaşayan bir oğlu olduğunu
söylemektedir. Kral kendisine tabi olan kabilelerden vergi topluyordu.
Kabileler arasında otlakların paylaşımı konusunda bir çatışma çıktığında
barışı sağlıyordu. Bu problemi çözebilen hükümdarlar uzun süre iş başında
kalmayı başarmışlardır.
135
taat altına alınan kabilelerin isyan ettikleri olmuş
fakat bu gibi hareketler Ateas zamanında güçlerin birleşmesine yol
açmıştır.
136
Strabon kral Ateas’ın MÖ. IV.yy’da bütün skit boylarını
birleştirdiğini söyler.
Toplumun hayat tarzı ve yapısı askeri yaşantıya ve savaşa hazırlıklı
olmaya göre ayarlanmıştı. Savaş zamanında memleketin o zamanki
taksimatı gereğince üç bölgeden gelen kuvvetler taburlara ve bölüklere
ayrılırdı.
137
Bunların her birinin kendi kumandanları vardı. Ancak gruplardan
kralı skitler ön olana çıkmıştır. Onların komutanı başkomutandı.
Bütün sosyal yapısı savaşın ihtiyaçlarına göre işleyen skitya’nın çok
sayıda kadını da içeren yetişkin nüfusunun hemen hemen tamamı
savaşlarda yer alırdı. Bu özelliğiyle skitya bir “askeri devlet” yada “ordu
millet” idi.
138
skit ordusunun büyük bölümü, atlıların meydana getirdiği süvari
sınıfından oluşmaktaydı. Süvariler göçebe toplumlarda tipik bir durum olduğu
için skitlerin birincil ordusu idi. Her skit atlısının yayı ve oku vardı. Grek
yazarlar ok atma becerileri ve at üzerinde şekil alan yaşam ve savaş
biçimlerinden dolayı onlara “hippotoksotai” (atlı okçular) diyorlardı.
134
Justinus, IX.2
135
Durmuş, A.g.e., s. 77
136
Grakov, A.g.e., s. 82
137
Memiş, A.g.e., s. 62
138
Cernenko, A.g.e., s. 21
34
Uzun mesafeli savaşlarda skitler yay ve sapan, orta mesafede mızrak
ve cirit ve adam adama savaşlarda kılıç, kısa kılıç, kama ve hançer kullanırdı.
Süvarilerin çoğunluğu hafif silahlı idi. Atlılar deri ceket ve başlık
giyiyordu. Bir kılıç, akinakes (kısa kılıç) ve ok ile yay taşıyordu. Bunlar
ordunun ani hücum gücünü oluşturuyordu. skit ordusunda ağır silahlı
süvariler de vardı.
139
Bunlara yerel prensler komuta ederdi. Hem atlar hem
binicileri çok iyi korunurdu. Bütün ordu bir disiplin altında bir savaş düzeninde
savaşırdı ve savaş alanında çok deneyim kazanmışlardı. Çarpışma ok
yağmuru ve sapan taşı yağmuruyla başlardı. Daha sonra ağır süvariler
düşman düzeninin ortasına ana darbeyi indirerek yakın düzende hücum
ederdi. Bunlar kuşkusuz, düşman saflarını yararak çarpışmanın en şiddetli
anında gruplaşıp doğru yerde doğru zamanda yıkıcı darbeyi indirmek için
pozisyon değiştirerek manevra yapardı. Düşman çökertildiğinde hafif silahlı
skit süvarileri onları tamamen ortadan kaldırmak için kapanırdı.
Yukarıda belirtildiği gibi skit ordusunun büyük kısmı süvarilerden
oluşmaktaydı. Ancak yazılı kaynaklarda skit ordusunda piyade birliklerin
olduğuna dair kayıtlar da mevcuttur. Herodotos
140
Massagetlerle ilgili “atlı
yada yaya savaşırlar çünkü her iki şekilde de savaşabilirler” demektedir.Yine
Herodotos
141
MÖ. 513’daki Pers istilası sırasında “ skitlerin yaya ve atlı
olarak Persler karşısında savaş düzenini aldığını” söylemektedir. Ancak skit
piyadeleriyle ilgili en ilginç bilgi M.Ö. geç 4.yy olayları hakkında bilgi veren
Diodorus Siculus’tan gelmiştir. Diodorus Siculus
142
MÖ. 310-309’da Thates
Nehri Savaşında Bospor kralı Skyles’in saflarında savaşa katılan “ skitlerin 10
bin atlının yanında 20 bin piyadeyle savaş düzenini aldığını” söylemektedir.
Chernenko, Diodorus’un bu savaşta atlıların iki katı kadar piyade yer aldığını
kaydetmesini MÖ. Geç 4.yy’da skitler arasında göçebelikten yerleşikliğe
geçişin yavaş yavaş gözlenmesine ve bahsedilen savaştaki savaşçıların
çoğunluğunun özellikle bu ilerlemenin yayıldığı bölgelerden alınmasına
139
Cernenko, A.g.e., s.20
140
Herodotos I. 215
141
Herodotos IV.134
142
Diodorus Siculus,XX,22.4
Dostları ilə paylaş: |