46
İsenbike Toğan,
Türkiye Bilimler Akademisi,
professor doktor
ZEKİ VELİDİ TOGAN’IN TARİHÇİLİĞİNDE
COĞRAFYA’NIN YERİ
*
Babam Zeki Velidi Togan’ın hayatındaki dönüm nok-
talarından birini teşkil eden olayların cereyan ettiği Bakû
şehrinde böyle bir anma toplantısının yapılması geçmişi ve o
zamanın duygularını geri getirmektedir. Çok öncelerden ki-
tapçıları vasıtasıyla daha sonra da Mehmet Emin Resulzade
ile haberleşmesi dolayısıyla uzaktan aşina olduğu Bakû şeh-
rine Zeki Velidi Togan 5-6 Temmuz 1920 günlerinde gelmiş
ve bir hafta kalmıştır. O sıralar artık “Sovyetlerle on beş ay
işbirliği 1919-1920” diye adlandırdığı dönem sona ermiştir.
O artık ihtilal içinde yer alan Başkurt lideri değil, Sovyet
Gizli Polisi’nin aradığı bir kişidir. Bu günlere nasıl gelin-
diğini o Hâtıralar
1
adlı eserinde:
29 Haziran 1908’de babamı bırakıp uzak
şehirlere tahsile gitmiştim. Şimdi 29 Haziran
1920’de Lenin’i bırakıp aleni isyan bayrağı
kaldırarak Türkistan’ın dağ ve çöllerine
çekiliyordum. Belki de muvaffak olamazsak
Avrupa’ya gideceğim. Belki bundan sonra hiç
Moskova’yı görmiyeceğim.
sözleri ile ifade eder. Artık o memleketi Başkurdistan’ı
da bir daha hiç görmeyecektir. Bakû’ye aynı yıl
içinde iki
kez gelecektir. Birincisinde Saritsin ve Dvetnatsat Futov
yoluyla 5-6 Temmuz’da Bakû’ye gelir. Bakû’de Türkiye’li
1
Prof. Zeki Velidi Togan, Hatıralar. Ankara: Diyanet Vakfı Yayınları,
1999 (s. 171).
47
komunist Mustafa Suphi’nin evinde kalır. İkinci ikametinde
de yine Mustafa Suphi’nin evinde kalır. 1-5 Eylüle rastlayan
ikinci ikameti Bakû’de toplanan “Bakû Şark Milletleri
Kongresi” dolayısıyladır. Her ne kadar bu fikir kendisi
tarafından Moskova’da Cemal ve Halil Paşaların huzurunda
atılmışsa da, bu kez kongre Stalin ve ona bağlı organizas-
yonlar vasıtasıyla düzenlenmektedir. Bu çerçevede o Kırgız
Canuzakov vasıtasıyla gönderdiği önergelerle kongreye
dolaylı olarak katılmış olur. Kongre bittikten sonra da Son-
gait istasyonundan bindiği trenle o zamanki adıyla petrovski
olan Mohaçkale’ye gider. Orada Lenin, Stalin, Trotski ve
Rykov adına dört nüsha olarak meşhur mektubunu yazar.
Dolayısıyla Baku’ye ikinci gelişi onun hayatında büyük
değişikliklerin başlangıcını teşkil eder. Birinci ikametinde
de polis tarafından aranan bir adamdı ama o Bakû ile kendi
bildiği şekilde tanışır. Bu ikametini
Sovyet Gizli Polisinin beni Azerbaycan’da değil
Kazakistan’da arayacağını bildiğim için Bakû’da
epeyi serbest dolaştım. Eski eserleri, hanlarını,
saraylarını, cami ve medreseleri ziyaret ettim
sözleri ile anlatır. Burada gezdiği ve gördüğü yerleri o
daha sonra “Azerbaycan’ın Tarihi Coğrafyası”
2
adlı
makalesinde (1932) ayrıntılı bir şekilde ele alır (s. 70-75).
Gittiği yerleri bu şekilde dolaşmak onda alışkanlık ha-
line gelmişti. Bu alışkanlık o daha çocukken Ural dağların-
daki köyü Kuzen ve çevresinde başlamıştı. Köy ve çevresi
derken civar dağlar, yaylalar ve sonunda memleketi yürüye-
rek tanımıştı.
2
Zeki Velidi Togan, “Azerbaycanın Tarihi Coğrafyası”. Azerbaycan
Yurt Bilgisi 1(1932). 35-48, 69-83, 123-132, 145-156.
48
Bir yerden söz ederken orayı görmüş olmanın ve
coğrafi konumunun önemini bilmeden anlamıştı. Ama öte
yandan babası Ahmetşah Hazret’in çok hoşuna gitmese de
tarih ve coğrafyaya ait eserlere de düşkünlğü vardı. Genç
yaşta Arapça ve Farsça öğrenmiş olması onun bu tür eserleri
doğrudan doğruya okuyabilmesini sağlıyordu. Böylece o
çok erken çağlarda tarih ile coğrafya arasında yakın bir ilişki
kurmuş oldu.
Bugün biz Türkiye’de tarih araştırmalarında olayları
belli bir bağlamda anlamaya çalışırken, mekanlara çok daha
teorik bir şekilde yaklaşmaktayız. Yakın zamanlarda Os-
manlı araştırmalarının büyük üstadı Halil İnalcık, ilk Os-
manlılar tarihini birebir mekan üzerinden yeniden kurgula-
ma yoluna gitmiştir. Ancak bu türlü araştırmalar nadirattan-
dır. Zeki Velidi Togan’ın öğrencisi ve asistanı olmuş olan
Prof. Tuncer Baykara da mekanların fiziki özelliklerini
öğrenmenin önemi üzerinde durur. Tarihi bilgileri topograf-
ya ve toponomi çerçevesinde değerlendirme yoluna girer.
Muhakkak ki kendisinde bu yolda bir eğilim olmuştur, an-
cak büyük bir ihtimalle hocası Zeki Velidi Togan ile teşriki
mesai de onun bu yolda ilerlemesine sebebiyet vermiştir.
Öte yandan Zeki Velidi Togan coğrafya bilgisini o böl-
genin yalnız fiziki özellikleri ile tarihi bilgilerin karşılaştırıl-
ması açısından değerlendirmemiştir. 1932 yılında yayınla-
dığı “Azerbaycan’ın Tarihi Coğrafyası” adlı makalesinden
görüldüğü gibi, coğrafi bilgileri bir araya getirirken tarihi
coğrafya kitaplarında ve seyahatnamelerde o bölgeden
geçen yolları tesbit etmiştir. Tarihi değişimlerde
iktisadiyatın oynadığı role büyük ehemmiyet atfettiği için
özellikle yollar üzerinde yoğunlaşmıştır. Zeki Velidi Togan
Türklerin tarihinde kervan yolu ticaretinin en önemli iktisadi
faaliyetlerden biri olduğunu düşünüyordu. O eserlerinde
farklı bölgelerden geçen ticaret yolları mecralarını değiştir-