Ölmeyi Reddeden Kral



Yüklə 0,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/80
tarix18.06.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#49351
növüYazı
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   80




stra gözlerini açtığında, nerede olduğunu ya da ne­
den orada olduğunu bile hatırlamadan önce, aniden 
diğer kadını gördü. 
Duvarın  içindeki  bir  açıklıkta  duruyordu:  belki  bir  kapı 
aralığıydı; belki de değildi. Arkasındaki koyu fonda onu öne 
çıkaran  sarı,  altınsı  bir  ışığın  parlaklığıyla  yıkanmıştı.  Ast­
ra  ilk başta  kadının  çıplak olduğunu  düşündü;  ancak sonra 
göğüslerini  vurgulayan,  dar  ve  şeffaf  bir  tür  elbise  giydiği­
ni  gördü.  Boynu ve göğsü, üst  sıralarındaki taşları daha kü­
çük, alt sıralarındaki taşları daha büyük,  çok sıralı bir kolye 
ile 
kaplıydı. Kadın, çenesine doğru sıkılaşan kolyeyle birlikte 
sanki 
başını gergin, dik bir konumda tutmaya zorlayan iki tu­
haf omuz vatkası takmıştı. 
Örülü  saçlarının  bir bölümü,  giydiği  son  derece  sıra  dışı 
miğferin altından dışarıya çıkıyordu. Havacıların giydiği, de­
riyle kaplanmış eski moda kaskları andırıyordu. Kulaklarının 
üzerinde  soğansı  çıkıntılar  gibi  başlayıp  kıvrılan  ve  alnının 
üzerinde,  miğferin  ortasında  birleşen  iki  boynuz  tarafından 
sıkıca başında tutuluyordu. 
Kadın  kıpırdamadan  durdu.  Narin yüzünün  hafif  kalkık 
elmacık kemikleri ve geniş, belirgin bir çenesi vardı.  Dudak­
larını neredeyse gülümseme denebilecek biçimde büzmüştü. 
Astra kadının bumunu seçemedi; ancak karanlık, derin göz­
lerini görebiliyordu. Ağır, kalın duvarlı bir vazoyu, ikramda 
45 


()/1111·ııi 
/{cıiıicıit'ıı 
Kral 
bulunacakmış gibi kısmen Astra'ya doğru eğilmiş halde, elle­
rinin arasında tutuyordu. 
"Kimsin sen?" diye haykırdı Astra. 
Kadın, yanıt vermedi. Kıpırdamadan durdu. 
"Kimsin  sen?!"  diye bağırdı Astra,  korku ve öfkeyle.  An­
cak kadın, gülümser gibi ifadesi yüzünde donmuş olarak, ha­
reketsiz durmayı sürdürdü. 
"Onu tanımadın mı?"  dedi bir ses ve Astra bir anda Eli'yi 
hatırladı. 
Adam sehpa lambasını yaktı ve şimdi Astra onu, akşamın 
başlangıcında oturduğu yerde otururken görebiliyordu. 
"O kim? Bu diğer kadın ne yapıyor burada?" 
"Onu tanımadın mı?" diye yineledi Eli. 
Astra,  davetsiz misafire bir daha bakmak için döndü.  Ka­
dın,  dudaklarında belli belirsiz bir gülümsemeyle hala orada 
duruyordu  ve  koyu  gözleri  dosdoğru  Astra'ya  bakıyordu. 
Astra'nın  bakışları,  dolgun  dudakların,  belirgin  elmacık  ke­
miklerinin  ve köşeli çenenin üzerinde gezindi.  Gözlerini  ka­
padı ve titredi. 
"Tanrım," dedi. "Bu, benim!" 
Tekrar titredi ve koltuğa yığılıverdi. 
Eli  oturduğu  yerden  fırladı  ve  aceleyle  Astra'nın  yanına 
geldi. Elleriyle kadının soğuk ellerini kavradı ve ısıtmak için 
ovdu. Yanaklarını hafifçe tokatladı. 
"Her  şey  yolunda,"  dedi,  "her  şey  yolunda. Bu,  yalnızca 
bir heykel." 
Astra gözlerini açtı. "Bir heykel mi?" 
Adam,  kadının ayağa  kalkmasına  yardım etti ve  onu ay­
dınlanmış açıklığa götürdü. Astra burasının, aydınlanmadan 
önce kitap  raflarının arasında fark etmediği  bir  girinti oldu­
ğunu anladı. Figür,  gerçekten bir heykeldi ve boyu,  kendisi­
ninkiyle tıpatıp aynıydı. 
46 


Zecharia Sitchin 
"O kim? O kimdi?" diye sordu. 
"İştar," dedi Eli, üzerine basarak.  "Büyük tanrıça İnanna; 
l:;tar ya da Astarte diye de bilinir ... " 
"Aman  Tanrım ...  Aman  Tanrım ... "  diye  fısıldadı  Astra. 
Yüzünü  çevirdi  ve  haç  çıkardı.  Eli,  onu  kısa  bir  süreliğine 
kendisiyle baş başa bırakh. 
"Buna inanamıyorum ... Bu, olanaksız!" dedi Astra, topar­
landığında. "Bana ne kadar çok benziyor; benziyormuş ... " 
"Tam  tersini  de  söyleyebilirsin,"  dedi  Eli,  "Senin  ona  ne 
kadar çok benzediğini!" 
Astra elini uzattı ve önce donuk yüze, sonra yuvarlak gö­
ğüslere  dokundu.  "Ne  kadar  da  benim  gibi ...  Ne  kadar  da 
onun gibiyim," dedi usulca. 
"Ve aynı zamanda onun adını taşıyorsun," dedi Eli.  "Ast­
ra, 
Göksel Olan. Astarte ... İştar!" 
"Ne kadar sahici görünüyor," dedi Astra. 
"Evet,"  dedi  Eli.  "Fırat  Nehri'nin  kıyısında,  eski  bir  baş­
kent  olan Mari' de bulundu.  Onu  bulan  arkeologlar  yanında 
fotoğraf  çektirdiklerinde,  yaşayan  adamlarla  taştan  tanrıça 
.ırasındaki farkı hiç kimse göremedi ... " 
Astra'nın  heykelin  arkasını  görebilmesi  için,  onu  kaidesi 
iizerinde döndürdü. 
Şimdi,  boynuzların  önde  kıvrılmak  üzere  içinden  çıktığı 
�·ı kınhların, kulaklığa benzer aygıtlar olduğu açıkça görülebi­
l iyordu. Miğferin arkasında kareye benzer  bir  kutu,  bir  şerit 
yardımıyla  yerine  sabitlenmişti.  Birçok  bölümden  yapılmış 
bir hortum, neredeyse tüm heykel boyunca kutunun alhndan 
.ı:;ağıya  iniyordu.  Geniş  omuz  vatkalarıyla  desteklenmeleri­
ne 
ve hem göğsünden, hem sırhndan çapraz olarak geçen iki 
:;erit  tarafından  sabitlenmelerine  bakılırsa,  tanrıçanın  takhğı 
.ıygıtlar oldukça ağır olmalıydı. 
"Uçan Tanrıça," dedi Astra. Parçaları parmaklarıyla yokla­
d ı; 
sonra, onlarla yüz yüze gelebilmek için heykeli döndürdü. 
47 


O/meyi lfrddcden Kral 
"Neden?" dedi. "Heykel ne için?" 
"Seni ikna etmek için." 
"Ve altıncı parmak: onda var mıydı?" 
"Doğumundan sonraki sekizinci günde,  ameliyatla  çıka­
rıldı:  sekiz günlük erkek  bebeklere  uygulanan  Musevi  sün­
netini  hatırlatan  bir  yöntem ...  Ancak  burada  heykeltıraşın 
gerçeğe sadık kalarak, altıncı parmakların daha önce olduğu 
yerlerde sırrı açığa vuran yara izlerini bıraktığını  görebilir­
sin." 
Astra noktalara dokundu. 
"Anlıyorum,"  dedi. 
"Benim 
gibiydi ...  Ben  de  onun  gibi­
yim."  Eli'yle  yüz  yüze  gelmek  için  döndü.  "Onun  kadar ... 
Onun bir zamanlar olduğu kadar güzel miyim?" 
Adam onu kalçalarından kavradı ve kendine doğru çekti. 
"Öylesin!" diye yanıtladı ve onu dudaklarından uzun  uzun, 
tutkuyla öptü. 
"Hazırım,"  diye  fısıldadı  kadın.  "Geriye  gitmeye  hazı-
rım ... " 
"Öyleyse gel, sevgili kraliçem," dedi adam, onu kendi be­
denine sıkıca bastırırken.  "Birlikte  yolculuk  etmeliyiz ...  Geç­
mişe!" 
Kadın, adamın ağzına uzandı ve onu tutkuyla öptü.  "Ben 
hazırım," dedi. "Bir zamanlar İştar' dım ... Yeniden İştar olmak 
istiyorum." 
"Bana tamamen güvenmen gerekecek," dedi Eli. "Ne olur­
sa olsun sana zarar gelmeyeceğine içtenlikle, tüm duyulannla 
inanmak zorundasın." 
"Sana güveniyorum, aşkım ... Gılgamış'ım!" 
"İşte bu gece, o gece,"  dedi adam, onu  okşarken.  "Kutsal 
Evlilik  ayinlerinin  gecesi,  kutsal  birleşmeyi  gerçekleştirmek 
için ... Bitmek bilmeyen sevişmenin gecesi; İştar ve Gılgamış'ın 
tek vücut olduğu gece ... " 
48 


Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə