Ölmeyi Reddeden Kral



Yüklə 0,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə18/80
tarix18.06.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#49351
növüYazı
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   80

Ölmeyi Reddeden Kral 
Kısa yol, Gılgamış'ın geceleyin ziyaret ettiği geçitten geçe­
rek Kutsal Bölge'nin güneydoğu duvarı ve kuzeydoğu geniş­
liği  boyunca  ilerliyordu.  Oradan,  geçmiş  kralların  doğal  bir 
dereyi  derinleştirip  genişleterek  yarathkları  Kuzey  Kanal' a 
doğru bir sokak iniyordu. Kraliyet Tepesi'ne kısa bir hrmanı­
şın ardından da sarayın ana girişine ulaşılıyordu. Beklenenden 
erken  vardıklarından,  genellikle  bu  fırsatları  değerlendirip 
kralı  selamlamak  için  toplanan  saray  görevlileri,  askerler  ve 
hizmetkarların oluşturduğu kalabalık,  orada değildi. Siperler­
deki nöbetçilerin uyardıkları, koşarak kapıya geldiler ve Gıl­
gamış kapıdan geçerken geleneksel dualarını,  "Çok Yaşa!" ve 
"Bereket!" diye bağırdılar. Adam el sallayarak onları selamla­
dı; bir yandan da aynı dualari gerektiği gibi onlara mırıldandı. 
Ancak şu ya da bu saray görevlisinin tek tek selamını almak 
için durmadı ve hızlı adımlarla, canlılıkla, sarayın özel odala­
rına doğru yürüdü. Onu yalnızca Niglugal takip etti. 
"Sorun nedir, Efendim?" diye sordu Niglugal. 
"Tanrıça!"  dedi  Gılgamış,  giysisini  çıkarırken.  "Gereken 
duayı  söylemedi;  ben  mükemmel  performans  gösterdiğim 
halde!" 
"Duyulmamış şey bu," dedi Niglugal. "İnanılmaz!" 
"İnansan  iyi  edersin,"  dedi  Gılgamış.  "Ve  törenler  sıra­
sında  olabilecek  en  tuhaf  şekilde  davrandı.  Ancak  'Acayip' 
sözcüğü bunu betimleyebilir! Bana yaşam sözü vermesi için 
yalvarışlarımı görmezden geldi;  geçmiş  aşkları ve birleşme­
lerine dair anılarına dönüp durdu. Bir an partnerinin, çocuk­
luk yıllarındaki kardeşi Şamaş olduğunu hayal etti. Sonra ni­
şanlısı  Dumuzi,  ya da hatta yüce efendi Anu'nun  ta kendisi! 
Kıkırdadı, kımıldandı, ağladı ve acıyla bağırdı. Suça hakaret 
eklemek için de, ben istenen elli kereyi mükemmel olarak ye­
rine getirdikten sonra,  kutsal bi.rleşmeyi onaylayan gelenek­
sel sözcükleri sonunda söylemedi!" 
66 


Zecharia Sitchin 
"Buna inanamıyorum," dedi Niglugal. "Bu, yüce efendiler 
Anu  ve  Enlil'in kanunu.  Tanrıça önceden buyrulmuş duayı, 
'Gelişin Hayathr, Yatağıma girmen Berekettir, Seninle Uzan­
mak büyük Sevinçtir, sen Yoldaşsın ve  Kralsın!'  duasını söy­
lemek zorunda." 
"Sözcükler doğru ama tanrıça onları dile getirmedi. Ayrı­
ca, üçte iki kutsallığımdan ötürü bir ölümlünün sonunu yaşa­
mamam gerektiğiyle ilgili olarak ona tüm söylediklerimi  de 
duymazdan geldi." 
"Olabilecek en sıra dışı davranış. Ve çok kafa karışhrıcı," 
dedi Niglugal. 
"Tüm bunların arkasında Enkullab'ın, üvey kardeşim ola­
cak o entrikacının olduğundan kuşkulanıyorum," diye yanıt­
ladı Gılgamış, kendi giysilerinden birini giyerken. 
"Ben  de  Yüksek  Rahip'in  neler  karışhrdığını  öğrenmeye 
çalışıyordum  doğrusu,"  dedi  Niglugal,  Kutsal  Bölge'nin  ol­
duğu yönü işaret ederek. 
"Ah, 
evet,"  dedi kral.  "Geceleyin senin casuslarından bi­
riyle karşılaşhm ... O, iyi bir adam ... Özel geçitten zorla çıkma­
ma engel oldu ... " 
"Niglugal'in gözlerinde şaşkınlık vardı.  "Majesteleri?" 
"Olayların  kontrolünü  kendi  ellerime  almak  üzereydim, 
Niglugal,"  dedi  Gılgamış.  Duvarın  dibindeki  uzun  masaya 
doğru  yürüdü.  "Kraliyet evinde  şarap mı bitti?"  diye sordu 
öfkeyle. 
"Affedin beni, Efendim,"  diye aceleyle konuştu Niglugal. 
"Hizmetkarlar oyalanmış olmalı." Ellerini çırph ve bir görev­
li ortaya çıkınca ona bir şeyler  fısıldadı.  Bir an sonra  içeriye 
şarap getirildi ve Gılgamış, bir kadeh dolusu şarabı midesine 
indirdi. 
"Casusların  aracılığıyla  başka  şeyler  de  öğrendin  mi?" 
diye sordu. 
67 


Ölmeyi Reddeden Kral 
"Enkullab, tanrıçayla birçok resmi görüşme yapıyormuş," 
diye  yanıtladı  Niglugal,  "ancak  gizlice  ne  konuştuklarını 
kimse bilmiyor.  Öte  yandan şehirde neler olup  bittiğini bili­
yoruz ... Rahipler, halkı size karşı serbestçe konuşma yönünde 
cesaretlendiriyorlar ... 

"Piç!" dedi Gılgamış. "Beşinci günde kralın kraliyet sim­
gelerinin  elinden  alınması  yalnızca  sembolik  bir  hareket 
olduğu  halde,  rahipler  tacımı,  asamı  ve  kutsal  topuzumu, 
olabilecek  en  ciddi  kararlılıkla  alıp  götürdüler.  Ayrıca  ben 
günah  çıkarmak için önünde  diz çökmüşken, Enkullab yü­
züme  tokat  attı  ve  öç  duygusuyla  kulaklarımı  çekti!  Göz­
lerinde  yanan kıskançlığı görebiliyordum;  sanki  tanrıçayla 
kutsal geceyi o geçirmek istiyormuş gibi. Ne diyorsun, Nig­
lugal?" 
"Bundan  fazlası  da  var,"  dedi  Niglugal.  "İnsanlar  size 
düşman oldu." 
"Bana mı? Bu, doğru mu?" 
"Gerçeği bilmek istiyorsanız,  Majesteleri,  bu  doğru ... Şe­
hir, tecavüze uğramış gelinlerle ve evliliklerini tamamlamayı 
reddeden kocalarla  dolu.  Yeni evli damatlarla yaptığınız ve 
ödülün  gelinin bekareti  olduğu  güreş  karşılaşmaları,  genç­
lerin  Erek'ten ayrılmalarına neden  oluyor.  Nannat'a tapmak 
için Ur'a,  ya da daha kötüsü, daha güneye, Enki'nin Evi'nin 
hüküm  sürdüğü  Eridu'ya  gidiyorlar.  Gündüz  güreşleriniz, 
arkasında  kırılmış  kapı  kirişleri  ve parçalanmış  at  arabaları 
bırakıyor.  İnsanlar,  'Gılgamış,  Enmerkar  ve  Lugalbanda'ya 
layık bir evlat değil,' diyorlar." 
"Belki de tahtta başka bir evlat görmek istiyorlar; mesela 
Veliaht Prensi?" 
"Efendim Gılgamış,"  diye başladı  söze  Niglugal.  "Kralın 
gazabını uyandırmadan konuşabilir miyim?" 
"Gerçeğe tahammül edebilirim." 
68 


Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə