Ölmeyi Reddeden Kral



Yüklə 0,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/80
tarix18.06.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#49351
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   80

"Hiç fikrim yok." 
"O, alhdan olan!" 
Zecharia Sitchin 
"Alh parmak?" diye tahminde bulundu Astra. 
"Yaşamın  üzerine  bahse  girebilirsin,"  diye  yanıtladı  Eli. 
"Eski çağlarda Kenan'ın güneyinin Sina Yarımadası'yla sınır 
çizen tüm o bölümü, eşsiz özelliği alhncı bir parmak olan insa­
nüstü varlıklar soyunun yaşadığı yer olarak bilinirdi. Beş yüz 
yıl sonra, aynı yerde Kral Davut Filistinliler ile savaşırken, o 
insanüstü  varlıkların  soyuyla  karşılaştı.  Gat  şehrinde  onlar­
dan dört tane vardı. Burada,  sana İkinci Samuel Kitabı'ndan 
bir bölüm okuyayım:  "Bir başka savaş da Gat'ta vardı ve bir 
başka  dev  de  burada  ortaya  çıkh;  Refaim  soyundan  geldiği 
için her bir elinde ve ayağında alh, toplam yirmi dört parmağı 
vardı." 
"İncil öykülerindeki devlerle ortak bir yanımız olduğunu 
mu söylemeye çalışıyorsun?" 
"Elbette," dedi Eli.  "Elin ya da  ayağın  yanında büyüyen 
fazladan küçük bir parmağın olduğu bu durum, modern tıp­
ta 
polidaktili 
adıyla bilinir. Bu büyüme, kuşaktan kuşağa ge­
çen sıra dışı, genetik bir özelliktir kuşkusuz. Çocuklarda bu 
garipliğin  yeniden  ortaya  çıkabilmesi  için  tüm  benzer  sıra 
dışı  özellikler  gibi,  kararsız  genin  hem  anne  hem  de  baba 
tarafından taşınması gerekir ... Yani gen, bazen kuşaklar bo­
yunca görünmeden, açığa kavuşmadan kalıp, doğru çiftleş­
me gerçekleştiğinde kendini yeniden gösterebilir.  Böylece, 
bizim durumumuzda çocukta altı parmak olarak ortaya  çı­
kar." 
"Belli insan gruplarına özgü bu tür genetik kusurlar hak­
kında bir şeyler okumuştum,"  dedi Astra. "Kalıhmsal oldu­
ğunu iddia ediyorlar." 
"Tam olarak öyle," dedi Eli. "Ancak, bizim garip özelliği­
miz bir kusur değil; hem de hiç değil..." 
21 


Ôlmeyi Reddeden Kral 
Cümlesini  bitirmedi.  Ayağa kalkh  ve şeri  kadehlerini  ye­
niden  doldurdu.  Astra'ya  kadehini  verdi  ve  ayakta  durdu. 
Lambanın ışığı adamın arkasında,  odanın mavimsi renginde 
onun  siluetini  vurgulayan  bir 
parıltı, 
aydınlanmış  bir  arka 
plan oluşturdu. Astra onun sözlerini sessizce bekliyordu. 
"Bizim, yani senin ve benim," dedi, kadının gözlerinin içi­
ne bakarak, "ortak bir genimiz var; aynı atalardan geliyoruz ... 
İncil  zamanında zaten  'eskiye ait'  olan,  çok  eski  zamanların 
insanlarından ... " 
"Ama az önce bunun bir kusur olmadığını söylüyordun," 
diye araya girdi Astra. 
"Tam tersine," dedi Eli. "Bu, ölümsüzlük için uygun oldu-
ğumuzu gösteriyor!" 
"Ölümsüzlük 
mü? Şaka yapıyor olmalısın." 
"Kesinlikle hayır," dedi Eli. "Ölümüne ciddiyim." 
"Yalnızca alhncı bir parmakla doğduğumuz için mi?" 
"Başka şeylerin yanı sıra,  Refaim'in soyundan geldiğimiz 
için ... Bu kutsal kitap sözcüğünün anlamını biliyor musun?" 
"Hayır." 
"Gerçek  anlamı  'İyileştiriciler'.  İncil' de  onlara,  Kutsal 
Topraklar'ın  bazı  yerlerinin  eski  zamanlardaki  olağanüstü 
sakinleri  olarak  birçok  kez  değinilir.  Diğer  eski  insanların 
bilgilerine göre Refaimler, iyileştirmenin sırlarını bilen kutsal 
varlıklardı. .. " 
"Başmelek Rafael gibi mi?" 
"Doğru;  bu,  adının  tam  karşılığı.  'Tanrı'nın  İyileştirici­
si',  daha  birebir  çevirisiyle,  'El  adlı  tanrının  İyileştiricisi' ... 
Kenan' a ait eski bir öyküye göre Keret adlı bir kral, tanrı olan 
El'in çocuğuydu ve yarı  tanrıydı.  Kızdırdığı bir tanrıça  ona 
ölümcül  bir  hastalıkla  eziyet  etti.  Ancak  o  ölürken,  El  onu 
kurtarmak için iyileştirici tanrıçayı gönderdi ve o, Keret'i ya­
şama döndürdü." 
22 


Zecharia  Sitchin 
Şerisinden bir yudum aldı.  "Sonra Refaim soyundan gel­
diği net olarak belirlenen Danel'in yine Kenan' dan gelen öy­
küsü var. İbrani atası İbrahim gibi, karısından olma erkek mi­
rasçısı  yoktu.  İbrahim  gibi  Necef'te  otururken,  çiftin  geçkin 
yaşına  rağmen  ona  karısından  bir  erkek  çocuğu  sözü  veren 
kutsal varlıklar tarafından ziyaret edildi. Bunu oldurabilmek 
için Danel'e, onu gençleştiren ve canlandıran 'Yaşam Soluğu' 
adlı bir iksir verdiler." 
"İşe yaradı mı?" diye sordu Astra. 
"Ah, 
evet. Gerçekten de  bir erkek çocuğu  dünyaya geldi. 
Büyüyüp genç bir adam olduğunda, Kenanca' da Anat olarak 
anılan savaş ve aşk tanrıçası,  onu arzuladı. Belli koşullar dı­
şında  bir tanrıçayla sevişmenin sonuçlarını bilen  adam,  onu 
reddetti. Böylece Anat, genç adamı ikna etmek için onu ölüm­
süzleştireceğine söz verdi." 
"Gençleştirme  yoluyla  ölümsüzlük.  Sonsuz  gençlik.  Bu 
mu?" 
"Evet,"  dedi Eli. Refaim'in kutsal özelliği,  alhncı parmak 
işaretiyle  ortaya  çıkarak,  onun  soyundan  gelenlere  genetik 
olarak geçti." 
"Daha  fazlasını  anlat,"  dedi  Astra.  "Bilinebilecek  her 
şeyi." 
Adam ona yaklaşh ve eliyle çenesini kaldırarak gözlerinin 
içine bakh. "Bu, geçmişe doğru uzun bir yolculuk," dedi, "kö­
kenlerimize kadar giden." 
"Beni  geriye  götür,"  diye  mırıldandı.  "Her  şeyi  bilmeli­
yim." 
Gözlerini  kapatmak istedi;  ancak adamın  bakışları,  bunu 
yapması için fazla deliciydi. Çenesini tutmayı sürdürerek ka­
dına  doğru  eğildiğinde  Astra,  öpüleceğini  biliyordu.  Vücu­
dundan yıldırım gibi bir ürperti geçti. Ama o, kadını yalnızca 
alnından usulca öptü ve sonra onu bıraktı. 
"Gayet iyi,"  dedi. "Geçmişe yolculuğumuza başlayalım." 
23 




Eli, 
sehpa  lambasının yanındaki yerine  döndü.  Lamba­
nın güçlü ışığı, Astra'nın gözlerinin arhk alışhğı ve oda­
yı yutan  mavimsi ışıkta Eli'yi ürkütücü  bir  parlaklıkla 
yıkıyor ve geniş gölgesini karşı duvara düşürüyordu. 
"Bizimle ilgili olaylar uzun zaman önce oldu," diye başla­
dı  Eli, ağır  ağır  konuşarak  "ve kökleri en  sisli geçmişin per­
deleriyle  gölgelendi..."  İncil'i  eline  aldı  ve  havaya  kaldırdı. 
"Başlangıçlar  burada kayıtlı;  ama yalnızca kısacık bir bakışa 
yetecek kadar. İncil, giriş noktası; koridor, mitoloji dediğimiz 
sisli geçmişin öyküleri. Hazine odası ise aslında Yeryüzü Ta­
rihi olan, Sümerlilerin tarih öncesi öyküleri." 
"Gılgamış'ın öyküsü gibi mi?" diye araya girdi Astra. 
"Ondan çok, çok daha eski zamanlardan; ama Gılgamış'ın 
öyküsü, senin düşündüğünden daha yerinde.  Birincisi, Gılga­
ınış'ın  kendisine  sahibiz.  Ölümsüzlük hakkını talep  etti;  çün­
kü  üçte  iki tanrıydı.  Annesi  Ninsun  bir  tanrıçaydı  ve babası, 
Şamaş adlı t
anrını
n soyundan  geliyordu.  Sonra  İncil' de Nuh, 
Sümer metinlerinde Ziusudra diye anılan, Tufan'ın kahramanı 
vardı. Gılgamış onu bulmaya gitti; çünkü tanrılar, Ziusudra'ya 
Ölümsüzlük vermişti. İncil, Nuh'u saf soydan gelen olarak be­
timledi. Sümer kayıtlan ise daha belirli; bize Ziusudra'nın ba­
basının bir t
anrını
n, Şamaş'ın oğlu olduğunu söylüyor." 
"Tanrılara uzanan bir soy,  kutsal  bir gen:  Ölümsüz  olma­
nın 
sırrı bu mu?" diye sordu Astra. 
25 


Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə