Zecharia Sitchin
Kutsal Bölge'nin kapısında kralı, ona saraya kadar eşlik
etmek üzere bir maiyet bekliyordu. Kendi maiyetinin eşliğin
deki Yüksek Rahip, ana tapınağa çekildi. Dağılan kalabalık,
şarkı ve dansla rahatlıyordu; arhk tanrıların kesinlikle döne
ceğini biliyorlardı.
Ardından gelen yedinci gün, simgelerin buyruğuna göre
tanrıların dönüş günüydü. Tanrılar, yedinci gezegen Yeryüzü
yerine oturmaya başladığında yaphkları gibi, bu yedinci gün
de yeniden Erek' e yerleşeceklerdi.
Halk bu vesileyle gelenek olduğu üzere, tanrıların göksel
simgelerini taşıyan kaideler hazırladı: Nibiru'nun ve onun hü
kümdarı Anu'nun simgesi, ışın yayan gezegen; Yeryüzü'nün
Efendisi Enlil'in amblemi olan yedi köşeli yıldız; göksel kar
şılığı ay olan Enlil'in oğlu Sin'in simgesi, hilal; son olarak,
göksel karşılığı on iki üyeli güneş sisteminin dış sınırlarında
ki konumuyla Yeryüzü'nün yanındaki gezegen olan İştar'ın
simgesi, sekiz köşeli yıldız.
Mavnalarının içinde Kutsal Rıhhm' a gelen tanrılar, sevinç
ten coşmuş bir kalabalık ve geniş bir rahip grubu tarafından
karşılandılar. Rahiplerin, İştar'ın önderliğindeki On İki Tanrı
için binilmeye hazır tahhrevanları vardı. Askeri birlikler, tan
rılara daha yakından bakmak için baskı yapan kalabalığı ge
ride ve kutsal kafile için yolu açık tutuyorlardı. Tanrılar, tahh
andıran tahhrevanlara sağ salim oturduktan sonra, zil ve el
arpı çalan rahipler, kafileye uygun bir ezgi çalmaya başladı
lar. Tahhrevanlar taşıyıcı rahiplerin omuzlarında yükseldi ve
kafile, Yüksek Rahip'in önderliğinde Kutsal Bölge'ye doğru
tırmanışına başladı. Tanrılar ve rahipler rıhhmdan ayrılınca
askerler rahatladılar ve kalabalık, kutsal kafilenin ardından
dalga dalga ilerledi.
Rahipler önceden belirlenen yedi istasyonda durarak,
Anunnaki'nin yedi dış gezegenden geçerek Yeryüzü'ne varı-
293
Ölmeyi Reddeden Kral
şını anmak üzere gerekli bildirileri yaptılar. Ve müzik, şenlik
ve tezahürat eşliğindeki kafile, ana kapıdan Kutsal Bölge'ye
böylece giriş yaptı.
Tanrılar tahtırevanlarından indiği sırada İştar durdu ve
yüksek Rahip'i çağırdı.
"Dinenlil," dedi, "ben yokken sarayda bir karara varıldı
mı? Oğlan bana eşlik edecek mi; yoksa Niglugal, kendini ha
lef ilan etmek için cesaretini topladı mı?"
Dinenlil "Her ikisi de değil," dedi, yere eğilirken. "Gılga-
mış geri döndü."
"Gılgamış Erek'e geri mi döndü?"
"Tam da öyle, Göklerin Kraliçesi," dedi Yüksek Rahip.
"Seni daha sonra çağıracağım. -Tüm ayrıntılarla hazır
ol," dedi İştar.
Kutsal konutuna döndüğünde, ona eşlik eden rahipler ge
ride kalıp sadık hizmetçisi Ninsubur onu karşıladığında İştar,
görünür biçimde tedirgindi.
Ninsubur "Bir sorun mu var, hanımım?" diye sordu, İştar
resmi kıyafetini öfkeyle yere fırlatırken.
"Gılgamış dönmüş!" diye haykırdı İştar. "Buna inanabili
yor musun?"
"Bunun sizi memnun etmesi gerekmez miydi, hanımım?"
dedi Ninsubur. "Bana Dumuzi'nin ölümünden bu yana sahip
olduğunuz tüm erkekler arasında, Gılgamış'ın en sevdiğiniz
olduğunu söylemiştiniz; yanılıyor muyum?"
"Bu yüzden çok rahatsızım, Ninsubur," dedi İştar. "Çün
kü onu lanetledim; dolayısıyla annesini de. Lanetim, sürekli
yaşam araması ve onu asla bulamaması içindi. Eğer yaşama
yacaksa neden döndü; duygularımı bir hiç uğruna alevlen
dirmek için mi?"
"Belki lanetin bir etkisi olmamıştır. Ya Ölümsüzlüğü bu
lacak olursa?"
294
Zecharia Sitchin
İştar gülümsedi. "Akıllısın, Ninsubur. Beni sakinleştirmek
için her zaman söyleyecek söz bulursun ... Şimdi bana yardım
et de Yüksek Rahip'le görüşmek için hazırlanayım ve ne bil
diğini iyice öğreneyim."
"O ve Urnungal arasında bir seçim yapabilesiniz diye yan
girişten Niglugal'ı çağırmamı ister misiniz?" diye sordu Nin
subur.
İştar duraksadı. "Hayır. Eğer kader Gılganuş'ı bu zaman
da Erek' e geri getirdiyse bırakalım da kader, elindeki kozu
oynasın."
***
Takip eden iki gün boyunca Gılgamış, kraliyet konutunda
inzivaya çekilip yaşamının, serüvenlerinin ve bir ölümlü
nün kaderinden kaçma arayışının öyküsünü, kraliyet katibi
Dubşar' a heyecanla dikte etti. Görmek istediği tek kişi anne
si Ninsun'du ama o, Yeni Yıl festivali sona erene kadar Kut
sal Bölge'den çıkamazdı ve Gılgamış'ın oraya girmeye izni
yoktu.
Akşam saatlerinde onuncu gün başladığında, akşam
yemeği için oğlunun ona katılmasını istedi. Urnungal ilk
önce babasının konuşmasını beklediğinden ve Gılgamış
düşüncelere daldığından, sessizce yediler. Gılgamış, an
cak yemekleri bittiğinde ve hizmetkarları gönderdiklerin
de konuştu.
"Oğlum," dedi, "Niglugal ve Kaba ile konuştum. Ben
yokken Erek'te olanlardan bahsettiler. Annemin sana ikinci
yolculuğumun acil nedenini, Hayat Bitkisi'ni aradığımı an
lathğını söylemiştin ... Kutsal Bölge' deki ölümlerin ve benim
hastalığımın nedeni aynı. Anu'nun eserinin içinden çıkar
dığım ve annemin güvenle saklanması için tuttuğu Kader
Tableti'ne dokunmak."
295
Ölmeyi Reddeden Kral
"O kadarını tahmin etmiştim," diye yanıt verdi Umungal.
Gılgamış, başını onay anlamında salladı. "Asıl soru; aca
ba İştar bu kadarını tahmin etti mi? Annemin tabletle ilgili
olarak ona hangi açıklamayı yaphğını bilmiyorum. Dolayı
sıyla yarın Kutsal Evlilik ayinleri için konutuna gittiğimde
beni neyin beklediğini bilmiyorum. Ne de olsa tablet, Efendi
Anu'nun ona gönderdiği bir mesajdı."
"Öte yandan senin dönüşün onu memnun edebilir, Baba,"
dedi Umungal, "ve belki de içindeki kutsal belaya bir çare
gösterebilir."
"Akıllıca sözler, oğlum; ancak ne yazık ki gerçek olmayan
bir umut. Şifacı annemin bile bendeki bela için bir tedavisi
yok ve onun annesi, tüm Şifacıların lideri, bana çare olarak
yalnızca Hayat Bitkisi'ni önerebildi. Hayır, oğlum; nasıl dü
şünürsek düşünelim, aynı sona varıyoruz. Tek bilinmeyen,
zamanlama."
Ayağa kalkh ve bir sandığa gidip içinden yuvarlak bir tab
let çıkardı. "Çektiğim zahmetler boyunca bu
iki
nesneye tutun
dum," dedi Gılgamış. "Bir tanesi, Kader Tableti'nin, yazısı oku
nabilsin diye H
anım
efendi Ninharsag'ın kutsal zanaatkarları
tarafından yapılan bir replikası. Yasak bölgenin muhafızları
onu ışınlarıyla sınadı; ancak tek yapabildikleri, onu hafifçe ka
vurm
ak oldu ... " Kavruk kenarı Umungal'a gösterdi. "Anu'nun
eseri değil; ama yine de kutsal bir doğası var. Yeryüzü'nde bir
benzeri daha yok ve hem muhafızları hem de Ziusudra'yı da
marlarımdaki tanrı kanına inandırmamda iyi iş gördü. Al onu
ve sakla!"
Niçin?" diye sordu Umungal.
"Çünkü beni Kutsal Bölge' de neyin beklediğini bilmiyo
rum; nedeni, bu. Görüyorsun, Umungal; kral bile olsam kral
lığım yok. Asam, tacım, krallığımın tüm emareleri, geleneğin
emrettiği gibi elimden alındılar. Ancak Kutsal Evlilik ayin-
296
Dostları ilə paylaş: |