Ölmeyi Reddeden Kral



Yüklə 0,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə79/80
tarix18.06.2018
ölçüsü0,54 Mb.
#49351
növüYazı
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80

Zecharia Sitchin 
lerinden sağ çıkarsam onları geri alabileceğim.  Ancak o za­
man bir halef seçimimi açıklayabileceğim ... O zamana kadar 
konuşma gücüm yok ve taht, bu birkaç gün için yasal olarak 
boş."  Elini, oğlunun kıvırcık saçları arasında gezdirdi.  "İştar 
ile olan karşılaşmadan sağ çıkmazsam, halefliğin sana ema­
net edildiğinin kanıtı olacak bu." 
"Neden yarınki ayinler konusunda bu kadar kuşkulusun? 
Hastalıktan ötürü mü, yoksa İştar'ın gazabından mı?" 
Gılgamış  alaylı  alaylı  gülümsedi.  "Oğlum;  yarın  gün  do­
ğumundan  gün  batımına  kadar  oruç  tutmalıyım.  Rahipler 
tapınakta içimi ve dışımı temizleyecekler; tenimi ovalayacak­
lar;  saçımı tarayacaklar ve cinsel  organlarımı yağlayacaklar ... 
İştar'ın Gece Keyfi Bölgesi olan Gigunu'ya nihayet alındığım­
da,  yedi  tür  meyve  yiyeceğiz  ve  kutsal  bir nektardan içece­
ğiz. Yanımızdaki bir odada müzisyenler ve şarkıalar tatlı aşk 
ezgileri  sunacak  ve  İştar  da  liri  alıp  şarkı  söyleyecek.  Sonra 
Göklerin  Kraliçesi,  beni  gölgelikli  yatağına  götürecek.  Önce 
onu  dalgalanan  halatlardan  oluşan  bir  yatağa  çıkaracağım 
ve  onu  öne arkaya  sallayarak,  elli  kez içine gireceğim; onun 
coşkunluğunu  uyandırmak  ve  erkekliğimi  kanıtlamak  için. 
Coşkunluğu zirveye çıktıkça ona gölgelikli yatakta katılmam 
için,  sevgili Dumuzi' sinin yaptığı gibi onun üzerine çıkmam 
için seslenecek bana. Ancak eğer elli kere yapamazsam ya da 
onun yatağına fazla erken girersem,  gün ışığını bir daha gör­
meyeceğim ... " 
Umungal'ın  yüzünde  inanmakta  güçlük  çeken bir  ifade 
vardı.  "Riskli  meseleye  benziyor,"  diye  sözlerini  bitirdi  so­
nunda. 
"Ve tamamen kutsal," dedi Gılgamış, göz kırparak. Sonra 
oğlunu yakınına çekti, ona sarıldı ve onu alnından öptü. "Ar­
tık beni bırak; çünkü yarının yorucu ayinleri için dinlenmeye 
ihtiyacım var." 
297 


Ölmeyi Reddeden Kral 
*** 
Kral,  güneş  batmadan  tanrıçanın  huzuruna  gelmeyeceği 
halde,  güneş  doğduktan  kısa  süre  sonra  uyandırıldı  ve  faz­
la uzatmadan Kutsal  Bölge'ye götürüldü.  Bu  onuncu  günde 
ne  bir  şey  yemiş  ne  de  içmişti;  Kutsal  Evlilik  ayinleri  onun 
temizlenip  arınmasını,  dünyevi ve kutsanmamış her şeyden 
kurtulmasını gerektiriyordu. 
Kutsal  Bölge'nin  kapısındaki  rahipler  Gılgamış'ı,  ken­
disine  eşlik eden  ve  saray  görevlilerinden oluşan  küçük bir 
gruptan  devraldılar.  Bir seri  temizlik işlemi için onu  Büyük 
Tapınak'ın  özel  bir bölümüne  götürdüler:  bedeninin  en  saf 
halinde  olmasını  sağlayan  ovalamalar  ve  tören  banyoları. 
Tırnakları kesildi; saçları kırpılıp, yıkanıp tarandıktan sonra, 
başının  arkasında,  ensesinde sarılarak bükülmüş  bir yün ile 
tutturuldu. Ardından bedeni, cinsel bölgesine özel önem ve­
rilerek hoş kokulu yağlarla baştan ayağa yağlandıktan sonra 
basit, beyaz, keten bir bornoza sarıldı ve uzanıp rahatlaması­
na izin verildi. 
Güneş batmadan iki saat önce son hazırlıklar başladı. Kra­
lın bedeni bir kez daha hoş kokulu yağlarla ovuldu ve görevli 
rahipler  onu  damat  kıyafetleriyle  giydirdiler:  önce  şilebezi­
ni  andıran beyaz bir cüppe,  ardından beyaz  püskülleri  olan 
mavi bir kaftan. Kaftan, sağ omzunu açıkta bırakacak şekilde 
özenle  kıvrıldı.  Gelinin geleneksel armağanı olan rengarenk 
bir kuşak, kaftanın kıvrımlarını sabit tutuyordu. 
Gün  balımı  yaklaşhkça,  evlilik  kafilesi  hazırlanıyordu: 
önce müzisyenler ve şarkıcılar, sonra kralın tanrıçaya bir ar­
mağanı olan, içinde yedi tür meyvenin taşındığı altın tablala­
rı tutan rahipler.  Ardından iki yanında birer kıdemli rahiple 
birlikte  kral  geldi  ve  onları,  kralın  Gipar'a,  İştar'ın  Rahatlık 
Evi' ne gerçekten girdiğine resmen tanıklık etme görevini üst­
lenen on iki seçilmiş İhtiyar izledi. 
298 


Zecharia Sitchin 
Tanrıçaya eşlik eden rahibeler de onun son hazırlıklarını 
tamamladılar.  Yıkanmış,  kokulu  yağlarla  yağlanmış  ve  saç­
ları  yapılmış  olan  İştar,  şimdi  ilk  olarak  içi  gösteren  beyaz 
elbiseyle,  ardından  püsküllü  kutsal  kıyafetiyle  giydiriliyor­
du. Hizmetçisi Ninsubar son bir dokunuşla İştar'ın boynuna 
onun en sevdiği, çok katmanlı lapis lazuli boncuklu kolyesini 
takhktan sonra, İştar'ın bizzat takmayı yeğlediği kutsal boy­
nuzlu miğferi verdi ona. 
Her  şey  bittiğinde  Ninsubar,  hanımını  görmek  için  geri­
ye doğru adım  ath.  Güneşin son ışınlarının da gidişiyle oda, 
şimdi  kaynağı  görünmeyen  mavimsi bir  ışıkla  yıkanıyordu. 
Tanrıçanın  bedeninden  ve  süslerinden  yansıyan  gök  rengi 
ışıkta,  Yeryüzü'nde  temsil  ettiği  göksel  cismin  kendisi  gibi 
görünüyordu. 
"Gerçekten de tanrısalsınız; Göksel bir Tanrıça!" dedi Nin­
subar. "Kral, ilahi görüntünüz karşısında büyülenecek." 
İştar  "Bana  anlatıldığına  göre kral  fazlasıyla  güçten  düş­
müş," dedi. "Günahları, Gök' e yalvarıyor!" 
"Ama tüm erkekler arasında en çok onu seviyorsunuz!" 
"Onu seviyorum; ancak o, beni reddetti ve Anu'nun tab­
letini benden çaldı ... Onun, Gılgamış'ın üzerine bir lanet sal­
dım!" 
Artık yaklaşan müziği ve şarkıları duyabiliyorlardı. 
Ninsubar "Onu rahat bırakacak mısınız?" diye sordu. 
"Ninsubar;  lanet  geri  alınamaz.  Onu, sonsuza  kadar  ya-
şam araması ve asla bulamaması için lanetledim!" 
Ninsubar'ın aklı karışmışh. "Nasıl sonsuza kadar yaşama­
dan, sonsuza dek arayabilir?" 
İştar, başını salladı.  "Kaderin çözmesi gereken bilmece de 
tam olarak bu. 
299 


Yüklə 0,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə