ayrılabilir; yani, hareketin ya yavaşlaması ya da bir süre duraklaması
gerekir; hareket “duımalı ve yeniden başlamalıdır” (262a24 vd.).
Aristoteles Zeno paradokslarından birini de böyle çözecektir. Zeno
belirli bir mesafeyi katedecek bir hareketin önce o mesafenin yarısını,
sonra yarısının yarısını, sonra yarısının yarısının yansını, vb, katetmek
zorunda olduğuna -yani hareketin hiçbir zaman
tamamlanamayacağına- işaret ediyordu (263a4 vd.). Aristoteles’e göre
hareket iki şekilde bölümlere aynlabilir: matematiksel noktalar
kullanarak -ki o zaman harekette hiçbir bölünme meydana gelmez- ya
da fiziksel (“fiili” [263b6 vd.]) noktalar kullanarak -o zaman da
yapılan bölümlere ayırma işlemi hareketi değiştirir, onu “kesintiye
uğramış hareket” (263a30 vd.) haline çevirir ve gerçekten de o zaman
hareket asla tamamlanamaz.
10.Bu çözümle tatmin olmuş çok az kişi vardır. Bunun nedeni,
genellikle paradoksla ilintili olarak düşünülen hareket kavramının
Aristoteles’in paradoksu çözmekte kullandığı hareket kavramından
farklı olmasıdır. Eleştirmenler Aristoteles’in paradoksu cepheden
karşılamadığı, savuşturduğu duygusuna kapılırlar: Aristoteles tam da
dış bir müdahale olmaksızın gelişen bir hareketin doğasının mesele
yapıldığı bir yerde tutup bölümlere ayırma eylemini işe karıştırarak son
derece alelade bir tarzda paradoksu sa- vuşturmuştur. Bu duygunun
gerisinde yatan varsayım paradoksta konu edilen tipte bir hareket
kavramının aslında kusursuz olduğu, paradoksun onun hatalı bir
kullanımından kaynaklandığı ve yapılacak işin de, tamamıyla farklı
süreçlerden bahsetmeye koyulmak yerine bu hatayı düzeltmek olduğu
şeklindedir.
Eğer bu varsayım yanlışsa, yani burada kullanılan hareket anlayışı
uygun değilse, hattâ belki de tutarsızsa, onu değiştirmek meseleyi
savuşturmak değil gerekeni yapmak anlamına gelecektir. Böylece
Zeno’nun argümanı da bir paradoks olmaktan çıkarak söz konusu
hareket anlayışının çöküşüne yeni bir katkı haline dönüşecektir.
Temel sorumuz şu: bir savuşturmadan bahsedenlerin aklının
gerisindeki hareket görüşü nedir ve nasıl savunulabilir?
Bu görüşü kısaca şöyle ifade edebiliriz: bir hareketle ka- tedilecek bir
doğru üzerindeki her A noktası için, “A noktasından
geçme” olayı,
biz o anda müdahale edelim ya da etmeyelim,
hareketin bir
parçasıdır. Hareket bu tipte noktasal karakterdeki bireysel olaylardan,
doğru ise bireysel noktalardan oluşur. Bu, ilginç bir kozmolojik
hipotezdir, ama kabul edilebilir mi? Aristoteles hayır der ve temel
gerekçesi (aşağıda 19’da ayrıntılı bir şekilde tartışılacak) çok basittir:
kesintisiz hareket ya da doğru gibi sürekli bir varlığı karakterize eden
şey, parçalarının özel bir tarzda birbirine bağlanmış ya da tutturulmuş
olmasıdır. Nokta ya da noktasal geçiş türünden bölünemez varlıkları
herhangi bir şekilde birbirine bağlamak mümkün değildir; dolayısıyla
doğru noktalardan, kesintisiz hareket de noktasal geçişlerden ibaret
olamaz.
Daha karmaşık olmakla birlikte kuantum teorisi de benzeri ar-
gümanlar ortaya koyar. Kuantum teorisine göre salt (pure) hareketi
(doğru dürüst tanımlanmış momentumu) elde etmek mümkündür ama
herhangi bir noktasal geçiş olmaksızın; ya da kesin noktasal geçişleri
elde etmek mümkündür ama o zaman da elimizde bütünlüklü (coherent)
bir hareket kalmaz.
O nedenle varsayım yanlıştır, söz konusu hareket görüşü mantıksal
olarak imkansızlığa çıkar ve bu görüşten uzaklaşmak bir savuşturma
değil gerekliliktir.
11.
Eğer hareket ancak değişikliğe uğratılarak bölümlere ay-
rılabiliyorsa, açıkça işaretlenmiş herhangi bir hareket-bölümüne mutlaka
hareketteki geçici bir değişiklik eşlik ediyor olmalıdır; örneğin yukarı
doğru fırlatılmış bir taş, izlediği yolun en üst noktasında duraksar (262b25
vd.; krş. 263a4 vd.). Galile (Drake- Drabkin,
On Motion and
Mechanics'ten
aktarılmıştır, Madison I960, s.96) bu sonucu, Aristoteles’in
verdiği açıklamalara karşı çıkarak eleştirir. Geçici bir duraksama olur, der
Aristoteles “çünkü buradaki tek nokta, iki noktaymış gibi dikkate
alınmalıdır, [hareketin] ilk yansının bitiş noktası ve diğer yarısının
başlangıç noktası” (262b23 vd.). Galile itiraz eder: bu dönüm noktası,
hareketin bir parçası için başlangıç, diğer parçası için bitim noktası olarak
iki farklı şekilde
tanımlanabilirse
de, hep tek bir ana, tersine dönme anma
karşılık gelen tek bir nokta vardır. Fakat Aristoteles’in bir aralık
bulunması gerektiğini resmen belirtmiş olmasını (hareket eden nesne
“aynı anda hem [belli bir noktaya]
ulaşıp hem de [o noktadan] ayrılıyor olamaz, çünkü bu durumda aynı anda
orada hem olacak hem de olmayacaktır; o nedenle iki hareket parçası
arasındaki fasılayı ifade eden iki zaman noktası vardır” [262b28 vd.])
tamamıyla bir yana bıraksak bile, matematiksel ve fiziksel varlıkların
farklı olduğuna dair genel yaklaşımı da böyle bir aralığı şart koşar (krş.
5’in sonundaki alıntı).
Galile, Aristoteles’in yaklaşımıyla alay etmek için bir örnek de verir:
Bir ab doğrusu giderek yavaşlayan bir hızla b yönünde hareket etsin.
Doğru üzerine yerleştirilmiş bir c cismi ise giderek artan bir hızla a
yönünde hareket etsin (Şekil 3).
Şimdi, açık ki c başlangıçta doğru ile aynı yönde hareket edecektir.. Ve c’nin hızı
bir süre sonra daha büyük olacağı için, belli bir anda c gerçekten sola doğru
hareket etmeye başlayacak ve bu arada aynı doğru üzerinde sağa-doğru
hareketten sola-doğru harekete geçen bir hareket değişikliği yapmış olacaktır
Ama ona rağmen, bu değişikliğin meydana geldiği noktada herhangi bir zaman
aralığı boyunca hareketsiz kalmayacaktır. Çünkü doğru, c cisminin sola-doğru
hareketiyle eşit bir hızla sağa doğru hareket ediyor olmadıkça, c cismi hareketsiz
olamaz. Fakat hareketlerden birinin ,uzı sürekli azaldığı diğerininki sürekli
arttığı için, belli bir zaman aı dığı boyunca bu tür bir eşitlik halinin meydana
gelmesi diye bir şey asla söz konusu değildir.
O------------©——------O
a
Şekil 3
b
Bu söylenenler bir iddiaya (tersine dönme noktasında geçici bir
duraklama vardır) yol açan bir argümanı (hareketler ancak fiziksel
değişikliklere uğratılarak bölümlere ayrılabilirler), argümana uygun
düşen bir örnek yardımıyla eleştirmektedir; örnek uygundur, çünkü
argüman doğruysa, yani hareketler ancak duraklanma türünden birtakım
fiziksel değişiklikler meydana getirilerek (alt bölümlere) aynlabiliyorsa,
o zaman c’nin hareketinin tersine dönmesinden mantıksal olarak onun
geçici bir süre durakladığı ve aynı şekilde, tersine dönmeyi yaratan iki
ivme sür recinin de yine geçici bir süre kesildiği sonucu çıkacaktır.
Dostları ilə paylaş: |