Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə114/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   ...   110   111   112   113   114   115   116   117   ...   135

Son   olarak,   bilimin   hiçbir   denetime   ihtiyacı   olmadığı,   çünkü   doğası
gereği insani ve kendi-hatalarını-düzeltici bir girişim ol- , duğunu öne süren
bazı   bilimadamı   ve   felsefeciler   hakkında   birkaç   laf.   Bunlara   bakılırsa
bilimadamları   ne   tür   bir   hataya   düşerlerse   düşsünler   onu   yine   kendileri
düzeltir; ve bunu dışardan herhangi bir kişinin yapabileceğinden çok daha
iyi yaparlar; onun için onları kendi haline bırakalım (tabii, bu düzeltmeler
için aralıksız harcanması gereken milyonları takdim etmek niyetiyle arasıra
rahatsız edişler hariç). Bu iddialardaki sakatlıklar kolayca gösterilebilir.
Bilimin doğası gereği insani olduğu ve bilimadamlarının bütün insanlar
gibi   samimi   ya   da   edepsiz   olabileceği   şüphesiz   doğrudur.   Fakat   bizim
derdimiz bu değil; bilim kodamanları arasındaki giderek artan rekabetin ve
bilimadamlarının bildiri ve açıklamaları karşısında gözlenen giderek artan
dikkat   kesilmenin   günümüzde   bencilliği,   kibiri   ve   bu   Nobel   kafaların
yaptığı akrobatlıkları kavrayamayan halka -Galile’nin deyimiyle “sürü”ye-
karşı   bir   küçümseme   duygusunu   teşvik   ve   himaye   yönünde   işlemesidir.
Daha   önceleri   birey   ve   küçük   grupların   tasarrufunda   olan   meselelerin
kurumlaştırılmasıyla birlikte oportünizm ve korkaklık da teşvik görüyor.
Dinsel cemaatlerin üyeleri olan eski bilimadamları başarılarının 
sub specie
aeternitatis
  fazla bir değerinin olmadığını biliyorlardı. Bilimsel tecessüsü
Doğaya   ve   kendi   hemcinslerine   duyduğu   bir   sevgiyle   birleştirmiş   bazı
modern bilimadamları, bir ölçüde bu dinsel öncellerinin bakışını paylaşırlar
-fakat bundan çok farklı düşüncelere sahip çeşitli insanların kuşatması al-
tındadırlar.   Bilimin,   acaba,   bu   tür   karmaşık   bir   girişim   içinde   ortaya
çıkabilecek sapkınlıkları düzeltme gücü var mıdır?
Elbette   -bir   ölçüde   kendi-hatalarını-düzeltici   olmayan,   hattâ   birkaç
kararlı insanın tavır alışıyla değiştirilemeyecek hiçbir girişim yoktur. Ancak
bilim,   bazı   daha   geniş   çaplı   birimlerin   bir   parçasıdır;   bir   şehrin,   bir
bölgenin ya da tüm bir ulusun. Politik
aldıklarıydı -ne tekil bilimsel başarılara ne de bir bütün olarak bilimci ideolojiye yönelik
hiçbir eleştirileri yoktu. Bir mektupla bu çekingenlik hakkındaki görüşlerimi açıkladım
(bkz. aşağıdaki Ek). Seminer kayıtları 
Wissenschaft und Tradition
 adıyla yayımlandı (Paul
Feyerabend ve Christian Thomas, der., Zürih 1983).


yapılarına bağlı olarak bu geniş çaplı birimler de kendi-hatalannı- düzeltici
olabilirler. Özellikle, kadim Yunan demokrasisi başta olmak üzere genel
olarak   demokrasi,   uzmanların   akıntı   ve   döküntüleri   dahil,   kendi
bünyesinde  olup   biten  her  şeyi   düzeltmeye  hazırdır.   Fakat  bahsi   geçen
anlayış   açısından   bilimin   işine   karışmak   demokrasinin   üstüne   vazife
değildir.   Sebep?   Gösterilen   ilk   sebep,   bu   işin   meslekten   olmayanların
kavrayamayacağı   kadar   karmaşık   bir  iş  olması.   Oysa  aynı   şey   bilimler
bünyesindeki disiplinler arası çalışmalar için de söylenebileceği halde bu
tür   çalışmalar   teşvik   görüp   vardığı   sonuçlar   alkışla   karşılanmıyor   mu?
Birçok   bilimadamı   bulgularını   savunurken   felsefecilerin   tüylerini   diken
diken eden argümanlar kullandığı halde bunlar yine de kabul görmüyor mu
ve bilim burdaki esaslar üzerinde yoluna devam etmiyor mu? Dahası jüri
ile   karara   varan   mahkemeler   gibi   kurumlar   ve   yurttaş   inisiyatifleri
9
gösteriyor   ki   meslekten   olmayan   insanlar   o   derin   meseleler   konusunda
eğitilebiliyor   ya   da   kendi   kendilerini   eğitebiliyorlar;   âdil   bir
değerlendirme,   yargılama   için   gereken   bilgiyi   edinebiliyorlar.
Kaliforniya’da akupunkturun yasallaşması bu türden bir öğrenme süreci
sonunda olmuştur.
Bilimlerin özerkliği için verilen ikinci sebep, bilimin “nesnel” olduğu
ve   o   yüzden   de   politikaya   özgü   “öznel”   kanaat   ve   düşüncelerden   ayrı
tutulması   gerektiğidir   (eski   bir   savunma   şeklidir   bu,   ta   Platon’da   bile
bulunabilir).   Eh,   demokrasi   bilimadamı   ya   da   felsefecilerimizin   her
iddiasını   baş   köşeye   buyur   edecek   değil   ya,   elbette   onları   bir   bir
inceleyecektir,   hele   bir   de   temel   sorunlarla   il-   giliyseler.   Örneğin   şu
“nesnellik” iddiasını incelemeye almak zorundadır. Başka bir deyişle, tıpkı
yerel   ve   ulusal   bütçe   mali   analizlerini   yapmak   zorunda   olduğu   gibi,
bilimsel iddiaların felsefi analizlerini de yapmak zorundadır. Ve bu tür bir
analize girişirken ayaklarını basacağı toprak sadece nesnel hakikatler değil,
bu   hakikatlerin   toplumun   üyelerine   nasıl   göründüğü   de   olmalıdır,   yani
demokrasi   kendi   üyelerinin   öznel   yargılarına   dayanmalıdır.   Özetlersek:
kendi-hatalarmı-düzeltici bilim, yine kendi-hatalarını-
9. Yurttaş   inisiyatiflerinin  gücü   Konusunda   çeşitli   örnekler   Meehan’da   tartışılır,  The
Atom and the Fault, Cambridge" 1984. Kaliforniya’daki nükleer tesislerin emniyetli olup
olmadıklarının değerlendirilmesi konusunda inşaatçılar ve jeologlar arası işbirliğini teşvik
edenler uzmanlar değil sıradan yurttaşlardır.


düzeltici yapıda olan daha geniş ölçekli bir birim içinde yer alır.
, Demokraside geniş ölçekli birimlerin kendi-hatalarım-düzeltme işlemi bu
birimleri oluşturan tüm parçalar üzerinde geçerlidir; bu ise, demokratik
kendi-hatalannı-düzeltme   bilimsel   kendi-   hatalarım-düzeltmeye   ait
geçici sonuçları hükümsüz kılar demektir.
Kendi-hatalannı-düzeltme bir sınırsız değişim eleştirisini de içerir.
Bilimler şimdiye kadar bizim gündelik niteliksel deneyim dünyamızı toz
duman   içinde   bırakıp   gittiler.   Kimi   bilimadamlan   bu   dünyanın   bir
görünüşten   ibaret   olduğunu,   gerçekliğin   başka   bir   yerde   yattığını
söylüyor.   Ve   insanları   bu   gerçeklik   cephesinden   görüyor   ve   bu
gerçekliğe göre davranıyorlar. Fakat insanlar böyle bir muameleye karşı
çıkabilir, bilimadamlarınca tarif edilen bu gerçeklikten daha farklı bir
gerçeklik  olduklarını ilan ederek bu yeni gerçekliği sağlamlaştırmaya
karar   verebilirler.   Örneğin   gündelik   niteliksel   deneyim   dünyasını   bir
güzel   sağlamlaştırmaya   karar   verip   bu   dünyadan   her   sapmayı   gayri-
insanilik yönünde bir gelişme olarak değerlendirebilirler. İşte size kendi
hayatlarımızın niteliğiyle ilgili kararların neyin gerçek neyin görünüş ya
da salt öndeyide bulunma aracı olarak görülmesi gerektiğini nasıl be-
lirleyebileceği konusuna bir örnek.
Burada   görüşlerini   tartıştığım   bilimadamlan   ve   felsefecilerin
gösterdiği eleştiri coşkusu, daha birçok entelektüelce de paylaşılmasına
rağmen, zengin ve cömert bir hayat için 
yegâne
 dayanak. değildir. Hattâ
bir
 dayanak olup olmadığı dahi çok kuşkuludur. İnsanlar görece oturmuş
ve   varoluşlarına   anlam   katan   bir   çevreye   ihtiyaç   duyar.   Göründüğü
kadarıyla bilimadamlarının ha- yatlanm karakterize eden dinmez eleştiri
doyurucu   bir   hayatın   yalnızca   bir  
parçası
  olabilir,   ama   onun  
temeli
olamaz (aşkın ve dostluğun temeli olamayacağı muhakkak). Onun için
bilimadamlan kültürümüze katkıda bulunabilirler ama ona bir temel sağ-
layamazlar -ve yurttaşların nasıl bir temele evet demesi gerektiği kararı,
genel   olarak   yurttaşlann   denetimi   dışına   çıkanlıp   uzmanlara   mahsus
önyargıların   kıskacında   körleşmiş   bilimadamlarma   asla   terk
edilmemelidir.   Kiliselerin   böyle   bir   bakış   açısını   desteklemek   ve   bu
bakış açısını somut bilimsel vargıları eleştirmekte olduğu kadar genel
olarak bilimin kültürümüzdeki rolünü eîeş-


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   110   111   112   113   114   115   116   117   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə