42
o c a k 1 1
yöneldiği tezini haklılaştırmıyor. Çünkü yuka-
rıdaki üç başlık, AK Parti’nin seçim yatırımı
olarak tutucu bir siyaset güttüğünü iddia etmek
için yeterli veriler sağlamıyor. Bunca mahal-
le baskısı yaygarasına rağmen, 8 yıla yaklaşan
iktidarında AK Parti’nin muhafazakâr eğilim-
lerini yasakçı bir politikaya dönüştürdüğünün
örnekleri yok. Örneğin, son kampanyaya kay-
naklık eden, sanat, içki ve sinema sektörleri,
AK Parti iktidarında küçülmek bir yana katla-
narak büyüdü.
İkinci varsayım, bu siyasetin MHP’nin
milliyetçi-muhafazakâr seçmenini hedef aldığı-
nı öngörüyor. Bu varsayım da yanlış, çünkü AK
Parti, tam da MHP’den farklı bir milliyetçilik
ve muhafazakârlık anlayışına dayanan bir siya-
set yürüttüğü için milliyetçi tabanın desteğini
aldı. Dört ay önceki referandumda, değişim
ve demokrasi vaadiyle MHP’nin Anadolu’daki
seçmeninin oylarını alabilmişken, AK Parti’nin
bu desteği 5 ay sonraki seçimlerde de sağlaya-
bilmek için tam ters bir stratejiyle tutucu bir
siyasetten medet umması mantıksal bir tutar-
sızlık barındırıyor. MHP’nin mevcut siyasetini
benimsemediği için kendisine yönelen desteği
kaybetmemek için AK Parti’nin MHP tarzı bir
siyasete göz kırpması basit bir siyasi rasyonali-
teye bile ters.
Stratejinin hedefi
Dolayısıyla, her iki varsayım da mantıklı ve
tutarlı bir analize dayanmıyor. Ancak, taşıdığı
bir sürü mantıksal tutarsızlığa rağmen, bu var-
sayımların dolaşıma sokulması, mantıklı ve ça-
lışılmış bir stratejinin ürünü.
Bu strateji ile bir yandan MHP tabanına AK
Parti’nin araçsal bir politikayla kendilerine
yaklaştığı mesajı verilirken, öte yandan demok-
rat kesimlere CHP’nin her an tutuculuğa kay-
ma eğilimi gösteren AK Parti’den daha doğru
bir adres olduğu mesajı veriliyor. AK Parti’yi
destekleyen liberal-laik-demokrat kesimlerin,
muhafazakârlaşan ve MHP’nin tabanına göz
kırpan AK Parti’den kopup, değişen ve demok-
rasi dilini kullanmaya başlayan CHP’ye yönel-
meleri sağlanmaya çalışılıyor. Dolayısıyla, bu
kurgunun esas hedef kitlesi, endişeli modern-
lerden-liberal demokratlara, bilinçaltlarında
muhafazakârlığı her an demokrasi karşıtlığıyla
örtüştürebilme potansiyeli taşıyan bütün top-
lumsal kesimler. Böylece, maksimum yüzde
5’leri bulabilen milliyetçi oylar karşılığında, ko-
laylıkla yüzde 10-15’leri bulabilecek bir seçmen
kitlesinin AK Parti’den kopartılması hedefleni-
yor.
Yanlış verilere dayansa bile mevcut kültürel ve
ideolojik kamplaşmanın varlığıyla kendine yer
bulabilen bu strateji işlevsel olabilir mi? Başka
bir deyişle, demokrat kesimler, bu senaryonun
doğruluğuna inanıp, vesayet mekanizmasıyla
hesaplaşmak ve toplumun değişim beklentile-
rini karşılamak üzere mevcut en iyi aktör olan
AK Parti’yi desteklemekten vazgeçerek CHP’ye
yönelirler mi?
AK Parti’yi anlayamayanlar
Liberal demokrat çevrelerden bazı isim-
ler, uzunca bir süredir destek verdikleri AK
Parti’nin değişim-statüko gerilimindeki perfor-
mansı ortada durmasına rağmen, görülen o ki,
zoraki oluşturulan panik havasına kolayca ka-
pıldılar. Ne AK Parti’nin siyasal rasyonalitesiy-
le, ne de iktidar geçmişiyle örtüştürülemeyecek
bu strateji, neden bu kadar kolay alıcı buluyor?
Bunun cevabı, AK Parti’nin muhafazakârlık-
demokrasi bağlamındaki kimliği ile ilgili.
Cumhuriyet tarihi içinde, siyasal iradeyi esir
alan bürokratik vesayetle mücadele eden en
cesur ve güçlü aktör, AK Parti. İktidar müca-
delesi demokratik bir terminoloji içerisinden
yapıldığı gibi, mücadelenin ürettiği sonuçlar
da Türkiye’de demokrasinin derinleşmesini ve
yaygınlaşmasını sağlıyor. Bu nedenle, yaşanan
mücadelenin bir demokrasi mücadelesi oldu-
ğuna şüphe yok. Gerek AK Parti’nin tarihsel
kökenleri, gerekse destek bulduğu toplumsal
kesimlerin yapısı itibariyle, bu mücadelenin
öncülüğünü muhafazakârlar üstlenmiş du-
rumda. Türkiye’nin demokratikleşme mü-
cadelesinin muhafazakârlar öncülüğünde ve
“
Demokrat kesimler, vesayet
mekanizmasıyla hesaplaşmak ve top-
lumun değişim beklentilerini karşıla-
mak üzere mevcut en iyi aktör olan
AK Parti’yi desteklemekten vazgeçe-
rek CHP’ye yönelirler mi?
43
e s k i t ü r k i y e - y e n i t ü r k i y e i k i l i ğ i
muhafazakârların desteğiyle yürütülüyor olma-
sı, birçok kesimin ezberini bozuyor. Bozulan
ezber, yer yer siyasal körlüğe yol açıyor.
Yine niyet sorgulaması
Bu siyasal körlük dolayısıyla, AK Parti her si-
yasal momentte bir samimiyet testine ve niyet
sorgulamasına tabi tutuluyor. AK Parti’ye yö-
nelik demokratlık testini besleyen birçok ide-
olojik yanılgıdan bahsetmek mümkün. Ancak,
başka bir yazıda belki derinlikli bir şekilde tar-
tışılması gereken iki başat yanılgıyı zikretmekte
yarar var. İlk yanılgı, AK Parti’nin demokrat
olmadığı halde pragmatik gerekçelerle demok-
rasi mücadelesi yürüttüğü varsayımına, ikinci
yanılgı ise, muhafazakârlığın demokratlıkla ör-
tüştürülemeyeceği inancına dayanıyor.
Biri demokratik müca-
delenin doğası, diğeri
muhafazakârlığın Türkiye
serüveninden kaynaklanan
bu iki yanılgı dolayısıyla,
AK Parti’nin demokratlığı
ve reformcu politikaları sü-
rekli bir tecessüse tabi tutu-
luyor. Zihinler, AK Parti’nin
demokratlığını sorgulamaya hazır olunca da,
AK Parti’nin seçim hesapları dolayısıyla tutucu
politikalara savrulduğu tezi, taşıdığı olgusal ve
mantıksal tutarsızlıklara rağmen, kolayca taraf-
tar bulabiliyor. Endişeli modernlerin CHP yol-
culuğuna liberal-demokrat kesimleri de katmak
üzere tezgâhlanan bu proje, liberal-demokrat
kesimlerin demokrasi ve muhafazakârlığın
Türkiye serüveni ile ilgili yanılgıları ve AK
Parti’nin hem bu projeyi besleyecek malzeme-
ler sağlamaktaki cömertliği hem de bu projeyi
sekteye uğratmaya yönelik etkili karşı hamleler
üretmemesi dolayısıyla, şimdilik, proje sahip-
lerini umutlandıran bir yolda ilerliyor.
Star, 24 Ocak 2011