178
m a r t 1 1
şık olarak ekonominin üçte biri büyüklüğünde
olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, kayıtdışı-
lığın sektörler arasında dağılımı aynı değildir.
Bu yüzden kayıtdışılığın yaygın olduğu sektör-
lere özel çözümlerin geliştirilmesi, kayıtdışılıkla
mücadelede sosyal konsensüsün sağlanmasına
yardımcı olacaktır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Türkiye’de kayıtdışı
ekonominin kayıtlı ekonomiye oranının yak-
laşık üçte bir olduğu yönünde bulgular ağırlık
kazanmaktadır. Kayıtdışı ekonominin büyüme-
sinin durduğu veya en azından büyüme hızında
düşüş olduğu yine akademik çalışmalardan an-
laşılmaktadır. Ancak kayıtdışı ekonominin sek-
törel dağılımı veya bir diğer ifadeyle sektörlerin
içinde kayıtdışılık oranları toplam kayıtdışılık
oranlarından farklıdır.
Kayıtdışı ekonominin yüksek olmasının yarat-
tığı ekonomik, mali ve sosyal olumsuzluklar,
kayıtdışılıkla mücadeleyi Türkiye’nin günde-
mine de sokmuştur. Ne var ki, bu mücadelede
somut adımlarının atılması ancak son yıllarda
mümkün olmuştur. Bu doğrultuda en kapsamlı
plan Gelir İdaresi Başkanlığının koordinatör-
lüğünde hazırlanan 2008-2010 eylem planıdır.
Plan kapsamı ve vurgusu itibariyle doğru bir
plandır. Her şeyden önce gümrükten akarya-
kıta, tütün mamullerinden sebze-meyve tica-
retine (halcilik) birçok alana yönelik sektörel
ve somut adımlar öngörmektedir. Ayrıca vergi
ve sosyal güvenlik idarelerinin etkinleştirilme-
si, vergi ve sigorta incelemelerinin etkinliğini
artıracak e-devlet uygulamaları ve kurumlar
arası koordinasyonu içeren bir plandır. Ancak
planın başarısı uygulamaya ne ölçüde akta-
rıldığını görmemizi gerektirir. Planın her bir
hedefine ulaşmak için ön görülen eylemlerin
bir kısmı zaten plandan önce yasal mevzuata
bağlanmış ve uygulamaya sokulmuştur. Ne var
ki, planda yer alan her bir eylemin bağlandığı
performans göstergeleri ile ilgili veri eksikliğin-
den dolayı planın başarısını topluca ölçme şan-
sımız bulunmamaktadır. Girişte de belirtildiği
gibi Planın başında verilen web sitesi yayında
olmadığından planın uygulamaya konulan par-
çalarını kamuoyu kısmen takip edebilmekte fa-
kat genel değerlendirme yapacak veri tabanına
ulaşamamaktadır. Plan dönemi sona ererken
ilgili kurumların yeni bir plan hazırlığında ol-
dukları bilinmekte ve yenilenen planla birlikte
önceki planın da başarısının değerlendirileceği
beklenmektedir.
2001 sonrası dönemde siyasi ve ekonomik istik-
rarın sağlanmış ve toplumda kayıtdışılıkla mü-
cadelenin faydaları konusunda ortak bir anlayış
-henüz yeterli düzeye çıkmasa da- gelişmeye
başlamıştır. Kayıtdışılıkla mücadelede siyasi ka-
rarlılığın eskiye oranla daha yüksek olduğu gö-
rülmektedir. Kayıtdışılıkla ilgili köklü çözüm-
lerin geliştirilmesinde gelir vergisi reformunun
henüz tamamlanmamış olması bir fırsat olarak
kullanılabilir. Eski Gelir Vergisi Kanunu (193
Sayılı Kanun) Türkiye ekonomisinin dışa açık-
lığı ve serbestliğini yansıtmamakta, Dünya ile
daha çok bütünleşmiş yeni Türkiye’ye dar gel-
mektedir. Her ne kadar çok sayıda hükmü mül-
ga olmuş ise de gelişmelere uygun bir yeni gelir
vergisi sisteminin getirilmesi gerekmektedir.
Gönüllü vergi uyumunu artıran, vergi güvenlik
müesseseleri etkin biçimde uygulanabilen, ver-
ginin tabana yayılmasına imkân veren, basit ve
mükellef odaklı bir gelir vergisi sisteminin ku-
rulması kayıtdışılığın azalmasına yardımcı ola-
cak ve kayıtdışılıkla mücadeleye uygun sosyal
ve mali zemini oluşturacaktır.
Bu çalışmayı noktalamadan önce kayıtdışı eko-
nomiyle mücadelede yapılabileceklere biraz
daha somut önerilerle değinmekte fayda vardır.
A. Kayıtdışı ekonomi için uygun dil kullanıl-
malı ve kayıtlılığı özendiren tutum sergilen-
melidir.
B. Yönetimin etkinliğini ve mükellefin uyu-
munu artırmak için vergi yönetimi iyileş-
tirilmelidir. Kayıtlılığı özendiren faktörler-
den biri mükelleflerin vergisel işlemlerini
yürütmede kolaylaştırıcı üslupla karşılaş-
malarıdır. Bu açıdan e-beyanname uygula-
masının sağladığı kolaylıklar ve fiziki şart-
lardaki gözle görülür iyileşme zikredilmeye
değer gelişmelerdir. Ancak “iyileştirme”
süreklilik ister. Her zaman iyileştirme alanı
mevcuttur.
C. Vergi sisteminin ve denetiminin iyileştiril-
mesi gerekmektedir.
“
Kayıtdışı ekonominin kayıtlı
ekonomiye oranı, bütün Dünya’da
artma eğilimindedir. Bununla birlik-
te, kayıtdışılık oranı, gelişmekte olan
ülkelerde ve geçiş ekonomilerinde
daha yüksek olduğudur.
179
k a y ı t d ı ş ı e k o n o m i
D. İstihdamda kayıtlılık artırılmalıdır.
E. Kayıtlı ekonomiye geçişte sosyal uzlaşma-
nın sağlanması önemlidir.
F. Kayıtlı ekonomiye geçiş stratejileri dinamik
bir çerçevede hazırlanmalı ve hayata geçi-
rilmelidir.
Kısaca ekonomide kayıtlılığı artırma uzun so-
luklu bir uğraş gerektirir. Sorunun paydaşla-
rının tamamının tam ve gönüllü katılımının
sağlanabilmesi gerekir. Bunun sağlanması için
öncelikle siyasi irade kayıtdışılığı azaltmada
elini taşın altına koymaya istekli olmalı ve il-
gili kamu kurumlarını bu irade etrafında sevk
ve idare edebilmelidir. Daha öncede belirttiği-
miz gibi finans sektörü ile reel sektörün bağı-
nın artması, ekonomik istikrarın sağlanması ve
ekonominin büyümesi gibi faktörler nedeniyle
kayıtdışılık üzerinde baskı zaten artmaktadır.
Kayıtdışılık Türkiye’de üst sınırına ulaşmış gö-
rünmektedir. Bundan sonra kayıtdışılık zir-
vesinde yatay seyir izleyebilir veya azalmaya
başlayabilir. Vergisel iyileştirmeler ve iyi ta-
sarlanmış planlarla sektörel mücadeleler ikinci
olasılığın gerçekleşmesi ve kayıtdışılıkta azal-
manın hızlanmasına yardımcı olacaktır.