S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə69/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   256

167

m ı s ı r ’ d a   d e v r i m   s o n r a s ı   z o r l u   s ü r e ç

kisiyle bu başkaldırılar bugün mümkün hale 

geldi. Örneğin Tunus’tan ilham ve psikolojik 

destek alan Mısırlılar Tahrir Meydanı’nı doldur-

dular, Tahrir Meydanı’ndan ilham ve psikolojik

destek alan diğer Arap toplumları meydanlara 

indiler. Bu, kontrol edilemez bir “eşik aşma” 

süreci. Ortadoğu ve Kuzey Afrika toplumları 

sömürgecilikten kurtuldukları dönemlerden 

sonra, çoğu ordu kökenli liderlerine karşı ilk 

kez bu kadar heyecanlılar ve kendi içlerindeki 

sömürge artıklarını temizleme niyetindeler.

Ortadoğu’da medya devrimi

Dünya tarihinin dönüm noktalarına ilişkin 

birçok kişi, komplo teorileriyle beslenmiş bir 

şekilde düşünmeye eğilimli. “Big Brother”ın 

her şeyi görüp yönettiği bir dünya sistemi algı-

sı, nedense toplumsal dönüşümleri açıklama-

da en çok kullanılan yöntemlerden biri olarak 

karşımıza çıkıyor. Hâlbuki bu yöntem olsa olsa 

kolaycılığın bir diğer adı. Bugünkü Ortadoğu ve 

Kuzey Afrika değişim sürecinde elbette büyük 

güçlerin etkisi var. Ancak her şeyi bu zeminde 

açıklamak hem Arap toplumlarının şu anki baş-

kaldırılarına saygısızlık, hem de Ortadoğu’daki 

düzenin sürdürülemez oluşunu anlamamaz-

lık  olur.  Evet,  hakikaten  Ortadoğu’daki  Camp

David düzeni sürdürülemez bir hal aldı ve bu 

durumu  toplumlar  öncelikle  El-Cezire  aracılı-

ğıyla kendi aynalarında gördüler. 30 yıldır ik-

tidarda olan Hüsnü Mübarek’in ABD ve İsrail

ile  birlikte  ortağı  olduğu  Camp  David  düzeni,

herkesten  önce  Mısır  halkını  rencide  etmiyor

muydu? Fakat toplumların kendilerini baskıyla 

yöneten rejime karşı ayaklanabilmeleri için ar-

kasını göremedikleri duvara tırmanma cesare-

tini göstermeleri gerekiyordu. İşte son 10 yılda 

bölgede yaşananlar, Irak’ın işgaliyle başlayan ve

Türkiye’nin Davos çıkışıyla devam eden süreçte 

Arap toplumları, o duvarı aşma cesareti göstere-

cekleri psikolojik eşiğin kenarına kadar geldiler. 

Yıllardır birikmiş olan ekonomik ve sosyal so-

runlar, yolsuzluk ve baskıcı rejim uygulamala-

rı toplumsal bir patlama noktasına zaten işaret 

ediyordu. Sonra bir gün 26 yaşındaki bir genç 

kendisini yaktı ve medyanın zihinlerde gerçek-

leştirdiği “devrim” bir anda meydanlara taştı. 

Bugün Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan 

değişim sürecinin arkasında bir “medya devri-

mi” var. Bu devrimin etkisi devam ettiği sürece 

bölgedeki değişim süreci de devam edecek.

Mostar, Mart 2011

AA



168

m a r t   1 1

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı uzun

bir çalışma sonunda Kürt sorunu konusunda bir başucu kitabı 

hazırladı. Dünden bugüne Kürt sorunu hakkında kaleme alınmış 

tüm belge ve raporların bir araya getirildiği kitap, hem analitik, 

hem de ansiklopedik bir kaynak niteliğinde. Çalışma, 23 Nisan

1920 TBMM’nin açılışı ile başlayıp, Demokratik Açılım süreciyle

son bulan 90 yıllık bir öyküyü belgeler üzerinden ele alıyor.

Gazi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğ-

retim Üyesi ve SETA Vakfı uzmanı Hüseyin Yayman tarafından

uzun bir çalışmanın sonucunda hazırlanan Türkiye’nin Kürt So-

runu Hafızası isimli kitap, bu konuda yazılmış gizli-açık tüm bel-

geleri bir araya getiriyor. Çalışma, devletin belgelerinden parti-

SETA Yayınları XII, I. Baskı: Şubat 2011, ISBN: 978-605-4023-10-3

SETA RAPOR

Şark Meselesinden Demokratik 

Açılıma Türkiye’nin Kürt 

Sorunu Hafızası

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı uzmanlarından Hüseyin Yay-

man, uzun bir çalışma sonunda Kürt sorunu konusunda bir başucu kitabı hazırladı. 

Çalışma, 23 Nisan 1920 TBMM’nin açılışı ile başlayıp, Demokratik Açılım süreciyle 

son bulan 90 yıllık bir öyküyü belgeler üzerinden ele alıyor.

HÜSEYIN YAYMAN

kürt sorunu raporu

MART 2011 -  

  Kürt  Sorunu’nun  Osmanlı  döneminden  bu  yana  bir  değerlendirmesini 

sunan “Şark Meselesinden Demokratik Açılıma Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafızası” raporu, Cum-

huriyet döneminde bir güvenlik ve asayiş sorunu olarak ele alınan mesele hakkında devletin 

geliştirdiği köy boşaltma, Olağanüstü Hal (OHAL) ve sınırötesi operasyonlar gibi enstrümanları 

değerlendiriyor. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile düşünce kuruluşlarının da Kürt Sorunu hak-

kında yaptıkları yayınları kapsayan çalışmada, yılın son aylarında Türkiye gündemine oturan 

Dersim meselesi de detaylı bir şekilde tartışılıyor.




169

k ü r t   s o r u n u   r a p o r u

lerin çalışmalarına değin tüm literatürü tek tek 

irdeleyerek bir hafıza tazelemesi yapıyor.



‘Güvenlikçi yaklaşım’ – ‘demokratik yaklaşım’ 

mücadelesi

Son dönemde birçok nitelikli çalışmaya imza 

atan ve Türkiye’nin en önemli düşünce kuru-

luşlarından  biri  olan  SETA  Vakfı  tarafından

yayımlanan kitap, geçmişi masaya yatırarak 

yapılması gerekenlere ışık tutuyor. Çalışma, 

Kürt sorunu hakkında iki temel yaklaşımın 

olduğunu dile getirirken bunlardan birincisini 

güvenlikçi yaklaşım, diğerini ise demokratik 

yaklaşım olarak tanımlıyor. Kitap, 1990’lı yıl-

ların Kürt sorununda milat olduğunu ve soru-

nun hızla toplumsallaşmaya evrildiğini ortaya 

koyuyor.

Çalışmada devlet adına hareket eden görevlile-

rin ‘devleti tarih ve toplum önünde ayıplı hale 

getirdikleri’ belgelerle ortaya konulurken bu 

yaklaşımın sorunun çözümünü zorlaştırdığı 

dile getiriliyor. Özellikle tek parti döneminde-

ki Fevzi Çakmak, İbrahim Tali Öngören, İsmet 

İnönü ve Şükrü Kaya raporları bu dönem ça-

lışmalarının ana karakteristiğini oluşturuyor.  

Yayman, Kürt sorununun zaman içinde geçir-

diği metaformofozu belgeler üzerinden ortaya 

koyarken güvenlikçi yaklaşımı sert biçimde 

eleştiriyor.  

    


1925’ten 2010’a kadar 70 Kürt raporu

Kürt sorununu öğrencilik yıllarından itibaren 

yakından takip eden Hüseyin Yayman kitabın-

da, sorunla ilgili kapsamlı bir bilânço çıkararak 

hadisenin boyutlarını tüm çıplaklığıyla ortaya 

koyuyor.  Yayman’a  göre  PKK  ile  mücadeleye

harcanan  parayla  120  (yüz  yirmi)  adet  Boğaz

Köprüsü yapılabilirdi. Kitapta, 1925’ten 2010 

yılına kadar Kürt sorunu hakkında kaleme alı-

nan 70 rapor tarihsel arka planı, aktörleri ve 

metin analizleriyle irdelenirken, konuyla ilgili 

ilk defa böylesine toplu ve analitik bir eser kale-

me alınmış oluyor. Kitabın önemli tezlerinden 

birine göre, Türkiye bu konuda çokça konuşu-

yor, ancak kararlılık gösterip sorunu çözecek 

ortak iradeyi sergileyemiyor.

 

Açılıma kadar Türkiye’nin bir Kürt siyaseti 

yoktu

Kitapta dile getirilen önemli temel tespitlerden 

bir diğeri de, Türkiye’nin bir Kürt siyasetinin 

olmadığı tezi. Yayman, konuyu tek parti döne-

minden  başlayıp  AK  Parti  iktidarı  dönemine

kadar mercek altın alırken Türkiye’nin bugün-

den yarına değişmeyen bir stratejisinin olma-

dığını ileri sürüyor. Türkiye’nin kişilere bağlı 

bir bölge siyasetinin olduğu vurgulanırken, 

kişilerin değişmesiyle stratejinin de değiştiği 

belirtiliyor. Bu noktada AK Parti’nin demokra-

tik açılım süreciyle başlattığı sürecin Kürt siya-

setinde önemli bir paradigma değişikliği getir-

diğine vurgu yapan Yayman, Türkiye’nin artık 

sorunu değil, çözümü konuşması gerektiğinin 

altını çiziyor.

 

İlk açılım Demirel ve İnönü’den…

Kürt Sorunu’nun isimlendirmesinin zamanın 

ruhuna uygun bir yönelim gösterdiğini belirten 

Yayman, ilk dönemlerde Şark sorunu, Doğu 

sorunu denirken, 1990’lardan itibaren bugün-

kü Kürt sorunu tamlamasının kullanıldığını 

dile getiriyor. Araştırmada devletin resmi Kürt 

siyasetinin tayin edildiği belgenin Şark Islahat

Planı olduğuna dikkat çekilerek, daha sonra ya-

zılan tüm eserlerin Şark Islahat Planı’nın türevi

ve tekrarı olduğu ifade ediliyor.

Devletin  resmi  Kürt  siyasetinin  1991  DYP-

SHP  koalisyonuyla  değiştiği  belirtilirken,  bu

dönemde verilen vaatlerin düşük yoğunluklu 

şiddete  yenildiğinin  altı  çiziliyor.  DYP-SHP

koalisyonunun sözde birçok vaatte bulunması-

na rağmen bunları hayata geçiremediği söyle-

nirken, ilk açılımı Süleyman Demirel ve Erdal 

İnönü’nün başlattığı hatırlatılıyor.

 

İnkâr ve asimilasyondan tanıma ve 



demokratikleşmeye…

Kürt sorunuyla ilgili 70 kadar raporun ele alın-

dığı kitapta, raporların içeriği ve üslubunun, 



Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə