S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə74/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   70   71   72   73   74   75   76   77   ...   256

180

m a r t   1 1

ÖZET

 2001 krizi sonrasında 2002 seçim-



leri sonrasında tek başına iktidara gelen AK 

Parti  hükümetinin  uyguladığı  makroeko-

nomik politikaların sonucu olarak, Türkiye 

ekonomisi hızlı bir büyüme sürecine girmiş 

ve küresel finans krizi öncesi dönemi kap-

sayan 2002-2007 yılları arasında ortalama 

yıllık %7 oranında büyümüştür. Bu dönemde 

talep yönlü reel GSYH’deki artışın en önemli 

kaynaklarını özel kesim tüketim ve yatırım 

harcamaları oluştururken, reel GSYH’ye katkı 

yapan en önemli sektörler ise hizmetler ve 

sanayi sektörleri olmuştur. Bu dönemde eko-

nomik büyüme artışına bağlı olarak cari açığın 

yükselişini sürdürmesi, istihdama dayalı bir 

büyümenin gerçekleştirilememesi ve sanayi 

kesiminde ortaya çıkan verimlilik artışlarının 

ucuz işgücü ile sağlanmış olması, bu döne-

min olumsuzluklardır. 2008 yılında ilk olarak 

ABD’de ortaya çıkan ve daha sonra dalga dalga 

tüm dünyaya yayılan küresel finans krizi Türkiye 

ekonomisini de olumsuz etkilemiş, 2008 yılında 

%0,7 oranında büyüyen ekonomi, krizin etkile-

rini yoğun bir şekilde hissettirdiği 2009 yılında 

%4,7 oranında küçülmüştür. 2010 yılında kriz 

sonrası uygulanan başarılı politikalarla kri-

zin etkileri atlatılmaya çalışılmış ve bunda da 

başarılı olunmuştur. Bu çerçevede 2010 yılının 

ilk 9 aylık döneminde ortalama %8,9 oranında 

bir büyüme performansı yakalanmıştır. Küre-

sel kriz öncesinde olduğu gibi, bu dönemde de 

büyümenin talep yönlü temel kaynaklarını özel 

ve tüketim yatırım harcamaları oluşturmuştur. 

Bu harcamaların reel GSYH artışına katkıları 

özellikle 2010 yılının üçüncü çeyrek döne-

minde artarak %90’lar seviyesine ulaşmıştır. 

SETA ANALİZ

Türkiye’de Ekonomik 

Büyümenin Dinamikleri 

Hükümetin  2002  yılından  itibaren  kararlılıkla  uyguladığı  ekonomik  ve  mali 

politikaların sonucunda gelir ve giderler arasında uyumun gerçekleşmiş olması, büt-

çede  etkinlik  ve  tasarruf  artışı  sağlamış,  vergi  gelirlerinde  ise  yüksek  performans 

sayesinde bütçe gelirlerinde olumlu gelişmeler kaydedilmiştir.

SAMI TABAN

ekonomik büyüme



MART 2011 - 

Küresel kriz öncesi Türkiye ağır bir krizden çıkmıştı. Bu krizden çıkmak için 

alınan sıkı maliye ve para politikaları 2001-2007 arası dönemde de Türkiye ekonomisinde iyileş-

menin önünü açtı. Mevcut rakamlar Türkiye’nin 2001-2007 döneminde yüzde 7 büyüdüğünü 

gösteririyor. ABD merkezli finansal krizin Türkiye üzerindeki etkisi 2008 yılı dördüncü çeyre-

ğinde etkisini göstermeye başladı. Krize rağmen Türkiye’de yüzde 0,7 oranın bir büyüme ger-

çekleşti. 2009 yılının son aylarından itibaren ekonomi rakamlarındaki olumlu gelişmeler kriz 

ortamından uzaklaşılmaya başlandığını gösteriyor.




181

e k o n o m i k   b ü y ü m e

Hizmetler, sanayi ve inşaat sektörleri, küresel 

kriz sonrası gerçekleşen ekonomik büyümenin 

arz yönlü temel kaynaklarını oluşturmuştur. 

Türkiye’de küresel finans krizi sonrasında büyü-

medeki artışa paralel olarak istihdam artmış, 

işsizlik oranları ise düşmüştür. Sanayi kesim-

inde istihdam artışına paralel olarak verimlilik 

artışları da gerçekleşmiştir. Ancak küresel kriz 

öncesinde olduğu gibi, verimlilik artışları reel 

ücretlere yansımamış, verimlilik artışları belli 

oranda ucuz işgücü ile sağlanmıştır. Türkiye’de 

cari açık ve işsizlik sorunu küresel kriz öncesi 

dönemde olduğu gibi, kriz sonrasında da 

çözümlenmesi gereken en önemli sorun-

lar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu 

sorunların daha çok yapısal nitelikte olması 

hasebiyle, çözümlerin kısa vadede değil daha 

çok uzun vadede uygulanacak politikalarla 

çözümlenmesini beklemek yanlış olmayacaktır.

SONUÇ  VE  ÖNERİLER

 Türkiye ekonomisi 

2001 krizi sonrası dönemde uygulanan sıkı 

para ve maliye politikaları sonucunda istikrarlı 

bir büyüme sürecine girmiştir. Küresel fi-

nans krizi öncesi dönemi kapsayan 2002-2007 

yılları arasında ortalama yıllık %7 oranında 

bir büyüme hızına ulaşılmıştır. Bu dönemde 

talep yönlü reel GSYH’deki artışın en önemli 

kaynaklarını özel kesim tüketim ve yatırım 

harcamaları oluşturmuştur. Diğer taraftan 

2002-2007 döneminde ithalat artışının ihracat 

artışının üzerinde seyretmesi, net ihracatın reel 

GSYH artışına negatif katkı yapmasına neden 

olmuştur. Büyümeye arz yönlü katkı yapan en 

önemli sektörler ise hizmetler ve sanayi sek-

törleri olmuştur. Tarım sektörünün mevsimsel 

şartlara aşırı duyarlı olması nedeniyle, tarım 

sektörünün büyümeye katkıları ise bazı yıllar 

pozitif iken bazı yıllarda negatif olmuştur. Tür-

kiye ekonomisinde 2002-2007 döneminde yük-

sek oranda gerçekleşen ekonomik büyüme isti-

hdama yansımamıştır. İstihdamsız büyümenin 

gerçekleştiği bu dönemde, işsizlik oranları 

da yüksek kalmıştır. Ayrıca sanayi kesiminde 

işgücü verimliliği artışına bağlı olarak reel 

ücretlerin istenilen düzeyde artmamış olması, 

refah artışın hissedilememesinin nedenini 

oluşturmuştur. 

2008 yılında bütün dünyayı etkisi altına 

alan küresel finans krizi, Türkiye’yi de olum-

suz etkilemiştir. 2008 yılında %0,7 oranında 

büyüyen Türkiye ekonomisi, krizin etkile-

rinin yoğun bir şekilde hissettirdiği 2009 

yılında %4,7 oranında küçülmüştür. 2010 

yılı kriz sonrası uygulanan politikalarla kri-

zin etkilerinin çalıştığı bir yıl olmuş ve bunda 

da başarılı olmuştur. 2010 yılının ilk 9 aylık 

döneminde gerçekleşen ortalama büyüme 

oranı yaklaşık %9’dur. Küresel kriz öncesinde 

olduğu gibi, bu dönemde de büyümenin ta-

lep yönlü temel kaynaklarını özel ve tüke-

tim yatırım harcamaları oluşturmuştur. Bu 

harcamaların reel GSYH artışına katkıları 

özellikle 2010 yılının üçüncü çeyrek döne-

minde artarak %90’lar seviyesine ulaşmıştır. 

Söz konusu dönemde kamu yatırımlarının 

reel GSYH artışına katkısı ise %11 oranında 

gerçekleşmiştir. Öte yandan, büyüme artışına 

paralel olarak Türkiye’nin dış açık sorunu 

bu dönemde de kendini hissettirmiş ve bu 

durum net ihracatın reel GSYH artışı üzeri-

nde negatif etkide bulunmasına yol açmıştır. 

Hizmetler ve sanayi sektörleri, küresel kriz 

sonrası gerçekleşen ekonomik büyümenin arz 

yönlü temel kaynaklarını oluşturmuştur. Ayrıca 

hizmetler ve sanayi sektörlerinden sonra, 

inşaat sektörü küresel finans krizi sonrası reel 

GSYH artışına katkı sağlayan diğer bir sektör 

olmuştur. Tarım sektörü ise istikrarsız görünü-

münü bu dönemde de devam ettirmiş ve reel 

GSYH artışına katkısı sınırlı kalmıştır. 

Türkiye’de küresel finans krizi sonrasında eko-

nomik büyümedeki artışa paralel olarak is-

tihdam artmış, işsizlik oranlarında ise düşüş 

kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk 9 aylık dönemi 

itibariyle en fazla istihdam artışı yaşanan sektör-




Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   70   71   72   73   74   75   76   77   ...   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə