Sanat yazilari



Yüklə 18,7 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/31
tarix08.09.2018
ölçüsü18,7 Mb.
#67784
növüYazi
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   31

60
almaları oluşturmakta ve konularına göre içerikleri de değişmektedir. Sanatın siber-
uzaya transferi tabii ki, öncelikle insanların siber ortama transferiyle mümkündür. 
Fiziki mekânları aşan ve aynı anda her yerde olabilen networklerin milyonlarca insanı 
aynı platformda buluşturmasıyla başlayan süreç Howard Rheingold’un öne sürdüğü 
“sanal cemaatler”in (Bozkurt 2005: 90) kurulması ve yeni bir sosyalleşme olgusunun 
ortaya çıkmasıyla devam eder. Sanatçıların ve sanatseverlerin forumlarda bir araya 
gelerek sanatsal tartışmalarda bulunmaları ve internet ortamında sanatsal üretimde 
bulunmaları yeni bir terminolojiyi de zorunlu kılar. Ücretsiz yazılım, şifreleme, DNS 
denetimi, p2p ağlar, server, blog vb şeklinde devam eden teknik terimler artık sanatçılar 
ve sanat çalışmasıyla karşılaşan kişilerce bilinmesi zorunlu olan terimlerdir. 
P2p sanat projesi özellikle üzerinde durulması gereken projelerdendir ve birçok açılımı 
vardır. Özellikle nesneden bağımsız sanat çalışması anlamında girişimde bulunan 
Joseph Beuys, ilham kaynağı olmuştur. Nesneden bağımsız sanat çalışmaları için 
uygun bir proje olan p2p, Beuys’un da bir adım ötesine geçmiştir. Çünkü Beuys’un 
herkese ulaşabilecek sanat yapıtı olarak tasarladığı “multiples” bile, sanat marketinde 
değişim değeriyle yerini almaktadır. Burada mülkiyet sorunu ortaya çıkmaktadır. 
Sanat nesnesinin alınıp satıldığı bir meta ve aracı kurum olarak galerilerin varlığı 
da burada sorunsallaşmaktadır. P2p bu noktada şöyle devreye girmektedir. Yapılan 
deneysel filmler p2p üzerinden bir kişi ile paylaşılınca kendi makinesinden silinmekte 
ve sanat çalışması yalnızca p2p üzerinde son paylaşıcı kendi makinesinden silinceye 
kadar varolmaktadır. Paylaşım ve silinme mekanizmasıyla çalıştığından aslında sanat 
yapıtı sürekli sonsuz bir ağ olan p2p üzerinde dolaşımda olmaktadır. Aslında bu proje 
bir sanat yapıtının “dematerialize”liğine iyi bir örnek oluşturuyor. Sanat yapıtının 
kültür endüstrisi ve ekonomik ilişkilerden bağımsız varolabileceğinin göstergesi olarak 
p2p projesi, sansürle de kontrol edilemez durumdadır. Örneğin bloger’ı satın almış 
olan Google herhangi bir nedenden server’larını kapatsa, bloger sitelerine ulaşım 
engellenmiş olur. Ancak p2p de böyle bir durum söz konusu değildir. Onun tek bağımlı 
olduğu şey tabii ki de elektrik sistemidir. Fiş çekildiğinde internet siber uzayına bağlantı 
da otomatikmen kesilmektedir.
Sanat mecrasının ve sanat nesnesinin klasik anlayıştan ayrılarak sanal ortama transferi, 
galerilerin ve müzelerin de bu yeni sanat yapıtlarını, nasıl muhafaza edeceklerini ve 
tarihsellik bağlamına ne şekilde oturtulacağını da belirsiz hale getirir. Akla bu noktada 
Jean -Luc Godard’ın bir konferansta sarf ettiği sözler geliyor. Godard filmlerinin 
korunmasıyla ilgilenmediğini ve kendi ölümünden sonra filmlerinin yaşayacağını 
düşünmediğini ifade etmiştir. Gerçekten de sanat yapıtlarının web üzerinde kalıcılıkları 
p2p ağı örneğinde olduğu gibi muammalı bir durum arz etmektedir. Sanat yapıtının 
geleneksel olarak müze ya da galerilerde muhafaza altına alınması, web ortamında 
varlığını sürdüren sanatsal yapıtlar için geçerli değildir. Yeni medya ve dijital sanatların 
kayıt altına alınması sorunu, bu kurumlarca çözülmesi gereken önemli bir konudur.


61
SANAT YAZILARI
22
Yeni medya ve dijital sanat sergilerinin önemli bir farkı interaktiflikleridir. 2001 yılında 
Whitney Amerikan Müzesi’nde BitStreams ve San Francisco Modern Sanat Müzesi’nde 
‘010101: Teknolojik Çağda Sanat Sergisi’ düzenlenmiştir. Bu sergiler eleştirmenler 
ve küratörler tarafından birçok yönden eleştirilmiştir. Ancak, insanların sergide yer 
alan sanat çalışmalarıyla etkileşime girdikleri konusunda hemfikirdiler. Sanatın yeni 
tarzlarının alımlanması ise uzlaşıma varmayan bir konudur. Eleştirmen Benet Simson; 
“sergilerin alımlanmasının sergilerin tek tek yetersizlikleri ya da başarılarından 
dolayı değil kültürel bilincin -zeitgeist- zamanla birikmesiyle ilgili olduğunu, sergilerin 
alımlanmayı güvence altına almadığını” (Atakay 2001: 38) ileri sürmüştür. Simson bu 
görüşünde haklıdır da kanımca. Yeni kuşaklar zaten teknolojinin içine doğmuş ve daha 
öncesinde onlar için uygun düşünsel iklim oluşturulmuştur. Yeni kuşaklardan bir kişi 
bahsettiğim bu sergilere gittiğinde alımlamaya da hazır durumda gitmektedir. Ancak 
burada sorun yaşayanlar, yeni medya ve dijital sanatların içinde yetişenler değil geçiş 
kuşağında kalan küratör, eleştirmen, sanatçı ve sanat izleyicisidir. Onların bu sergileri 
algılama biçimleri genç kuşaklar gibi, hafızalarına ya da artık genlerine kodlanmış, 
teknoloji bağımlılığı ve algılaması yönünde değildir. Bu süreç evrimi, geçiş kuşakları için 
henüz tamamlanmamıştır. Bit Streams sergisinin küratörü Christiane Paul ise biçim ve 
algı arasında, biçimin, içerikten daha ön planda algılandığının altını çizmektedir. Kendisi 
sanat çalışmasının içeriğiyle ilgilenirken ve teknolojiyi bir veri olarak görürken hazır 
olmayan izleyicilerin “teknolojinin ve elektronik aygıtların ne ilginç! etkisine takılıp 
kaldıklarını”(Atakay 2001: 39) ifade etmektedir. Paul, düşünsel yönden algılamanın, 
biçimsel yanı halen aşamamasını bu sergide deneyimlemiştir.
Web ortamında varolan sanal cemaatlerden yukarıda bahsetmiştim. P2p dışında 
sanal-sanat cemaatlerinden biri olan “Rhizome”da, yeni medya ve dijital sanatları; 
çağdaş sanatların yeni medya teknolojilerini kullananı olarak tanımlarken, internet 
sanatı kullanıcılarını etkileşimli olarak ele alıyor ve şu uyarıda bulunuyor: Lütfen gerekli 
teknolojik yazılımlar bilgisayarınızda yüklenmiş olsun ve bilgisayar bağlantı hızınız 
yüksek olsun. Yalnızca sanatçının teknolojik donanımlı olması değil, izleyicinin de aynı 
donanıma sahip olması beklenilmektedir. Ancak o zaman tam olarak bir etkileşim 
gerçekleşecektir. “Rhizome”da yer alan iki örnek projeden bahsedelim. İlki, sanatçı 
Dariusz Nowak-Nova’nın “Dante Projesi”dir. Sanatçı bu projede izleyicilerini, yeni 
teknoloji vasıtasıyla bilinç-altı deneyimlerine odaklarken, diğer bir proje olan Merkez 
Kentin İçinden, sanatçı Steve Tanza’nın çekmiş olduğu 200’ün üzerindeki filmden 
oluşmuştur ve sanatçı tarafından şöyle bir not iliştirilmiştir: Bu projeyi izleyebilmeniz 
için “Shockwave” yüklemeniz gereklidir.
Tüm dünyada bu oluşlar devam ederken Türkiye’de yeni medya ve dijital sanatlarla 
ilgili 21 Mart - 16 Ağustos 2009 tarihlerinde Santralistanbul’da “Haritasız: Medya 
Sanatlarında Kullanıcı Çerçeveleri” adlı bir sergi düzenlendi. Türk sanatçıların da yeni 


Yüklə 18,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə