Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə106/110
tarix15.10.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#74210
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110

Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Hesabı Verilebilirlik (216-228)
217
lanmaya başlamasından bu yana dünyanın
hemen her yerinde farklı rejimlerle yönetilen
ülkelerde,  hem ulusal hem de yerel siyasette
halkla ilişkiler uygulamalarına giderek daha
fazla yer verilmeye başlanmasıyla; halkla iliş-
kilerin ve siyasal iletişimin bir alt türü olarak
siyasal halkla ilişkiler ortaya çıkmıştır.  Batılı
demokrasiler başta olmak üzere siyasal iletişi-
min 20.yy.dan itibaren kendine geniş bir uygu-
lama alanı bulması “siyasal halkla ilişkiler”
faaliyetlerinin artmasına ve etki alanının da
genişlemesine yol açmıştır. Siyasal halkla iliş-
kiler günümüzün küreselleşen dünyasında
uluslararası arenada da profesyonel teknik ve
yöntemlerle uygulanmaktadır.
Siyasal reklâmcılıktan, siyasal pazarlamadan
ve propagandadan farklı olarak siyasal halkla
ilişkiler siyasal iletişimin belki de en dolaysız,
en saygın kısmını oluşturmakta, bu nedenle de
kitleler üzerinde oldukça etkili olmaktadır.
Siyasal halkla ilişkilerin en güçlü ve en ayırt
edici yönü olan bu saygınlık aynı zamanda
halkla ilişkiler uygulayıcılarına ve akademis-
yenlerine büyük bir sorumluluk yüklemektedir.
Bu açıdan halkla ilişkiler diğer siyasal iletişim
türlerinden farklı olarak siyasal hesap verilebi-
lirlik ilkesine uygun biçimde faaliyetlerini
gerçekleştirmekle,  en çok yükümlü olan alan
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aslında, halkla ilişkiler öncelikle bir yönetim
fonksiyonu olduğu için ve halkla ilişkiler uygu-
lamaları ekonomiden, siyasete, çevre politika-
larından, sosyal politikalara uzanan geniş bir
alanda etkili sonuçlar yarattığı için, halkla
ilişkiler faaliyetlerini gerçekleştiren kurum ve
kişilerin hesap verebilir durumda olması ge-
rekmektedir.  Örneğin, son birkaç yıldır küresel
düzeyde yaşanan ekonomik kriz süreci,  halkla
ilişkiler uzmanlarının doğru zamanda gerekli
bilgileri kamulara vermemesi nedeniyle finan-
sal açıdan geniş kesimler zarara uğramışlardır.
Bu durum, halkla ilişkilerin itibarının ve meş-
ruluğunun sorgulanmasına yol açmıştır. Eko-
nomik kriz sürecinde halkla ilişkiler sürecinin
sorgulanması da göstermektedir ki disiplin
açısından hesap verilebilirlik, yalnızca siyasal
hesap verilebilirlikle sınırlı değildir. Halkla
ilişkiler özellikle kamusal ve yönetsel açıdan
da hesap verilebilirlik ilkesine uyması gereken
bir uygulama alanıdır. Buna rağmen,  çalışma-
nın sınırlıklıları nedeniyle bu yazıda,  konuya
yalnızca siyasal hesap verilebilirlik açısından
yaklaşılmış ve siyasal halkla ilişkiler sürecinde
hesap verilebilirlik ilkesi ele alınmıştır.
Bu çalışmanın temel varsayımı siyasal halkla
ilişkiler sürecinde gerçekleştirilen faaliyetlerin,
siyasal hesap verilebilirlik ilkesine uygun bi-
çimde gerçekleştirilmesi gerektiğidir. Bu var-
sayımı açıklamak için önce hesap verilebilirlik
ilkesi ve siyasal halkla ilişkiler süreci kavram-
sal düzeyde kısaca açıklanmış, daha sonra da
siyasal halkla ilişkiler açısından hesap verilebi-
lirlik yeniden tanımlanarak; hesap verilebilirlik
ilke ve esasları sayılmış ve siyasal halkla ilişki-
ler sürecinde hesap verilebilirlik ilkesi açısın-
dan dikkat edilmesi gereken konular üzerinde
kısaca durulmuştur.   Halkla ilişkiler çerçeve-
sinden hesap verilebilirliğin, meşruiyetin sağ-
lanması, sosyal sorumlulukların yerine getiril-
mesi ve meslek etiğine ve genel etik kurallara
uygun davranılması ile yakından bağlantılı
olduğu kısaca vurgulanmıştır. Çalışmada siya-
sal halkla ilişkiler sürecinde halkla ilişkiler
uzmanlarının kimlere karşı sorumlu olduğu ve
nasıl hesap verebileceği konuları daha ayrıntılı
bir çalışmayı gerektirdiğinden ele alınmamıştır.
1. HESAP VERİLEBİLİRLİK KAVRAMI
TÜRLERİ VE HESAP VERİLEBİLİR-
LİKLE İLGİLİ KURUMSAL VE YASAL
DÜZENLEMELER
1.1. Hesap Verilebilirlik Kavramı ve Hesap
Verilebilirliğin Unsurları
1980’lerden sonra kamu yönetimi ve kamu
maliyesi alanları başta olmak üzere birçok
farklı uygulama alanında hesap verilebilirlik
ilkesi kurumların gündeminde yer almaya baş-
lamıştır. Önceleri bazı kamu kurumlarının
sorumluluğunu belirtmek için kullanılan hesap
verme ifadesi,  daha sonra bir anlam genişle-
mesine uğrayarak devlet kurumlarının tümünün
ve özel işletmelerin,  özellikle kamuyu temsil
eden kurumlara ve farklı yapıdaki örgüt ve
bireylere karşı sorumluluğunu kapsayan bir
kavram haline gelmiştir.
“hesap verebilir olma” durumu veya “ sorumlu
olma “ şeklinde çok kısa biçimde tanımlayabi-
leceğimiz hesap verilebilirliği,  Baş da “ bir
cevap verme, açıklamada bulunma yükümlülü-
ğü” olarak tanımlamıştır (2007: 3).


Selçuk İletişim, 6, 3, 2010
218
Aslında hesap verilebilirlik de sosyal bilimler
alanındaki diğer kavramlar gibi tek bir bakış
açısından yapılan tek bir tanımla net biçimde
açıklanamama kusuruyla karşı karşıyadır. Fark-
lı yazar ve araştırmacılar hesap verilebilirliği,
farklı vurgularla tanımlamaktadırlar. Hesap
verilebilirlik,  kişisel ya da kurumsal düzeyde
ele alınabilmektedir. Balcı’ya göre hesap veri-
lebilirlik; bir kimsenin yaptıklarından dolayı
başka bir otoriteye açıklamada bulunmasıdır
(2003: 116). Vinten de hesap vereni birey ola-
rak ele alan bir tanım yapmıştır. Yazara göre
hesap verilebilirlik;  “bir kimsenin sorumluluk-
larını ne gibi yollarla ya da nasıl yerine getirdi-
ğini açıklaması, ortaya koyması ve ispat etmesi
zorunluluğudur” ( aktaran Balcı 2003: 116).
Başka bir tanımda ise hesap verilebilirlik bir
yönetim kavramı olarak ele alınmaktadır.
Hesap verilebilirlik (accountability); Bir ku-
rumdaki görevlilerin yetki ve sorumluluklarının
kullanılmasına ilişkin olarak ilgili kişilere karşı
cevap verebilir olma, bunlara yönelik eleştiri
ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket
etme, bir başarısızlık, yetersizlik ya da usulsüz-
lük olması durumunda sorumluluğu üzerine
alma ihtiyacı şeklinde tanımlanabilir (Arcagök
ve Erüz 2006: 39). Peter, Leazer ve Francis’e
göre de hesap verilebilirlik; otoriter yönetime
karşı denge ve kontrol sağlama araçları içeri-
sinde yer almakta liberal ve anayasal demokra-
silerin temel karakteristiklerinden biri olarak
nitelendirilmektedir (aktaran Balcı  2003:116).
Hesap verilebilirlik ile ilgili olarak hesap veri-
lene vurgu yapan tanımlar da vardır. Mulgan’a
göre hesap verilebilirlik; klasik anlamıyla yapı-
lanlara karşı belli bir otoriteye karşı açıklama-
lar yapmaya yönelik bir süreci ifade etmektedir
(2000: 555).
Ramzek ise hesap verilebilirliği; performansın
açıklanması olarak tanımlamıştır. Hesap veri-
lebilirlik kimi yazarlara göre belli bir netlik ve
kesinlik ifade etmeyen muğlâk bir durumu da
ifade edebilir. Stoker, hesap verilebilirliğin,
yeterince açık olmayan, karmaşık bir kavram
olduğunu belirtmiştir. Mayer de kavramın
“kaygan” olmasına dikkati çekmiştir (aktaran
Balcı 2003: 116).
Hesap verilebilirlik konusundaki bütün bu
tanımlamalardan hareketle diyebiliriz ki hesap
verilebilirlikten bahsedebilmek için bazı unsur-
ların varlığı gerekmektedir. Hesap verilebilirlik
sürecinde hesap veren; performans, sonuçlar ve
diğer süreçlerle ilgili olarak çeşitli veriler sağ-
layıp ilkeleri, eylemleri, stratejileri hakkında
üst otoriteye bilgi verme zorunluluğu hissetme-
lidir. Bu üst otorite dışsaldır. Yani kurum dı-
şında olan bir otoriteye açıklama yapılması
gerekmektedir.
İkinci unsur üst otoritenin hesap veren tarafı
davranışının meşruluğu ve bilginin yeterliliği
konusunda sorgulamasıdır. Bu noktada sosyal
bir etkileşim ve karşılıklılık olması gerekir. Bu
bağlamda hesap verilebilirlik, üzerinde uzlaş-
maya varılmış hedefler çerçevesinde belli bir
performansın gerçekleştirilmesine yönelik
sorumluluğun  üstlenilmesine  ve bunun açık-
lanması yükümlülüğüne dayanan  bir ilişkidir
(Aktan ve ark. 2004:169).
Üçüncü unsur, otoritenin haklarının kabulü
anlamına gelen, üst otoritenin hesap verenin
davranışı ile ilgili hüküm vermesidir. Üst otori-
te olumsuz bir sonuca varırsa genellikle hesap
veren üzerinde yaptırım uygulaması söz konu-
sudur.  Bu yaptırımlar; para cezası, hapis ceza-
sı, disiplin cezası gibi resmi içerikli olabileceği
gibi, kamuoyu nezdinde kurumun veya kişini
itibarının zedelenmesi gibi dolaylı ve gayri
resmi içerikte de olabilmektedir (Bovens 2003,
Balcı 2003: 116).
1.2. Hesap Verilebilirlik Türleri
Hesap verilebilirlikle ilgili literatürde farklı
sınıflandırmalar yapılmıştır. Ancak bu konuda
genellikle dört tür hesap verilebilirlikten bah-
sedilmektedir. Bunlar, siyasal, yasal, yönetsel
ve profesyonel hesap verilebilirlik olarak sayı-
labilir. Bu kategoride kavram niteliksel olarak
ele alınmış ve içeriğine göre sınıflandırılmıştır.
Ayrıca farklı kaynaklarda kamusal (Gül 2008:
78) ve etik hesap verilebilirlikten de bahsedil-
mektedir (Ataklı 2009).
Siyasal hesap verilebilirlikGünümüz demok-
ratik yönetimlerinin olmazsa olmaz özellikle-
rinden biri siyasal hesap verilebilirlik ilkesine
göre sorumlu olmalarıdır. Siyasal hesap verebi-
lirlik geleneksel anlamda; hükümetlerin ve
hükümetleri oluşturan bakanların,  parlamento-
ya karşı kendi bakanlıklarında yürütülen işler-


Yüklə 2,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə