Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə108/110
tarix15.10.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#74210
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110

Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Hesabı Verilebilirlik (216-228)
221
Günümüzde siyasal iletişim, iletişimin kendine
özgü kuralları ve teknikleri olan bir alt dalı
olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır. Siya-
sal iletişim propaganda, reklâm ve halkla ilişki-
ler yöntemlerinin birleştiği bir alanda kabul
edilmekle birlikte sınırları belirsiz bir disiplin-
dir.
Siyasal iletişim sürecinde yer alan reklâm,
propaganda ve pazarlama teknikleri ikna etme
sürecinde bazı dezavantajlara sahip olmaları
nedeniyle eleştirilmektedir. Bu tekniklerin
zafiyeti, iletişim sürecini tek taraflı yönlendir-
melerinden ve hedef kitleleri manipüle ederek
kaynağın lehine tutum ve davranış ortaya çı-
karmayı amaçlamalarından kaynaklanır. Söz
konusu tekniklerde reklâmı hazırlayanın, pro-
paganda ve pazarlamayı gerçekleştiren tarafın
çıkarları açık biçimde korunduğu için, siyasal
ikna etkisi de sınırlı kalmaktadır.
Sosyo-psikolojik araştırmalar göstermiştir ki
seçmenler belirgin biçimde yapılan yönlendir-
me çalışmalarından olumsuz etkilenmekte, bu
yönlendirmelere direnç göstermektedirler. Bu
bulgular siyasetçileri siyasal reklâm ve propa-
gandanın dışında seçmene daha tarafsız gele-
cek, objektif, tutarlı ve saygın başka yöntemler
kullanmaya itmiştir. Bu yöntemlerin en önem-
lisi şüphesiz halkla ilişkilerdir. Siyasal iletişim
sürecinde bir yöntem olarak kullanılan , “halkla
ilişkiler yöntem ve teknikleri” günümüzde
“siyasal halkla ilişkiler” olarak da isimlendi-
rilmektedir. Ancak kavramın kullanımı yeni ve
sınırlıdır.
Halkla ilişkiler aktif biçimde uygulanmaya
başlanmasından bu yana siyasetin önemli bir
parçası haline gelmiştir.  Amerikan İhtilali
sırasında Samuel Adams, Tomas Paine,
Benjamin Franklin, Alexander Hamilton ve
Thomas Jefferson gibi isimler gazete ve dergi-
lere yazarak,  konferanslar vererek ve broşürler
yayınlayarak siyasal fikirlerini yaygınlaştırma-
ya çalışmışlardır.  Andrew Jakson da 1829
yılında başkan olduğunda halkla ilişkiler tek-
niklerini etkili biçimde uygulayan Amos
Kendall’dan yardım almıştır (Peltekoğlu 2009:
92). Bütün bu çalışmalar siyasal halkla ilişkiler
sürecinin batıdaki tarihçesinin ilk adımlarını
oluştururlar.
Türkiye’de de siyasal otoriteler tarafından
halkla ilişkiler batılı  hükümetler ve partiler
kadar etkin olmasa da 20.yy dan itibaren  fark
edilir biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Bu
konuda 1 Kasım 1946’da göreve başlayan
Celal Bayar hükümeti programında polisin
halkla ilişkilerine dair bir hükme yer verirken,
1947 yılında da Hasan Saka Hükümeti progra-
mında devlet ile vatandaşlar arasında iyi ilişki-
ler kurulmasına dair hükümlere yer verilmiştir
(Okay ve Okay 2009: 17).
Esasen,  siyasal iletişim sürecinde bir yöntem
olarak halkla ilişkilere ciddi biçimde yer veril-
mesi ilk kez ABD’de olmuştur. 1917 yılında
Başkan Wilson tarafından kurulan Kamusal
Enformasyon Federal Komitesi, ABD’nin
Birinci Dünya Savaşı sırasındaki devlet politi-
kalarını halka benimsetmek amacını taşımak-
taydı. Yine ABD’de 1928’de Demokrat Parti,
1938’de de Cumhuriyetçi Parti, ilk sürekli
halkla ilişkiler bürolarını açmışlardır. İlk siya-
sal halkla ilişkiler danışmanlık şirketi ise Los
Angeles’da Clem Whittaker ve Leon Baxter
tarafından kurulmuştur. 1970‘lerde ise hem
ABD’de hem de Avrupa’da yüzlerce siyasal
PR şirketi kurulmuştur (Süllü 2007: 15).
Halkla ilişkiler, medya ve siyasetin ortak men-
faatte buluşması giderek önem kazanan bir
durumdur. Siyasal amaçlı,  halkla ilişkiler faa-
liyetlerinin ve siyasi kişiliklerin kamuoyuna
olumlu biçimde yansıtılması, siyasi anlamda
güç kazanmak ve bunu korumak için büyük
ölçüde önemlidir. Siyasal halkla ilişkilerin
rolünü tanımlarken iki farklı durumdan bahse-
debiliriz. Bunlardan ilki devletlerin, hükümet-
lerin ya da siyasal partilerin kamularıyla ilişki-
lerinde halkla ilişkiler uygulamalarından fayda-
lanmalarıdır. İkincisi ise devletle, hükümetle ya
da siyasi partilerle alakası olmayan ya da sınırlı
ilgisi olan lobicilerin siyasi sürece halkla ilişki-
ler düzeyinde etkide bulunmasıdır.  Günümü-
zün gelişmiş Batı demokrasilerinde medya
patronlarının siyasiler ve devletlerle işbirliği
yapması artık kanıksanmış bir durumdur. Ör-
neğin Margaret Thatcher’in muhafazakâr grubu
adına düzenlenen siyasi kampanyalar İngiliz
Saatchi & Saatchi şirketinin ünlü işlerindendir.
Halkla ilişkilerin siyasi güç savaşında merkezi
bir rol oynaması yalnızca Batı demokrasilerine
özgü değildir. Rusya ve Orta Amerika’daki
bazı örneklerden yola çıkarak; seçimleri, üstün
karakter veya niteliklerden çok Anglo- Ameri-
kan reklam ve halkla ilişkiler şirketlerinin ka-
zandırdığını söyleyebiliriz  (Theaker 2008: 57).


Selçuk İletişim, 6, 3, 2010
222
Siyasal ikna sürecinde kullanılan tekniklerden
reklam, propaganda ve pazarlama manipülas-
yon özelliği ağır basan teknikler olmaları nede-
niyle seçmenlerde verilen mesajlara karşı belli
bir karşı koyma direnci oluşturmaktadırlar.
Halkla ilişkiler bu tekniklere kıyasla daha ob-
jektif ve demokratik olarak algılanmaktadır.
2.2. Halkla ilişkilerin Siyasal İletişim Süre-
cindeki İşlevleri
Halkla İlişkiler siyasal iletişim sürecinde yer
alan pazarlama, reklâmcılık ve propaganda gibi
bazı işlevlere sahiptir. Bu işlevlerin bazıları
diğer alanlarla örtüşmekte, bazıları ise yalnızca
halkla ilişkilerin özgün işlevleri olarak nitelen-
dirilebilmektedir. Halkla ilişkilerin siyasal
iletişim sürecindeki işlevleri genel olarak şöyle
sıralanabilir.
 - Halkla ilişkiler yöntemlerinde mesajın haber
eşdeğeri ölçüsünde değerlendirilmesi. Siyasal
parti ve adaylar seçmenlerin karar süreçlerini
etkilemek ve oy alabilmek amacıyla çeşitli
iletişim araç ve yöntemlerinden yararlanmakta-
dırlar. Özellikle günümüz seçimlerinde kam-
panyaların önemi büyük oranda arttığından,
başta televizyon olmak üzere, gazete, radyo,
internet, afiş, ilan, broşür, miting ve yüz yüze
görüşmeler seçmenlere mesaj iletme aracı
olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır (Ka-
lender 2003: 32). Uztuğ da ( 2004: 57)  siyasal
iletişimin en önemli aktörü olarak,  haber med-
yasını görmektedir. Yazar’a göre haber medya-
sı yöneten-yönetilen ilişkisinde önemli bir
kamuoyu ve gündem oluşturmakta ve denetim
yaparak, bu konularda seçmen halkı bilgilen-
dirmektedir. Bu bilgilendirme sürecinde, halkla
ilişkiler yöntem ve tekniklerine başvurulması
halinde iletişim sürecinde kitle iletişim aracı
belli bir para karşılığında kiralanmadığından;
sürecin yönetimi medya çalışanlarının kontro-
lündedir. Günümüzün demokratik rejimlerinde
medya kuruluşu kendi yayın politikasına göre
seçtiği konuları, haberleri, içerikleri yayın
kapsamına almaktadır.
Siyasetçilerin ve onlar adına çalışan uzman
danışmanlarının medya kuruluşunun tercih ve
seçimlerine belli oranlarda etkide bulunma
imkânı bulunsa da bu imkân şartlarla sınırlıdır.
Medya kuruluşu, siyasetçinin veya partisinin
basın toplantılarını, basın bültenlerini, davetle-
rini istenilen zamanda, kapsamda (sayfa sayısı,
yayın saati) yayınlayıp yayınlamama ve kendi
yorumlarını ekleme şansına sahiptir.
Yayınlanmasına ilişkin medya kuruluşundan
kaynaklanan zorluklara ve kısıntılara rağmen
avantajlı yönü söz konusu mesajın ücretsiz
yayınlanması bazen çok yüksek reklâm eşdeğe-
ri bedele çok sınırlı bir bütçeyle ulaşılmasıdır.
Halkla ilişkiler sürecinde, mesajı yayınlayan
medya kuruluşunun yayın kontrolünü elinde
tutması bazı noktalarda halkla ilişkileri yürüten
siyasal parti ve siyasetçinin daha objektif ve
tarafsız olduğu imajını doğurur. Çünkü seçmen
bir açıkoturumda, söyleşi programında, tartış-
ma programında, konferansta, basın toplantı-
sında verilen mesajlara veya siyasetçiyi doğal
ortamlarda gösteren haberlere, resim ve görün-
tülere reklâmdan daha fazla inanma eğilimin-
dedir. İnandırıcılığı arttıran unsur sürecin do-
ğal, kendiliğindenmiş- izlenimi yaratan gelişi-
midir.
- Siyasal partiler, hareketler ve siyasetçiler
açısından gelişen olayların,  toplantıların, alı-
nan kararların; haber değeri olan öyküler ve
kurgular biçiminde duyurusunun planlanması.
Bu öyküler ve olaylar planlanırken hedef kitle-
lerin duygusal ve düşünsel süreçleri dikkate
alınmalı, olaylar örgüsü onları etkileyebilecek
biçimde oluşturulmalıdır.
- Geleneksel ve yeni medya olarak isimlendire-
bileceğimiz medya kuruluşlarının önde gelen
çalışanları ile olumlu ilişkilerin kurulması ve
geliştirilmesi.
- Siyasal partilerin ve siyasetçilerin yaşam
öykülerinin,  kişisel özelliklerinin, nitelikleri-
nin, yeteneklerinin kamuoyuna bildirim süre-
cinde başta köşe yazarları, program yapımcıla-
rı, muhabirler, sunucular olmak üzere diğer
kanaat önderlerine denetlenmiş bilginin ulaştı-
rılması bunların kullanılmasının sağlanması.
- Siyasal partinin ve siyasetçilerin gündemi
etkileme çalışmalarının yönlendirilmesi. Gün-
deme ilişkin ileriye sürülen fikirlere ilişkin
söylemlerin yaygınlaştırılması ve hatırlatılması.
- Tartışma programları, basın toplantıları, se-
çim gezileri, miting, törenler gibi halkla ilişki-
ler kapsamına giren etkinliklerin medya kuru-
luşlarında siyasal partinin ve siyasetçilerin


Yüklə 2,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə