Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə110/110
tarix15.10.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#74210
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110

Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Hesabı Verilebilirlik (216-228)
225
tıp adamları, sanatçılar, başarılı ve ülke eko-
nomisine katkıda bulunan işadamları gibi. Bu
kişiliklerin siyasal halkla ilişkiler uygulamala-
rında ön plana çıkartılması ve siyasal parti veya
oluşumun bu kimselerin olumlu imajı üzerin-
den temsili, mutlaka ki beklenen sonuçları
verecektir. Ancak, bu kimseler seçilirken,
toplumun olabildiğince çok kesiminde saygın
algılanmasına ve söz konusu kimsenin siyasal
partiye bağlılığının yüksek olmasına dikkat
edilmeli sonradan ortaya çıkacak polemiklerin
siyasal iletişim sürecine zarar vereceği unutul-
mamalıdır. Alanında yetersiz kimseler, ya da
farklı alanlarda uzmanlığı olan kimseler kamu-
lara nitelikleri ve özellikleri farklı gösterilerek
tanıtılmamalıdır. Siyasetçiler ulusal ve yerel
düzeyde yönetime talip kimseler olduklarından
bu kimseleri olduklarından farklı ve nitelikli
göstermenin yaratacağı tahripler unutulmama-
lıdır.
Bilindiği gibi, kişisel temas iletişimin en etkili
yoludur. Bu noktada yüz yüze iletişimin bütün
olanakları kullanılmalı, kitle iletişim araçları-
nın kullanımı kadar seçmenle karşılıklı olarak
bir araya da gelinmeye çalışılmalıdır. Seçmen-
ler iş yerlerine, parklara, mahallelere, alışveriş
merkezlerine kadar gelen ve kendileriyle “göz
göze” temas kuran siyasi kişiliklerin verdiği
mesajlarla kendilerinin birey olarak varsayıldı-
ğı duygusunu yaşamakta ve seçim sürecinde
aktif oldukları için mutlu olmaktadırlar. Bu
noktada halkla ilişkiler uygulayıcıları halkla iç
içe olan siyasetçileri hedef kitlelere doğru bi-
çimde yansıtmalı, bir çeşit simülasyon oluştu-
rarak kişileri olduklarından farklı bir haleye
büründürürken yaptıkları işin sorumluluğunu
unutmamalıdırlar. Bu noktada siyasetçilere
halka karşı duygu ve düşüncelerini dürüst bi-
çimde yansıtmaları gerektiği hatırlatılmalıdır.
Bir konuyu başkalarına aktaracak kişi önce
kendisi konuyu çok iyi anlamalıdır. Halkla
ilişkiler uzmanları tanıtacakları siyasal parti ya
da kişiliği ideolojik yapısından, özgeçmişinin
bütün ayrıntılarına kadar tanımalı kamuoyuna
verilecek mesajlarda doğru ve tutarlı bilgi kul-
lanmalıdırlar.
Bir mesajın parçası olarak veya onunla birlikte
önerilen eylem, tek başına mesajdan daha ko-
lay kabul görür. Mesajlar hedef kitleyi harekete
geçirecek bir yapıda kurulmalıdırlar. Ancak bu
noktada, önerilen eylemlerin kamuların beklen-
ti ve ihtiyaçları ile tutarlı olmasına dikkat edil-
melidir.
Halkla ilişkilerciler kamu yararı ilkesini unut-
mamalı ve mesajları oluştururken hedef kitle-
nin ilgi ve ihtiyaçlarına hitap etmelidir. Kişisel
ihtiyaçlar ve dürtülerin mesajların kabulünü
etkilemesi gerçeğinden yola çıkılırken bu me-
sajlarda verilen bilgilerin doğruluğunun sağ-
lanmasına da dikkat edilmelidir.
Halkla ilişkiler profesyonelleri, hedef kitleleri
manipüle edecek mesajlar vermekten kaçınma-
lıdırlar. Özellikle kamuoyu yoklama anketleri
günümüzde kamuları yönlendirme amacıyla sık
sık kullanılmaktadır. Bourdieu (1989: 86),
kamuoyu yoklamaları sonuçlarıyla iktidarın
gasp edildiğini söylemektedir. Yazar, siyasal
iletişimin kurucu aktörü olan uzmanların, bilim
adamlarının ve araştırmacıların iktidara ortak
olmaları sonucunda eleştirelliklerini geride
bıraktıklarını, “küçük entelektüel” olmayı seçe-
rek politik yaşamın sözde oyuna dönüştürülme-
sine katkıda bulunduklarını iddia eder.
Mesajların netliği, basitliği ve sembolize ettik-
leri kabul edilme derecesini ve kitleler üzerin-
deki etkisini belirler. Günümüz insanı pek çok
kanaldan kendisine ulaşan her türlü mesajın
bombardımanı altında kalmakta; birçoğunu
algılayamamaktadır. Bu nedenle, mesajlar
hedef kitlenin sembolik değerleri göz önüne
alınarak oluşturulmalıdır. Ayrıca mesajlar
kurgulanırken hedef kitlenin değer yargılarında
olumsuz içerikte değişiklikler oluşturmamaya,
toplumsal barışı bozmaktan kaçınmaya da
dikkat edilmelidir.
İfade edilen mesajlar, kitleler üzerinde kavram-
lardan daha fazla görüş değişikliği yaratır. Kısa
ve çarpıcı sembolik ifadeler; uzun, bilimsel,
kavramsal açıklamalardan daha etkilidir. An-
cak mesajları sloganlaştırırken hedef kitlenin
zihinsel yetenekleri hiçe sayılmamalı ve onla-
rın doğru düşünme ve muhakeme etme yetene-
ği ile değerler sistemi örselenmemelidir.
İletişim süreci iki yönlü olarak gerçekleştiril-
melidir. Anketlerle, oylamalarla ya da yüz yüze
yapılacak toplantılarla hedef kitleler karar
sürecine dâhil edilmeli ve alınan kararlardan
haberdar edilmelidir. Bu açıdan günümüzde


Selçuk İletişim, 6, 3, 2010
226
hızla gelişen sosyal medya, halkla ilişkiler
uygulayıcılarına çeşitli fırsatlar sunmaktadır.
Bu hem sürecin demokratik işlemesini sağlaya-
cak hem de mesajların kabul edilme olasılığını
yükseltecektir.
İletişim sürecinde, verilecek mesaj farklı ileti-
şim kanallarından farklı yer ve zamanlarda
farklı içeriklerle de tekrarlanmakta böylece
etkisinin artması sağlanmaktadır. Denetlenmesi
güç olan iletişim kanallarında gelişigüzel ve
denetimsiz biçimde iletişim kurulmamalı, kara-
lama, aşağılama ve alay etme gibi kamu vicda-
nını zedeleyen ve ortaya çıkması halinde güven
kırıcı olan eylemlerden uzak durulmalıdır
(Paksoy 1999: 30,  Süllü 2007: 15).
Halkla İlişkiler faaliyetlerini gerçekleştiren
uzman veya danışmanlar, medya ile ilişkilerin-
de de hesap verilebilirlik ilkesini göz önünde
bulundurmalı, basın özgürlüğünü ve onurunu
zedeleyecek girişimlerden uzak durmalı ve
medyanın etik değerlerine de saygı göstermeli-
dirler (Bülbül 2001: 250).
SONUÇ
Günümüzün gelişmiş ve gelişmekte olan top-
lumlarında demokratik değerleri ve sistemleri
destekleyen bir kavram olarak “hesap verebilir-
lik” yalnızca kamu yönetiminin, vatandaşa
karşı hesap verme sorumluluğunu ifade etme-
mekte aynı zamanda özel sektörün ve
STK’ların da yönetsel ilkelerinden biri olarak
benimsenmektedir.
Bir yönetim fonksiyonu olarak 20. yy’ın ilk
yarısından bu yana giderek geniş bir uygulama
alanı bulan halkla ilişkiler alanında çalışan
uzmanlar da, farklı içerikteki faaliyet ve kam-
panyalarla, geniş hedef kitlelere ve kamulara
ulaşmakta ve bu kesimleri bilgilendirerek eko-
nomik sosyal ve siyasal alandaki tercihleri
etkilemekte, yönlendirmekte ve hatta değiştir-
mektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki
hızlı gelişmenin sonucu olarak geleneksel ve
yeni medyanın, özellikle son on yılda sosyal
medyanın, bireylerin ve toplumların yaşamında
vazgeçilmez hale gelmesi ve belirleyici ko-
numda bulunması, halkla ilişkiler mesleğinin
etkisini de arttırmıştır. Bu etkinin en fazla his-
sedildiği alanlardan biri siyasal iletişim süreci-
nin bir alt türü olarak uygulanmaya başlanan
“siyasal halkla ilişkilerdir”.  Siyaset alanının
aktörleri olan siyasal partiler ve siyasetçiler;
halkla ilişkiler uzmanlarından giderek daha
fazla yararlanmakta, profesyonel ekiplerin
elinden çıkan seçim kampanyaları ve iletişim
stratejileri ile seçmen kitleleri etkileyerek ulu-
sal ve yerel yönetimde söz sahibi olabilmekte-
dirler.
Siyasal partileri ve siyasetçileri yerel ve ulusal
düzeyde iktidara taşıma konusunda sorumlulu-
ğu olan halkla ilişkiler uzmanlarının ve kimi
akademisyenlerin bu noktada  “hesap verilebi-
lirlik” ilkesi açısından bazı sorumlulukları
oluşmaktadır. Çünkü kamuoyunun seçim süre-
cinde oyladığı siyasal parti ve siyasetçi görün-
tüsü, kısmen de olsa bu iletişim uzmanlarının
yürüttüğü stratejilerinin bir sonucu olarak
oluşmaktadır. Bu açıdan özellikle siyasal hesap
verilebilirlik, halkla ilişkiler bağlamında yeni-
den tanımlanabilir bir ilke olarak karşımıza
çıkmaktadır. Neden halkla ilişkiler hesap veri-
lebilirlik konusunda sorumluluğu olan bir di-
siplindir sorusunun cevabını ise halkla ilişkile-
ri, siyasal iletişim sürecinin diğer unsurları olan
siyasal reklam, siyasal pazarlama ve propagan-
dadan ayıran doğasında aramak gerekir.
Siyasal hesap verilebilirlik ilkesi doğrultusun-
da,  siyasal halkla ilişkiler etkinliklerini gerçek-
leştiren halkla ilişkiler uzmanları kimin hesabı-
na çalıştıkları konusunda tutarlı ve dürüst bil-
giyi kamuoyuna açıklamaktan tutunda, kamula-
rın siyasal seçim sürecinde ihtiyaç duydukları
bilgilere ulaşmasını sağlamak noktasına kadar
birçok konuda sorumluluk almaktadırlar. Siya-
sal halkla ilişkiler sürecinde gerçekleştirilen
faaliyetlerin dürüst biçimde açıklanması, özel-
likle meslek etiği açısından doğru olmayan
faaliyetler gerçekleştirilmişse bunun sonucunda
yapılması gerekenlerin yerine getirilmesi ve
hatta gerekliyse, görevin bırakılması gerek-
mektedir.
Siyasal iletişim sürecinde hedef kitlelere dönük
faaliyetlerin şeklen kurallara uygun biçimde
gerçekleştirilmiş olması halkla ilişkiler uzman-
larının hesap verme sorumluluğunu ortadan
kaldırmamaktadır.  Siyasal hesap verilebilirlik
açısından kamulara, iş, eğitim, sağlık, konut
gibi ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda dü-
rüst içerikli mesajların verilmesi, bilgi ve görü-
şüne başvurulan kişilerin, güvenilir ve uzman


Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Hesabı Verilebilirlik (216-228)
227
olması, kamulara aktarılan konuların çok iyi
anlaşılmış ve özümsenmiş olması, seslenilen
hedef kitlelerin umutlarının, eğitimsizliklerinin
ve bilgisizliklerinin istismar edilmemesi ve tüm
faaliyetlerde kamu yararı ilkesinin unutulma-
ması gerekmektedir.
Siyasal halkla ilişkiler sürecinde, siyasal hesap
verilebilirlik ilkesine kurumsal düzeyde baktı-
ğımızda da şunları söyleyebiliriz. İletişim süre-
ci özellikle kitle iletişim araçlarına dayandığın-
dan, hesap verilebilirlik ilkesi üzerine kurulmuş
olan bağımsız idari otoritelerden RTÜK’ün
yaptırımları,  bu ilkenin uygulanması açısından
önemlidir.   Bununla birlikte siyasal iletişim ve
halkla ilişkilerle ilgili meslek kuruluşları ve
ortak bir uzlaşmayla belirlenmiş meslek etiği
ilkeleri de, siyasi hesap verilebilirlik açısından
önem taşımaktadırlar. Özellikle uygulama
alanında çalışan halkla ilişkiler akademisyenle-
rinin bilimsel sorumluluğu da, hesabı verilebilir
bir siyasal halkla ilişkiler sürecini gerekli kıl-
maktadır.
KAYNAKLAR
Aksoy Ş (2004) Kamu Yönetimi Nereye Gidi-
yor? Bir Durum Saptamasıİkinci Kamu Yöne-
timi ForumuHacettepe Üniversitesi Yayınları,
Ankara, ss. 32-49.
Aktan C,  Ağcakaya S ve Dileyici D (2004)
Kamu Maliyesinde Hesap Verme Sorumluluğu
ve  Mali  Saydamlık,    A.  Balcı  ve  ark.  (ed),
Kamu Maliyesinde Çağdaş Yaklaşımlar, Seç-
kin Yayıncılık, Ankara.
Arcagök M S ve Erüz E (2006) Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Sistemi, Maliye Hesap
Uzmanları Derneği Yayınları, Ankara
Ataklı C (2009) http://www.habertek.net/
hesap-verebiliyor-musunuz, erişim tarihi: 5.4.
2010.
Aziz  A (2003) Siyasal İletişim, Nobel Yayın-
ları,  Ankara.
Balcı A (2003) Kamu Yönetiminde Hesap
Verebilirlik Anlayışı, A. Balcı ve ark. (ed),
Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar Seç-
kin Yayıncılık, Ankara,  ss.115-133.
Baş H (2007) Hesap Verme Sorumluluğu ve
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu,
http://maliyesempozyumu.pamukkale.edu.tr/ha
sanbas.pdf, erişim tarihi 25. 5. 2010.
Bilgin K U (2004) Kamu Performans Yöneti-
mi, TODAİE Yayınları, Ankara.
Bourdieu P ( 1989) Homo Academicus, Ama-
zon Yayınları, İstanbul.
Bovens M (2003) Public Accountability, Paper
for the EGPA Annual Conference, Oeiras
Portugal September 3-6.
Bülbül A R (2001) İletişim ve Etik, Nobel
Yayınevi, Ankara.
Gül S K ( 2008) Kamu Yönetiminde ve Güven-
lik Hizmetlerinde Hesap Verilebilirlik, Polis
Bilimleri Derg., 10 (4), 71-94.
Güleç ve Sancak (2009) Kamu Yönetiminde
Hesap Verilebilirliğin Önündeki Yapısal En-
geller: Türkiye Açısından Bir İnceleme, idc.
sdu.edu.tr/tammetinler/yonetim/yonetim5.pdf
erişim tarihi: 5. 5. 2010.
Kalender A (2003)  Seçmen Karar Sürecinde
İletişim Araç ve Yöntemlerinin Önemi Üzerine
Bir Araştırma, Selçuk İletişim Derg., 2 (4), 30-
41.
Karakaş M (2008)  Devletin  “Düzenleyici
Rolü ve Türkiye’de Bağımsız İdari Otoriteler”,
Maliye Derg, 154, 99-120 http://siyasaliletisim.
org/ariv/makale/598-tuerkiyede-bamsz-dari-
otoriteler.html, erişim tarihi: 10. 5. 2010.
Kentel F (1991) Demokrasi Kamuoyu ve İleti-
şime Dair, Birikim Derg, 30
Küçükkurt M (1988)  Halkla İlişkilerde Araş-
tırma Yöntemleri ve Değerlendirme, Halkla
İlişkiler Sempozyumu-1987, A.Ü. BYYO Ya-
yınları, Ankara.
Mulgan R (2000) Accountability: An Ever –
Expanding Concept?, Public Administration,
78 (3).
Mutlu E  (1994) İletişim Sözlüğü, Bilim ve
Sanat Yayınları, Ankara.
Okay A ve Okay A (2009) Halkla İlişkiler
Kavram Strateji ve Uygulamaları, Der Yayınla-
rı, İstanbul.
Özerkan Ş ve İnceoğlu Y ( 1997) İletişimde
Etkileme Süreci, Pan Yayınları, İstanbul.
Scott C (2000)Accountability in the Regulatory
State, Journal of Law and Society, 27 (1), 38-
64.


Selçuk İletişim, 6, 3, 2010
228
Sezen S (2003) Türk Kamu Yönetiminde Ku-
rullar: Geleneksel Yapılanmadan Kopuş,
TODAİE Yayınları, Ankara.
Süllü Z (2007) Siyasal İletişim Sürecinde Mil-
liyetçi Söylemin Kullanımı, Doktora Tezi, G
Ü, Sos. Bil. Enst., Ankara.
Paksoy A (1999) Türkiye’deki Halkla İlişkiler
Uygulamaları, Rota Yayınları, İstanbul.
Peltekoğlu F B (2009) Halkla İlişkiler Nedir? ,
Beta Basım A.Ş., İstanbul.
Theaker A (2008) Halkla İlişkilerin El Kitabı,
Murat Yaz (çev), Media Cat Yayınları, İstan-
bul.
Uztuğ  F (1999) Siyasal Marka: Seçim Kam-
panyaları ve Aday İmajı, Media Cat Yayınları,
Ankara.
Uztuğ F (2004) Siyasal İletişim Yönetimi,
Media Cat Yayınları, İstanbul.


229
YAYIN KURALLARI
1. Selçuk İletişim, tüm iletişim bilimleri ile
ilgili inceleme, düşünce, uygulamaya dayalı
araştırma vb. nitelikli yazıların yer aldığı akade-
mik “hakemli” bir dergidir. Dergiye gönderilen
makaleler, en az iki hakemin olumlu raporuyla
yayınlanır.
2. Selçuk İletişim, Temmuz ve Ocak ayların-
da olmak üzere yılda iki kez yayınlanır.
3. Yazılar, bir yayın organında yayımlanma-
mış veya halen yayın aşamasında bulunmamış,
özgün ürünler olmalıdır. Bu kurala; yazının
kongre, sempozyum veya bir toplantıda bildiri
şeklinde sunulmuş olması engel değildir.
4. Yazılar, A4 boyutundaki kağıdın sadece bir
yüzüne, 12 punto harf karakteriyle ve Times New
Roman fontuyla word belgesi olarak yazılmalıdır.
5. Yazılar, birisi orijinal, ikisi de kopya olmak
üzere 3 nüsha sunulmalıdır. Çalışmalar, disket
veya CD’ye kaydedilmiş olmalı ve yazılı nüsha-
larla birlikte editörün adresine gönderilmelidir.
6. Yazarların unvanı ve görev yeri dipnotta
gösterilmelidir.
7.  Yazılar,    özetler  dahil  en  az  3500,  en  çok
10.000 sözcük olmalıdır.
8. Yazılarda fotoğraf ve grafiklere yer veril-
memeli, bulguların değerlendirilmesinde word
tabloları kullanılmalıdır.
9. Yayınlanmasına karar verilen yazıların, ya-
zar ve yazarlarına iki adet dergi gönderilir.
10. Dergiye gönderilen yazılar, yayınlansın
veya yayınlanmasın geri gönderilmez.
11. Belirtilen ilkeler dahilinde yazıların so-
rumluluğu (yayında ilklik, kaynak doğruluğu,
ileri sürülen görüşler vb.) yazarına aittir.
12. Yayınlanan makalelerin her türlü telif
hakkı, Selçuk İletişim Dergisi’ne aittir.
13. Yazılarda 200 kelimeyi geçmeyen Türkçe
ve İngilizce özet bulunmalı, özetin altında anah-
tar sözcükler (key words) yer almalıdır.
14. Çalışmanın şu sırayı takip etmesi uygun-
dur: Başlık, Özet, Anahtar Sözcükler, Yabancı
Dildeki Başlık, Abstract, Key Words, Giriş, Ana
Metin, Sonuç ve Kaynaklar.
Kaynakların Düzenlenmesi
1. Kaynaklar, ana metin içerisinde yazar so-
yadları, tarih ve sayfa numaraları yazılarak ve-
rilmelidir: (Fiske 1996: 45) veya (Özerkan ve
İnceoğlu 1997: 63) gibi.
2. Yazarlar ikiden fazlaysa, ilk yazarın soya-
dından sonra “ve ark” ibaresi kullanılmalıdır:
(Campbell ve ark. 1960: 28) gibi.
3. Gönderme yapılan kaynaklar birden fazlay-
sa, virgülle ayrılmalıdır: (Fiske 1996: 72, Bostan-
cı 1995: 121, Bon 1979: 3) gibi.
4. Kaynakçada sadece ana metinde gönderme
yapılan kaynaklara yer verilmeli ve yazar soyadı-
na göre alfabetik bir sıra izlemelidir.
5. Bir yazarın birden çok çalışması kaynakça-
da yer alacaksa yayın tarihine göre eskiden yeni-
ye doğru bir sıralama yapılmalıdır. Aynı yılda
yapılan çalışmalar için “a, b,c...” ibareleri kulla-
nılmalı ve bunlar metin içinde yapılan gönderme-
lerde de aynı olmalıdır.
6. Kaynakçada eserleri belirtme şekli aşağı-
daki gibi olmalıdır.
Kitap
Bostancı M N (1995) Toplum Kültür ve Siyaset,
Vadi Yayını, Ankara.
Çeviri Kitap
Fiske J (1996) İletişim Çalışmalarına Giriş, Sü-
leyman İrvan (çev), Ark Yayını, Ankara
.
Editörlü Kitaplar
Burgoon M and Bettinghaus E P (1980)
Persuasive Message Strategies, M E Roloff and
G R Miller (eds), Persuasion: New Directions in
Theory and Research, Sage Publications,
California, pp 141-169.
Makaleler
Aykaç B (1990) Propaganda ve Halkla İlişkiler,
Kooperatifçilik Derg, 90, 27-50.
Tezler
Kalender A (1998) Seçmen Tercihini Etkileyen
Propaganda ve İletişim Faktörleri: Türk Seçmen
Davranışı üzerine Bir Araştırma (Konya Örneği),
Doktora Tezi, GÜ Sos. Bil. Enst., Ankara.
Bildiriler
Tuncel H (1997) Küresel Şirketler, Yerel Medya-
lar, 5. Uluslar arası Sosyal Bilimler Kong, 12-14
Kasım 1997, Ankara.

Document Outline

  • 1-4
    • SELÇUK İLETİŞİM
      • JOURNAL OF SELCUK COMMUNICATION
      • TEMMUZ 2010
        • TEMMUZ 2010
          • TEMMUZ 2010
            • TEMMUZ 2010
              • TEMMUZ 2010
                • TEMMUZ 2010
                  • ISSN 1302-2865
          • Sahibi
          • Prof. Dr. Halûk Hâdi SÜMER
            • Editör
    • Editör Yardımcısı
      • Editör Yardımcısı
        • Editör Yardımcısı
          • Editör Yardımcısı
            • Yayın Kurulu
            • Danışma Kurulu
              • Kapak Tasarımı
                • Yazışma Adresi
    • Editörden
  • 18-33
  • 34-55
  • 5-17
  • 56-67
  • 68-75
  • 76-84
  • 85-99
  • 9100-110
  • 9111-122
  • 9123-136
  • 9137-146
  • 9147-166
  • 9167-183
    • Şekil.2. Reklam İçeriğinin Standartlaştırılmasına Dair Bir Yapı
  • 9184-195
  • 9196-205
  • 9206-215
  • 9216-228
  • 9229
    • YAYIN KURALLARI

Yüklə 2,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə