Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə109/110
tarix15.10.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#74210
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110

Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Hesabı Verilebilirlik (216-228)
223
lehine yer almasını sağlayacak biçimde haber-
leştirilmesi ve kitle iletişim araçları ile kamuo-
yunun ilgisini çekecek biçimde sunulması
(Uztuğ 1999: 118).
3. SİYASAL HALKLA İLİŞKİLER SÜRE-
CİNDE SİYASAL HESAP VERİLEBİ-
LİRLİK
3.1. Halkla İlişkiler Açısından Siyasal Hesap
Verilebilirlik Nedir?
Hesap verilebilirlikle ilgili tüm alanlarda oldu-
ğu gibi siyasal hesap verilebilirlik de ilk olarak
kamu otoritelerinin, halka hesap vermesi ama-
cıyla uygulanmaya başlanmıştır.  Bu nedenle
siyasal hesap verilebilirlik, siyasetçiler ve siya-
sal partiler açısından ele alınarak; “Bakanlara
ve parlamentoya veya yerel yönetimler gibi
diğer seçilmiş yapılara ve bu kuruluşlar aracılı-
ğıyla sonunda seçmenlere karşı açıklamalarda
bulunarak, sonuçların üstlenilmesini ifade
etmektedir (Scott 2000: 42).
Halkla ilişkiler birimleri kamu sektöründe veya
özel işletmelerde kişiler veya kurumlar yararı-
na çalışan uzmanlardan ve kimi zaman da aka-
demisyenlerden oluşmaktadır. Halkla ilişkiler
faaliyetleri genellikle, meşruluk, etik değerlere
uygunluk ve sosyal sorumluluk ilkeleri açısın-
dan değerlendirilip “doğru veya yanlış “ “nes-
nel veya öznel” ya da ticari veya kamu yararı
gözeten gibi sıfatlarla nitelendirilebilmektedir.
Ancak halkla ilişkiler uygulamaları ve kam-
panyaları halkla ilişkiler pratisyenleri açısından
baktığımızda istisnalar dışında genellikle hu-
kuki açıdan yargılanmayı ve cezalandırılmayı
gerektirecek sonuçlara yol açmazlar.  Bu ne-
denle de halkla ilişkiler açısından da siyasal
hesap verilebilirlik meslek etiği ve sosyal so-
rumluluk açısından belli kurallara uymak veya
uymamak temeli üzerinden değerlendirilebilir.
Bu bakış açısından siyasal hesap verilebilirliği
de halkla ilişkiler uygulamacıları açısından
yeniden tanımlayarak; “bir siyasal partinin,
siyasal hareketin ya da siyasetçinin halkla iliş-
kiler faaliyetlerini gerçekleştiren kurum veya
kişilerin, başta seçmenler olmak üzere doğru-
dan veya dolaylı biçimde etki alanında olan
tüm kamulara karşı açıklamalarda bulunması
ve faaliyetlerinin sonuçlarını üstlenmesi yü-
kümlülüğü”  olarak tanımlayabiliriz. Bu nokta-
da hesap verilen otoritenin kim olacağı konu-
sunda halkla ilişkiler açısından belirlenmiş
kurumların varlığından söz etmek oldukça
güçtür.
Bununla birlikte,  Halkla ilişkiler mesleği ile
ilgili uluslararası ve ulusal düzeyde belirlenmiş
olan IPRA Meslek Ahlakı İlkeleri, Atina Bildi-
risi, Lizbon Bildirisi, Roma Bildirisi, Helsinki
Bildirisi ve  TÜHİD Meslek Ahlakı  İlkeleri,
hesap verilebilirlik ilkesi açısından da önemli
işleve sahiptirler. Ancak yapılan kimi çalışma-
lar pek çok halkla ilişkiler uzmanının bu mes-
lek ilkeleri ile ilgili bilgi sahibi olmadığını
göstermiştir (Okay ve Okay 2009: 547). Bu
noktada mesleğin profesyonelleri, ironik bi-
çimde meslek ilkelerini tanıtmakta yeterince
başarılı olamamışlardır.
Siyasal halkla ilişkiler,  kitle iletişim araçları-
nın kullanımına dayalı bir süreç olduğundan bu
noktada bağımsız idari bir otorite olarak
RTÜK’e önemli bir görev düşmektedir. Halkla
ilişkiler ve siyasal iletişimle ilgili mesleki olu-
şum ve kuruluşlar da özellikle meslek etiği
açısından hesap verilecek otoriteler olarak
düşünülebilir.
Siyasal halkla ilişkiler uygulamalarının başarılı
olup olmadığını anlayabilmek için kullanılabi-
lecek yöntemlerden biri; iş, etik ve iletişim
alanlarında performans ölçümü yapılmasıdır
(Küçükkurt 1988:162). Bu ölçümle elde edile-
cek sonuçlar halkla ilişkiler uygulamalarının
hesap verebilir olması açısından da ciddi veri-
ler sunacaktır. Ancak siyasal iletişim sürecinde
halkla ilişkiler uzmanlarının faaliyetleri sonucu
ortaya çıkabilecek ve farklı kamuları olumsuz
etkileyebilecek her türlü etkinin ölçümlenmesi
ya da ölçümlenmesinin zorunlu olması bir
önkoşul olmayabilir.  Bu nedenle, genel olarak
kamuoyunu ve toplumun farklı kesimlerini
farklı boyutlarda zarara uğratan, özellikle vic-
danen olumsuz etkileyen her türlü faaliyet
hesap verilebilirlik ilkesi bağlamında değerlen-
dirilebilir.
3.2. Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Siya-
sal Hesap Verilebilirlik İlkesi Nasıl Gerçek-
leştirilebilir?
Bilgin’in (2004: 40–41) kamu performans
ölçütü olarak hesap verilebilirlikle ilgili ortaya


Selçuk İletişim, 6, 3, 2010
224
koyduğu ilkelerden yola çıkarak,  siyasal ileti-
şim sürecinde siyasal partilerin, siyasal hare-
ketlerin ve siyasetçilerin halkla ilişkiler çalış-
malarını yürütmekle yükümlü olan halkla iliş-
kiler uzmanlarının, hesap verilebilirlik ilkesi ile
ilgili olarak dikkate almaları gereken ilke ve
esasları şöyle listeleyebiliriz.
1- Bir siyasal partiye, siyasal harekete ya da
siyasetçiye, siyasal iletişim sürecinde profes-
yonel biçimde halkla ilişkiler hizmeti sağlayan
halkla ilişkiler ajansının, halkla ilişkiler aka-
demisyenlerinin ve uzmanlarının bunu resmen
kabullenmesi ve duyurması.
2- Halkla ilişkiler sürecinde kullanılan belgele-
rin ve kamulara verilen bilgilerin doğruluğunun
sağlanması.
3- Özel yaşamın korunması gibi kimi istisnai
durumlar dışında, hedef kitlelerin istediği bilgi-
lerin verilmesi.
4- Gerçekleştirilen halkla ilişkiler faaliyetleri
ve uygulamaları sonunda yapıcı ve olumlu geri
dönütlerin yanı sıra olumsuz içerikte eleştirile-
rin de gelebileceğinin baştan kabullenilmesi.
Olumsuz içerikteki bilgilerin ilgililerden sak-
lanmadan,  bu kişilere iletilmesi.
5- Hesabı verilemeyecek nitelikte faaliyetler
herhangi bir kasıt olmadan ve farkında olmak-
sızın gerçekleştirilmiş olsa bile bunların açıklı-
ğa kavuşmasıyla görevin bırakılacağının baştan
kabullenilmesi. Başarılı bir sürecin ardından
övgülerin ve ödüllerin kabul edilmesi ne kadar
doğal ise başarısız bir sürecin ardından da
eleştirilerin ve olumsuz sonuçların o kadar
doğal olduğunun bilinmesi.
6- Siyasal iletişim sürecinin sonunda gerçekleş-
tirilen ve gerçekleştirilemeyen faaliyetlerin,
ulaşılan ve ulaşılamayan hedeflerin gerekçele-
riyle ilgili kişi ve kurumlara açıklanması
7-Siyasal iletişim süreci bittiğinde, alınan so-
nucun gerektirdiği sorumluluğun üstlenilmesi.
3.3. Siyasal Halkla İlişkiler Sürecinde Hesap
Verilebilirlik Açısından Dikkat Edilmesi
Gereken Konular Nelerdir?
Yukarıda bahsedilen, ilke ve esasların yanı sıra,
siyasal iletişim sürecinde gerçekleştirilen halk-
la ilişkiler faaliyetlerinde,  siyasal hesap verile-
bilirlik açısından dikkat edilmesi gereken kimi
noktalar vardır. Bu konularda dikkatli ve du-
yarlı olmak halkla ilişkiler uzmanlarının baştan
hesabı verilebilir bir hakla ilişkiler politikası
izlemeleri açısından önemlidir.
Siyasal iletişim sürecinde halkla ilişkiler uz-
manları, seçmenleri en çok ilgilendiren iş,
ekonomik şartlar, sağlık,  eğitim, konut gibi
konularda doğru ve tutarlı bilgiler vermeli,
iletişim kampanyaları ile kitlelerin bu yöndeki
beklentilerini istismar etmemelidir. Ülkemiz-
deki ve dünyadaki seçim kampanyalarında
elbette ki bu konular ön plana çıkartılmaktadır.
Halkla ilişkilerde ulaşılmak istenen hedef kit-
lenin somut sorunları çözüm beklerken onlara
hayatlarının tali yönleri ile ilgili faaliyetler
sunmak ve kitlelerin bu faaliyetlere katılımını
sağlamak amaçlanan sonuçlara ulaşılmasını
güçleştirdiğinden bu sorunlar fazlasıyla dile
getirilmektedir.
Ancak geçmişte ülkemizde olduğu gibi “herke-
se iki anahtar” biçimindeki somut ekonomik
vaatlerde bulunmak,  halkla ilişkiler kampanya-
larının inanılırlığını ve hesap verebilme özelli-
ğini azaltmaktadır. Benzer biçimde isteyen
herkesin üniversite eğitimi alabileceği, hastane-
lerden ücretsiz yararlanabileceği yönündeki
vaatler de halkla ilişkiler açısından hesap veri-
lebilir olmayı güçleştirmektedir. Hem seçim
döneminde hem de siyasal partilerin ve siyaset-
çilerin iktidarları döneminde bu türden “göz
boyama” amaçlı eylem ve söylemler kamuları
olumsuz biçimde etkilemektedir. Eski İngiltere
Başbakanı Tony Blair’in medya danışmanı
Alastair Campbell’in uygulamaları nedeniyle
İngiltere’de halkla ilişkilerin siyaseti yozlaştır-
dığına dair çok sayıda yazı yayınlanmıştır. Bu
yazılarda “göz boyama, olumsuz kampanyalar,
ve lobi faaliyetlerinin habis etkileri ve halkla
ilişkilerin siyaseti nasıl alçalttığını göstermek
amacıyla sürekli mercek altına yatırıldığı”
teması işlenmektedir (Theaker 2008: 56). Bu
uygulamalar, halkla ilişkiler mesleği açısından,
hesabı verilemeyecek faaliyetler olarak meslek
tarihine geçmiştir.
Öte yandan, insanlar en çok “ güvenilir, uzman
veya yetkili” olduğunu düşündükleri bilgi kay-
nağına inanmaktadırlar. Bu açıdan siyasal ileti-
şim sürecinde siyasetçilerin uzmanlık alanları
da önem kazanır. Tanınmış ve kamuoyunda
güvenilirliği yüksek ekonomistler, hukukçular,


Yüklə 2,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə