T. C. Ankara ün vers tes sosyal b L mler enst tüSÜ Özel hukuk (meden hukuk) anab L m dali



Yüklə 1,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə13/103
tarix20.09.2018
ölçüsü1,68 Mb.
#69327
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   103

 
12 
kategorileri için aktif bir ikincil piyasa da meydana çıkmıştır
40
. Swapların aktif/pasif 
yönetimini  sağlayan  bir  teknik  olarak  kullanılması,  aracı  kuruluşların  piyasa  yapıcı 
rollerinin  artması  ve  swaplardan  ticari  kar  sağlama  istekleri,  ikincil  piyasanın 
gelişimini hızlandırmıştır
41

II.
  Swap  şleminin Mukayeseli Hukukta Düzenleniş Şekli 
Swap  işlemi,  özellikle  döviz  kurlarındaki  ve  faiz  oranlarındaki 
dalgalanmalardan  kaynaklanan  risklerin  azaltılması  amacıyla  kullanılan  türev 
araçlardan  biridir
42
.  Türev  araçlar,  nispeten  “yeni”  finansal  enstrümanlar  olmaları 
sebebiyle, henüz hukuki açıdan sağlam bir zemine oturtulabilmiş değildirler.  ktisadi 
hayattaki  görünüm  şekilleri  ne  olursa  olsun,  her  şeyden  önce  borçlar  hukuku 
anlamında  birer  sözleşme  niteliği  taşıyan  bu  işlemler  hakkında  doğrudan 
düzenlemelerin  yapılmamış  olması,  türev  araçlardan  faydalanmak  isteyen  tarafları 
hukuki risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Ancak bu durum, türev araçların hukuki 
düzenlemelerin tamamıyla dışında oldukları anlamına da gelmemektedir. Mukayeseli 
hukukta özellikle organize borsalarda işlem görmekte olan türevlere ilişkin birtakım 
özel  düzenlemeler  mevcuttur.  Bir  tezgah-üstü  türev  araç  niteliği  taşıyan  swap 
işleminin durumu ise biraz daha karmaşık bir manzara arz etmektedir.  
A.
  Amerikan Hukukunda 
Swap  işleminin  de  dahil  olduğu  tezgah-üstü  türev  araçların  tabi  olacağı 
hukuki  düzenlemenin  tespiti  hususunda  ortaya  çıkan  problemler,  konuyla  ilgili 
                                                 
40
  kincil  piyasa  (secondary  market)  kavramı,  birincil  sermaye  piyasasına  daha  önce  sunulmuş  ve 
halen dolaşımda olan menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasaları ifade etmektedir (CEYLAN, 475). 
41
 FLANAGAN, 235; LINDHOLM, 109; KOPP, 24. 
42
  Türev  araçlar,  esas  olarak,  değeri  kendisine  konu  olan  başka  bir  varlığın  değerine  bağlı  mali 
araçlardır (KIRCA, 2). “Türev araç” kavramıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. §4, I, A. 


 
13 
incelemelerde  çoğu  kere  tezgah-üstü  türevlere  ilişkin  bir  hukuki  düzenlemenin 
bulunmadığı sonucuna varılmasına sebep olmaktadır
43
.  
Tezgah-üstü türev araç piyasasında işlem yapmakta olan tarafların söz konusu 
finansal araçları kullanmaktaki tecrübelerinin
44
 ve menkul kıymetlere ilişkin mevcut 
düzenlemelerin,  piyasaların  korunmasında  yetersiz  kaldığı,  türev  araçların 
kullanımından kaynaklanan büyük kayıpların ardından kabul edilebilmiştir
45
.  Ancak 
bir yandan yasa koyucunun oldukça karmaşık bir yapıya sahip olan tezgah-üstü türev 
araçların  özelliklerine  ve  işleyişlerine  tam  anlamıyla  vakıf  olamamasından 
kaynaklanan  endişeler
46
,  diğer  yandan  gerekli  düzenlemeleri  yapmaya  yetkili 
kurumun  hangisi  olduğu  konusundaki  tartışmalar,  hukuki  çerçevenin  çizilmesini 
geciktirmiştir
47

                                                 
43
 CUCCIA, 202; KUPRIANOV, 79; JACKSON, 3216. 
44
  Özellikle  swap  aracıları  tarafından  savunulan  bir  görüş,  türev  araçlara  ve  bu  arada  swap 
sözleşmelerine  yönelik  hukuki  düzenlemeler  yapılmasını,  bu  sözleşmelerin  taraflarını  “uzman” 
kuruluşların oluşturduğu gerekçesiyle lüzumsuz bulmaktadır (JACKSON, 3227).  
45
  Türev  araçların  kamuoyunda  “riskli”  finansal  araçlar  olarak  tanınmasına  sebep  olan  bu  olaylarda 
meydana  gelen  kayıpların,  söz  konusu  araçların  yeterli  bilgi  edinilmeden  ve  özellikle  spekülatif 
amaçla  kullanılmalarından  kaynaklandığı  ileri  sürülmüştür.  Zarara  uğrayan  swap  tarafları  arasında 
Barings  PLC,  Procter&Gamble  ve  Gibson  Greetings  gibi  önemli  şirketler,  Orange  ve  Escambia 
ilçeleri, California, Florida ve Wisconsin eyaletleri dikkat çekmektedir (COHEN, 1994). Bu olaylara 
ilişkin yargısal süreç hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. DOZIER, 1436-1445; MAREADY, 887-897; 
RUBINSTEIN, 737-741.  
46
 HU, 1463; SORKIN, 755. 
47
  Emtia  Borsası  Kanununda  (CEA)  1974  yılında  yapılan  değişiklikle  Emtia  Future  Ticareti 
Komisyonu (CFTC), future sözleşmeleri üzerinde tamamen yetkili kılınmış; ancak Menkul Kıymetler 
ve  Borsa  Komisyonu,  federal  kanunlarda  “menkul  kıymet”  olarak  anılan  finansal  araçlar  üzerinde 
gerçekleştirilen future sözleşmeleri üzerinde yetki iddia etmiştir. Bunun üzerine CFTC, diğer finansal 
araçlar  gibi  GNMA  (The  Government  National  Mortgage  Association)  sertifikaları  üzerinde 
gerçekleştirilen  opsiyon  sözleşmelerinin  de,  CEA  4  c  (b)  uyarınca  future  işlemi  niteliğinde  olduğu 
gerekçesiyle, bu  sözleşmelerin  kendi  yetki alanına girdiğini ileri sürmüş;  yetki tartışmasının çözüme 
kavuşturulması  için  1982  yılında  “Shad-Johnson  Agreement”  ismiyle  anılan  bir  anlaşma 
imzalanmıştır.  Buna  göre  opsiyon  sözleşmeleri  üzerindeki  yetkinin  belirlenmesinde  opsiyon 
sözleşmesinin konusu dikkate alınacaktır. Future sözleşmeleri ile bunlar üzerine yazılan opsiyonlar ise 
sözleşme  konusunun  ne  olduğuna  bakılmaksızın,  bazı  sınırlamalarla  CFTC’nin  yetki  alanına 
girmektedir (ÖZŞAH N, 18; GIBSON, 384). 


 
14 
Türev  piyasalardaki  hukuki  belirsizliğin  en  önemli  sebebi,  türev  araçlara 
uygulanabilecek  birbirinden  farklı  birden  fazla  düzenlemenin  bulunmasıdır
48

Bunlardan Menkul Kıymetler Kanunu (SA)
49
 ve Menkul Kıymetler Borsası Kanunu 
(SEA)
50
, menkul kıymetler hakkındadır. Emtia Borsası Kanunu (CEA)
51
 ise organize 
borsalarda ticareti yapılan future işlemlerini düzenler
52
. Bu kanunlara dayalı olarak, 
Menkul  Kıymetler  ve  Borsa  Komisyonu  (SEC)
53
  ve  Emtia  Future  Ticareti 
Komisyonu  (CFTC)
54
  olmak  üzere  iki  ayrı  komisyon  kurulmuştur.  Finansal 
piyasalarda  kullanılan  türev  araçların  bu  iki  komisyondan  hangisinin  yetki  alanına 
dahil  olacağı  hususu  ise tartışmalıdır.  Komisyonlar  arasındaki  yetki  uyuşmazlığının 
temelinde,  türev  araçların  söz  konusu  kanunların  kapsamına  girip  girmediklerinin, 
giriyorlarsa  menkul  kıymet  mi  yoksa  future  işlemi  mi  olduklarının  tespitindeki 
zorluklar yatmaktadır
55
.  
Swap  işlemleri,  tarafların  özel  ihtiyaçları  doğrultusunda  oluşturulmuş,  devri 
ve  halka  arzı  mümkün  olmayan  finansal  araçlardır.  Bu  sebeple  Amerikan  hukuku 
açısından,  bunların  menkul  kıymet  olarak  nitelendirilemeyecekleri,  doktrinde
56
  ve 
mahkeme  kararlarında
57
  genellikle  kabul  edilmektedir.  Swap  ve  future 
sözleşmelerinin,  özellikle  iktisadi  amaç  itibarıyla  gösterdikleri  benzerlik  ise  swap 
                                                 
48
 GIBSON, 379. 
49
 1933 Securities Act (SA). 
50
 1934 Securities Exchange Act (SEA). 
51
 Commodity Exchange Act (CEA). 
52
  Menkul  Kıymetler  ve  Borsa  Komisyonu  (SEC)  ve  Emtia  Future  Ticareti  Komisyonu  (CFTC) 
hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. JACKSON, 3217-3220. 
53
 Securities and Exchange Commission (SEC). 
54
 Commodity Futures Trading Commission (CFTC). 
55
 PARTNOY, 432. 
56
 SOMER, 391; GIBSON, 385; FREDERICK, 128; OEDEL, 388. 
57
 Swap sözleşmelerinin menkul  kıymet niteliği taşımadığı ve dolayısıyla Menkul Kıymetler Borsası 
Kanunu  veya  Menkul  Kıymetler  Kanunu  hükümleri  kapsamında  değerlendirilemeyeceği  sonucuna 
varan  mahkemeler,  swap  sözleşmelerinin  menkul  kıymetlerin  karakteristik  özelliklerine  sahip 
olmadıkları  gerekçesine  dayanmaktadırlar.  Zira  söz  konusu  anlaşmalar,  tarafların  bizzat  kendileri 
tarafından şekillendirilmiş  münferit sözleşmelerdir ve halka arz amacı ile  oluşturulmamışlardır [bkz. 
Mace  Neufeld  Prods.  v.  Orion  Pictures  Corp.,  860  F.2d  944,  946  (9th  Cir.  1988);  Marine  Bank  v. 
Weaver, 455 U.S. 551 (1982)]. 


Yüklə 1,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə