32
yaramayacağı üzerinde de durulmuştur. Hayatın öğrencilik aşaması (brahmacarya) da
Upanişadlar’da kurban olarak görülmüştür.
107
Bhagavad Gita’da karma üzerinde çok fazla durulmuş ve kurban ibadetine de
burada yer verilmiştir. Gita’da kurban sunulurken sadece Brahman’ın göz önünde
bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Bu metinlerde kurban uygulaması, duyuların
kurbanı, çilenin kurban olarak sunulması ve yoga uygulamalarının kurban olarak
sunulması gibi ameller kurban olarak nitelendirilmiştir. Kurban sunumunun kişiyi
kurtuluşa götürmede etkili olduğu yine Gita’da bildirilmiştir.
108
Bhagavad Gita, karma- margayı “tyaga” olarak isimlendirmiş ve bunun üç
çeşidi olduğunu belirtmiştir. Bunlar, kurban, sadaka ve çiledir. Gita, bu
uygulamaların asla terk edilmemesi gereken şeyler olduğunu ifade etmiştir. Ancak
bunlar yapılırken dikkat edilecek bir husus vardır, o da, bunların karşılık
beklenmeden yapılması gerektiğidir.
109
Burada esas olan, karşılık beklemeden iyi
fiilleri yapmaya devam etmek ve görevlerden kaçınmamaktır. Nitekim Bhagavad
Gita’da, Tanrı’nın bedenlenmiş hali olarak yeryüzünde bulunan Krişna, akrabalarıyla
savaşmak zorunda kalan ancak bunu istemeyen Arcuna’ya, yapması gerekenleri
hatırlatmakta ve eylemlerin önemine vurgu yapmaktadır. Gita, kimsenin hareketsiz
kalamayacağını, insanın çaresiz bir şekilde üzerine düşen eylemleri yapmak zorunda
olduğunu, dolayısıyla eylemi bırakarak kurtuluşun elde edilmesinin mümkün
olmadığını belirtmektedir.
110
Bhagavad Gita, amel yolu üzerinde bu kadar çok
107
Çağdaş, “Upanishad’lar”, s. 152-153.
108
Kaya, Bhagavad Gita, s. 41, 36 -37.
109
Kaya, Bhagavad Gita, s. 75-76
110
Kaya, Bhagavad Gita, s. 36.
33
durmasına rağmen, inziva yolu olan samkhya yogadan da bahsetmiş ve karma-
marga olmadan samkhya yoganın elde edilemeyeceğini bildirmiştir.
111
Hint felsefe ekollerinden Purva- Mimamsa, diğer felsefe ekollerinden farklı
olarak, Vedanta ile ilişkilendirilmesine rağmen, kurtuluşun ibadetlerin yapılmasıyla,
yani karma-marga ile mümkün olacağını kabul etmiştir.
112
Karma-marga aynı zamanda, kişinin içinde bulunduğu kasta uygun eylemler
yapması anlamına gelmektedir. Bu, kişinin doğumuyla elde ettiği görevidir ve onun
bu görevini yerine getirerek kurtuluşa ulaşabileceği kabul edilmiştir.
113
Bhagavad
Gita’da Krişna’nın Arcuna’ya anlatmaya çalıştığı da işte budur. Gita, insanın
çalışmaktan vazgeçmemesi gerektiğini ve kurtuluşun dünyadan kaçarak değil, onun
tam ortasında olarak elde edileceğini belirtmiştir.
114
Karma-marga, Bhagavad Gita’da çok fazla üzerinde durulmuş bir kurtuluş yolu
olsa da Hint felsefesinde ikinci derecede önemli olarak görülmüş, ya da kurtuluşa
giden yolda ilk basamak, bir giriş mahiyetinde kabul edilmiştir. Kurtuluş için bilginin
şart olduğunu kabul edenler bilgisiz amelin bir işe yaramayacağını belirtmişlerdir.
115
b)
Jnana-Marga
Jnana- Marga, bilgi yolu anlamına gelir ve Hint felsefe sistemlerini içine alan
bir kavramdır.
116
Upanişadlar’da karma- marga, yani amel yolunun kurtuluşa
ulaşmaya yardımcı değil, engel olacağı belirtilmiştir. Ancak ameller bir karşılık
111
Kaya, Bhagavad Gita, s. 43.
112
Allan, ERE, C. VII, s. 566; Gelişim Dinler Tarihi Ansiklopedisi, C. III, s. 661; Budda, s. 94.
113
Aydın, s. 127.
114
Nila Pancholi, “Hinduism”, Five World Faiths, Ed. by W. Owen Cole, London 1993, s. 39.
115
Geden, ERE, C. XI, s. 135-136.
116
Nikhilananda, s. 148; Allan, ERE, C. XI, s. 564.
34
beklenmeden yapılırlarsa insanda bilgiyi elde etmeye yönelik bir isteğe sebep olurlar.
Bu yüzden bazen amellerin de bilgi ile birlikte olması gerektiği belirtilmiştir.
Nitekim İsa Upanişad 11’de “Sadece bilmeyi ve bilmemeyi bilen kurtulabilir, çünkü
kişi iyi amellerle ölümün üstesinden gelir ve bilgiyle de ölümsüzlüğü elde eder.”
denilmektedir.
117
Hint toplumunda bilgi vasıtası ile kurtuluş anlayışının, Upanişadlar’ın karma
tenasüh inancını yerleştirmesiyle ortaya çıkmış olduğu söylenebilir. Çünkü bu inanç
yeniden doğuşa sebep olan şeyin dünyaya duyulan istekler; isteklerin sebebinin ise
cehalet olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada bilginin önemi ortaya çıkmıştır.
Dünyaya bağlılığın ortadan kalkması bilgi sahibi olunmasına bağlıdır ve insan,
kurtuluşu ancak bu yolla elde edebilir.
118
Burada sözü edilen bilgi, bütün âlemin
ardındaki gerçekliğin bilgisidir. Bu da atman- Brahman özdeşliğinin anlaşılmasıdır.
Bu özdeşliği bilmemenin avidya (cehalet) olarak isimlendirildiğini belirtmiştik.
Ancak zamanla avidya kavramı değişerek gerçeği anlamaya engel olan yanlış bilgi,
illüzyon (maya) ile aynı anlamda kullanılmaya başlanmıştır. Bu yanılsamayı ortadan
kaldırmak ise her şeyin arkasındaki tek gücü fark etmekle mümkündür. Böylece
kurtuluş elde edilmiş olur.
119
Upanişadlar, Brahman’ı bilenin bütün isteklerini elde
edebileceğini bildirmiştir.
120
Hinduizm’in kurtuluş anlayışında bilgiye verilen bu
önemden dolayı halk dindarlığına temel teşkil eden Bhagavad Gita’da bilgi sahibi
olmak oldukça önemli görülmüştür. Bilginin ateşin yaktığı şeyleri küle çevirdiği gibi
117
Allan, ERE, C. XI, s. 564.
118
Allan, ERE, C. XI, s. 564.
119
Allan, ERE, C. XI, s. 565; Aydın, s. 133.
120
Çağdaş, “Upanishad’lar”, s. 150.
Dostları ilə paylaş: |