38
kaynaklanan geçici bir istek olmamalıdır. Böylece öğrenci, dünya nimetlerinden
fedakârlık etmelidir.
132
Bu yol oldukça zor olduğu için genelde dünyadan el etek
çeken keşişler (sannyasin) tarafından tercih edilmiştir.
133
Bilgi (jnana marga) ile kurtuluşa ulaşmak, diğer iki yoldan farklı olarak üst
kastlara mahsus bir uygulama olarak görülmüştür. Çünkü Jnana margayı takip
edecek kişilerin belli şartları haiz olması gerekmektedir. Bu çerçevede öncelikle bu
kişilerdeki kurtuluş arzusunun çok şiddetli olması, bunun yanında konuşmalarının ve
bedenlerinin kusursuz olması, akıl ve zekâlarının üstün olması ve bunların dünyaya
bağlı olmayan kişiler olmaları gerektiği belirtilmiştir.
134
Advaita Vedanta’nın kurucusu Şankara, bütün bu özelliklere sahip olan insanın
doğru bilgiyi elde etmek için üç aşama daha geçmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu
aşamalardan ilki olan “şravana”, gerçeklikle ilgili öğretilerin işitilmesi demektir. Bu
öğretiler metinden okunur ya da bir gurudan dinlenir. Dinlenecek olan guru, ahlaki
kurallar ve kutsal metinler konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Bu yola başlayan kişinin
de ahlak ve bilgi açısından uygun niteliklere sahip olması beklenen sonucun elde
edilmesinde oldukça etkilidir.
135
İkinci aşama; düşünce anlamına gelen “manana”
aşamasıdır. Bu aşamada öğrenci bir önceki aşamada duyduğu kutsal metinler
konusunda düşünceye dalar. Bu düşünme işlemi öğrencinin yolundan dönmemesi
için sürekli olmalıdır. Bu düşünme işlemi sonunda öğrenci öğrendiklerini
içselleştirmiş, yerleştirmiş olur. Üçüncü aşama “nididhyasana” aşamasıdır; bu, derin
ve tekrar tekrar düşünme anlamına gelir. Bu aşamada artık ikilik ortadan kalkmış ve
132
Nikhilananda, s. 150-152.
133
Nikhilananda, s. 153.
134
Aydın, s. 137.
135
Ayrıntılar için bkz. Aydın, s. 138.
39
insan zihni Brahman’ın şeklini almıştır. Bu durum suyun içine atılan tuz örneğiyle
açıklanmıştır. Tuz suyun içinde eridiğinde tuzdan geriye bir şey kalmaz. Yalnızca var
olan sudur. İşte bunun gibi Brahman’ın şeklini alan zihin de ondan ayırt edilemez.
Bu durum samadhi olarak adlandırılmıştır. Samadhi’ye ulaşan kişi ise bütün arzu ve
isteklerinden uzaklaşarak karmaya bağlılıktan sıyrılmış ve kurtuluşa ulaşmıştır.
136
c)
Bhakti –Marga
Bhakti kelimesinin anlamı konusunda farklı görüşler olsa da genel kabul gören
görüş, onun, ibadet etmek, tapmak anlamına gelen Sanskritçe “bhaj” kökünden
türetildiğidir. Böylece o, Tanrı’ya sevgi ile bağlılık, tapınma gibi anlamlara
gelmektedir.
137
Bhakti- marga, bir kurtuluş yolu olarak, on ikinci yüzyılda yaşamış olan
Vedanta yorumcusu Ramanuja tarafından ortaya atılmıştır. Bhagavata mezhebine
bağlı olan Ramanuja, Vedanta düşüncesinden farklı olarak Visistadvaita düşüncesini
oluşturmuştur. Buna göre bireysel ruhlar Tanrı ile özdeş değil, O’nun ayrılmaz
parçalarıdırlar. Bireysel ruhlar ile Tanrı arasında bir ayrılık söz konusu değildir.
Ancak bu ruhlar dünyaya cehaletten dolayı değil, iman eksikliğinden dolayı
bağlanmışlardır. Bundan kurtulmanın yolu da bilgi değil, Tanrı’ya duyulan samimi
bir aşk (bhakti) ve tam bir inançtır.
138
Bu yolu takip ederek kurtuluşa ulaşan ruh,
Vedanta düşüncesinin iddia ettiği gibi Tanrı’ya ulaşıp onda yok olmaz, aksine
Ramanuja, kurtuluşu elde eden ruhların Tanrı’ya ulaştıktan sonra da bireysel
136
Aydın, s. 140-141.
137
Budda, s. 175; Aydın, s. 143.
138
Allan, ERE, C. VII, s. 565; Yitik, Karma-Tenasüh, s. 22; Yitik, Hint Dinleri, s. 13.
40
varlıklarını devam ettirdiklerini ve bunun, ruhu temizleyip yükselten bir şey
olduğunu açıklamıştır.
139
Ramanuja’nın ortaya attığı bu düşünce Hindistan’da geniş kabul görmüş ve
hızla yayılmıştır. Çünkü Şankara’nın Advaita Vedanta düşüncesi sıradan Hindular
için oldukça soyut kalmıştır.
140
Oysa Ramanuja’nın bhakti düşüncesi alt kasttan, kast
dışı, kadın bile olsa herkese açık bir kurtuluş yolu olarak sunulmuştur. Tanrı’ya
bağlılık ve ona duyulan aşk sadece belli bir sınıfa mahsus değildir. Bu özelliğiyle
bhakti-marga her kesimden insanı, hatta başka dinden olan insanları bile kendine
çekmiştir.
141
Bhakti yolunun kurucusu olan Ramanuja, bu yola girerek gerçek Tanrı aşkına
ulaşmak isteyen kişilerin yerine getirmesi gereken bazı şartlardan bahsetmiştir.
Bunlardan ilki, kişinin yediği ve içtiği şeylere dikkat etmesidir. Bu yolda ilerlemek
için, ağır yiyeceklerden ve sarhoş edici içeceklerden kaçınılmalı ve mümkünse
vejetaryen beslenme tarzı tercih edilmelidir. Ayrıca gıda maddelerinin temizliğine de
özen gösterilmelidir. İkinci şart, maddeye karşı duyulan arzular, dünyaya bağlılığı
tetikliyorsa, bunların tamamen terk edilmesidir. Üçüncüsü, kişinin ibadetlerini
eksiksiz olarak yerine getirmesidir. Dördüncüsü, bencillikten sakınma, beşincisi her
zaman doğru, dürüst, namuslu, temiz ve erdemli davranılmasıdır. Altıncı şart, kişinin
karamsarlıktan ve ümitsizlikten uzak durması, yedincisi ise kişinin çok fazla
139
Geden, ERE, C. XI, s. 135.
140
Geden, ERE, C. XI, s. 135.
141
(Bhakti mensupları tarafından aziz kabul edilen Nanda ve Cokamela kast dışı, Mirabai ve
Antal kadın, Kabir ise müslümandı. Aydın, s.145-146); Schimmel, s. 115.
Dostları ilə paylaş: |