44
başlangıç olarak kabul edilir. Bu durumun devam etmesi kurtuluş yollarından
birisi
ile sağlanabilir. Bir mantranın tekrarlanması veya herhangi bir müzik bile kundaliniyi
harekete geçirebilir. Kundalini uyandırıldıktan sonra, omurilik içindeki bir kanal olan
ve bel kemiğindeki merkezi beyne bağlayan “suşumna”da ilerlemeye başlar.
Tantra’ya göre bel ile beyin arasında altı nokta vardır. Bu noktalar farklı sayıda taç
yaprakları olan ve çeşitli renklerdeki nilüfer çiçekleri ile ifade edilmiştir. Sıradan,
dünyaya bağlı bir kişide bu noktalar kapalı ve çiçekler aşağıya doğru dönüktür.
Kundalini harekete geçip yukarıya doğru ilerledikçe bu noktalar açılır ve çiçekler
yukarıya doğru dönerler. Ruh, en üst noktaya ulaşıncaya kadar dünyadan tamamen
sıyrılamaz. Ancak altıncı ve son, iki kaş arasındaki noktaya geldiğinde tanrı ile ruh
birliği ortaya çıkmış olur.
152
Tantra’ya göre kurtuluş için Tanrı’nın inayetine ihtiyaç vardır. Ancak bunun
yanında insanın bir rehbere de ihtiyacı vardır. Guru, bu noktada oldukça önemlidir.
Tantra
öğrencisi, anlayışına uygun olarak, guruyu fiziksel bir varlık olarak değil,
Tanrı’nın bedenlenmiş hali olarak görmelidir.
153
Tantra’da duruş şekilleri, nefes
kontrolü, mantraların doğru söylenmesi, meditasyon gibi
uygulamalarla zihinsel ve
fiziksel uyum sağlanır. Bunlar kurtuluşa götüren ibadetin yerine getirilmesinde
oldukça önemli uygulamalardır.
154
152
Bkz. Nikhilananda, s. 180-190.
153
Nikhilananda, s. 190.
154
Bkz. Nikhilananda, s. 194.
45
D) SİHİZM’DE KURTULUŞ
Hint kökenli dinlerden biri olan Sihizm, Budizm ve Caynizm gibi kökenini
Hinduizm’den almaktadır. Ancak Sih Dini, diğer iki dinden farklı olarak sadece
Hinduizm’in değil, aynı zamanda İslam’ın da bazı esaslarını kendisine temel almıştır.
Bu bakımdan Sihizm’in Hinduizm ile İslam’ı uzlaştıran bir dini yapı olduğu
belirtilmektedir.
155
Sih, kelime olarak, talebe, çömez, öğrenci gibi anlamlara gelmektedir. Ancak
bu dinin mensuplarının kendileri için
Sih kelimesini değil, guruyu takip edenler
anlamındaki “gurmat” kelimesini kullandıkları ifade edilmektedir.
156
Bu isimden de
anlaşılacağı üzere Sihizm’de gurular oldukça önemlidir. Guru; rehber, öğretmen,
mürşit anlamlarına gelmektedir ve Sihizm’in kuruluş ve gelişim aşamalarında
guruların çok büyük rolü vardır.
157
Sihler, onları, kendilerini gerçek guru olan
Tanrı’ya ulaştıracak birer rehber olarak görmektedirler.
158
Sih Dini diğer Hint kökenli dinler gibi farklı dini ve etnik yapıların bir arada
bulunduğu Hint yarımadasında ortaya çıkmıştır. Sihizm’in kurucusu olan Guru
Nanak, 1469 yılında bugün Pakistan’da bulunan Lahor yakınlarındaki, şimdiki adı
Nankana
Sahib olan, Talwandi Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Orta sınıfa mensup bir
aileden gelen Nanak'ın iyi bir eğitim aldığı ve Hinduizm, İslam ve çeşitli başka
inançlar konusunda da bilgi sahibi olduğu ifade edilmektedir. Erken yaşlarında
155
Mehmet Taplamacıoğlu, Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Ankara 1966, s. 149; Abdurrahman Küçük,
“Sihizm”, A.Ü.İ.F Dergisi, Ankara 1986, C. XXVIII, s. 402; “Sih Dini”, Ana
Britannica Genel Kültür
Ansiklopedisi, C. 19, s. 359; Şinasi Gündüz, “Sih Dini”, Yaşayan Dünya Dinleri, Ankara 2007, s. 376.
156
Küçük, s. 391.
157
Gündüz, s. 375.
158
Sambhi, s. 211.
46
köyünü terk ederek Sultanpur şehrine giden ve burada çalışmaya başlayan Nanak,
boş vakitlerini ise meditasyon ile geçirmiştir. Sih inancına göre, Nanak, yaklaşık otuz
yaşlarında iken, bir derede yıkandığı sırada aniden gözden kaybolmuş ve üç gün
ortaya çıkmamıştır. Bu sırada Tanrı, onu huzuruna çağırmış ve adını insanlara
duyurmakla görevlendirmiştir. Boğulduğu düşünülen Nanak, dördüncü gün ortaya
çıkmış ve “Ne Hindu vardır, ne de Müslüman.” diyerek kendi öğretisini özetlemiştir.
Nanak, yaşadığı bu tecrübeden sonra işini bırakmış ve vaazlar vermek üzere
Hindistan topraklarında seyahatler yapmıştır. Nanak’ın aynı zamanda, çeşitli İslam
beldelerine de seyahatler yaptığı iddia edilmektedir. Guru Nanak’ın vaazlarında ifade
ettiği öğretilerin etrafında toplanan pek çok insan Sih topluluğunu oluşturmuştur.
Nanak, 1539’da ölmeden önce yerine öğrencisi Angad’ı bıraktığını açıklamıştır.
159
Guru Nanak’ın yerine öğrencisi Angad’ı guru olarak bırakmasından
sonraki
guru silsilesi, onuncu guruya kadar babadan oğula geçerek devam etmiştir. Onuncu
gurudan sonra ise Sihler, daha çok siyasi bir topluluk görünümü almaya başlamış ve
Hindistan’ı işgal eden İngilizlere, daha sonra da Hindistan’a karşı silahlı mücadeleye
girişmişlerdir. Onlar, bunun sonucunda kendilerine ait bir devlet kurmuşlar, fakat bu
devlet, fazla uzun ömürlü olamamıştır. Hindistan’ın İngilizlerden bağımsızlığını
kazanmasından sonraki süreçte Sih toplumunun büyük kısmı Hindistan’da kalmıştır.
Günümüzde Sihlerin bir kısmı başta İngiltere ve Amerika olmak üzere çeşitli batı
159
Khushwant Singh, “Sikhism”, The Encyclopedia of Religion (ER), C. XIII, s. 315-316; Huzeyfe
Sayım, Sih Dini’nin Kurucusu Guru Nanak’ın Hayatı ve Öğretileri, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
Kayseri 1986, s. 20-40; Piara
Singh Sambhi, “Sikhism”, Five World Faiths, Ed. by W. Owen Cole,
London 1993, s.199; Eleanor Nesbitt, Sikhism A Very Short Introduction, New York 2005, s. 21.