70
Beşinci dilim, doğru geçim; yani insanın hayatını idame ettirirken doğruluktan
ayrılmaması gereğini ifade eder. Buna göre kişi, geçimini sağlamak için kasaplık,
avcılık, uyuşturucu ticareti, alkol ve silah satışı, zehir imalatı gibi işlerde
çalışmamalıdır. Altıncı dilim olan doğru çaba, nihai amacın, yani aydınlanmanın göz
önünde bulundurularak bunun için çaba sarf edilmesi ve yine bu amaç için kötü
davranışlardan uzak durmaya çalışmayı ifade etmektedir. Yedinci dilim, doğru bilinç
ya da doğru gözetimdir. Bu, insanın yaptığı her eylemi bilinçli olarak yapması ve
kendisini sürekli gözetim altında tutması anlamına gelmektedir. Sekizinci dilim ise,
doğru meditasyondur.
236
Doğru meditasyon; zihnin kendisinde var olan düşüncelerin
farkına varması ve bunları iyice incelemesidir. Bu inceleme ile kişi benliğini öldürür,
kötü duygulardan sıyrılarak iyi duyguların hâkimiyetine girer.
237
Buda’nın kurtuluş öğretisini açıklarken izlediği yol, bir doktorun işini yaparken
izlediği yola benzetilmiştir. Nasıl bir doktor önce hastalığın teşhisini yaparsa, Buda
da aynı şekilde, önce hayatın acı ve ıstıraptan ibaret olduğu teşhisini koymuştur.
İkinci aşamada hastalığın sebebini, yani bu acılara sebep olan şeyi açıklamıştır. Daha
sonra hastalığın tedavisini bulmuş ve bu tedavinin nasıl uygulanacağını da son
aşamada dile getirmiştir.
238
Buda’ya göre doğru yolu takip eden herkes kurtuluşa ulaşabilir. O, insanların
yaşadıkları ekonomik ve sosyal şartları değiştirerek kurtuluşa erişebileceklerine
ihtimal vermez. Bu çerçevede Buda, kast sistemine karşı olmuş, ancak onu
236
Tümer- Küçük, s. 94; Ruben, s. 120; Kaya, Buddhistlerin Kutsal Kitapları, s. 26; Yılmaz, s.
122-124; Yitik, “Budizm”, 321-322.
237
Tümer- Küçük, s. 94; Yılmaz, s. 124.
238
Eliade, C. II, s. 108; Ruben, s. 121; Kaya, Buddhistlerin Kutsal Kitapları, s. 21; Yılmaz, s.
115-116.
71
değiştirmeye çalışmamıştır. Ona göre, İnsanların kurtuluşu kastlarına değil, ne kadar
doğru yaşayarak aydınlanmayı elde ettiklerine bağlıdır.
239
3-
Mezheplere Göre Kurtuluş Anlayışı
Budizm’in çok farklı kültürlerde yayılmış olması ve yüzyıllar boyunca çeşitli
uygulamaların ortaya çıkması sonucunda birçok farklı Budist mezhebi ortaya
çıkmıştır. Buda’nın nirvanaya ulaşmasından sonraki birkaç yüzyıllık dönem
içerisinde, Budizm’de on sekiz ayrı mezhebin ortaya çıkmış olduğu bildirilmektedir.
Zamanla bu mezhepler, Budizm’in iki ana kolu olan Theravada ve Mahayana
ekolleri altında gruplandırılmışlardır.
240
Bunlardan birincisi, Budizm’in ilk şekli
olduğu belirtilen Theravada mezhebidir.
241
Theravada kelimesinin “büyüklerin yolu”
veya “atalarının öğretilerine sadık kalanlar” anlamına geldiği ifade edilmektedir. Bu
bağlamda Theravada mensupları, kendilerinin Budizm’in ilk şeklini en iyi devam
ettirenler oldukları iddiasındadırlar.
242
Bu mezhebe, daha çok güney Asya ülkeleri
olan Burma, Sri Lanka, Kamboçya, Laos, Vietnam ve Tayland’da yayıldığı için
“Güney Ekolü” adı da verilmektedir. Budizm’in ikinci ana ekolü “büyük araç/
vasıta” anlamına gelen Mahayana’dır. Theravada’nın tersine, bu ekol, daha çok Çin,
Tibet, Japonya, Kore gibi kuzey ülkelerinde yayıldığı için “Kuzey Ekolü” adı ile de
anılmaktadır.
243
M. Ö. I. yüzyıl ile M. S. I. yüzyıl arası gibi geç bir dönemde ortaya
239
Ruben, s. 122.
240
Dhammananda, s. 93; Tümer, TDVİA, C. VI, s. 353.
241
Güngören, s. 173; Tümer- Küçük, s. 101.
242
Güngören, s. 173; Arnulf Zitelmann, Dünya Dinleri, Çev. Nafer Ermiş, İstanbul 2003, s. 79; Yitik,
Hint Dinleri, s. 84.
243
Yitik, Hint Dinleri, s. 84.
72
çıktığı tahmin edilen bu mezhep, Thervada ekolünü Hinayana, yani “küçük araç/
vasıta” olarak isimlendirmiştir.
244
Ancak her iki mezhebin isimlerinin de kutsal
metinler olan Tripitaka’da veya bu metinlerin yorumlarında geçmediği
belirtilmektedir.
245
Theravada ile Mahayana ekolleri arasında çeşitli anlayış farkları vardır.
Bunlardan en önemlisi Theravada’nın bireysel kurtuluşu; Mahayana’nın ise
toplumsal kurtuluşu hedeflemesidir. Bu yüzden Mahayana taraftarları, Theravada’ya
Hinayana, yani küçük araç adını vermişlerdir.
246
Bu iki mezhep Budalık potansiyeli
konusunda da birbirlerinden ayrılırlar. Mahayana’ya göre her insanın içinde
potansiyel bir Budalık vardır. Ancak Theravada’ya göre bu potansiyel ancak kişinin
kendi çabalarıyla ortaya çıkabilecek bir şeydir.
247
Mahayana ile Theravada arasında
farklılık gösteren bir başka konu da mükemmel insanın nasıl olması gerektiği
konusudur. Theravada’ya göre mükemmel insana “arhat”, Pali Dilinde “arahant”, adı
verilir. Değerli, saygıdeğer kişi
248
veya bütün düşmanlarını yenmiş kahraman
249
gibi
anlamlara gelen arhat, kurtuluşa ulaşmış kişiyi ifade eder.
250
Mahayana’da ise ideal
insanı ifade etmek için boddhisattva kavramı kullanılmaktadır. Bu iki kavramı
yukarıda açıklamıştık. Ancak burada değinmek istediğimiz iki mezhebin bu
konudaki anlayış farklılığıdır. Mahayana mezhebine göre bodhisattva, nirvanaya
244
Tümer, TDVİA, C. VI, s. 353.
245
Dhammananda, 95.
246
Yitik, Hint Dinleri, s. 84.
247
Dhammananda, s. 94.
248
Raju vd., s. 165.
249
Yitik, Hint Dinleri, s. 87.
250
Dhammananda, s. 95.
Dostları ilə paylaş: |