76
olarak nitelendirilemez.
261
Mahayana Budizmi ise bunun tam tersini savunur ve
herkesin Buda olabileceğine inanır. Bütün Boddhisattvalara da Buda unvanı
vermekten kaçınmaz. Zaten Mahayana mezhebinde her canlıda bir Buda olma
potansiyeli olduğu düşünülür.
262
Bu ekole göre Budalık veya bodhisattvalık
mertebesine ulaşan kişiler nirvanaya gitmez ve başkalarının kurtuluşu için çalışmaya
devam ederler. Bunların sayısı oldukça fazladır; bu varlıklara dua edilir ve
tapınılır.
263
Mahayana mezhebinin alt dallarının kurtuluş anlayışlarına değinerek konuyu
tamamlamak istiyoruz. Budizm’in Hindistan’dan çıkıp Güney Çin’de yayılmaya
başlamasıyla Hint geleneği çerçevesinde yeni akımlar ortaya çıkmıştır. Burada
Budizm kadar Çin’in yerli kültür ve inançlarının da etkisi olmuştur. Bu
mezheplerden ilki, T’ien T’ai mezhebidir. T’ien T’ai’nin genel düşünceleri boşluk
kavramı üzerine bina edilmiştir. Boşluk da açıklık, bütünlük, sonsuzluk gibi
kavramlarla tarif edilmiştir. Buna göre her şey geçicidir ve boştur. Bu mezhebin
felsefesi “tek tüm içinde” ve “tüm tek içinde” sözleriyle özetlenmektedir.
264
T’ien
T’ai mezhebi Taoizm ve Konfüçyanizm’in sırasıyla doğal kurallara ve sosyal
kurallara uyum konusuna vurgu yapmasından etkilenerek, aydınlanmayı uyum olarak
tarif etmiştir. Bu mezhep, dünyadaki acılara ve bunlardan kurtuluşa vurgu yapmaktan
çok, evrenle uyum içinde ve samimiyetle onun bir parçası olma fikrine vurgu
261
Dhammananda, s. 42.
262
Güngören, s. 177; Keiji Nishitani, On Buddhism, Trans. by Seisaku Yamamoto- Robert A. Carter,
New York 2006, s. 87.
263
Dhammananda, s. 45.
264
Yavuz, s. 346-347.
77
yapmıştır.
265
Bu ekol, daha sonraki dönemde Tendai adıyla Çin’den Japonya’ya
intikal etmiştir. Tendai’nin Çin orijinalinden farklı düşüncelere sahip olduğu
belirtilmektedir. Tendai’ye göre kurtuluş ancak Budalık derecesine yükselmekle elde
edilebilir ve hayatın en önemli amacı budur.
266
Yine Çin’de kurulan bir başka mezhep Hua Yen de, T‘ien T’ai ile hemen
hemen aynı fikirlere sahiptir. Bu mezhep de insanın âleme uyum sağlaması üzerinde
durmuştur.
267
Hua Yen mezhebi de Japonya ve Kore’de yayılmıştır.
268
Yukarıda bahsettiğimiz her iki mezhebin de karışık doktrinler ortaya
koymaları, daha kolay pratikler içeren yeni ekollerin ortaya çıkmasına sebep
olmuştur. Bunlardan en önemlileri Ch’an ve Ching T’u (Temiz Ülke) mezhepleridir.
Temiz Ülke mezhebi, herkesin kolayca anlayıp uygulayabileceği doktrin ve
pratiklere sahip olduğu için, Çin ve Japonya’da geniş halk kitleleri arsında
yayılmıştır. Bu mezhebe göre sadece Amitabha Buda’ya (Japonya’da Amida Buda)
inanmak yeterlidir. Bu inanç ile kişi Amitabha’nın Temiz Ülke’sinde yeniden
doğacak ve böylece kurtuluşa ulaşacaktır. Bu mezhep ibadetler sırasında Buda’yı
hayal ederek düşünceyi onda yoğunlaştırmayı tavsiye eder.
269
Temiz Ülke’nin
Japonya’daki şekilleri olan Shin ve Jodo’ya göre insan kendi gücüyle kurtuluşa
ulaşamaz. Bunu sağlayacak olan Amida Buda’nın merhametli gücüdür.
270
İnsan bu
merhameti kazanmak için sürekli Amida Buda’nın adını “Namu Amida Butsu”
265
Kasulis, ER, C. X, s. 451.
266
Yavuz, s. 351.
267
Kasulis, ER, C. X, s. 451.
268
Yavuz, s. 351.
269
Yavuz, s. 348.
270
Kasulis, ER, C. X, s. 452.
78
(Amida Buda’ya sığınırım) şeklinde zikretmelidir.
271
Amida Buda’nın isminin
samimiyetle on defa bile söylenmesi Temiz Ülke’de tekrar doğmak için yeterli
görülmüştür.
272
Çin’de ortaya çıkan ve daha sonra bütün dünyada ilgi uyandıran bir başka
Budist ekol ise Ch’an ekolüdür. Adını Sanskritçe’de meditasyon manasına gelen
dhyana kelimesinden alan bu mezhep, adından da anlaşılacağı üzere meditasyonu ön
plana çıkarmaktadır. Bu mezhep Kore’de Son, Japonya’da ise Zen, adını almıştır.
Özellikle Japonya’da pek çok alt kolları da vardır.
273
Zen ekolü, kendisini diğer
mezheplerden aydınlanmaya ulaşma konusunda farklı görmektedir. Diğer
mezheplerde aydınlanmayı elde etmek uzun zaman ve yoğun gayret gerektirdiği
halde, Zen’de aydınlanma, hiçbir arka plana gerek olmadan aniden elde
edilebilmektedir.
274
Zen filozofları arasında da bu ani aydınlanmanın nasıl elde
edileceği konusunda farklı görüşler vardır. Zen’in kuzey ekolü, kurtuluş için daha
çok zihni yanıltıcı düşüncelerden arındırmayı ve tedrici bir aydınlanmayı
savunurken; güney ekolü ise aydınlanmanın aniden gerçekleşeceğine ve insanın
bütün davranışlarında bu aydınlanmanın görülmesi gerektiğine inanmaktadırlar.
Güney ekolünden bir filozof olan Ma-tsu, aydınlanma için basit meditasyon
uygulamalarını değil, vurma kırma gibi şaşırtıcı hareketleri ön plana çıkarmaktadır.
Bu yöntemler, insanın kendisindeki Buda tabiatını aniden fark etmesini ve ortaya
çıkarmasını sağlamaktadır.
275
Zen’in bir başka alt kolu olan Rınzai de benzer
271
Nishitani, s. 7.
272
E. O. James, Comparative Religion, London 1969, s. 184.
273
Yavuz, s. 348.
274
Watts, s. 108.
275
Kasulis, ER, C. X, s. 451- 452.
79
yöntemler kullanmaktadır. Bu grup, vurma, bağırma, anlaşılmaz sözler ve karmaşık
kavramlarla aydınlanmayı elde etmeye çalışmaktadır.
276
Yine Zen’in güney
ekolünden iki filozof olan Tsung-mi ve Chinul’a göre ise aydınlanma, kişinin
kendisindeki buda tabiatını aniden fark etmesidir. Bu fark etme durumuna, insan,
yavaş yavaş manevi gelişme uygulamalarına yoğunluk vererek ulaşabilir. Bu görüşe
“ani aydınlanma/ tedrici gelişme” adı verilmektedir. Soto Zen ekolünün kurucusu
Dogen ise aydınlanma ile pratiklerin ilişkisi üzerinde durmuştur. Ona göre insanın
aydınlanması için meditasyon yapmasına gerek yoktur. Buna rağmen bir kişinin
aydınlandığı da sadece medistasyon esnasındaki oturuşuyla anlaşılabilir.
277
Bu
meditasyon oturuşuna zazen adı verilmektedir. Zazen halinde bütün arzu ve
isteklerinden sıyrılan insan aydınlanmayı zaten elde etmiştir.
278
Zen mezhebi, aydınlanmayı bir uyum veya anlayış olarak görmez. Zen’e göre
aydınlanma, günlük hayatta devam eden yasalaşmış ve uygulanan bir davranış
biçimidir. Buda tabiatına sahip olan, aydınlanmış insan, bunu hayatının her alanında,
konuşurken, yürürken, yemek yerken v.s. göstermelidir. Bu düşünce biçimi,
Japonya’da sanat, edebiyat, estetik ve askeri teknikler gibi pek çok alanda etkili
olmuştur. Judo, kendo gibi dövüş sanatları, bahçe düzenlemesi, resim, peyzaj
sanatlarında ve çay merasimi gibi gündelik uygulamalarda bu etkinin görülmesi
mümkündür.
279
Zen Budizm’de aydınlanma, satori kavramıyla ifade edilir. Bu aydınlanmanın
ani olduğunu daha önce belirtmiştik. Satorinin özellikleri şöyle ifade edilmektedir:
276
Tümer, TDVİA, C. VI, s. 355.
277
Kasulis, ER, C. X, s. 452.
278
Yavuz, s. 353.
279
Kasulis, ER, C. X, s. 452; Yavuz, s. 352.
Dostları ilə paylaş: |