T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ felsefe ve din biLİmleri (Dİnler tariHİ) anabiLİm dali



Yüklə 0,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/31
tarix22.10.2018
ölçüsü0,68 Mb.
#75424
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   31

 
60
birbirinden farklıdır. Mahayana Budizm’inde Boddhisattva, bireysel kurtuluşa 
ulaşacakken diğer insanları kurtarmak uğruna kendini feda eden, toplumsal kurtuluşu 
hedefleyen kişi olarak görülmektedir. Theravada Budizm’inde ise arhat, sadece 
bireysel kurtuluşu hedef edinen ve ona ulaşmak için çaba sarf eden kişi olarak telakki 
edilmektedir.
206
          
 
             B) BUDİZM’E GÖRE DÜNYA HAYATI,  ÖLÜM  
                                    VE ÖLÜM SONRASI    
Budizm de Hinduizm gibi, karma- tenasüh inancını kabul etmektedir. Budist 
düşünceye göre, dünya hayatı acı ve ıstıraptan ibarettir. Buda’nın ortaya koyduğu 
dört yüce gerçekten birincisi budur. Budizm’in dünya hayatı ve kurtuluş anlayışı bu 
temel fikir üzerine bina edilmiştir. Biz kurtuluş anlayışından önce burada Budizm’in 
dünya hayatı, ölüm ve ölüm sonrası hakkındaki fikirlerine yer vereceğiz. 
 
1-
 
Budizm’de Dünya Hayatı 
Buda, ilk vaazında dört yüce gerçeği açıklamış ve bunlardan ilkinin hayattaki 
acı ve ıstırap olduğunu bildirmiştir. Çünkü Buda’ya göre yaşayan bütün canlılar az 
ya da çok hastalık, üzüntü, acı gibi çeşitli sıkıntılarla karşı karşıyadır. Her şeyden 
önce sadece doğmak, bütün acıların sebebi olarak görülmüştür.
207
  Bu doğum 
dünyada yaşanacak olan çeşitli olumsuzlukların başlangıcını teşkil etmekte, ölüm ise 
bu olumsuzluklardan kurtuluş olamamaktadır. Çünkü Budizm’e göre kişi, dünya 
hayatını yeniden bedenlenmek suretiyle tekrar tekrar yaşamaktadır. Bunun nedeni ise 
                                                 
206
 The Wordsworth Encyclopedia of World Religions, s. 77; Yitik, s. 339. 
207
 Ruben, s. 113. 


 
61
karmadır. Karma, (Pali dilinde kamma) Hinduizm’de olduğu gibi Budizm’de de 
insanın, yaptığı bütün iradi fiillerin sonucu olarak, tekrar tekrar bedenlenmesini ifade 
etmektedir.
208
 Buraya kadar Hinduizm ile birlik gösteren Budizm’in karma anlayışı, 
bu noktadan sonra farklılık göstermektedir. Çünkü Budizm’de sürekli olan hiçbir şey 
olmadığı savunulmaktadır. Bu fikir sonucunda karmaya bağlı olarak yeniden 
bedenlenen şeyin ne olduğu sorusu gündeme gelmiştir.  
Budizm’e göre her şey geçicidir. Buna bağlı olarak benlik diye bir şey de 
bulunmamaktadır. Benliğin olmaması fikrine Budizm’de, benlik, ruh yok anlamına 
gelen “anatta” (Sanskritçe anatman) adı verilmektedir.
209
 Bu öğretiye göre ruhun 
ölmezliği veya sonsuzluğu gibi bir şey mümkün değildir. Karma yasasına  göre 
yapılan her fiil mutlaka bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Ancak bu fiilleri yapan bir ruh, 
Budizm’de kabul edilmemektedir. Çünkü bu sebep sonuç yasası hiçbir dış etkene 
ihtiyaç duymadan çalışmaktadır. Her fiil bir sebeple ortaya çıkar, o fiilin bitişi de 
başka bir fiilin başlaması için bir sebep oluşturur. Bu döngü böylece devam 
etmektedir.
210
 Buda’nın bu nedensellik çemberi, on iki çubuklu bir tekerlek şekliyle 
ifade edilmiştir.
211
  
Budizm’in dünya hayatına bakışını incelerken dharma kavramını ele almadan 
geçemeyeceğiz. Genel olarak dharma, ilke ve yasa anlamında kullanılmakta ve 
evrenin doğasını ve işleyişini ifade etmektedir. Budizm’e göre dharmanın bir 
yaratıcısı veya düzenleyicisi yoktur. Özel anlamıyla dharma ise Budizm’de Buda’nın 
                                                 
208
 Yitik, Karma- Tenasüh, s. 148; Yılmaz, s. 107. 
209
 Eliade, C. II, s. 109; Kaya, Buddhistlerin Kutsal Kitapları, s. 27. 
210
 Ruben, s. 132. 
 
211
 Güngören, s. 104.  


 
62
aydınlanmayla elde ettiği ve yaydığı  öğretidir. Bu yüzden Buda’nın dharmanın 
tekerleğini çevirdiği söylenmiştir.
212
 
Budizm, benliği beş kategori, içinde değerlendirmektedir. Bu kategoriler, 
maddi  şeyler, duyular, algılar, psikolojik özellikler ve bilinçliliktir.
213
 Bu 
kategorilerin dharma ile yakından ilişkisi vardır. Budizm’e göre yetmiş iki dharma 
bütün varlıkları kapsamaktadır ve bunlar kategoriler vasıtasıyla daha belirgin hale 
getirilmiştir.
214
  
Budizm’de yeni doğan her bebek, ekilmeye hazır bir tarla olarak 
görülmektedir. Bu tarlaya, önceki hayatlardaki fiillerin sonuçlarıyla iyi veya kötü 
ürünler ekilmektedir.
215
 Bu hayattaki arzu ve istekler de bir sonraki tarlaya ekilecek 
ürünü belirlemektedir.  
 
2-
 
Budizm’e Göre Ölüm ve Ölüm Sonrası    
Budizm’de ölüm yaşamın bir parçası, yaşamın bir başka aşamasının başlangıcı 
olarak görülmüştür.
216
  Budist kutsal metinlerinden Suttapitaka’nın Suttanipata adlı 
bölümünde dünyanın ölümlüler için acı olduğu belirtildikten sonra, şöyle 
söylenmektedir: “Doğmuş olan canlılar için ölümden kaçış yoktur; yaşlılık çağına 
ulaşınca ölümü bekler, canlıların böyle bir açmazı vardır. Olmuş meyveler düşme 
tehlikesiyle karşı karşıyadır; bunun gibi doğmuş olan her canlı ölüm tehlikesiyle 
karşı karşıya bulunur. Çömlekçinin yaptığı bütün çömlekler bir gün kırılır; 
                                                 
212
 Güngören, s. 58; Yılmaz, s. 40. 
213
 Yitik, Karma- Tenasüh, s. 145; Eliade, C. II, s. 109; Güngören, s. 95. 
214
 Yılmaz, s. 43-44. 
215
 Güngören, s. 114. 
216
 Yılmaz, s. 80. 


 
63
ölümlülerin yaşamı da bundan farksızdır.”
217
  İnsan yaşamı da diğer varlıkların ve 
nesnelerin varlığı gibi sonludur. Ancak Budizm’e göre ölüm bir son değil, genellikle 
yeni bir hayatın başlangıcını teşkil etmektedir. Budizm’e göre bu yeniden bedenlenen 
şey, fiillerin sebep olduğu bir sonuçtur. Buda’nın bu konudaki sözleri şöyledir: “Bu 
senin gövden de değil, başka birisinin gövdesi de değil. Ona geçmiş eylemlerin 
ürünü gözüyle bakmak daha doğru olur. Bu gövde eylemlerle biçimlenmiş, eylemleri 
devinime geçiren istemle gerçekleşmiş, ete kemiğe bürünmüştür.”
218
  
Budist ileri gelenlerinden Nagasena, Kral Milinda’nın yeniden bedenlenme ile 
ilgili sorularına  şöyle cevap vermiştir:  “Nasıl ağaçlar tohumlarının değişik oluşuna 
göre birbirlerinden farklılaşıyorlarsa, insanlar da meyvelerini topladıkları eylemlerin 
oluşturdukları karakter özelliklerine göre değişik yazgılara sahip oluyorlar. Nasıl bir 
alev ötekini tutuşturursa yaşam da böylece bir yaşamdan ötekine aktarılıyor. Ama 
aktarılan ne belirli bir yaşam, ne de benim yaşamımdır.”
219
  
Buda, daha önce de belirttiğimiz gibi, ölüm, ölüm sonrası gibi metafizik 
konularda yorum yapmamış, sessiz kalmayı tercih etmiştir. O, daha çok insanı bu 
dünyadaki  ıstırap ve acılardan kurtaracak yol ve ahlaki davranışlar üzerinde 
durmuştur. Ona göre insanın doğum ölüm döngüsünden kendisini kurtaracak orta 
yolun gerektirdiği uygulamaları yapmak yerine, geçmiş ve geleceği sorgulaması 
zaman kaybıdır. Bilen kişiler, böyle şeylerle uğraşmak yerine, dört yüce gerçeği 
düşünmekle ilgilenirler.
220
  
                                                 
217
 Suttapitaka, Suttanipata, II, 34, 574-577, Kaya, s. 152. 
218
 Güngören, s. 113. 
219
 Güngören, s. 113. 
220
 Yitik, Karma- Tenasüh,  s. 128-130. 


Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə