22
günahlardan kurtuluş da önemli görülmüştür. Çünkü günah, insanların tanrılarla olan
ilişkilerini bozan bir şeydir. Bu yüzden de günahlardan kurtuluş, everensel uyumun
yeniden sağlanması için şarttır.
70
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Upanişadlar ile birlikte Hint dini düşüncesi
farklı bir hal almaya başlamıştır. Upanişadlar’da ortaya çıkan karma-tenasüh inancı
ve atman ile Brahman’ın özdeş olduğu fikri, Hinduizm’in bugünkü kurtuluş
anlayışını meydana getirmiştir. Atman ile Brahman’ın özdeş olduğu fikri,
Upanişadlar’ın temel felsefesini oluşturmaktadır. Buna göre Brahman, Vedalar’daki
ilk varlıktır. O, her şeyin sebebi, her şeyin içinden çıktığı ve sonunda yine O’nda yok
olacağı mutlak gerçekliktir.
71
Kaynakların belirttiğine göre bu durum, Chandogya
Upanişad III. 14,2-4 kısmında şöyle anlatılmaktadır: “O, bir ve sonsuzdur, Doğuda
sonsuz, batıda sonsuz… Doğu ve diğer yönler onun için mevcut değildir… Yüce
Brahman sabitlenemez. O sınırsızdır, doğmamıştır; ne yorumlanabilir ne de
kavranabilir. O benim yüreğimdeki bendir. Bir pirinç tanesinden, bir arpa tanesinden,
bir hardal tanesinden, bir darı tanesinden daha ufaktır. O, benim yüreğimin en
derinlerindeki benliğimdir; yeryüzünden, gökyüzünden, cennetten ve tüm bu
dünyalardan daha büyüktür.”
72
Brahman, hem her şeyin içinde hem dışında olarak
tanımlanmıştır. O’nun insanın içindeki haline ise atman denilmiştir. Atman ve
Brahman bir ve özdeştir. Chandogya Upanişad’da anlatılan suyun içindeki tuz
hikâyesi bu özdeşliği anlatmak için kullanılan en ünlü örnektir. Suyun içinde erimiş
olan tuzun görünmediği halde orada olduğu bilindiği gibi, evrenin özü de görünmese
70
Aydın, s. 80-81.
71
Nikhilananda, s. 27; Eliade, C. I, s. 294.
72
Bkz. Eliade, C. I, s. 294; Nikhilananda, s. 30.
23
de insanın içindedir. Bu benzetmenin sonunda o meşhur ifade yer alır: “Sen o’sun.”
(tat twam asi)
73
Atman ile Brahman’ın özdeşliğini ifade eden bir başka cümle ise,
“Aham Brahma Asmi” (Ben Brahmanım) ifadesidir.
74
Upanişadlar, Vedalar’ın çok fazla üzerinde durduğu amelleri, özellikle kurban
ibadetini kurtuluş için faydasız görmüş ve gerekli olanın bilgi olduğunu bildirmiştir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Brahmanalar’da, tenasühün sebebi, kurban
törenlerinin tam olarak yerine getirilmemesi olarak açıklanmıştır. Bu sadece pratik
bir eksiklik değil, aynı zamanda kurbanın gereği ve mahiyeti konusundaki bilgisizlik
ve cehaletten kaynaklanan bir eksikliktir. Bu cehalet (avidya), Upanişadlar’da
metafizik bir cehalet olarak betimlenmiştir.
75
Avidya, kelime olarak bilgisizlik
anlamına gelmektedir ve gerçeğin tabiatının anlaşılamaması olarak tarif edilir.
76
O,
gerçeği görmeyi engelleyen bir “perde” gibidir.
77
Bu terim, âlemde var olan
çokluğun arkasındaki tekliği fark edememe ve bu çokluğu göz önünde tutarak tek
olan gerçeklikten uzaklaşma durumunu ifade eder. Bunun sonucunda da insan,
âlemde görünen geçici şeylere değer verir ve dünya hayatına aşırı bir arzu ile
bağlanır. Bütün acıların sebebi, işte bu cehaletten kaynaklanan arzulardır.
78
Dünyaya
tutkuyla bağlanma sonucu ortaya çıkan arzular, kötü fiillere sebebiyet vermektedir.
Kötü fiiller de kötü karmalar meydana getirir, kötü karma ise bir sonraki dünyaya
73
Eliade, C. I, s. 294; Karen Armstrong, Tanrının Tarihi, Çev. Oktay Özel, Hamide Koyukan,
Kudret Emiroğlu, Ankara 1998, s. 50 -51
74
Allan, ERE, C. VII, s. 565.
75
Eliade, C. I, s. 292.
76
Penguin Dictionary of Religions, s. 60.
77
Allan, ERE, C. VII, s. 565.
78
Eliade, C. I, s. 293; Yitik, Karma Tenasüh, s. 34 -35; Aydın, s. 60.
24
gelişinde insanın, daha aşağı derecede bir var oluşla karşı karşıya kalmasına neden
olur. Böylece insan, karma- tenasüh çemberinde döner durur.
79
Karma- tenasüh çemberinden kurtuluşun yolu öncelikle dünyaya duyulan
arzulardan vazgeçmektir. Bu da avidyanın ortadan kalkmasıyla gerçekleşir. Cehalet
ortadan kalktığında insan, âlemdeki çokluğun arkasındaki tekliği fark eder ve her
şeyin temelinde Brahman’ın olduğunu anlar. Artık evrende başka hiçbir şeyin değeri
kalmaz.
80
Bu gerçeği idrak ederek arzu ve isteklerinden sıyrılan insan için artık
karmanın etkisi ortadan kalkar. Karma kesildiğinde de kişi artık kurtuluşa ulaşmış
olur. Çünkü yeniden dünyaya gelmesini gerektirecek, önceki fiillerinden
kaynaklanan bir sebep mevcut değildir.
81
Kötü karmalardan arınarak kurtuluşa eren ruh, Brahman’a ulaşır ve onunla
birlik olur. Bu sonsuz bir mutluluk hali, her türlü korku ve endişeden emin olma
durumudur.
82
Kurtuluş, Upanişadlar’da farklı şekillerde tarif edilmiştir. Bunlardan
bazıları: cennette ölümsüzlüğe kavuşmak, ölümsüz olup tekrar dünyaya gelmemek,
doğup ölmekten kurtulmak, Brahman ile bir olarak tekrar doğmaktan kurtulmak,
Tanrıyı bilerek bütün engelleri aşmak, Brahman ile özdeşliği kavrayarak arzu ve
tutkulardan kurtulmak, Tanrıya ulaşmak, keder ve acıdan uzak olmak, sürekli
aydınlık olan Brahman ülkesine ulaşmak, kişinin karması ile bağları koparmaktır.
83
Bhagavad Gita’da ise kurtuluş, Brahma ile birlikte olmak; Brahma’ya ulaşmak,
Brahman’ın nirvanasına kavuşmaktır. O, huzur ve mutluluk durumudur. Kurtuluş,
79
Yitik, Karma-Tenasüh, s. 90; Gupta, ER, C. VIII, s. 93
80
Allan, ERE, C. VII, s. 565; Budda, s. 75
81
Geden, ERE, C. XI, s. 134; Yitik, Karma Tenasüh, s. 38.
82
Geden, ERE, C. XI, s. 134.
83
Bkz. Çağdaş, “Upanishad’lar”, s.156-157.
Dostları ilə paylaş: |