Thank you for your contribution



Yüklə 10,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/243
tarix16.08.2018
ölçüsü10,37 Mb.
#63316
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   243

21

natçılarla işbirliği içine girmesi ve sanatta yeni bir türün 

ortaya çıkmasının başlangıcı sayılabilir. Çünkü Vesali-

us’un kitabında yer alan çizimler günümüz standartları-

na çok yakındır. Vesalius, anatomi konusunda çalışma-

ları hem sanatçılar için hem de anatomistler, doktorlar, 

bilim adamları için çok önemli, ufuk açıcı yayınlar yaptı. 

Onun gösterilerine en az beş yüz izleyici katılıyordu 

(Hart, Wood ve Hart, 2008, s.28). Vasalius’un metinleri 

Titian’ın atölyesinden yetişen Steven van Kalkar’ın (1499-

1546) da yer aldığı bir grup sanatçı tarafından iki yüzden 

fazla ağaç baskı ile görselleştirildi (Unschuld, 2009, 

s.149). Dolayısıyla Vesalius’tan itibaren birçok sanatçı 

anatomistlerle birlikte onların disseksiyon çalışmalarını 

birer eğitici görsel dokümana dönüştürmek için çalıştı. 

Bu yayınlar tıp öğrencileri için güvenilir kaynaklardı. An-

cak daha sonra tıp öğrencilerine anatomi öğretmek için 

gerçek boyutlardaki balmumu heykeller tercih edildi.  

Sanatçılar, anatomik disseksiyonları sadece gözlemle-

mekle yetinmedi ve meraklarını tatmin edebilmek için 

kendi disseksiyonlarını yapmaya başladılar (Lassek, 

1958, s. 75). Böylece sanatçılar, anatomi ile yoğun bir 

biçimde ilgilenmeye ve anatomi çalışmaları üretme-

ye başladılar. Böylece yeni bir sanatçı tipi biçimlendi: 

Anatomi bilgisini iyi bir sanatçı olmanın kaçınılmaz 

koşullarından biri olarak gören anatomist-sanatçılar. 

Rönesans sanatçılarının anatomi bilgisi öylesine gelişti 

ki, sanatçılarla anatomistler arasında bir çekişme 

olduğunu dahi düşündürmektedir. Mayor’a göre; çıplak 

figürleri hızlı bir biçimde betimleyen sanatçılar, kas ve 

kemik biçimi ve işlevi ile ilgili olarak hekimlerden daha 

çok şey keşfettiler. Hekimlerin, hastalıkların yerleştiği 

organlara odaklanması onların kas ve kemik yapısı 

ve işleyişi ile ilgili çalışmaları ihmal etmesine neden 

oldu. Sanatçılar, hekimlerden daha dikkatli bir gözlem 

yaptılar. Çünkü çizmeden bir şeyi tam anlamıyla doğru 

görmek olası değildir. Rönesans döneminde ressamlar 

ve heykeltıraşlar çok titiz, doğru ve ilginç araştırmalar 

gerçekleştirdiler (Mayor, 1983, s.127). Sanatçıların ana-

tomi bilimine ilgileri o denli yoğundu ki, birçok kişi için 

sanatçı olmak, aynı zamanda anatomist olmak anlamına 

geliyordu. Batı sanatı tarihinin büyük kısmında merkezi 

konu olan insan bedeninin doğru ve canlı betimlemesi 

için, Avrupalı sanatçılar anatomik araştırmalar yapmak 

ihtiyacı duydu. Canlı insan bedeni çizebilmek için ölü in-

san bedenleri üzerinde disseksiyon çalışmaları yaptılar.

Floransa’lı heykeltıraşlardan biri olan Lorenzo Giberti 

1448’den önce, heykeltıraşların ligament bağ dokusu-

nu, kemikleri, kasları ve tendonları öğrenmek zorunda 

olduğuna inandı. Ona göre ‘İnsan bedenindeki kemikleri 

bilmeden kimse erkekçe’ bir heykel yapmayı başara-

mazdı (akt. Mayor, 1983, s.128). Alberti de 1435 yılında 

yazdığı Resim Üzerine adlı kitabında bir ressamın, bir 

figür çiziminde izlemesi gereken yöntemi tarif ederken 

sanatçının anatomi bilmesi gerektiğini aşağıdaki gibi 

ifade etti:

Canlı varlıkları resmederken, çok az büküldükleri, her 

zaman belirli pozisyonda oldukları için önce kemiklerin 

taslağını çizmek yardımcı olacaktır. Daha sonra kasları ve 

sinirleri ekle. Sonunda kasları ve kemikleri; et ve deri ile 

giydir. Fakat bu noktada, anlıyorum, belki yukarıda söyle-

diğim şeyle ilgili olarak, yani, belki, ressam görünmeyen 

şeylerle ilgili değildir diye itiraz edecek kimseler olacaktır. 

Onlar, önce alta çıplak bedeni çizip sonra giysiyle kaplamak 

zorunda olduğumuz giysili figürde haklı olurdu, bir çıplak 

figür resminde, önce kaslar ve kemikler düzenlenmeli ve 

daha sonra kasların konumları algılamayı zorlaştırma-

yacak bir biçimde etle kaplanmalı (akt. Kemp ve Wallace, 

2000, s.69; Patherbridge, 1997, s.19). 

Bu bilimsel iklimde gerçekleştirilen anatomik disseksi-

yon deneyimlerinin en önemli ürünlerinden biri de resim 

ve heykel formundaki ecorché figürlerdir. Ecorché, 

derisi yüzülmüş, soyulmuş, sıyrılmış anlamına gelen 

Fransızca bir terimdir. Sanatta, anatomik yapıyı göster-

mek için bir figürün derisiz olarak betimlendiği resim ya 

da heykelleri ifade etmek için kullanılır. Kısaca ecorché 

figür, disseke edilmiş bir bedenin resmi ya da heykeli 

anlamına gelir (Earls, 1987, s.96; Keser, 2009, s.106). 

Alberti’nin yukarıda çizdiği yöntemden anlaşılacağı üze-

re bazı sanatçılar her çıplak çizimden önce bir ecorché 

figür çiziyordu ve bu yöntem için de anatomi bilmesi 

gerekiyordu. Nitekim, tarihi kanıtlar, 15. yüzyıldan itiba-

ren birçok sanatçının ecorché olarak adlandırılabilecek 

anatomik çalışmalar yaptığını gösteriyor. Leonardo Da 

Vinci, Michelangelo, Titian, Dürer bu sanatçılar arasında 

en çok bilinenlerdir.  

  

Resim 1: Antonio Pollaiuolo, Çıplakların Savaşı, Gravür,  



42.4 x 60.9 cm, yklş. 1465.

Antonio Pollaiuolo (1431/32–1498), her ne kadar günü-

müze kalan bir görsel kanıtı olmasa da insan bedeni 

üzerinde anatomik disseksiyon yaptığı bilinen ilk sanatçı 

olarak kabul ediliyor. Vasari, Pollaiuolo’nun anatomi 

çalışmak için insan vücudunu disseke ettiğini ve doğru 

çizebilmek için kasların hareketini araştıran ilk sanatçı 

olduğunu yazdı (akt. Mayor, 1983, s.128). Çıplakların Sa-

vaşı adlı resmi (resim 1), onun insan anatomisini, insan 

bedenindeki kas yapısını anlamaya yönelik isteğini gös-




Yüklə 10,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   243




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə