38
yoktur” Leonardo da Vinci,
•
“Sanatçı; geçmişi, şimdiyi ve geleceği kavramak
zorundadır” Maksim Gorki,
•
“Sanatçı, toplumda uzun çalışmalardan çabalardan
sonra, alnında ışığı ilk duyandır”,“Sanatsız kalan bir
milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demek-
tir” Mustafa Kemal Atatürk,
•
“Bazen sanatkar hayatının, uzun ve tatlı bir intihar
olduğunu düşünüyorum; ama pişman değilim”,
“Hiçbir büyük sanatçı, hiçbir zaman çevresindeki
şeyleri gerçekten oldukları gibi göremez, eğer öyle
olsaydı, sanatçı olamazdı” Oscar Wilde,
•
“Sanatçı, her yandan gelen duyguları algılayan bir
anten gibidir” Pablo Picasso,
•
“Sanatçı, kurallara uygun düzgün bir bütün kurabil-
mek için her şeyi düzene sokmak, bir parçayı öteki
parça ile uyumlu kılmak zorundadır” Socrates.
Bu sözler birçok sayfada birçok kez yine kaynak belirtil-
meksizin yayımlanmıştır. Ancak bunların tümünde, sanatçı-
nın özel biri olduğu, teması ağırlık kazanmakta, insanüstü
bir kişiliğe sahip, fedakâr örnek bir kişi olduğu izlenimi
oluşturulmaktadır.
Oysaki sanatçılar, toplumlarının açık birer temsilidirler. Ör-
neğin, sanat tarihi, sanatçıların çoğunluğunun, önceleri dini
hami, sonraları ticari hamilerinin güdümünde olduklarını
gösteren örneklerle doludur. Bu onların bağımsız oldukları
tezini çürütür niteliktedir. Yine sanat tarihinin tartışılmaz
dehalarından biri olan Leonardo Da Vinci, hamilerinin
savaşlarda galip gelmelerini sağlayıcı silah tasarımları
yapmıştır. Resim sanatına önemli katkılarda bulunup ken-
dinden sonra gelen pek çok ressamı etkileyen Caravaggio,
hakkında idam kararı çıkmış defalarca cinayet işlemiş bir
sanatçıdır. Ressamlar, heykeltıraşlar savaşlarda kıyımlar
yapan birçok politikacının portrelerini, büstlerini üstün
başarılarla yapmış, onları ölümsüz kılmışlardır. Politik
düşüncelerin, kusursuz imgelerini yaratmış, sanatın politik
gücün artmasını sağlayıcı bir araç olmasında aktif roller
üstlenmişlerdir. Luis David, bu sanatçılara örnek gösteri-
lebilir. Yine sanat tarihine yön veren birçok sanatçının özel
yaşamı sorunlarla doludur. Sözü edildiği gibi, sanatçı-
ların örnek insan olduklarını gösterir emareler oldukça
azdır. Günümüz sanatçılarının birçoğunun uyuşturucu ve
alkol bağımlılığı tedavisi gördüklerine ilişkin haberlerle
karşılaşmak normalleşmiştir. Sanat nasıl ki bir zamanlar
kilisenin buyruğu altında ise, günümüzde de sanatçıların
ve dolayısıyla sanatın, iktidarın entelektüel aygıtı olduğu-
na ilişkin yeni bir durumla karşılaşmakta hemen her gün
olasıdır. Sanatın ve dolayısıyla sanatçının politikanın güdü-
münde ve kontrolünde olduğunun başka türlü bir ifadesi de
şöyledir: “19. yüzyılda sanat ile siyaset arsındaki en önemli
ilişki modeli ulus inşasıydı, ama bu modelin tohumları 17.
yüzyıl mutlakiyetçiliğinde yatıyordu: Fransız Güzel Sanatlar
Akademisi, bir ulus-devletin sanat üzerindeki denetimini
temsil eden ilk modern kurumdu” (Artun, 2008: 23). Buna
benzer birçok kurumun dolayısı ile sanatı ve sanatçıyı aygıtı
haline getirdiğine ilişkin ülkemizde de bulunmaktadır.
alıntı da yine sanatçı hemen kutsanır ve bir masal kah-
ramanıymış gibi tasvir edilir:
Sanatçı dediğimiz insan, her şeyden önce belli bir sanat
dalıyla uğraşan, o sanat dalında eser veren bir kişidir. Yani
sanatçı; mimardır, ressamdır, heykeltıraştır, bestekârdır,
şairdir, romancıdır. Elbette günlük hayatında herkes gibi
yaşayan, sosyal etkinliklerde bulunan, belki de geçimini
sağlamak için bir işte çalışmak zorunda olan bir kişidir.
Ancak, onun sanatçı olmayan kişilerden ilk ve en önemli
farkı, kendini sanatına adamış olmasındadır. Uğraştığı sa-
nat dalı, onun için geçici bir heves değil, ömür boyu sürecek
bir tutku, karşılıksız bir aşktır. Öyle ki onun uğruna büyük
bedeller ödenir, diğer insanların hayallerini süsleyen cazip
imkânlara boş verilir, yoksulluk içinde yaşamaktan tutun da
hapishanelerde çile çekmeye dek nice sıkıntılar göze alınır
(Sanatçı Kimdir, 2015) .
Bu ifadeler sonraki tanımlamaların çoğunda tekrar
etmekte, sanatçı her zaman insan üstü bir varlık olarak
ifade edilmektedir. Bu örnekleri arttırmak mümkündür.
Ancak durumu betimlemek için bu kadar örneğin yeterli
olduğu düşünülmektedir.
Sanatçı ile İlgili Özlü Sözler
•
“Gerçek sanatkar, eserinin anlaşılıp anlaşılmaya-
cağı sorusunu düşünmez bile” Albert Stifter,
•
“Sanat doğanın içindedir; sanatçı, onu oradan çıka
rabilendir” Albert Dürer,
•
“Sanatçıya, iki göz yetmez”
Alphonse de La Martine,
•
“Sanatçı, yaşamını yaşadığı gibi anlatmamalı; ama
sonraları anlatacağı biçimde yaşamalı”
Andre Gide,
•
“Bir sanatkar için sadece tek duruş vardır:
Dimdik” Dylan Thomas,
•
“Sanatkar, merkezini kendi içinde barındırandır”
Friedrich Schlegel,
•
“Sanatkar, duyacağı yerde düşünürse adileşir”
Gustave Le Bon,
•
“Taviz veren bir sanatkar; eserine değil, kendisine
ihanet etmektedir” Jean Cocteau,
•
“Eserini tamamlayabilenin ardından, tamamlaya-
madığını gizleyebilen gelir”, “Eserini tamamladığı
anı bilen kişi, sanatçıların ve insanların prensi-
dir”John Heinrich Fussli,
•
“Gerçek sanatçının görevi; dünyanın maddi güzel-
liklerini, ahlaksızlığını anlatmak değil, çirkinlikleri
eleştirip gerçekleri aydınlatılmış bir biçimde aktar-
maktır” Lev Tolstoy,
•
“Sanatçıya iki göz yetmez” Lamartine,
•
“Zeka ile elin birlikte çalışmadığı yerde, sanatçı