Thank you for your contribution



Yüklə 10,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə236/243
tarix16.08.2018
ölçüsü10,37 Mb.
#63316
1   ...   232   233   234   235   236   237   238   239   ...   243

492

• 

Eserlerin kaybolmamasına, 



• 

Eserlerin kütüphaneler, kitapevleri ve sanal ortam-

larda temin edilebilmesine,

• 

Besteci ve eserlerinin uluslararası alanda temsili-



ne kolaylık sağlamasına,

• 

Eser teliflerinin hak sahiplerine ulaşmasına,



• 

Eserlerin ve bestecilerin tanıtımına,

• 

Yazılan eserlerin icra edilebilir olmasına,



• 

Bestecilerin yeni eserler üretip maddi anlamda 

getiri elde etmesine katkıları vardır.

Besteci Tolga Çebi bu konuyu, “tiyatro müziklerinin 

notalarının basımı ve arşivlenmesi bestecilerin bu 

alandaki işini oldukça zorlaştıran bir iştir.  ” (T. Çebi, 

görüşme, 26 Ekim 2014) şeklinde değerlendirmektedir. 

Besteciler kendi eserlerinin kalıcı olup daha sonra-

ki nesillere aktarımı için bu alanda Kültür Bakanlığı 

bünyesinde kurulacak ve sadece nota basımı ile ilgili bir 

birimin kurulması gerektiğini belirtmektedirler. 

Babur Tongur’a göre “nota yayıncılığı, Amerika ve 

Avrupa ülkelerinde bu iş son derece gelişmiş bir sektör 

halini almıştır. Ticari açıdan da hem besteciye hem de 

yayınlayan firmalara ciddi gelir sağlamaktadır. Yurtdı-

şında nota basımı ve çoğaltılması konusunda nota bası-

mevleri oldukça duyarlı, başarılı olan müzikaller dâhil 

her türlü eser mutlaka nota olarak da basılmaktadır.” 

(B. Tongur, görüşme, 14 Ağustos 2014)

Cem İdiz bu konuyu şu şekilde değerlendirmektedir. “ 

Benim yazmış olduğun eserlerimin hemen hepsini son 

zamanlarda kendi çabalarım doğrultusunda arşivle-

meye çalışıyorum ama bu başka bir uzmanlık alanı, 

ileriki dönemde bu eserlerime ne olur bilemiyorum. 

Zira bizden önceki kuşak besteciler bu konuda oldukça 

şanssızlar, eserleri ya kaybolmuş ya da yasal varisleri 

tarafından muhafaza edilememiştir. Bu konunun ayrın-

tılı bir şekilde ele alınıp değerlendirilmesinde çok fayda 

görüyorum. Zira Türk tiyatrosu bu anlamda birçok mü-

zikli tiyatro eserini notaları olmadığı için icra edemiyor 

veya aynı oyuna yeni müzikler yazma yoluna gidiliyor.”  

(C. İdiz, görüşme, 5 Ağustos 2014)  



Sonuç

Müzikli tiyatro oyunları Türk tiyatrosu kapsamında çok 

geniş ve önemli bir yer tutmaktadır. Tanzimat ve batılı-

laşma hareketleriyle birlikte müzik ve dolayısıyla sahne 

sanatlarımızda da batılı formlarda eserler verilmeye 

başlanmıştır. Başlangıçta Avrupa’dan gelen topluluklar 

ve azınlıkların sergilediği eserler, zaman içerisinde Türk 

toplumu ve bestecileri tarafından da benimsenmiştir. 

Tanzimat dönemi bestecileri olarak karşımıza çıkan 

Çuhacıyan ve Kemani Haydar Bey, müzikli tiyatronun 

ilk örneklerini vermişler. Daha sonraki dönemlerde de 

Türkiye’de tiyatro müziği alanında arşiv çalışmalarının 

son derece yetersiz ve eksik olduğu bir başka önemli 

problemdir. Araştırmamız esnasında geçmişte yazılmış 

olan oyun müzikleri ile ilgili sağlıklı bir arşiv çalışması-

nın yapılmadığını görmekteyiz. Geçmişte yazılmış olan 

müzikli oyunların nota ve ses kayıtlarına ulaşmak bu 

alanda çalışan ya da araştırma yapan kişilerin karşılaş-

tığı önemli bir güçlüktür. Bazı eserlerle ilgili hiç arşiv 

çalışması yapılmamış bazıları ise tam olarak muhafaza 

edilememiştir. Bunun için Tanzimat ve Meşrutiyet tiyat-

rolarına kadar uzanan bir süreç değerlendirilmiş ama 

Cumhuriyet Dönemi’nde dahi eserlerin muhafaza edil-

mediği gözlemlenmiştir. Eserlerin büyük bir çoğunluğu 

bestecilerin kendilerinde bile mevcut değildir. Kendi 

arşivi olan Devlet Tiyatroları müzikli oyunlar açısından 

zengin bir repertuvara sahip olmasına rağmen, oyun 

müziklerinin notalarının orada dahi sağlıklı muhafaza 

edilmediği görülmüştür. 

Yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda besteci-

lerin müzikli tiyatro eserlerinin her hangi bir stüdyo 

ortamında ses kayıtlarının yapılmamış olduğu gözlem-

lenmiştir. Besteci Tolga Çebi bu konuyu şöyle değerlen-

dirmektedir:” Eserlerin profesyonel stüdyolarda kayıt 

altına alınması çok önemlidir. Ben kendi çabalarımla 

bu zamana kadar yapmış olduğum tiyatro müziklerini 2 

CD’lik albüm olarak çıkardım. Ayrıca Haluk Bilginer’in-

de rol aldığı ve İngiltere dâhil yurt içinde de sahnelenen 

7 Şekspir müzikalinin DVD kaydını yaptık. Bu anlamda 

gerekli maddi imkân ve donanıma sahip olduğum için 

kendimi daha şanslı görüyorum. Ne yazık ki genel ola-

rak tiyatro müziklerinin ya amatör kayıtları yapılıyor ya 

da hiç se kaydı yapılmıyor.” (T. Çebi, görüşme, 26 Ekim 

2014) 


7) Türkiye’de müzik anlamında nota basımı konusunda 

kurumsallaşmanın eksikliği,

Nota basımının eksikliği Cumhuriyet döneminin ilk 

zamanlarından beri önemsenmemiş bir konudur. Türk 

bestecilerinin önde gelen sıkıntılarından biri eserlerin 

telif ve basımı konularıdır. Notalarının basılmaması ne-

deni ile bestelenen birçok eser ya tamamen kaybolmuş 

ya da eksik günümüze ulaşabilmiştir. Belli girişimler 

olsa dahi Türk bestecilerinin miras bıraktıkları eserle-

rinin büyük bir çoğunluğunu basamamışlar ve teliflerini 

alamamışlardır. Çoğu eserimiz ulusal ve uluslararası 

kütüphanelerde yer alamamış ve seslendirilememiştir. 

Birçok eser el yazmasından kopya edilerek ve oldukça 

zarar görerek günümüze ulaşmıştır.  İcracılar Türk 

bestecilerinin eserlerini edinmekte zorluk çekmiş ve 

bulunamayan eserlerin seslendirilmesi ve kayıt altına 

alınmasını imkânsız kılmıştır. Sadece tiyatro müziği 

alanında değil, üretilen her türlü bestenin çoğaltılması 

anlamında karşılaşılan bir problemdir. Oysaki eserlerin 

basımı ve çoğaltılmasının sağladığı birçok fayda vardır. 

Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:



Yüklə 10,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   232   233   234   235   236   237   238   239   ...   243




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə