Türk halk edebiyatı prof, pertev naili boratav



Yüklə 4,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/75
tarix22.07.2018
ölçüsü4,33 Mb.
#58205
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   75

halkbiliminin  konularını  belirleyen  bu  anlamı,  git  gide, 
halk  geleneklerinden  esinlenen  yaratma  ve  gösterilerin 
de  aynı  deyimle  tanımlanmasına  yol  açıyor;  bilim  konusu 
olan  olgularla  onların  taklitlerini 
(yani, 
halkbiliminin 
konusu  olmayacak,  olmaması  gereken  yapmacık,  yalancı 
yaratmaları)  birbirine  karıştırma,  böylece  bilim  araştır­
malarını  yanlış  yola 
saptırma  tehlikesi  beliriyor. 
Bizim 
memleketimizde  halkbiliminin  daha  emekleme  döneminde 
olduğu  düşünülürse,  bu  tehlikeden  korunma  çarelerinin 
aranmasının  bizim  için  daha  önemli  bir  sorun  olduğu  an­
laşılır.
Şu  da  bir  gerçektir  ki,  halkbiliminin  nitelikleri  içinde 
en  önemlisi,  onun,  belli  bir  ülkede  yaşayan  «halk»a  özgü 
kültür  yaratmalarını,  gelenekleri,  ayrıntılarıyle  ve  derinli­
ğine  incelemeyi  üzerine  almış  olmasıdır.  Halkbilimi,  bu­
nunla  da  kalmayıp  bir  ülkenin  bölgelerini  ve  bunların  için­
de  de  küçük  toplum  birliklerini,  onların  dil,  ağız,  din,  mez­
hep  ayrımlarını,  onlardaki  üretim  ve  tüketim  özelliklerin­
den  gelme  farklı  töreleri,  törenleri,  çeşitli  kültür  ürünle­
rini  inceler.  Bu  olgudan  kalkılıp,  bilim  disiplini  olarak  «mil­
lî  halkbilimleri»,  «yerli  halkbilimleri»  olabileceği  gibi  bir 
sonuca  varılabilir.  Gerçekte  ise  «millî  bir  halkbilimi»  il­
kesi  değil,  «halkbiliminin  millî  ve  yerli  olguları»  söz  ko­
nusu  olmalıdır.
Bütün  bu  nedenlerle,  örneğin  Fransa'da,  eski  bireyci 
ve  «ulusçu  -  yerlici»  yöntemi  artık  tutmayan  halkbilim­
cileri,  folklore  kelimesinin  dönüştüğü  bilim - dışı  anlam­
lardaki  sakıncayı  da  hesaba  katarak,  bir  bilim  deyimi  ola­
rak  fransız  folkloru  yerine  —   fransızcada  İngilizce  folk­
lore  kelimesinin  tam  karşılığını  veremedikleri  için  —   tran­
sız  etnolojisi  deyimini  yeğliyorlar.
İşte  bu  nedenler  bizi  de  folklor  kelimesi  yerine  bir 
başka  deyim  aramaya  iteliyor.  Bizim  dilimizde  halkbilimi 
sözü  İngilizce  folklore’un,  almanca  Volkskunde’nin  tam
11


karşılığı  olarak,  yukarda  tanımlamayı  denediğimiz  bilimi 
adlandırmaya  elverişli  bir  deyim  olarak  yerleşebilir  ka­
nısındayız.
Soru  4   :  H alkbilim i  ne  değildir?  Onun  başka 
bilim lerle  ilişkileri  nasıldır?
Halkbiliminin  etnoloji  (budun  -  bilim)  içindeki  yeri­
ni  gösterdik.  Onun,  başka  bilimlerle  ortaklaşa  incelediği 
birtakım  konular  olacağı,  yukarda  1  inci  soruyu  cevap­
landırırken  sıralamış  olduğumuz  konular  ile  değindiği­
miz  bilimlere  bir  göz  atınca  yekten  anlaşılır.  Ama,  halk­
bilimi,  sade  yöntemleri  değil,  amaçları  da  başka  olduğu 
için,  onlardan  bağımsız  bir  bilim  disiplinidir.  Birkaç  ör­
nekle  onun  bu  niteliğini  de  belirtelim.
■Halkbilimi,  bir  bakıma  bir  toplumun  tarihini  inceler; 
ama  tarih  değildir.  O,  tarih  belgelerinden,  kendi  konu­
suna  giren  olayları,  kurulları,  v.b.  incelemek  için  yarar­
lanır.  Ama,  onu  ilgilendiren  açıklamalar  tarihin  ilgisini 
aşar.  Tarihin  amacı,  görevi  bir  olayı  gerçekte  nasıl  geç­
mişse  öylece  öğrenmek  ve  bildirmektir;  o,  olayı  gerçeğe 
uymayan  öğelerinden  arıttığı  ölçüde  görevini  başarmış­
tır.  Halkbilimi  için  bir  olayın  gerçekteki  biçimi  ne  olursa 
olsun,  gerçeğe  uyan  veya  uymayan  bütün  yönleri  önem­
lidir :  gerçeğin  gerçek  -  dışına  doğru  oluşması;  ya  da 
gerçek  dışından  kalkılarak  gerçeğe  ulaşma;  her  iki  yön­
de  olayların  dönüşümünü  izleyerek  onların  toplum  ya  da 
bireyler  için,  her  aşamada  değişen  anlamlarını  belirtmek; 
toplumun  ya  da  bireylerin  bu  dönüşümlerdeki  etki  pay­
larını  meydana  koymak...  İşte  aynı  bir  konuda  tarihçi  ile 
halkbilimcisini  ayırd  eden  yöntem  ve  görev  niteliklerin­
den  birkaçı.  Efsanelerin,  tarihçiyi  tedirgin  eden,  elinden 
geldiğince  yolu  üstünden  kovmayı  iş  edindiği  bu  ürün­
12


lerin  her  ayrı  anlatma  çeşidi  halkbilimcisi  için  ayrı  de­
ğer  taşır.
Edebiyat  tarihçisi  de  bir  yapıtın  en  «doğru  nüsha»sı- 
nı,  yani  yazarın  kendisince  beğenilen  en  son  biçimiyle 
imzasını  atıp  okuyucularına  sunduğu  metni  meydana  koy­
maya  çabalar;  ona  göre  incelemelere  ve  yazar  üzerinde 
yargılara  temel  olacak  bu  nüshadır.  Halkbiliminin  konu­
suna  giren  söz  sanatı  ürünü  ise  (bir  türkü,  bir  masal  v.b.) 
doğduğu  andan  başlayarak,  yayıldığı  çağlara,  çevrelere, 
yayıcısının  çeşitli  ruh  hâletleriyle,  dinleyici  -  yayıcı  iliş­
kilerine  v.b.  sayısız  şartlara  göre  değişik  biçimlerinin  her- 
biriyle  ayrı  değer  taşır;  halkbilimcisinin  işi  bu  yapıtların 
çağlar  boyunca  geçirdikleri  değişimleri  ve  bunlarla  top­
lum  arasındaki  ilişkileri  izlemek, 
anlamlandırmaktır;  o, 
bunların  gelişimleri  izinden  giderek  konuların  bütünüyle, 
ya  da  onların  örgülerini  meydana  getiren  motiflerin,  bir 
bölgeden  başkas+na,  ülkeden  ülkeye,  ulustan  ulusa  ge­
çişlerini,  böylece  de  dünyamızın  biribirinden  uzak  köşe­
lerindeki  insan  topluluklarının  alış  verişlerini  aydınlatma 
çabasında  bir  katkıda  bulunacaktır.
Bir  başka  örneği  dilbilimi 
(linguistique) 
üzerinde 
verelim.  Halkbiliminin  incelediği  olgular  dil  aracılığı  ile 
ifadelerini  bulurlar.  Örneğin  bir  masal,  masalcının,  de­
mek  ki  masalın  yurdu  olan  belli  bir  yerin  diliyle  anlatıl­
mıştır.  Bir  bölgenin  masallarını,  türkülerini,  v.b.  derle­
mekle,  oranın  dilinin  incelenmesi  için  gerekli  gereçler  de 
elde  edilmiş  olur.  Yalnız  sözlü  edebiyat  değil,  maddî  kül­
tür  araştırmaları  da 
dilbiliminin  yararlanacağı  bilgiler 
sa ğ la r:  örneğin  bir  çadır  inceleyicisi,  sadece  fotoğraf,  re­
sim,  plan  edinmekle  yetinmez,  çadırın  her  parçasının,  her 
aracının  adlarını  da  öğrenir.  Çanak,  çömlek,  kap-kacak 
ve  türlü  zenaatlerin  yaptığı  şeylerle  âletler  için  de  durum 
böyledir.  Halkbilimi  konularının  büyük  bölümünün  «ge­
lenekler»  olduğu  düşünülürse,  onun  ele  geçirip  uzmanla­
13


Yüklə 4,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə