Türk halk edebiyatı prof, pertev naili boratav



Yüklə 4,33 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/75
tarix22.07.2018
ölçüsü4,33 Mb.
#58205
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   75

kın  yararını  gözeten  bir  öğreti  aracı  niteliği  vermek  iste­
yen  kimi  aydınlar,  halk  kültürünün  «öğretici»  ürünleri  ile 
ilgilenmeye  başladılar.  Şinasi,  Ahmet  Vefik  Paşa  gibi  ya­
zarların  türk  atasözlerini  derleme,  inceleme  ve  yayınlama 
çabaları  bu  ilginin  tanıklarıdır;  ama. 
1908  devriminden 
sonraki  «millî  edebiyat»  dönemine  gelinceye  kadar,  bir 
kültür  eorıwıu  olarak  türk  halkbiliminin  konuları  üzerinde 
durulmuş  değildir;  Ahmed  Midhad  Efendi'nin,  halk  fıkra­
larını  (Kıssadan  hisse dizisi),  Çaylak  Tevfik  adiyle  ün  almış 
Mehmed  Tevfik'in  Nasreddin  Hoca  hikâyelerini  ve  ben­
zeri  fıkraları  (Bu  aciam  dizisi)  ya  da  halk  geleneklerinin 
çeşitli  yönlerini  (İstanbul'da  bir  sene  dizisi)  konu  edinmiş 
yapıtlarını  türk  halkbilimine,  bilim  amacı  düşünülmeksizin 
■getirilmiş  katkılar  saymak  yerinde  olur.
Türk  halk  edebiyatını  bir  bilim  konusu  olarak  ele  ala­
rak,  masalların,  türkülerin,  meddah  hikâyelerinin,  seyir­
lik  oyunların,  bir  milletin  sanat  yaratmalarını  besleyip  güç­
lendirecek,  onlara  «millî»  niteliklerini  kazandıracak,  aynı 
zamanda, 
milletlerarası  kültür  alışverişlerini 
anlamayı 
sağlayacak  belgeler  olarak  değerlendirerek,  türk  halkbili­
minin  ilk  temel  taşını  koyma  şerefi 
macar
  bifgini  İgnaz 
Kunos’undur.  O,  Rumelinde, 
Anadolu’da  ve  İstanbul’da 
halk  edebiyatının  çeşitli  türlerinden  (masal,  türkü,  med­
dah  hikâyesi,  Karagöz  ve  orta  oyunu)  metinleri  derleye­
rek  türk  halk  edebiyatı  üzerinde  çalışmalara  ilk  sağlam 
gereçleri  de  sağlamış  oldu.  Kunos'un,  1925  yılında  Anka­
ra'da  verdiği  konferansları  bir  araya  getiren 
kitabında 
(Türk  Halk  Edebiyatı,  İstanbul  1925),  1887'den  başlaya­
rak  ard  arda  yayınladığı  türk  halk  edebiyatı  metinlerini 
halkın  içinden  derlemek  amacıyle  yaptığı  gezilerin,  kimi 
zaman  masal  anlatışına  kaçan  tatlı  bir  dille  hikâyesini 
okuruz.
Batı  bilim  adamlarının,  Kunos’un  açtığı  çığırdan  yü­
17


rüyerek,  türk  halk  edebiyatının 
her  türünden  metinleri 
derleme  ve  inceleme  çabaları  XIX'uncu  yüzyılın  sonların­
dan  bu  yana  süregelmiştir:  Macar  Gyula  Nemeth,  Alman 
Georg  Jacob, 
Friedrich 
Giese,  Theodor  Manzel,  Hel- 
mut  Ritter  ve  daha  sonraki  kuşaktan  Otto  Spies,  VValter 
Ruben,  VVolfram  Eberhard,  Fransız  Georges  Dumezil,  Jean 
Deny,  Edmond  Saussey  v.b.  bu  arada  anılmalıdır.
Türk  aydınlarının  kendi  halk  kültürlerine  bir  bilim  ko­
nusu  olarak  eğilmeleri,  Kunos’un  çalışma  döneminden 
epey  sonra  başlar.  Rıza  Tevfik'in  1913'te  yayınladığı  Folk­
lor  adlı  bir  yazıya  yukarda  değindik;  o  yazıda 
hizmet-i 
âvam  deyimiyle  karşılığını  verdiği  folkor’la,  Rıza  Tevfik, 
yalnız  atasözlerini  değil,  bütün  halk  edebiyatını,  yaratıcısı 
bilinmeyen,  halkın  malı  olmuş  söz  sanatı  yapıtlarını  kap­
sadığını  belirtir;  bu  arada,  somut  örnek  olarak,  Eğin  türkü­
lerine  de  değinerek  halkbiliminin,  bir  milletin  tarihinin  in­
celenmesinde  küçümsenmemesi  gereken  değeri  üzerinde 
durur.
Toplumbilimci  Ziya  Gökalp,  1914  yıllarından  ölümü­
ne  kadar,  çeşitli  dergilerde  yayınladığı  yazılarda,  sırası 
düştükçe,  halk  kültürü  (özellikle  halk  edebiyatı)  konu­
larının  sosyoloji,  tarih  ve  edebiyat  araştırmaları  bakımın­
dan  önemi  üzerinde  durmuştur.  Düşüncelerinin  son  terki­
bini  1923'te  yayınlanan  Türkçülüğün  esasiarı'nda  buluruz. 
O  ayrıca  masallar  derlemiş  ve  bunları  bir  kitapta  (Altın 
Işık,  1923)  yayınlamıştır.
1910'dan  bu  yana  çoğu  İstanbul’da  çıkan  dergiler: 
«Türk  Yurdu»,  «Yeni  Mecmua»,  «Millî  Tetebbu’lar  Mec­
muası»,  «Küçük  Mecmua»  (Diyarbekir'de,  Ziya  Gökalp'ın), 
«Dergâh»,  «Millî  Mecmua»;  İstanbul  Üniversitesinin  ya­
yınları:  Edebiyat  ve  İlahiyat  Fakültelerinin  dergileri,  «Tür­
kiyat  Mecmuası»,  Ankara’da  Millî  Eğitim  Bakanlığının  ya­
yınladığı  «Türk  Arkeologya,  Tarih  ve  Etnografya  Dergisi», 
halkbilimi  dergileri  olmamakla  beraber,  bu  bilimi  ilgilen­
18


diren  incelemelere  ve  metinlere  de  sahifelerinde  yer  ver­
miş.  ve  bu  bakımdan  türk  halkbilimi  çalışmalarına  katkı­
da  bulunmuşlardır;  Batı  ülkelerinde  olduğu  gibi  yurdumuz­
da  da  bir  süre,  halkbiliminin  kendi  uzmanları  değil  de  dil 
bilginleri,  tarihçiler  ve  edebiyatçılar  halkbilimcilerinin  işi­
ni  göreceklerdir.
Soru  7  :  T ürk  halkbilim inin  bugünkü  durum u 
nedir?
Türk  halkbilimi  araştırmalarını  kendine  amaç  edinmiş 
ilk  örgüt  Ankara'da  1927  yılında  «Türk  halkbilgisi  derneği» 
adı  ile  kuruldu.  Onun  yayın  organı  olarak  iki  dergi  yayın­
landı:  «Halkbilgisi  Mecmuası»  (Ankara  1928,  bir  tek  sayı), 
«Halkbilgisi  haberleri» 
(İstanbul  1929-1942; 
bu  dergi 
1933’ten  sonra  Eminönü  Halkevinin  yayını  olmuştur).
1932'de  eski  Türk  ocaklarının  yerini  Halkevleri  aldı; 
Cumhuriyet  Halk  Partisi’nin  kültür  örgütü  olan  bu  kurul­
ların  (Halkevleri  ve  Halkocakları)  sayısı  1945  yıllarında 
400'ü  bulmuştur;  Halkevlerinin  aynı  yıllarda  sayısı  37'yi 
bulan  dergileri  (başta  Ankaradaki  «Ülkü»  dergisi  olmak 
üzere)  halkbilimi  konularına  geniş  ölçüde  yer  veriyorlar­
dı.  Bu  dergilerde  notlar,  metinler  yayınlandı:  tam  bir  bi­
lim  metodu  uygulama  yeterliğinde  olmasa  da,  bu  yayın­
lar  halkb limi  araştırmalarında  yararlanabilecek  oldukça 
zengin  malzeme  kaynaklarıdır.  Kimi  Halkevleri,  deraileri- 
nin  yanında,  kendi  bölgelerinin  halk  kültür  ve  edebiyatı 
konuları  ile  ilgili  kitaplar  da  yayınlamışlardır.
1938'de  Ankara  Dil  ve  Tarih-Coğrafya  Fakültesi  öğ­
retim  programına,  türk  dili  ve  edebiyatı  bölümüne  bağlı 
bir  halkedebiyatı  dersi  kondu.  Bu  ders  1948’de  bir  halk­
bilimi  kürsüsüne  dönüşmüş,  böylece  programı  gelişmiş  ve 
zenginleşmiş  iken,  aynı  ders  yılının  sonunda  kaldırıldı.
1948‘den  bu  yana,  türk  halkbilimi  bütüniyle,  ayrı  bir 
öğretim  konusu  olarak  üniversitelerde  okutulmaz  olmuş­
19


Yüklə 4,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə