Türkiye’nin Gelecek Siyasi Sistem Tercihi Rasyonelleştirilmiş Parlamentarizm, Yarı-Başkanlık ve Başkanlık Sistemleri



Yüklə 261,75 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə13/14
tarix01.11.2017
ölçüsü261,75 Kb.
#8076
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

yaçlarını da dikkate alarak, yasamanın kanun yapma ve bütçe oluşturma iş-

levini etkili olarak gerçekleştirmek için oluşturulmalıdırlar. 



d.

Milletvekilleri yasama faaliyetlerini ve temsilci işlevlerini gerçekleştirebil-

mek için ayrı bir bütçeye sahip olmalıdırlar. Valiler gibi, bürokrasinin atadı-

ğı kişiler ile halkın seçtiği vekiller arasındaki ilişkiler ya seçilen vekilin so-

rumluluk ve yetkisini artıracak şekilde düzenlenmelidir ya da valilerin de

atanma yerine seçimle iş başına gelmesiyle değiştirilmelidir.



e. 

Koalisyonlar yerine istikrarlı hükümet yapısı üzerinde durulmalıdır. Koalis-

yonların yarattığı sorunlar, icraat bütünsüzlüğü, koalisyon ortakları arasında-

ki iç siyasi anlaşmazlıklar da mevcut sistemin ve parlamenter rejimin yarat-

tığı sıkıntılar olarak görülmektedir. Koalisyonun yarattığı istikrarsızlığın yanı

sıra, sorunlardan hangi koalisyon ortağının sorumlu olacağı da belirsizleş-

mektedir. Bu nedenle yürütmenin sağlıklı istikrar sağlayacak şekilde oluş-

turulması ve sağlam hükümetlerin kurulması sağlanmalıdır. 



f.

Liste usulü / nisbi temsil yerine, dar bölge (tek isim) / çoğunluk sistemi ter-

cih edilmelidir. Böylece parti lideri yerine o bölgedeki seçmenin tercihi ve

iradesiyle seçilecek milletvekilinin daha bağımsız hareket edebilmesi sağla-

nacaktır. Belli orandaki milletvekili önseçim yoluyla da belirlenebilir. Tüm

bunlar parti genel merkezinin ağırlığını azaltacak, vekili daha bağımsız kıla-

cak girişimler yaratabilecektir. 

g. 

Nisbi temsil, tek turlu liste seçimi zorunlu kılar ve seçim çevreleri birden

çok temsilci seçilecek şekilde geniştir. Nisbi temsil, çoğunluk sisteminin

aksine, kazanılan oylar ile mecliste elde edilen sandalyeler arasındaki den-

gesizliği ortadan kaldırmayı amaçlar. Öncelikle seçim sayısı belirlenir. Bir

seçim çevresinde seçim sayısı, partilerin elde ettikleri geçerli oy sayısında

kaç kez varsa, her parti o seçim çevresinde o kadar milletvekilliği elde ede-

cektir. Bir başka deyişle, partilerin aldıkları oy oranında parlamentoda tem-

silci sayısının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Fakat Türkiye’de de uygulan-

dığı gibi liste usulü nisbi temsille birleştiğinde, parti listesindeki aday sırası

büyük önem kazanmaktadır. 

Belli sayıda milletvekilliği kazanan bir partinin listesinden hangi aday-

ların seçilmiş sayılacağı, blok liste usulünde tamamı ile partinin saptadığı sı-

raya göre belirlenmektedir. Burada da parti liderlerinin kendilerine bağlı,

yakın isimleri liste başı yapmaları ile adaylıklar seçmenlerden ziyade siyasi

partinin karar organları tarafından şekillenmektedir. Ayrıca nisbi temsil çe-

şitli görüşlerin parlamentoda temsil edilmesi olanağı verdiğinden, uzun va-

dede siyasi partilerin çoğalmasına, mevcut partilerin bölünmesine yol açar.

Bu sistemde oylar çok sayıda parti arasında dağılır ve böylelikle istikrarlı hü-

kümet kurulması zorlaşır. Hükümet krizlerinin oluşması kolaylaşır ve ko-

alisyon hükümetlerine neden olur. İstikrarsız hükümetler de ekonomik, si-

yasi ve hukuki bunalımları beraberinde getirir. 



h.

İster tek isimli, ister çok isimli olsun tek turlu çoğunluk sistemleri, tek par-

ti iktidarını kolaylaştırır. Tek turlu çoğunluk sistemleri (dar bölge), İngiltere

TÜRK‹YE’N‹N GELECEK S‹YAS‹ S‹STEM TERC‹H‹

63



ve A.B.D.’de görüldüğü gibi, iki büyük partinin egemen olduğu ve bu iki

partinin iktidar ve muhalefet olarak yer değiştirdiği bir sistem olarak belir-

mektedir. Fransa’daki iki turlu çoğunluk sistemi ise, çok partili siyasi ya-

şam için daha elverişlidir. Seçimin iki turlu olması, partilerin ilk turda şans-

larını denemelerine ve iki tur arasında seçim pazarlıkları veya anlaşmalarına

yer vermektedir. Ayrıca yerel açıdan iyi örgütlü küçük partilerin de siyasi

hayatta varlıklarını sürdürmeleri sağlanmaktadır. Fakat şu da unutulmamalı-

dır ki, iki turlu çoğunluk sistemi Meclis’te bir partinin tek başına çoğunlu-

ğu sağlamasına imkan vermediğinden koalisyon hükümetlerine ve istikrar-

sız yönetimlere de neden olabilir ve siyasi partileri birbirine bağımlı ve di-

siplinsiz olarak da şekillendirebilir.

73

Türkiye’de tercih edilen seçim sistemi iki turlu çoğunluk sistemi olur



ve dar bölgeli bir seçim çevresi prensibi uygulanır ise, partiler arası anlaş-

malar veya programları birbirine yakın olan partiler arasında bir bağımlılık

yaratılabilecektir. Seçilen temsilcilerin prestiji de, onları parti merkezine ve

parti disiplinine bağımlı olmaktan kurtarabilecektir. 



ı.

Doğrudan halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanının hem sorumsuz ol-

ması hem de kanun teklif edebilen yürütmede yetkili bir kişi olması sorun-

lar yaratabilir. Yetki ve sorumluluk kamu hukukunun genel prensibidir. Bu

nedenle, sorumsuz bir cumhurbaşkanı ve sorumluluğu harekete geçirileme-

yen, neredeyse sınırlı sorumlu olan bakanlar kurulunun olduğu bir sistemde

yürütmenin kanun teklif etme yetkisinin çok da işlevsel olarak kullanılama-

yacağı düşünülebilir. Eğer bu yetkinin korunması tercih ediliyorsa, Cumhur-

başkanı’nın sorumluluğu tekrar düzenlenmeli ve açıklığa kavuşmalıdır. Ay-

rıca Bakanlar Kurulu’nun sorumluluğunun harekete geçirilmesi de teorik

düzeyde kalmamalı ve uygulamada da güvence altına alınmalıdır. Zira va-

tandaşın kimi sorumlu tutacağı dahi zaman zaman belirsizlik kazanmakta-

dır.

i.

Bakanların parlamento içinden çıkması geleneğinin terk edilmesi düşünüle-

bilir. Zira bu husus milletvekillerini, yukarıda açıklandığı üzere, partiye ve

liderlere bağımlı kılmaktadır. Gerçek yasama faaliyeti, milletvekillerinin ba-

kanlık beklentisi ve bağımlılıkları olmadığında gerçekleşecektir. Bu millet-

vekilleri, sadece partileri istediği ve evet demek zorunda oldukları için de-

ğil; vatandaşın ihtiyacını bilerek ve hakikaten destekledikleri yasaların geç-

mesi için çalışacaklardır.



j.

Özellikle doğrudan halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanı’nın Anaya-

sa’da güvence altına alınmış tüm yetkileri kullanması sağlanmalıdır. Ayrıca

Cumhurbaşkanı’nın görevdeyken yargılanması muafiyeti açıklığa kavuşma-

lıdır. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı’nın vatana ihanet dışındaki sorumlu-

luğu konusunda pek de açıklık olduğu söylenemez. Kaldı ki, Cumhubaşka-



YASAMA DERG‹S‹



25



64

73

Steven G. Calabresi, Kyle Bady, Is the Separation of Powers Exportable, Harvard Journal of



Law&Public Policy, Vol. 33, s. 13. 


Yüklə 261,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə