Türklerde İslamiyet Öncesi İnanç Sistemleri Öğretiler-Dinler



Yüklə 224,4 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/10
tarix07.12.2017
ölçüsü224,4 Kb.
#14452
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Çuvaşlar,  XVIII. ve XIX. yüzyıllarda  Ortodoks Hıristiyanlığa girdiler. Hakaslar  Katolik 

Ortodoks’tur. Yakutlar Hıristiyan’dır. Irak'ta, özellikle Kerkük'te, Müslüman Türkmenlerin yanı  sıra 

bir Katolik Türkmen cemâati de mevcuttur. Türkçe konuşan, ibadetlerini Türkçe yapan ve ilahîlerini 

Türkçe söyleyen bu Türkmen Katolik cemaatin nüfusu, otuz bin civarındadır (Hacaloğlu, 1995:150).  

Türklerin, Hıristiyanlığın etkisi altına girmelerinin en büyük nedeni, o dönemde Bizans 

İmparatorluğu ile sıkı bir ticaret ilişkisine sahip olmalarıdır. Genel olarak Hıristiyan olan Türkleri üç 

grupta toplamak mümkündür,  

a) Kişi ya da küçük gruplar halinde Hıristiyanlığa geçen Türkler, 

b) Din ile birlikte kültürlerini de kökünden değiştirenler

c) Hıristiyan olmakla birlikte dil ve kültürlerinin birçok özelliklerini koruyanlar (Turan, 

1994: 106). 

 

 

 

 

 

 

B)  İSLAMİYET ÖNCESİ İNANÇ SİSTEMLERİNE BAĞLI KÜLTLER 

1. Put-Fetişler (Totemler, Tözler-Ongunlar) 

İçinde büyüsel gücün ya da cinin bulunduğuna inanılan taş, boynuz, pençe, post, deri, bez 

parçası, figür vb. gibi objelerden yararlanmak amacıyla yapılan çeşitli pratiklere fetişizm” , söz 

konusu objelere de fetiş” denir. Sözcüğün kökeni Portekizce “feitiço” dan gelmektedir ve büyü, 

yapma şey, etkileyici güç anlamlarını taşımaktadır (Örnek, 1988:46).            

 Batı Afrika’nın dışında, en çok Kuzey Asya’ da görülen bu inanca göre bazı fetişler, 

hastaların iyileşmesine yardım ederlerken bazıları da kötülük getirirler. En ünlü fetişler çivili 

fetişlerdir. Farklı malzemelerden yapılan bir figürün her yanına çivi çakılır. Fetişlerin üzerine çivi 

çakılması farklı biçimlerde yorumlanmaktadır. Hastanın neresi ağrıyorsa fetişin orasına çivi çakarak 

benzeşmeye dayalı analoji büyüsü uygulama, fetişin içindeki cine ondan istenileni hatırlatma, fetişi 

güzelleştirme gibi (Örnek, 1988:46). Uraz, nazar değmesin diye taşların takılmasını, evlere diken ve 

sarımsak asılmasını, başa kurşun dökülmesini, siyah tavuk kanı ile muska yazılması, deve sidiği 

içirilerek büyü yapılması vb. olayları fetişizmin biraz değişikliğe uğramış pratikleri olarak 

yorumlamaktadır (Uraz, 1994:205). 

Türklerde her boyun bir kutsal hayvanı olduğu ve buna “ongun-töz” denildiği bilinmektedir. 

Oğuz’un oğullarından her birinin kendisine bağlı Türk boylarınca birer ongunu olduğu kaynaklarca da 

kabul edilmektedir. Bu boyların ongunları avcı kuşlardır. Yalnızca Bağ Han’ın ongunu üç kuş ile 

gösterilmektedir. Ongun sayılan hayvanlara büyük saygı gösterilmekte, eti yenilmemekte, ok 

atılmamakta ve incitilmemektedir. Moğollar ve bir kısım Türklerin, keçeden tanrı resimleri yaptıkları 

bunlara ongun dedikleri, bu resimleri evlerinin duvarına astıkları, önlerinde ibadet ettikleri ve 

ağızlarına yemeklerinin ilk lokmasını koydukları dikkat çekicidir. Uraz, totem ile ongun arasındaki 

farkın, boyların totemlerinin adını aldığı ve o boy içinde birbirleriyle evlenmediklerini, ongun için bu 

şartın olmadığı biçiminde özetlemektedir (Uraz, 1994:203). 

Ongon ya da töz veya tösler Türklerde  genellikle tavşan, ayı, kartal, sincap vd. gibi zoomorf 

şekiller altında tasavvur edilmiş olup,  "tilik", "kozan", "aba", "bürküt", "tiyin" gibi isimlerle anılırdı. 

Türklerde, yıldızlarla ilgili tasavvurlara bağlı olarak, hayvanlarla temsil edilmeleri suretiyle, 12 

Hayvanlı Türk Takvimi oluşmuştur.  Bu hayvanlar sıçan (fare), ud (inek), pars, tavuşgan (tavşan), it 

(köpek) ve tonguz (domuz)dur (Turan,1994:25).  




Türklerde atalar kültü problemi bizi tözler konusunda menşe efsanesine götürmektedir.  

Gumilev, Türklerde atalar kültünün en büyük delili olarak Bozkurta duyulan saygıyı göstermekte; 

hattâ bütün Türk hükümdarlarının kendilerini Asine=Asena soyuna bağlamak istemelerini bunun en 

büyük delili olarak görmektedir (Gumilev,1999:122). Göktürkler, kurt menşe efsanesine bağlı olarak, 

büyük dinî törenlerini, demircilikte uğraştıkları Altay dağlarının bir vadisinde, beylerin ve asillerin 

katılımıyla yapılıyorlardı. 

Atalar kültü ile ilgili olarak, Türklerde ataların tasvirlerinin yapılıp saklandığına dair kayıtlar 

vardır.  Gerçekten de, Orta Asya Türkleri arasında görülen ve bazıları keçeden, paçavradan, kayın 

ağacı kabuğundan, bazıları da hayvan derilerinden yapılan sembollere Altaylılar  “töz” Yakutlar 

“tangara” diyorlardı. Bunlar duvarlara asılır veya torbalarda saklanır, önemli bir yolculuğa veya ava 

çıkılırken üzerlerine saçı saçılır, ağızlarına yağ sürülürdü. Moğolların  “ongon” adını verdikleri tös 

veya töz kelimesi anlam itibariyle “asıl, menşe, kök” demek olup, Uygur ve Hakaniye lehçelerinde de 

kelime aynı anlamı ifade etmektedir. Bu sembollere tös veya töz denmesi ise, onların ataların ruhunun 

hatırası olarak yapıldığını göstermektedir. Altaylı Türklerin bunlar hakkında “bu babamın tözü”, “şu 

anamın tözü”, gibi ifadelere yer verdikleri bilinmektedir. Ayrıca büyük ve ünlü kamların ruhlarına 

izafe edilen tözler de vardır (Güngör, 2002, C.3: 264).   

Çin kaynakları, tözleri Göktürklerdeki “tanrıların tasvirleri”  şeklinde bildirmekte, bazı 

araştırmacılar  tözlerin put-fetişler olduklarını bildirir.  13. yüzyılda Budist Uygurların tapınağında 

rastlanan tözler Uygurların onları tanrılarının tasvirleri olarak değil; fakat ölen yakınlarını temsilen ve 

onların anısına yaptıklarını ve tapınaklarda sakladıklarını göstermektedir. Ebu’l-Gazî Bahadır Han’ın, 

tözlerle ilgili olarak, “Bir kimsenin yakını öldüğünde onun suretini (kugurcak) yapar ve evinde 

saklardı.”  şeklindeki ifadesi de tözlerin ölen yakınları veya ataları temsil ettiğini göstermektedir 

(Güngör, 2002, C.3: 264).   

2. Kült  

Kült, yüce ve kutsal olarak bilinen varlıklara karşı gösterilen saygı ve onlara tapınma anlamına 

gelmektedir. Bu saygı ve tapınış, duayı, kurbanı, dinsel tören olan belli ritleri gerektirmektedir. 

Tapınaklar, toplantı evleri, kutsal olarak bilinen alanlar, tepeler, mağaralar ve nehirler kült olarak 

kullanılmıştır. Kültü uygulayan, topluluğu yöneten bir başkan vardır. Kültün uygulandığı bayram ve 

tören için belli zamanlar seçilmekte, kült araçları bulundurulmaktadır (Tezcan, 1996: 120).  

Bir başka görüşe göre,  bir kültün varlığından söz edebilmek için şu üç şartın varlığı 

gereklidir; 

 a. Külte konu olabilecek bir nesne ve kişinin  varlığı, 

 b. Bu nesne ya da şahıstan insana zarar gelebileceğine ilişin inancın varlığı,  

c. Bu inancın sonucu olarak faydayı sağlayabilecek, zararı uzaklaştırabilecek ziyaretler, 

adaklar, kurbanlar vb. uygulamaların varlığı (Ocak, 2000:113). 



3. Atalar Kültü 

Atalar kültü, ölmüş ataları tazim ve onlar için kurbanlar sunma inanç ve âdetidir.  Ölen 

ataların ve özellikle babaların ruhlarının geride kalanlara iyilik ya da kötülüklerinin dokunabileceği 

inancı, onlara karşı duyulan minnet duygusu, atalar kültünün temelini oluşturmaktadır. Bununla 

birlikte, atalar kültünde ölen her atanın ruhu ve dolayısıyla da mezarı kült konusu olmamakta, yalnızca 

saygıdeğer olanlar buna erişmektedirler. Bu anlamda "ölüler kültü" ile atalar kültünü de birbirinden 

ayırt etmek gerekmektedir (Güngör, 2002, C.3: 264). 

Bu inanca göre, ataların, öldükten sonra da ruhlarının yaşadığına ve toplumla ilişkilerini 

koparmadıklarına inanılır. Yine bu inanışa göre, insan ölümle bedenini kaybetmekte fakat benliği daha 

doğrusu manevi varlığı yeryüzünde kalmakta, geride bıraktığı kimselerin hayatlarını 

etkileyebilmektedir. Onlara göre; ölüm hayatın bitişi değildir. Böyle bir inançtan çıkış bulan atalar 

kültünde, ancak belli kişiler özellikle kabile atası, ünlü savaşçılar, din adamları vb. gibi kişiler 

tapınılmaya, kurban ve duaya hak kazanmaktadır. Bu insanları ötekilerden ayıran insanüstü yetenekleri 

ölümlerinden sonra  kaybolmamaktadır. Birtakım mistik güçlerle dolu bulunan bu gibi kimselerin 




Yüklə 224,4 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə