Upanishadlar’in hint kutsal metinleri arasindaki yeri ve önemi



Yüklə 1,03 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə10/64
tarix30.10.2018
ölçüsü1,03 Mb.
#76453
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   64

 
 
17
Tapınılacak biçim olarak Brahman, Rudra ve Vishnu’dur. Ağız biçimi olarak 
Garhapatya, Dakshiagni ve Ahavaniya kurbanlarıdır. Anlama biçimi olarak Rig 
Veda, Yacur Veda ve Sama Veda’dır. Dünya biçimi olarak yeryüzü (Bhur), hava 
(Bhuvas) ve gökyüzüdür (Svar). Zaman biçimi olarak geçmiş, şimdi ve gelecektir. Isı 
biçimi olarak soluk, ateş ve güneştir.  Şişme biçimi olarak besin, su ve aydır. Akıl 
biçimi olarak mantık, düşünme ve bencilliktir. Soluk biçimi olarak Prana, Apana ve 
Vyana soluklarıdır. “Om” deyince tüm bunlar kapsanır, hepsi onurlandırılır ve 
hepsine dua edilir.
41
    
 
 
 
 
 
 
 
 
Hint kutsal metinlerinde bir takım sorular ele alınmış ve bu sorulara cevaplar 
verilmiştir. Evrenin içinde ve uçsuz bucaksız uzayın, dönen yıldızların ötesinde 
sonsuz bir varlığın olup olmadığı, fikirlerimizin daimi hareketinin ve yaşamımızdaki 
kalp atışlarımızın arka planında ebedi, ezeli olan bir varlığın bulunup bulunmadığı 
sorularına Upanishadlar olumlu cevap verir. Çünkü söz konusu metinlere göre böyle 
bir varlık olmamış olsaydı insan denen varlığın asla olamayacağı ve bu durumda son 
nefesine kadar sürekli olarak toz halinde yaşamak durumunda kalacağı 
belirtilmektedir. 
 
      
 Upanishadlar’ın böyle bir yüce varlığı kabul edişleri; kâinatın ve insanların 
mahiyetlerinin, özlerinin hakiki/mutlak olduğu sonucunu ortaya koyar. Om hecesine 
yüklenen başka bir anlam da tam bu noktada kendini göstermektedir. Çünkü böyle 
aşkın bir varlığın kabul ediliş durumu Upanisadlar’da kutsal olan “om” kelimesi ile 
ifade edilir. Burada görüldüğü gibi om kutsal kelimesinin taşıdığı anlamlarından 
birisinin de “evet” olduğu kabul edilir.
42
 Vedik dönemde “evet” anlamında kullanılan 
“om” sözcüğünün Brihadaranyaka Upanishad’da aynı manada kullanıldığı 
                                                 
41
 Maitri Upanishad, VI, 5. 
42
 Juan Mascaro, The Upanishads, s. 24. 


 
 
18
görülmektedir.
43
 
 
 
 
 
 
 
 
Upanishadlar’da Om kutsal hecesinin üç hecesi (AUM) ile birlikte 
düşünülmesi gerektiği vurgulanır. Bir kimse sadece bir hece üzerinde derin 
düşünürse, bunun yol göstericiliğinde hemen bu dünyaya geri geleceği belirtilir. 
İlahilerin (Rigler) bu kişiyi insanların dünyasına taşıyacağı, orada çilecilik, saflaşma 
ve bağlılıkla büyüklüğü tecrübe edeceği ifade edilir. Bir kimse sadece iki hece 
üzerinde derin düşünürse, Yacur formüllerinin onu orta boşluğa, Ay dünyasına 
taşıyacağı, Ay dünyasında büyüklüğü tattıktan sonra ise bu dünyaya geri döneceği 
belirtilir. 
Bütün bu dünyanın Om hecesinden ibaret olduğunu savunan Mundakya 
Upanishad’da, Om kutsal hecesinin A-U-M den oluşan üç parçasından ve dördüncü 
hali olan bir bütün olarak taşıdığı anlamından söz edilmektedir. Bu Om hecesinin 
dört hali benliğin dört halkası ile bağlantı kurularak ele alınmaktadır. Hecenin ilk 
parçası olan “A” uyanma durumunda olur. A hecesi, benliğin ilk halkası olan 
‘Vaishvanara’ ile özdeştir ki bunun alanı uyanık ruh durumudur. A hecesi, her şeyi 
saran ve bir başlangıcı olandır. Bunu bilen kişi her isteğine kavuşur ve ilk olur. 
Rüyalı uyku durumunda Om hecesinin ikinci parçası U’dur; o yüksek ve arada 
olandır. Hecenin ikinci parçası olan “U” sesi de benliğin ikinci halkasını teşkil eden 
‘Taiyasa’ (ışık saçan) ile eşleştirilir ki bunun ülkesi düş durumudur. Bunu bilen kişi 
bilimin ırmağından içmek suretiyle bilgisini yükseltir ve dengeli olur. Bu kimsenin 
ailesinden kendisine Brahman’ın yabancı olduğu birisi dünyaya gelmez. Sözü edilen 
kutsal hecenin üçüncü parçası olan “M”, ise benliğin üçüncü halkası olan ‘Prajna’ 
(bilen) ile özdeşleştirilmiştir ki bunun yeri de derin uykudur. Bu son parça 
                                                 
43
 Brihidaranyaka Upanishad, V, II-1. 


 
 
19
diğerlerinin sınırı ve sonudur. Bunu bilen kişi bilgisiyle her şeyi ölçer ve her şeyi 
içine alır. 
Bu üç parçanın bilgisi ayrı ayrı verildikten sonra Om hecesinin 
parçalanmadan görünümünün, hecenin dördüncü halini meydana getirdiği ifade 
edilmektedir. Nasıl Benliğin dördüncü durumu olan ‘Turiya’ (dördüncü) 
görülemiyorsa benzer şekilde Om hecesinin bütüncül olan bu dördüncü durumunun 
da görülemez, dile getirilemez, dokunulamaz ve tarif edilemez bir hal olduğu 
vurgulanmaktadır. 
 
   
 
 
 
 
 
 Upanishad 
anlayışına göre, bu kutsal Om hecesinin bir bütün şeklinde tüm 
heceleri ile birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Om hecesine bir bütün olarak 
yaklaşılır, üzerinde derinlemesine düşünceye dalınırsa, bu dünyadan kurtulup 
sonsuzluğa ve ölümsüzlüğe kavuşulabilir. Aksi takdirde tek tek veya parçalayarak ele 
alıp değerlendirilirse kısmen mutluluğa ulaşma olsa da asıl ebedi huzur elde 
edilemeyecektir. Gidip gelmeler olsa da nihayetinde bu dünyaya tekrar dönülecektir. 
Upanishad metinlerinin temel düşüncelerinden olan kişinin ölüm-doğum 
çemberinden (samsara) nihai olarak kurtulması (moksha) ve nefsinin Atman’la bir 
olması, bütüncül bir yaklaşımla Om hecesi üzerinde derin bir tefekküre dalmasıyla 
mümkün hale gelmektedir. 
e) Rishi  
Genel anlamda bu terim, ermiş, aziz ve ilhama mazhar şairleri belirtmek için 
kullanılır. Özel anlamda ise “yedi büyük Rishi” olarak bilinen kahin/ermişler için 
kullanılır. Veda ilahilerinin bunlar tarafından açığa çıkartıldığı ifade edilir.
44
 Bunlar, 
Veda ilahilerinin (sruti) oluşumunu ifşa eden besteciler olarak farz edilir. Rishiler, 
                                                 
44
 Kurt Friedrichs, The Encyclopedia of Eastern Philosophy and Riligion, Shambhala, Baston-1994, s. 
291. 


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə