26
anlayışını ne derecede etkilediği açıkça
görülecektir.
Hint kültürünün bu temel özelliklerinin din tanımını da doğrudan etkilediği
görülmektedir. Hinduların çoğu, Hinduizmi “ sanatana dharma” ezeli ve ebedi
gelenek veya din olarak vasıflandırır. Böyle bir tanım, Hinduizmin kökenlerinin
insanlık tarihinin ötesinde yattığı ve gerçeklerinin ilahi (şruti) olduğu, bu ilahi
gerçeklerin çağlar boyu günümüze kadar kuşaktan kuşağa dünyanın en eski dinsel
metni olan Vedalar aracılığıyla geldiği inancıyla bağlantılıdır.
61
Bunların yüzyıllar
boyunca yok olmadan asrımıza kadar intikal etmiş olmasının, Hint kültürünün
kendine has yapısından kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Kutsal metin teşekkülü ile
ilgili genel kabul bu yönde olmakla birlikte, konumuzla ilgili temel kaynaklarda
erken dönem Hindistan’ında kutsal metinlerin ilk olarak nasıl doğduğu, kimler
aracılığıyla gün yüzüne çıktığı gibi konularda muhtelif görüşler bulunmaktadır. En
yaygın görüşe göre ilahi gerçek Arilere sunulmuştur. Tamamen kabul edilmese bile
Vedalar’ı meydana getirenlerin bizzat Ari kabileleri olduğu görüşü ağırlık
kazanmıştır. Vedalar’ın ortaya çıkışı ile Hindistan’ı işgal eden Arilerin çok yakından
ilişkili olması, Ari akınları ile Rig Veda’nın teşekkülü arasında fazla bir zaman
geçmemiş olması bu tezi savunanları desteklemektedir.
62
Genel kanaat bu yönde olsa da pek çok Hindu’nun bu anlayışı benimsemediği
kimi kaynaklarda dile getirilen diğer bir husustur. Menşeini Arilerden ziyade başka
kültürlerde arayan kimselere göre, Hinduizmle bağdaştırılan büyük ilahlar ve önemli
dinsel gelişmeler kaynağını Hindistan’da Arilerden önce yaşamış yerli halktan
almıştır. Yine bu yönde görüş beyan edenler Arilerin kuzey batı Hindistan’a göç
ederek barışçı, yerleşik toplulukları fethettiklerini ileri sürerler. Bu bakış açısına
61
Ali İhsan Yitik, Hint Dinleri, İzmir İlahiyat Vakfı Yay., İzmir-2005, s. 4.
62
Patrick Olivelle, Upanishads, s. 4; Kürşat Demirci, Hinduizmin Kutsal Metinleri Vedalar, İşaret
Yay., İstanbul-1991, s. 35.
27
sahip kimseler Arileri, kendi dünya görüşlerini herkese dayatmaya çalışan, bununla
birlikte çevre kültürde yaygın ve değerli olan görüşleri de kabul eden işgalciler
olarak değerlendirmektedirler.
63
Hindu dini ile kutsal metinlerinin oluşumuna etki eden kültür ve geleneklerin
farklı halklara ait olduğu yönünde görüşler bulunsa da bunları kesin sınırlarla ayırt
etmek imkân dâhilinde değildir. Temel kaynaklarda verilen bilgilere göre, yaklaşık
M.Ö. II. bin yılın ortalarında doğu Avrupa steplerinden gelen Âriler, önce kuzey-batı
Hindistan’ı daha sonra bütün kuzey Hindistan’ı istila etmişlerdir. Yerlileri yenerek
güneye doğru sürmüşler ve sonra güneyi de ele geçirmişlerdir. Bu arada kendi
dinlerini, mağlupların dinlerine hâkim bir din haline getirmişlerdir. Bunun yanında
diğer kültürlerin etkisiyle kendi dinlerinin de kısmen değişmesine engel
olamamışlardır. Onların Hint yarımadasını yavaş yavaş ele geçirdikleri bu dönem,
aynı zamanda farklı kültürlerin birbirleriyle karşılaştığı ve kaynaştığı bir devre
olmuştur.
Böyle bir ortamda farklı kültür ve inançların kaynaşması sonucu yeni bir
dinin türediği ifade edilir. Hinduizm olarak adlandırılan bu dinin, Âri dini inanç ve
gelenekleri ile yerli Dravidyen dünya görüşlerinin işte bu dönemdeki karışımı sonucu
ortaya çıktığı ileri sürülür. Ancak ilk döneme ait yeterli yazılı kaynak ve belgenin
olmayışından Hinduizmin içerdiği hususlardan hangisinin Arilere hangisinin yerli
kültüre ait olduğunu tespit etmenin şimdilik mümkün olmadığı vurgulanır. Ari dışı
dini ve kültürel geleneklerin Veda kültürüne ne kadar etki ettiği konusundaki
tartışma ve anlaşmazlıkların uzun bir süredir devam ettiği bilinmektedir. Ari dışı
yerli halkların bazı etkilerinin olduğu kesin görülmekle birlikte, Veda kültüründe Ari
63
K.M. Panikkar, A Survey of Indian History, s. 9; ayrıca geniş bilgi için bkz., Kim Knott,
Hinduizmin ABC’si, Çev. Medet Yolal, Kabalcı Yay., İstanbul-2000, s. 22.
28
olmayan unsurları tanımlayabilmenin imkânsızlığına işaret edilir.
64
Kesin
ayrımı yapmanın zorluğunu bu şekilde belirttikten sonra, kaynaklarda geçen
bilgilerden ve yakın zamanlarda yapılan kazılardan hareketle Vedalar’ı besleyen
başlıca Hint kültürel unsurların neler olduğunu ele almak yerinde olacaktır.
Hindistan’ın Kuzeybatısında, bugün Pakistan olan bölgede, İndüs (Sind)
ırmağı yakınlarında Mohenco Daro ve Marappa’da 1921 yılında başlatılmış ve
aralıklarla günümüze kadar sürdürülen kazılarda yeni bir uygarlığın kalıntıları
bulunmuştur. Araştırmalar İndus uygarlığı adı verilen bu uygarlığın başlangıcının
M.Ö. 3000 yıllarına kadar geriye gittiğini ve İÖ 2500-2000 yılları arasındaysa en
parlak dönemini yaşadığını ortaya çıkarmıştır. Sözü edilen uygarlığın günümüzde
Hindistan’ın güney bölgelerinde yaşayan koyu esmer tenli Dravidler tarafından
kurulmuş olabileceği, konumuzla ilgili temel kaynaklarda belirtilmektedir. Yapılan
incelemeler neticesinde bu uygarlığın tapınak törenleri, bereket ve kurban ayinleri
gibi dini ritüellerinin bulunduğu ifade edilmektedir. Yine yapılan kazılarda henüz
okunamamış yazıların, çok farklı türden dinsel simge ve mühürlerle resmedilmiş
çinilerin varlığı kaynaklarda yer almaktadır.
65
Uzun bir tarihi geçmişe sahip olan Hint kıtasında Vedalar’ın teşekkülünden
önce sözü geçen halkların kendilerine has bir yazısı olduğu bugün Harappa ve
Mohencodaro’da yapılan kazılarda bulunan metinlerden anlaşılmaktadır. Bu yazı
resim yazısı olup, menşeinin M.Ö. 4. bine kadar geri gittiği belirtilir. Bununla birlikte
kil tabletler üzerine yazılmış olan bu yazının henüz okunamamış olması Vedalar
öncesinde yerli halkın dinini anlayabilmekte en önemli kapıyı en azından şimdilik
kapalı tutmaktadır. Kaynaklara göre, İndüs uygarlığının yazısı günümüze kadar
64
Patrick Olivelle, Upanishads, s. 6; Demirci, s. 35.
65
Geniş bilgi için bkz., Patrick Olivelle, Upanishads, s. 8.
Dostları ilə paylaş: |