11
kudretinden bütün nesnelerin çıktığı ve bütün nesnelerin onu görünür kıldığı
belirtilir.
27
Vedalar’da aşkın düzeyde ifade
edilen gerçek olarak Brahman, evrene
nüfuz eden ve buna karşın onun dışında kalan, düalist olmayan saf bilinci belirtir.
Burada Brahman ilk prensip olarak açıklanır. Her şeyin kaynağı odur. Her şey O’na
dayanır ve sonunda O’nun içinde kaybolur. Görünen dünyanın tüm çeşitlilikleri
Brahman’da birleşir.
28
Brahman kelimesi Brahmana’larda başlangıçta “dua”, sonra
“duanın gücü” daha sonra da “evrenin arka planındaki yaratıcı güç” anlamında
kullanılmıştır. Bunun yanında kurban ve kurbanın gücü anlamına da gelmektedir.
29
Brahman sözcüğü Upanishad döneminden önce büyülü dinsel formüllerin,
büyülü duaların gizemli gücü anlamında, Upanishadlar’da ise Tanrı kavramına çok
yakın bir anlamda kullanılmıştır. İlk zamanlar her şeyin kaynağı olarak açıklanan
Brahman, sonraları duanın gücü, her şeyi var eden güç ve nihayetinde neredeyse
Tanrı kavramıyla özdeş manada kullanılır olmuştur. Brahman kavramının anlamı
zamanla değişmiş ve Mutlak/Sonsuz/En
Yüce Ruh manasında Hint dini ve felsefi
sisteminde en önemli kavramlardan biri olarak yerini almıştır. Söz konusu kelime her
devirde farklı anlamlarda kullanılmış olsa da dini literatürde önemini korumuştur.
Upanishadlar’da üzerine sürekli vurgu yapılan temel öğreti, var olan her şeyin
Brahman’ın bütünlüğünden bir parça olduğudur. Upanishadlar’a
göre bu ilke
kavranınca insan kendini sonluluğun, sınırlılığın bağımlılığından kurtarmış ve
böylece kurtuluşa ulaşmış olur. Tekerleğin göbeğiyle çemberini bir arada tutan nasıl
tekerleğin çubuklarıysa, her şeyi, tanrıları, dünyaları, nefes alıp veren bütün varlıkları
da bir arada tutan Brahman’dır. Upanisadlar’a göre en yüce gerçeklik
27
Geniş bilgi için bkz. Heinrich Zimmer,
Hint Felsefesi, Çev. Sedat Umran, Ruh Madde yay.,
İstanbul-1992, s. 76-83.
28
S. Niklilananda, Hinduizm, s. 27.
29
P.T. Raju The Philosopical Tranditions of India, s. 51.
12
Brahman’dır. Brahman ezeli, ebedi, her şeye kadir, her şeyi bilen ve bilgisi
kendiliğinden olandır. Brahman bütün yaşayan ve yaşamayan dünyayı kaplayan
esrarengiz özdür. Brahman denilen kavramın, insanın dışındaki boşlukla aynı olduğu
belirtilmektedir. Bunun yanında insanın dışındaki boşlukla insanın
içindeki boşluğun
aynı şey olduğu ifade edilmektedir. İnsanın içindeki boşlukla insanın kalbindeki
boşluğun da aynı şey olduğu, kalpteki boşluğun dolu ve eylemsiz olduğu, bunu
bilenin dolu ve eylemsiz başarıyı kazanacağı dile getirilerek
30
bu anlamda, Brahman
insanın dışındaki boşluktan içindeki boşluğa,
oradan da kalbindeki boşluğa
indirgenmektedir. Böylece Brahman’ın hem insanın dışında hem de içinde olma
durumuna açıklık
getirilmektedir.
Upanishad’da ifade edilen tanrı anlayışında derecelendirme söz konusudur.
Tanrıların güçleri, hâkimiyet alanları, büyüklükleri konusunda farklılıklar vardır.
Tanrıların yücelikleri hususunda Brahman ile olan ilişkileri belirleyici faktör olarak
dikkat çekmektedir. Tanrıların sayısı çok olmakla birlikte bunlar içerisinde üçü yani
Agni, Vayu ve İndra, Brahman’ı ilk tanıyanlar oldukları için derece olarak diğer
tanrılara nazaran daha önde görülmektedirler. Bu üçünün arasından da İndra
sıyrılarak ön plana çıkmış bulunmaktadır. Brahman’ın ise
üçünün de üzerinde bir güç
olarak yerini aldığı görülmektedir. Zira O, üç tanrıyı da sınamış ve her şeyin üzerinde
bir hâkimiyetinin bulunduğunu ispatlamıştır. Bu bilgilerden hareketle tanrı anlayışı
hususunda şöyle bir formül çıkartılabilir: Brahman > İndra > Agni=Vayu > Diğer
Tanrılar.
Upanishad metinlerinde Brahman kavramının çok geniş bir biçimde ele alınıp
irdelendiği ve açıklandığı görülür. Brahman kavramının çok farklı biçimlerinden ve
30
Çhandokya Upanishad, III, XII, 7-9.
13
tezahürlerinden söz edilir. Brahman’ın değişik biçimlerde ortaya çıkması, farklı
suretlere girerek gözükmesi gibi konular teferruatlı bir şekilde izah edilir. Bu
anlamda Upanishadlar’da, Brahman’ın “Aşkın ve İçkin” olmak üzere iki biçimi
olduğu belirtilir. Bu metinlerde “Aşkın Brahman”dan
31
ve onun her türlü
sıfatlarından bahsedilir. Brahman’ın tanıtıcı işaretlerden
hem yoksun hem de onlarla
donanmış olduğundan söz edilir. Bu sıfatsız Brahman, en yüce ya da Aşkın
Brahman’dır. Diğer taraftan Brahman’ın bir başka hali olan aşağı ya da “İçkin
Brahman”
32
dan da söz edilir.
Upanishadlar’da en yüce Brahman, “
Bu değil, o da değil” veya “
İkiliğin
olduğu yerde, biri diğerini görebilir; fakat Ben’den başka hiçbir şey yoksa nasıl olur
da birbirlerini görebilirler?” gibi negatif ifadeler kullanılarak açıklanır. İçkin
Brahman ise bunun tersine “
Bedeni ruh olan, biçimi ışık olan, düşüncesi hakikat
olan, doğası bütün eserlerin, arzuların, kokuların çıktığı akaşa
33
gibi olandır”
tarzında olumlu cümlelerle anlatılır ve açıklanır. Söz konusu metinlerde İçkin
Brahman genellikle, eril O (İngilizce’deki ‘He’) ile, Aşkın Brahman ise nötr olarak O
(İngilizce’deki ‘It’) ile belirtilir. Yine Upanishad metinlerine bakıldığında
Brahman’ın zaman ve zamansızlık olmak üzere iki biçiminden söz edildiği görülür.
Güneş var olmadan önceki dönem zamansızlıktır ve parçasızlıktır. Güneş var
olduktan sonraki dönem zamandır ve parçalıdır. Onun
biçiminde yer alan parçalar
yıldır. Yıldan bütün canlılar doğar. Yıldan çıkan canlılar büyürler ve yıl içinde
31
Aşkın Brahman (Sanskritçe’de nirguna Brahman): Sıfatları olmayan, her şeyden münezzeh olan
Brahman demektir. Vedanta felsefesinde “Mutlak” olarak betimlenir.
32
İçkin Brahman (Sanskritçe’de saguna Brahman): Sıfatları olan, her şeyde tecelli eden Brahman
anlamındadır.
33
Sanskritçede, öz’ü veya uzayı ima etmek için kullanılan ve ‘ışıklı’ anlamına gelen bir kelimedir.