8
manevi yönetici Atman’dır. Aynı şekilde bütün varlıkların içinde yaşayan, fakat
onlardan ayrı olan, hiçbir varlığın kendisini tanımadığı, her biri onun bedenlerinden
biri olan ve bütün varlıkları içlerinden kontrol eden, bu manevi yönetici ölümsüz
Atman’dır”.
19
Her şeyin özü olan ancak insanda farklı şekilde tezahür eden Atman,
Upanishadlar’da Brahman ile özdeş kabul edilir. Dolayısıyla Atman dışında bir şey
bulunmadığından çokluk da yoktur. Vedalar’da bulunmayan bu düşünce
Upanishadlar’da en baskın anlayışlardan birini teşkil eder.
20
Upanishadlar’ın temel
felsefesi olan
Ben’in (Atman) Tanrı’da
yok olma fikri, Atman kavramının taşıdığı
anlamı da etkilemiş ve onu genişletmiştir. Zira atman kavramı önceleri “
üfürük” ve
“soluk” anlamlarındayken söz konusu fikrin etkisiyle Upanishadlar döneminde
“
Tanrının özü” anlamında kullanılmıştır.
Upanishadlar evrenin kozmik ilkeleri üzerinde değil insanın en iç, en derin
varlığını tanıma üzerinde durur. İnsanın en iç, en derin varlığıysa, bütün evrenle
paylaştığı özdür. Upanishadlar’da kullanılan Atman, varlığın benliği niteliğindeki
“özvarlığı” da ifade eder. Bu anlamda Atman, Brahman’ın bireydeki parçasıdır.
21
Brihadaranyaka Upanishad’da “Atman” ile ilgili şu ifadeler yer alır: “
Bu
benlik ne budur, ne de şudur. O kavranamadığından kavranılamaz, yok
edilemediğinden yok edilemezdir. O yakalanamaz, çünkü elle tutulamaz. O tahrip
edilemez. Çünkü tahrip edilmesi mümkün değildir. O durdurulamaz, çünkü onda
durdurulacak hiçbir şey yoktur. O bağımsızdır, çünkü kendini bağlamaz. Zincirsizdir,
titremez, bir zarar görmez, kaygılanmaz ve yaralanmaz. ‘Yanlış yaptım’ ya da ‘doğru
19
Brihadaranyaka Upanishad, III, VII, 1-23.
20
Dominic Goodall, “Introduction”, Hindu Scriptures, London-1996; Fuat Aydın, Hint Dini
Düşüncesinde İnsanın Özgürlük Arayışı, Ataç Yay., İstanbul-2005, s. 174-175.
21
P.T. Raju, The Philosopical Tranditions of India, s.51.
9
yaptım’ düşünceleri onu alt edemez. O bu iki düşünceyi de bertaraf eder. Yapılanlar
veya yapılmayanlar onu etkilemez”.
22
Upanishadlar’a göre Benlik (Atman) kolayca tanınamaz. Atman ancak büyük
bir çabayla kavranılabilir. Bunun için her türlü hazdan ve bunları elde etmek için
gösterilen gayretlerden tamamen vazgeçmek gerekir. Benliğin gerçek arayıcısı içe
dönük, dünyevi hedeflerden tamamen sırtını çevirmiş biri haline gelmelidir. Ancak
bu şekilde kişi Atman’ı idrak edebilir. Atman, dünyaları ve tüm nesneleri birbirine
bağlayan bağdır. İnsanın içindeki ebedi yönlendirici olan Atman, tüm varlıkların
içindedir ama varlıklar onu tanımaz. Tüm varlıklar onun vücududur. O tüm varlıkları
içten dışa doğru yönetir. O görülmez fakat görür; işitilmez ama işitir; düşünülmez
ama düşünür. O tanınamaz ama tanıyıcıdır. Gören, işiten, düşünen, algılayan ondan
başkası değildir. O Benliktir, iç yöneticidir, ölümsüz olan Bir’dir. Buna
göre Benlik
(Atman), her türlü duygu ve düşünüş faaliyetinde etkin rol oynayan etmendir. Bu
anlamda organlar onun araçlarıdır.
Atman, aşağıda, yukarıda, doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde, her yerdedir.
Atman’ın bu halini gören, düşünen, idrak eden, Atman’da zevk duyan, hoşlanan,
birleşen; onda coşan kişi kendisinin efendisidir. Böyle bir kişi bütün dünyalarda
sınırsız özgürlük sahibi olur. Bu kimse için yaşam soluğu, umut, hafıza, boşluk, ateş,
su, görünüş,
yok oluş, besin, güç, anlama, derin düşünce, düşünce, kavram, akıl,
konuşma, ad, kutsal dualar, kutsal işler ve bütün bu dünya Atman’dan çıkar. Bunu
bilen kişi ne ölümü, ne hastalığı, ne de kederi görür. Sadece Bütün’ü görür, Bütün’ü
elde eder. Diğer taraftan bunu kavrayamayanlar ve bunun aksini yapanlar başkaları
tarafından yönetilen kimselerdir. Bu tür kişiler ancak sınırlı dünyaları kazanırlar.
22
Brihadaranyaka Upanishad, III, IX, 26; aynı ifadeler Brihadaranyaka Upanishad, IV, II, 4; IV, IV,
22’de de geçmektedir.
10
Hiçbir dünyada özgürlükleri söz konusu olamaz.
23
Yine tüm istekleri gideren,
akıllıların akıllısı, değişkenlerin değişmezi, çokluk içinde teklik olan Atman’ın ‘bir
ve tek’ olduğunu anlayan bilge kişilerin sadece sonsuz mutluluğa ulaşacağı
düşüncesi de Upanishadlar’da yer almaktadır.
24
c)
Brahman
Sanskritçe
Brh, “
büyümek, çoğalmak, gürlemek”
kökünden gelen Brahman
(kutsal güç) terimi, Veda ilahilerinde geçtiği şekliyle duacının sözcüklerinde var olan
güce işaret eder.
25
Etimolojik bakımdan “Brahman” sözcüğü büyüklüğü, kudreti ve
boyutu asla ölçülemeyen bir güç anlamına gelir.
26
“
Tanrısal güç, Mutlak, her şeyi
kuşatan” şeklinde tercüme edilen Brahman kavramı, Veda dönemlerinden günümüze
kadar Hindu dininin ve felsefesinin en önemli kavramlarından biri olmuştur.
Hinduizmin temel kaynaklarına göre Brahman, insanın içinde devamlı olarak
mevcut ve gizli bulunan bir güçtür. İnsanın içinde
uyur halde bulunan bu güç
odaklanmayla (ruhu bir noktaya teksif ederek) yaratıcı bir etkinlik halinde
uyandırılabilir. Büyücü rahipler onu kendi iradesine, amacına yararlı ve hizmet eder
hale getirebilir. Brahman kişinin kendisi (Brahman) sayesinde yaşadığı ve davranışta
bulunduğu şeydir. İnsan doğasının temellendirici, tahrik edici gücüdür. O, bireyin
şuurlu kişiliğini önseziler, içe doğuşlar ve ani arzularla kamçılar. Kaynağı derinlerde
gizlidir, duyu deneylerinin ve düşünüş olaylarının alanının dışındadır. Brahman onu
aşkınlaştırır. Brahman mikrokozmosun ve aynı zamanda dış dünyanın tüm
nesnelerine nüfuz eden ve onları canlandıran kudret olarak da ifade edilir. Yine
Brahman’ın her yerde hazır ve nazır olan, her şeyi
aşan ve her şeye kadir olan
23
Bkz. Çhandokya Upanishad, VII, XXV,2; VII, XXVI, 1-2.
24
Bkz. Katha Upanishad, V, 13.
25
Heinrich Zimmer, Philosopies of India (Seventh Printing), The World Publishing Company, New
York-1961, s. 74-75.
26
S. Radhakrishnan, Indian Philosophy, Oxford University Press, New York-1997, C. I, s. 173.