156
Bölüm 6, DS’lu çocukların temel motor becerilerin gelişiminde
fizyoterapinin etkisini araştıran çalışmayı tanımlar. Araştırma
grubu, ilk başta evde yaşayan 22 çocuktan oluşuyordu; bu
çocuklardan dördü hastalık sebebiyle araştırmayı bıraktı (intake
yaşları 9 ila 27 hafta arasında değişip, ortalaması 26.3 haftadır).
Araştırmada yer alan çocuklar; yaş ve cinsiyete göre, ayrıca
işbirliğinin araştırma periyodu süresince devam edip etmeyeceği
göz önünde bulundurularak seçilmiştir.
Araştırmanın deneysele benzer bir tasarımı vardır
(basit zaman serileri). Bütün çocuklar fizyoterapi tedavisi almış ve
her çocuktan alınan veri de müdahalenin sonuçlarını
görüntülemek için kullanılmıştır. Araştırma periyodu, 3 aylık
4 periyottan oluşmaktaydı (13 hafta). 3 ayın ilk ve üçüncü
periyotlarında, çocuklar haftada bir kez fizyoterapi tedavisi almıştır
ve ebeveyn rehberliği de gerçekleşmiştir. 2. ve 4. periyot
dinlenme periyotlarıdır. Bu sürede, tedavi ve ebeveyn rehberliği
olmamıştır. İlk tedavi periyodundan önce, çocuğun fiziksel gelişimi
kaydedilmiştir (baz spesifikasyonu). Baz periyodu 1 ay sürmüştür.
Bu periyotta fizyoterapi tedavisi olmamıştır ama bazı vakalarda
ebeveynlere tavsiyeler verilmiştir. İnceleme; baz ve dinlenme
periyotlarıyla kıyaslandığında, bu iki tedavi periyodunda
uygulanan fizyoretapi tedavisinin, araştırmada yer alan çocukların
temel motor becerilerinin gelişimi üzerindeki pozitif etkisi
konusunda yapılmıştır. Veriler SPSS kullanılarak analiz edilmiştir.
Çocuk katılımcıların gelişimi, BMS ile totalde 6 kez ölçülmüştür.
Literatür, çocuğun zihinsel kabiliyeti ile motor gelişimi arasında
bir korelasyon olduğunu varsaydığından, Bayley Bebek Gelişimi
Zihinsel Ölçeği de altı kez yönetilmiştir (BOS 2-30). Tüm araştırma
periyodu boyunca; sağlık, bakım, günlük aktiviteler ve ebeveyn
muvaffakati gibi olası dış değişkenler gözlenmiştir.
Kayıt edildikten sonra, çocuğun motor ve zihinsel kabiliyeti test
edilmiş ve baz periyodu başlamıştır. Bir ay sonra, bu periyot
ikinci bir test ile (BMS ve BOS 2-30, zihinsel ölçek) devam etmiştir.
Akabinde, yukarıda verilen zaman çizelgesine göre ilk tedavi
periyodu başlamıştır. Üç ayın her bir periyodu (hem tedavi hem de
dinlenme) BMS ve BOS 2-30 yönetilerek sonuçlandırılmıştır.
Fizyoterapi tedavisi, daha önce belirtilen teorik sistemden türemiş
ve spesifik olarak DS’lu çocuklar için geliştirilmiş terapi konseptine
Müdahale Araştırması
157
dayanmaktadır. Konsept, bu çocukların motor problemlerini ve
ebeveynlerin eşliğinde yapılan ilgili fizyoterapi tedavisini temel
motor becerilerin gelişme periyodunda tanımlamaktadır. Bu
konseptte temel bir varsayım da bu periyodun postüral kontrol
sistemindeki bozuklardan etkilendiği ve bunun da spesifik
motor davranışların gelişmesine yol açtığı yönündedir. Genel
olarak konuşmak gerekirse, DS’lu çocuklar simetrik postüral ve
hareket paterni geliştirmeyi tercih etmektedirler. Bu çocukların
motor davranışları hareket ayrışması, denge reaksiyonu ve
hareket çeşitliliğinin eksikliği ile karakterize olmuştur. Hem
fonksiyon hem de uygunluk açısından yetersizdir.
DS’lu çocukların postüral tonusu aslında zaman içinde
artmaktadır; bunun artışıyla birlikte postüral kontrol seviyesi de
artmaktadır ancak temel motor becerilerin gelişimi, azalmış bir
postüral tonusun etkisinde gerçekleşir. Genel anlamda fizyoterapi
tedavisi, temel motor becerilerin spesifik gelişimini düzeltmeyi ve
böylelikle motor davranışı daha fonksiyonel kılmayı amaçlar. Artan
postüral tonus, prensipte, düzeltilmiş motor paternlerin daha iyi
temelli olmasını temin eder.
Daha spesifik olarak tanımlamak gerekirse bu tedavi, her motor
evrede postür gelişiminin artmasını amaçlar. Bu anlamda önemli
olan, yeterli ko-kontraksiyonların üretiminin stimüle edilmesiyle
uygun stabilitenin sağlanmasıdır. Motor gelişim konusunda her
zaman olduğu gibi, bu ilk olarak simetrik şekilde ve gerekirse
destekle yer alır. Akabinde, her bir motor evrede amaç, çocuğun
tercihen bir destek olmadan, daha önce başvurulan simetrik
postürlerden uzaklaşarak motor davranış kazanmasıdır.
Çocuklar vücut ağırlıklarını yanlara transfer etme, gövde motor
kabiliyeti, postüral reaksiyonlar (denge) ve hareket ayrışması için
stimüle edilir; aynı zamanda hareket çeşitliliği ve
fonksiyonellik pratiği de yapılır. Bu anlamda önemli olan, motor
becerilerin gelişimsel tutarlılığının olmasıdır. Belli ki, her çocuk
farklı şekilde gelişmektedir. Fizyoterapi tedavisi bireysel amaçlara
dayanarak yer almaktadır. Bu yüzden tedavi programı talimat
değil, terapinin sistemini sunmaktadır. Tedavi pediatrik fizyoterapist
tarafından, özel seanslarda ve hastanelerde yapılmaktadır.
3 aydaki iki tedavi periyodundan önce motor testlerin sonuçları
onlara verilmiş ve teste dayanarak bireysel terapi amaçları
belirtilmiştir. Her iki müdahale periyodu süresince, çocuklar
haftada bir tedavi edilmiştir (13 haftalık iki periyot). Her bir tedavi
158
seansı 30 ila 45 dakika sürmüştür. Her hafta pediatrik fizyoterapist
tedavinin içeriğini ve testlere dayalı olarak karar verilen ebeveyn
görevini, tedavi tavsiyelerini ve tedavi programını tanımlamıştır.
Ebeveyn görevi ve katılımı tedavinin gerçek bileşenleri olarak
görülmektedir. Egzersiz terapisi, ancak ebevyenlerin oyun ve
günlük bakım şeklinde motor paternlerin düzeltilmesine
entegre edilmesiyle ve böylelikle çocuklarının motor davranışlarına
bunları uygulamalarıyla anlam kazanacaktır. Ebevyenlere delege
edilen her beceri, tedavi sırasında anlatılır ve gösterilir.
Ebeveynlere bunları seanslar sırasında pratik etme şansı verilir.
Evde kullanılmak üzere becerinin kısa bir tanımı verilir. Ebevyenler
becerileri günlük aktivitelerde stimüle etmeleri için teşvik edilirler
(oyun ve çocuk bakımında).
Fizyoterapi tedavisinin P2 ve P4 tedavi periyotlarındaki sonuçları
kesinlikle pozitiftir. İlk tedavi periyodu P2’deki gelişimin ilk
dinlenme periyodu P3’ten daha büyük olduğu ve ikinci tedavi
periyodu P4’teki gelişimin ikinci dinlenme periyodu P5’ten daha
büyük olduğu anlaşılmıştır. İlk ve ikinci tedavi periyotlarında (P2 ve
P4) BMS ile ölçülen motor gelişimin baz periyodu P1’den belirgin
şekilde daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak baz periyodu
P1’deki motor gelişim, bütün müdahale periyodu P2345’teki motor
gelişimden belirgin şekilde ayırt edilebilir değildir.
Kaydedilen kontrol değişkenleri, bu sonuçları belirgin şekilde
etkilememiştir. Sonuç, yürütülen metodik probleme özel
fizyoterapi tedavisinin, stabilite ve denge gibi postüral kontrol
alanında yetersiz şarta bağlı öğeleri geliştirdiği yönündedir.
Bunun sonucu olarak, DS’lu küçük çocukların temel motor
becerilerinin gelişimindeki tedavi periyotları süresinde belirgin
bir ivme kazanılmıştır. BMS’de DS’lu küçük çocukların gelişim
profili ile ilgili yeterli bilgi olmadığından, bu çocukların BMS’deki
gelişimleri, motor gelişim üzerinde fizyoterapinin uzun dönem
etkileri ve böyle bir müdahalenin yapısal sonuçları üzerinde bir
takip araştırması önerilmektedir.
Dostları ilə paylaş: |