79
6. Türk
Tıbbi
Onkoloji
Kongresi
Biyobenzer İlaçlar
değildir. Ancak, referans biyolojiklerin benzerleri geliştirilebilir ki bu
ürünler ‘biyobenzerler’ olarak adlandırılmaktadır. Biyobenzer ürün
geliştirilmesi, hem Avrupa’da hem de ABD’de başlamış ve hatta bazı
biyobenzer ürünler Avrupa’da Sağlık otoritesi tarafından kullanılmak
üzere onaylanmıştır.
Biyolojik ürünün bire bir aynını yapmanın imkansız olması nedeniyle,
biyobenzer ürün, özgün referans üründen farklı bir üründür. Farklı bir
ürüne, biyobenzer denebilmesi için, referans olan orijinal ürünle, gü-
venlik, saflık ve etkililik yönleriyle klinik olarak anlamlı farklılıkların
bulunmaması gerek şarttır.
En çok satan 3 monoklonal antikor olan, Trastuzumab (Herceptin),
Rituximab (Mabthera) ve Bevacizumab (Altuzan, Avastin) patent ko-
rumaları yakın gelecekte hem Avrupa’da hem de ABD’de sonlanmak
üzeredir. Dolayısıyla daha ucuza satılabilecek biyobenzerlerin geliş-
tirm süreçleri başlamış bulunmaktadır. Bu süreç içinde olası çok sayı-
da risk bulunmakla birlikte, hem ülke ekonomilerinin kazançları hem
de bu ürünlere ulaşımın kolaylaşması Onkoloji hastaları için yararlı
olacaktır. Hem farmasötik sektör hem de hastaların bu gelişimden
yararlanması için en üst gayretin gösterilmesi gerekmektedir.
Biyobenzer ürün gelişimine ve üretilen biyobenzerin kullanımına, ki
bu kullanım ya klinik araştırma aşamasında ya da onay sonrası rutin
kullanım şeklinde olabilir, iki farklı açıdan bakılarak karar verilmesi
gerekmektedir. Bu karar verilirken, ekonomik kaygılar ve hasta eri-
şim/yarar beklentilerinin bir yana, biyobenzer üretim süreçleri ile bi-
yobenzer klinik araştırmalarının diğer bir yana konması, hasta tedavi
eden hekimlerin nesnelliklerini korumaları açısından önem taşımak-
tadır. Klinisyen için zor bir durum gibi görünmekle birlikte, aslında
medikal onkoloji pratiğinde bu durum hemen her gün yeni herhangi
bir ilacın kullanımında da karşımıza çıkmaktadır. Yeni ilaç ile ilgili ve-
rilerin değerlendirilmesi, bu verilerin güvenilirliğinin irdelenmesi ve
kullanım ile olan deneyimin önümüze konan verilerle harmanlanma-
sı, medikal onkologların rutinini oluşturmaktadır. Biyobenzer ürünler,
jenerik ilaç değillerdir. Orijinal referans ürünlerle aynı ilaç- generik bi-
yolojik demek mümkün değildir. Ancak, biyobenzerler, yeni ilaçlar da
değildirler. Üretilme amaçları, yeni bir tedavi seçeneği oluşturmaktan
ziyade ekonomiktir ve daha fazla hastanın bu pahalı tedavi seçenek-
lerine ulaşmalarını kolaylaştırmaktır.
Biyobenzer ürünlerin, özellikle kanser hastalarının tedavi maliyetle-
rini düşüreceği öngörülmektedir. Bu ilaçların göreceli ucuz olmala-
rının nedeni, üretim maliyetlerinin düşürülmesi sayesindedir. Orijinal
referans ürünün geliştirilmesindeki bazı aşamalar, biyobenzerler için
bulunmamakta dolayısıyla yatırım maliyetleri düşmektedir. Bu düşüş,
doğrudan ilaç fiyatlarını etkilemektedir. Orijinal referans ürünler için
geçerli olan aşamalardan hangilerinin, biyobenzer ürünlerin gelişi-
minde atlanacağı, gerek EMEA gerekse FDA tarafından belirlenmiş ve
biyobenzer ürün gelişimi ciddi bir disiplin içinde denetlenebilmektedir.
Bir moleküle biyobenzer denebilmesi için, ürünün tüm özelliklerinin
orijinal referans ürünle kıyaslanabilir olmasının yanı sıra, klinik ola-
rak etkinlik ve güvenilirliğinin benzerliği gösterilmiş olmalıdır. Burada
biyobenzerin güvenirliliğini belirleyen en önemli faktör, üretim süreci
olarak belirlenmiştir. Klinik araştırmalar, ikinci planda kalmaktadır.
Oysa, orijinal referans ürün için geçerli kriter, klinik araştırmalardır.
Burada tartışılması gereken, üretim sürecindeki yüksek düzeyde
oluşturulan kalitenin klinik kullanıma nasıl yansıyacağıdır ki, bunu
test etmek klinik çalışmalarla mümkün olabilmektedir. Kısıtlı sayıda
ancak istatiksel olarak anlamlılık sağlayacak, sağlıklı gönülllü ve has-
talar üzerinde yapılacak klinik çalışmaların düzenlenmesi ve takibi de
sağlık otoritelerinin belirlediği şekilde yapılabilmektedir.
Biyobenzer ürün kullanımı ile tartışılagelen konulardan bir tanesi, ori-
jinal ürünle benzerliği kanıtlanan biyobenzerin, orijinal ürünün tüm
kullanım endikasyonlarında kullanılabilir olmasıdır ki, bu duruma
ekstrapolasyon denmektedir. Ekstrapolasyonun yapılması ekonomik
bir gerektir ve bu gerçek, hem orijinal biyolojik ürünü üreteni hem de
biyobenzer üreticisini ilgilendirmektedir. Klinik anlamının ne olduğu-
nu şu aşamada anlamak mümkün değildir.
Bir diğer tartışılan konu, immunogenesitedir. Bu durum ile ilgili biyo-
benzer gelişim süreçlerinde yeterli çalışma yapılmaktadır ve biyoben-
zerin kendisinin tek başına sorun yaratmadığı gösterilmiş olmalıdır.
Ancak, biyobenzer ile orijinal ürünün, jenerik ürünlerde olduğu gibi,
otomatik değişimlerinin bu immunogenetisite yol açabileceği akılda
tutulmalıdır.
Sonuç olarak, biyolojik ürünler, özellikle kanser tedavisinde önem-
li yer tutmaktadırlar. Bu ürünlerin benzerlerinin geliştirilmesi, daha
fazla hastanın kullanım imkanının oluşturulması ve ekonomik olarak
daha makulün bulunması için gerektir. Bu gereği yerine getirirken,
her anlamda hasta güvenliği birincil önceliktir. Biyobenzerler gelişim
sürecindedir ve rutin kullanımları için gereken çalışmaların destek-
lenmesi uygun olacaktır.
OKUNMASI GEREKEN KAYNAKLAR
1. Seminars in Oncology Vol 41 No 1-2-3 Suppl 1-2-3, Dec 2013,
Feb 2014, Apr 2014